Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Şamanizm Nedir?

        Vecd halindeyken ruhlarla bağlantı kuran ve hastaları tedavi eden büyücü-hekim/şaman geleneğine yer veren dini yapılar için kullanılan genel bir isimlendirmedir.

        Şamanizm kavramı ilk defa Kuzey Asya halklarının inançlarını ifade etmek üzere kullanılmıştır. Şaman, Tunguz dilinde "bilen kişi" anlamındaki "Å aman" kelimesinden gelmektedir. 17. yüzyıl Rus kaynaklarında ilk defa karşımıza çıkan "şaman" kavramının Hint dini geleneğinden Sibirya toplumlarına geçtiği ve dolayısıyla Sanskritçe "sramana" kelimesinden geldiği iddia edilse de bu görüş pek kabul görmemiştir. Şamanlar, politeizmin ve ruhlara tapınmanın yaygın olduğu Sibirya'da ruhlar ve tanrılar arasında arabulucu olarak düşünülmüşlerdir. Aynı zamanda hastaları tedavi eden birer şifacı olarak da görülmüşlerdir. Böylece Sibirya'da şamanlar, toplumdan topluma kimi farklılıklar göstermekle beraber büyücü, sihirbaz, kahin, medyum ve şifacı gibi roller üstlenmişlerdir. Özellikle avcı-toplayıcı olarak ifade edilen toplumlarda şamanların ruhlar alemiyle irtibat kurarak insanları kötü ruhların etkisinden kurtardığına inanılmaktadır.

        Bir kişinin şaman olması kalıtsal yolla veya yaşanan ruhsal bir tecrübe sonucunda meydana gelmektedir. Toplum üyelerinden farklı elbiseler giyen ve özellikle hayvanlarla ilgili çeşitli semboller kullanan şaman, kendisini farklı alemlere götüren araç konumundaki davul ile ayinleri yönetmektedir. Avcı-toplayıcı olarak ifade edilen toplumlarda karşımıza çıkan şamanlar savaş, afet, hastalık ve avlanma gibi durumlarda çeşitli ayinler düzenlemektedir. Bu ayinlerde bir canlıyı kesmek, yakmak ya da kanını akıtmak şeklinde gerçekleşen "kanlı" veya tahıl, bitki, zinet eşyası sunumu şeklinde "kansız" kurbanlar sunulmaktadır. Farklılıklar göstermekle beraber genel anlamda şamanist kozmoloji gök, yeryüzü ve yer altı olmak üzere üç alemden oluşmaktadır. Şaman ise söz konusu olan kozmik alemler arasındaki iletişimi sağlamaktadır. 

        Dış dünyanın keşfine yönelik ilginin bir sonucu olarak 17. yüzyıldan itibaren kendisine yer bulan "şaman" kavramı süreç içerisinde farklı anlam alanlarına sahip olmuştur. İlk olarak Aydınlanma düşüncesinin etkisiyle Sibirya şamanları rahip, büyücü ve hekimlerin rollerini üstlenen "sahtekarlar" olarak tanımlanmışlardır. Çünkü pozitivist ve oryantalist yaklaşımların etkisiyle Batılı kaşif, tüccar, misyoner ve asker gibi ilk gezginler Sibirya şamanları hakkında çoğunlukla olumsuz yargılar ortaya koymuşlardır. Bu kaynaklarla beslenen ilk dönem sosyal bilimciler de genellikle olumsuz bir tablo çizmişlerdir. Bu bağlamda şamanlar "ilkel" ve "batıl" inançların temsilcisi ve hatta "şeytanın rahipleri" olarak tasvir edilmişlerdir. Benzer şekilde şamanlar, kendinden geçme/vecd hallerinden ötürü "nevrotik" olmakla itham edilmişlerdir. Şamanizm'e yönelik olumsuz algının kırılmasında Avrupa'daki Romantizm'in önemli bir etkisi olmuştur. Şamanların tedavi yöntemleri ile psikanalizm yöntemleri arasında benzerlikler kurulmuştur. Böylece Şamanizm giderek olumlu bir düzlemde ele alınmaya başlamıştır. Dolayısıyla 20. yüzyılın başlarından itibaren şamanların uyuşturucu bitki bağımlısı ve ruhsal bozukluklara sahip bireyler olmadıkları dile getirilmeye başlamıştır.

        2. Dünya Savaşı'ndan sonra sosyal bilimlerde yaşanan paradigma değişikliği Şamanizm araştırmalarına da yansımıştır. Özellikle 1960'lardan itibaren Şamanizm, Batı'da popüler bir fenomen haline gelmiştir. Bu hususta Şamanizm: İlkel Esrime Teknikleri isimli çalışmasıyla Mircea Eliade'nin (ö. 1986) ve Don Juan'ın Öğretileri ismini taşıyan seri romanlarıyla Carlos Castaneda'nın (ö. 1998) önemli katkıları olmuştur. Şamanizm, Eliade aracılığıyla akademik camiada, Castaneda'nın deneysel romanları sayesinde ise popüler kültür üzerinde oldukça etkili olmuştur. Eliade, Şamanizm'i daha çok fenomenolojik bir bakış açısıyla ele almış ve onu Sibirya'dan çıkararak neredeyse yeryüzünün her yerinde karşılaşılan bir olgu olarak takdim etmiştir. Eliade'ye göre Şamanizm, arkaik insanın dini tecrübesini ifade etmektedir. Castaneda ise insanları şamanın yaşadığı tecrübeyle tanıştırmayı amaçlamış ve böylece Şamanizm geniş kitlelere ulaşmıştır. Michael Harner (ö. 2018) ise bir adım öteye geçerek Castaneda'nın önerdiği metotlardan daha basit ve güvenilir önerilerde bulunan eserler kaleme alarak Şamanizm'in popülerleşmesine önemli katkılar sunmuştur. Harner ayrıca 1979 yılında kurduğu Foundation for Shamanic Studies isimli organizasyon sayesinde Neo-Şamanizm'in yaygınlaşmasını sağlamıştır. Bu bağlamda Yeni Şamanizm veya Modern Şamanizm olarak adlandırılan Neo-Şamanizm, postmodernitenin yardımıyla farklı mitler oluşturmayı vadeden dini bir yapı olarak belirmiştir.

        Yerellikten uzaklaşarak kültürler arası evrensel bir kavrama dönüşen Şamanizm, günümüzde birçok alanla ilişkilendirilmektedir. Ülkemizde daha çok eski Türk inançları bağlamında ele alınmasına karşın Şamanizm kavramı Batı'da din, çevre, kadın, alternatif tıp, müzik ve sanat gibi çok farklı alanların kökeni olduğu iddia edilmektedir. Sözgelimi modern insanın ilk evresi olarak kabul edilen Paleolitik (Yontma Taş) Dönem'e ait mağara resimleri ile şamanlar arasında ilişki kurulmakta ve Şamanizm'in dinin ve sanatın erken evrelerini yansıttığına dair görüşler de ileri sürülmektedir. Ancak söz konusu yaklaşımlara yönelik önemli eleştirilerin de bulunduğu belirtilmelidir. Dolayısıyla günümüzde anlam genişlemesine uğrayan Şamanizm kavramı muğlak bir alana işaret etmektedir. Bu noktada kimi araştırmacılar Şamanizm'i bir din olarak tanımlarken kimileri Şamanizm'in farklı zaman ve coğrafyalarda gözlemlenen dini bir olgu olduğunu düşünmektedir. Bu bağlamda aralarında ciddi farklar bulunan dini gelenekleri "Şamanizm" veya "Şamanik inançlar" kategorisinde ele almanın sebep olacağı problemler de yine sosyal bilimciler tarafından tartışılmaktadır. 

        YAZAR

        Bilal Toprak

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa