HT Gastro
Seyahat

Merak edilen 6 tren rotası

Farklı ülkeleri gezmek için en uygun araç artık trenler...

Giriş: 10.01.2024 - 01:31 Güncelleme: 10.01.2024 - 01:31
Haberler Gastro Seyahat Merak edilen 6 tren rotası

Demiryollarının sunduğu düşük emisyon ve yüksek yolcu kapasitesini hesaba katarsak trenin en doğa dostu ulaşım metodu olduğu aşikar. Bu yüzden de eskinin bu vazgeçilmez seyahat aracına geri dönüş kaçınılmaz.

Tren seyahatlerini yalnızca etik açısından değerlendirmek de doğru değil; demiryolları, bir yolculuğu deneyimlemenin bambaşka bir şekli. Hızlı, kolay, rahat ve hem içinde bulunulan aracı hem de maceranın ta kendisini yansıtan hareket halinde görseller sunuyor insana sürekli. Başınızı cama yaslayıp yarı bilinçle gelip geçen görüntülere dalıp gitmenin duygusu bambaşka. Manzaranın, kültürlerin ve insanların hareket halindeki dünyasını bu şekilde deneyimlemek başka yerde pek mümkün değil.

Amacınız ister karbon ayak izinizi azaltmak olsun, isterseniz tek yolculukta birçok farklı yer görmek olsun ya da sadece gün batımına doğru hızlı bir romansın kahramanı olmak olsun... Şu 6 tren rotasını merakla inceleyeceğinizden eminiz.

1

Berlin’den Budapeşte’ye: Trenle orta Avrupa

Avrupa’nın en eski şehirleri etrafında sınır gözetmeksizin oradan oraya hoplamak gibisi yok. Bu klasik Orta Avrupa tren rotası, Almanya’nın başkenti göz alıcı Berlin’den start alıyor. Berlinli olmanın anlamına dair kısa bir kurstan sonra Çek Cumhuriyeti’nin masal kenti Prag’da gözlerinizi bayram ettirecek, bir sonraki durak Viyana’da Avusturya zarafetini deneyimleyeceksiniz. Rotanın gizli cevheri Bratislava’yı doyasıya keşfedecek, seyahatinize termal banyoları ve çılgın gece hayatıyla Budapeşte’de son vereceksiniz. 10 gün, 5 başkent ve bitmek tükenmez keyif ve deneyim fırsatı.

2

Trenle Japonya: Büyük tur

Demiryolu seyahatlerinden bahsederken dünyanın en ünlü trenini es geçmemiz mümkün değil – Japonya’nın meşhur hızlı trenine binmek gibi bir hayaliniz var mı?

Orta Avrupa turu ne kadar eski usulse, Japonya turu da o kadar fütüristik. Japonya demiryolu, 1964 yılında hızlı trenin – Shinkansen – faaliyete geçmesiyle dünyanın en önde gelen tren yollarından biri halini aldı. Bu yüksek teknoloji, lüks şaheser, kendi içinde bir heyecan kaynağı zaten; ancak Shinkansen o kadar verimle oluşturulmuş bir rota ki bu güzelim ülkeyi hakkıyla deneyimlemenin en ideal yolu olmuş. Görülecek o kadar çok şey var ki. Osaka ve Tokyo’nun neon görüntüsü, Kyoto’nun kadim cazibesi, Hiroşima’nın acı tarihi, Japon Alplerinin sonsuz doğal güzellikleri, Ashi Gölü ve Arashiyama bambu ormanı… Tren seyahati ile bu güzelliklerin her birini deneyimleme şansı bulacaksınız.

3

Trenle Madrid’den Marakeş’e

Bu kıtalar arası yolculukla Akdeniz Avrupa’sından Kuzey Afrika’ya geçişe bizzat şahit olmanın keyfine varabilirsiniz. İspanyol başkentin kültür dünyasını keşfettikten sonra Madrid’den yola çıkacak, güneye, ülkedeki en göz alıcı eski kentlerin bulduğu bölgeye ineceksiniz. Córdoba’ya vardığınızda, burada güney İspanya’nın kültür mirasının en nadide örneklerinden Mezquita cami-katedrali görecek, sonraki durak, eski ile yeninin bir araya geldiği Sevilla’da flamenkonun ateşini deneyimleyeceksiniz. Sonra ise trenden vapura geçip kısa bir yolculukla Cebelitarık Boğazı üzerinden Afrika’nın kapısı Tanca’ya geçeceksiniz. Bir sonraki durak Kazablanka, sonra mistik kent Fes ve nihayetinde kaos içindeki pazar yerleri, sokak lezzetleri ve gizli geçitleri ile Marakeş.

4

Klasik Kuzey İtalya turu

Aklınızdaki tüm romantik fikirleri bir araya getirin ve kendinizi İtalya’nın en ikonik yerleri boyunca kaybetmeye hazır olun. Italo yüksek hızlı demiryolu ağı, yalnızca 9 gün içinde pek çok yeri görme imkânı tanıyor ziyaretçilere. Yolculuğa Roma’dan başlayacak, Kolezyum ve Trevi Çeşmesi gibi klasikleri gördükten sonra Floransa’ya geçeceksiniz. Zambakların şehrinin yanı sıra, Siena ve San Gimignano’yu da ziyaret edecek, yakındaki bir şaraphane ile çiftliği de gezme fırsatı bulacaksınız. Tren, Toskana’dan sonra Emilia-Romagna bölgesine geçecek, burada başkent Bolonya’da duracaksınız. Son durak ise yüksek modanın şehri Milan; kente vardıktan sonra günübirlik bir tur dahilinde yerel bir trenle Como Gölü’ne de gidebilirsiniz. Tek bir seyahatle Kuzey İtalya’nın tüm bu incilerini görebilmek, sadece trenlerin sunabileceği bir fırsat.

5

Trenle Tayland ve Laos

Sırtınızda çantayla ucuz otellerde perişan olmayı boş verin; gerçek bir güneydoğu Asya macerası için hazır olun. İki haftalık bu tren gezisi Bangkok’tan başlıyor. Buradan ülke boyunca turlayan trene binecek ve öncelikle tarihi Phitsanulok şehrine varacaksınız. Sukhothai Ulusal Parkı’nın arkeolojik sit alanlarını keşfettikten sonra trene atlayıp Chiang Mai’ye doğru ilerleyeceksiniz. Fillerle yürümek, bambu raftingi yapmak ve ormanların azametine kapılmak için harekete geçmeden önce, burada sokak lezzetlerinin ve otantik Tay yemeklerinin zevkini çıkarın. Sonrasında Laos’a doğru sınırı geçecek ve Mekong Nehri üzerinde botla dolaşacaksınız. Vang Vieng’e doğru trene tekrar binmeden önce, yerli köylerden birini ziyaret edin, yağmur ormanlarındaki şelalelere doğru yürüyüş yapın ve Lao-Lao pirinç viskisinin bir tadına bakın. Vang Vieng’de ise Nam Song Nehri boyunca harika bir kano macerasına atılacaksınız. Sınırdan geçip tekrar Tayland’a giriş yaptıktan sonra trende bir gece geçirip Bangkok’a geri dönecek ve seyahatiniz sona ermeden önce başkentin kendine has atmosferine doyasıya deneyimleyecek zamanı bulacaksınız.

6

Trenle Edinburgh ve Kuzey İskoçya

Hiçbir araç, İskoçya’nın insanın ağzını açık bırakan manzaralarını deneyimlemek için bir tren vagonunun rahatından daha ideal olamaz. Yolculuğunuza Londra’dan Fort William’a giden klasik Highland Caledonian yataklı trene binerek başlayacaksınız. Skye Adasına giden Jacobite buharlı trene binmeden önce - Harry Potter filmlerinden hafızalarımızda bu rota – Ben Nevis damıtımevinde viski tadımı yapın. Sonrasında Kuzey İskoçya’yı keşfetmeye başlayacaksınız; Inverness ve Cairngorms Ulusal Parklarında duraksayacak, nihayetinde Edinburgh’a geri dönerek seyahatinize peri masallarında olduğu gibi bir son vereceksiniz. İskoçya’nın büyüleyici başkentini keşfetmek için bir tam gününüz var; ama gezinizi uzatmak istemeniz hiç de anormal kaçmaz.

Dünyadaki en güzel 13 tren yolculuğu

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İşte haftanın kültür sanat ajandası
Bu hafta vizyona giren dikkat çeken filmlerinin başında Dublör (The Fall Guy) yer alıyor. Eğlenceli bir aksiyon filmi izleme fırsatı veren Dublör'de, dublörlüğe geri dönen ve bir yandan kayıp yıldızı aramaya koyulan Colt Seavers'ın hikâyesini anlatıyor. Bu haftanın bir diğer dikkat çeken filmi Rekabet (Challengers). Luca Guadagnino yönetmenliğindedeki filmde, tenisi bırakmak zorunda kalınca koçluk kariyerine başlayan ve bu süreçte kendisini bir aşk üçgeninin içerisinde bulan Tashi’nin hikayesini konu ediniyor. Yerli korku filmleri arasında ise, yönetmenliğini ve senaristliğini Erman Bostan’ın üstlendiği Cadı filmi öne çıkıyor. Bir diğer yerli korku filmi de Zah-Har "Cin Ahalisi". Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Küçük Don Kişot’un Maceraları (Giants of la Mancha), kasabasını korumaya çalışırken kendisini heyecan dolu bir maceranın içerisinde bulan bir çocuğun hikayesini konu ediniyor. Bu haftanın tiyatro oyunu ise yeni sahnelenmeye başlanan Kardeşlerimi Arıyorum oldu. 28 Nisan'a kadar devam edecek olan Artweeks İstanbul'da Türkiye'nin önde gelen sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonlarından, müze koleksiyonlarından eserler sanatseverlerle buluşuyor. Dünya Dans Günü kapsamında İBB Kültür tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri, 2 Mayıs Perşembe günü sona erecek. Haftanın kültür sanat ajandasını Haberturk.com Yazı İşleri Koordinatörü Kadir Kaymakçı, HT Mikrofon'da Helin Genç'e değerlendirdi.