Tek başına seyahat

İçinizde gitmek istediği onlarca yer olmasına rağmen yere sırf yanına arkadaş bulamadığı için gidemeyenler ve erteleyenler varsa bu yazı sonrası bir adım atabilirler.

Tek başına seyahat sıkıcı değil mi?

Aksine çok heyecan verici. Tek başına gezmenin, benim ve konuştuğum birçok kişi için en büyük avantajı, gittiğimiz yeri daha iyi gözlemleyebilmek. Çünkü yanınızda bir veya daha fazla arkadaşınız varsa, onlarla sohbet ediyor ve aslında dikkatinizi onlara veriyorsunuz. Tek başına olduğunuzda keşfedecek, inceleyecek şeyler bulmak zorundasınız. Bir de sizin yerinize plan yapanlar olduğunda iyice tembellik çöküyor. Tek başına olduğunuzda ise gittiğin yerin tadını çıkarmak için çok daha tetikte olmanız gerekiyor. Ayrıca planınızı kendinize göre yapabiliyor olmak büyük lüks. İsterseniz biletinizin tarihini değiştirebilir, seyahati uzatabilir, hatta destinasyon değişikliğine bile gidebilirsiniz.

Korkmuyor musun?

Evet korktuğum oluyor. Elbette bu durum gittiğim yere göre değişmekle birlikte, sanıldığı gibi korkusuz ve cesur biri olduğum da söylenemez. Hatta içe dönük bile sayılabilirim. Ama sağduyulu davrandığım sürece birçok ülkede güvende olduğumu deneyimledim, Meksika’da bile. Eğer yabancı bir ülkede tek başına olmakla ilgili endişeleriniz varsa, gezilerinize Avrupa’daki turistik şehirlerle başlamak sizi bir nebze rahatlatacaktır.

Yalnız hissetmiyor musun?

Hostelde kaldığım sürece hayır. Hostel seçimi yazımda bahsetmiştim, benim tek başıma seyahat edebilmekteki en büyük şansım hosteller. Artık hostellerin sadece uyumak için bir yatak değil, bir etkinlik alanına dönüşmesiyle dünyada da yeni bir trend başladı. Düzenledikleri yürüyüş turlarına katılabilir, mutfaklarında yemek yapabilir, oda arkadaşlarınızla aktivite planlayabilir, hiçbir şey yapmak istemediğinizde ise yalnız kalabilirsiniz. Özetle seçtiğiniz hostel tüm seyahatinizin iyi veya kötü gitmesine sebep olabilir.