Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Sembolik Etkileşimcilik Nedir?

        Sembolik etkileşimcilik, İskoç ahlakçıları ve Amerikan pragmatik felsefesinden köklerini almış, sosyolojideki üç büyük yaklaşımdan biridir. 19. yüzyılın sonlarında özellikle Amerikan sosyolojisinin gelişim sürecinde mikro sosyolojik bir yaklaşım olarak tanınmaya başlamıştır. Sosyal psikoloji ve mikro sosyoloji araştırmalarına önemli ölçüde etki eden bu yaklaşım, George Herbert Mead (ö. 1931) ve öğrencisi Herbert Blumer (ö. 1987)'in eserleri ve fikirleri doğrultusunda gelişmiş ve şekillenmiştir. Kavram olarak ilk defa Mead'in çalışmalarını geliştiren Blumer'in eserlerinde sosyolojik bir zemine taşınarak kullanılmıştır. Blumer, Mead'in benlik ve zihin ile ilgili fikirlerinden ilham alarak eylemin anlamına ilişkin bireysel değerlendirmelerin toplumsal yaşamda nasıl inşa olduğunu açıklamaya çalışmış ve sembolik etkileşim yaklaşımına kattığı en önemli fikir olarak anlamın bireyler arası etkileşim sonucunda ortaya çıkan bir ürün olduğunu ileri sürmüştür. Bireyin diğer insan ya da nesneye yüklediği anlam yine onun diğeri ile ilişkisinden doğmaktadır. 

        Sembolik etkileşimin oluşumunda Amerikan pragmatizminin önemli etkisi bulunmaktadır. Özellikle, William Isaac Thomas'ın (ö. 1947) "durumun tanımı" fikri sembolik etkileşim yaklaşımının 19. yüzyılda temel varsayımı haline gelmiştir. Thomas'ın, "İnsanlar şeyleri gerçek olarak tanımladıklarında sonuçları da gerçek olur." düşüncesinden yola çıkarak sembolik etkileşim teorisyenleri insanlar arası etkileşimde bireylerin karşılaştıkları durumları kendi anlayışlarından yola çıkarak anlamlandırma eğilimi gösterdiklerini iddia etmişlerdir. Sembolik etkileşim yaklaşımında, insanların nesnelere ve eylemlere yükledikleri anlamlar nesnelere içkin değildir, bilakis nesnelere yönelik anlamlar bireylerin gündelik yaşamları içinde sürekli yeniden şekillenir ve inşa olur. Nesnelere atfedilen anlamlar bireylerin iletişimi ve etkileşimi vasıtası ile sembolik bir hal alır. Ancak bu değişim sürecinde birey belirli gruplarla sürekli etkileşim halindedir ve bu nedenledir ki nesneye yüklenen anlam bireyler arası etkileşimle inşa edilir. Sembolik etkileşim teorisyenleri bu iddiaları nedeniyle sosyoloji içinde eleştirilere maruz kalmaktadır. Örneğin sembolik etkileşim teorisyenleri, tarih boyunca toplumlarda hep var olan büyük çatışmalar ve toplumsal değişimler veya daha makro ölçekli sınıfsal ve işlevsel olguların araştırılmasında hep geride durmuşlardır. 

        Sembolik etkileşim teorisyenlerinin ortak olarak kabul ettikleri birtakım varsayımlar teorinin temelini oluşturmaktadır. Bu varsayımlardan biri şöyledir: İnsanlar sembolik bir dünyada yaşamaktadır, bu nedenle anlam dünyası insanların yaşadıkları dünyadaki sembolleri içselleştirmelerinden doğar. Bunun yanı sıra; sembollerin sosyal süreç içinde ortaya çıktığı ve paylaşıldığı, sembollerin insanlara nesneleri yorumlayabilme yeteneği sunduğu, insanların hayvanların aksine benlik kapasitelerinin bulunduğu, insan benliğinin sosyal olarak inşa edildiği de bu yaklaşımın varsayımlarındandır.

        YAZAR

        Ahmet Özalp

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa