Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Sosyal Gelişim Nedir?

        Sosyal duygusal gelişim olarak da adlandırılan sosyal gelişim; çocuklardaki bağlanma, duyguları anlama, deneyimleme, ifade etme ve yönetme, başkalarıyla anlamlı ilişkiler geliştirme kapasitesi, kişisel farkındalık, ortak dikkat, oyun, zihin teorisi (veya başkalarının bakış açılarını anlama), benlik saygısı, duygu düzenlemesi, kimlik ve arkadaşlıklar dahil olmak üzere çok çeşitli becerileri ve yapıları kapsayan bir kavramdır. 

        Doğumdan üç yaşa kadarki dönemde, sosyal gelişimde en çok dikkat çeken konu "bağlanma"dır. 6-24. ay arasında bağlılık figürleri, dünyayı keşfetmek için "güvenli bir temel" ya da rahatlamak ve geri dönmek için "güvenli bir sığınak" olarak kullanılır ve bu mevcut olmadığında ayrılma kaygısı sergilenebilir. Bebekler güvenilir (duyarlı bakım), endişeli/kaçınılan (sürekli ayrılmış bakım), endişeli/ikilemli (tutarsız bakım) ve dağınık bağlanma (kötü ve istismarcı bakım) geliştirebilirler. Bu dönemde reflekslere dayalı gülümsemeden sosyal gülümsemeye ilerlenir. 18-24. ay arasında çocuklar kendilik duygusu kazanmaya başlar ve bu, daha karmaşık ve bilinçli duyguların (örn. utanç, suçluluk, gurur) ortaya çıkmasına neden olur. Bu dönemde duygular, ebeveynlerin davranışları (örn. sallanma ve okşama) yardımıyla düzenlenmeye başlar. Bebekler 4. ayda bakışlarını aşırı uyarıcı uyaranlardan kasıtlı olarak kaçırırken; 12. ay itibarıyla, uyaranlara yaklaşmak veya onları uyandırmak için yürüme ve sürünme hareketlerini kullanırlar ve duygularını etiketlemeye başlarlar. Bu dönem içinde bebekler, büyük ölçüde ebeveynlerinin yüz ifadelerini (sosyal referans) ve kendi algılarını (görsel uçurumda olduğu gibi) referans alırlar. Genellikle oyuncak gibi nesnelere gelişen ortak ilgi, yetişkinlerin etiketlediği nesnelerin tanımlanmasını sağlar. 3-6 yaş döneminde çocuklar, ayna karşısında öz farkındalık kazanarak ve cinsiyetlerini etiketlemeye başlayarak benlik kavramını geliştirirler. 42. ay itibarıyla, çocuklar kendi beğendiklerini ve sevmediklerini tanımlayabilmekte, kendi içlerinde olumlu ve olumsuz duyguları neyin ortaya çıkardığına dair gelişen bir farkındalık ortaya koymaktadırlar. 

        Okul öncesi dönemdeki çocuklar, sosyal öğrenme yoluyla toplumsal cinsiyetle ilgili klişeleşmiş davranışlar kazanırlar. Daha sonra bu davranışları kendileri hakkındaki inançlara göre düzenler ve temel bir toplumsal cinsiyet kimliği oluştururlar. Bu dönemin sonunda, çocuklar cinsiyetin değişmezliği, biyolojik temeli ve zaman içindeki tutarlılığı hakkında bilgi sahibi olurlar. Bu dönemde, başkalarının görüşünü alma yeteneği yanında oyun davranışları da gelişir. Çocuklar yalnız oyundan paralel oyuna, sonra ortak bir amacın olduğu iş birlikçi oyuna ve sonra da iş birlikçi oyunun bir parçası kabul edilen sosyo-dramatik oyuna geçerler.

        Orta çocukluk veya ilkokul döneminde (7-12 yaş) çocuklar, gelişen sosyal karşılaştırma yeteneğiyle beraber, benliklerini tanımlamak için öz değerlendirmeler ve yeterlilikler kullanmaya başlarlar. İlerleyen yıllarda, genel bir sonuca varmak için kendilerini ve performanslarını birden fazla bireyle karşılaştırabilmektedirler. Bu dönemde, çocuklar cinsiyetlerine göre ayrılmış akran grupları oluştururlar. Çocukların duygusal kelimeleri, orta çocukluk döneminde çok daha hızlı artar ve iki yılda yaklaşık iki katına çıkar. Üstelik normlara bağlı olarak duygusal ifadelerini gösterme yeteneği geliştirirler ve duygularını maskelemeyi öğrenirler. Orta çocukluk çağında çocuklar daha karmaşık dikkat dağıtma teknikleri, bilişsel değerlendirme stratejileri (örn. olumluya odaklanmayı seçme) ve problem çözme yöntemlerini uygularlar. 10 yaşındayken çocukların duygu düzenlemesi, sorun odaklı başa çıkma ve duygu odaklı başa çıkma stratejilerinin dengesini içerir. Özellikle okul çağındaki çocuklar sadece ebeveynlerinden değil, giderek öğretmenlerinden ve akranlarından da duygu düzenleme desteği alırlar ve ergenliğin başlangıcında, duygularını düzenlemede daha yetenekli hale gelirler. Ayrıca duygusal olarak kime gidecekleri konusunda gelişimsel bir ilerleme gösterirler.

        Ergenlikte (13-18 yaş) kimlik gelişimi önem kazanmaktadır. Yapılan araştırmalar, lise boyunca kimlik durumlarının dağılımının değiştiğini ve birçok ergenin liseye dağılma statüsünde başladığını, ancak lisenin sonunda başarılı bir kimliğe ulaştığını göstermektedir. Genel olarak başarılı kimlik durumu; daha yüksek benlik saygısı, hedefe yönelik davranış ve öz yeterlilik dahil olmak üzere olumlu psikolojik uyumla ilişkili görünmektedir. Akran ilişkilerinin giderek daha önem kazandığı ergenlik döneminde, ergenler akranlarına ebeveynlerinden yaklaşık iki kat daha fazla zaman ayırmaktadır. Aynı zamanda ergenlerde dostlukların niteliğinde ve doğasında gelişimsel bir değişim yaşanmaktadır; arkadaşlık ilişkilerinde duygusal destek, yakınlık ve sadakat artmaktadır. Ergenler daha çok ortak ilgileri veya değerleri olan akran grupları oluştururlar. Bu yaştaki akran grupları; ergenlerin kimlik, davranış ve değer duygularına katkıda bulunan en önemli sosyalleşme aracıdır. 

        YAZAR

        Hamit Coşkun

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa