Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Hamas ve İsrail arasında 18 yıl arabuluculuk yapan Dr. Gershon Baskin: Savaş Netanyahu'yu daha da zayıflattı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Gazze’de vahşet her geçen dakika artıyor ve dünya büyük bir katliama tanık oluyor. Ancak başta ABD olmak üzere Batı’daki siyaset sahnesi Filistinlilere kör ve sağır.

        İki apayrı gerçeklik var sanki.

        Evet İsrail’in de büyük sivil kayıpları var. Evet Hamas kadınları, çocukları, yaşlıları hunharca öldürdü, 200’den fazlasını kaçırdı ancak bunun karşılığı Gazze’de 2 milyondan fazla sivili sabah akşam vurmak, hastaneleri, camileri hedef almak olamaz!

        Hamas’ın vahşeti apaçık bir terör.

        Öte yandan İsrail’in yaptıkları da savaş suçu!

        İnsanlık suçu!

        Fakat tabloyu iki taraflı görmek ve değerlendirmek mevcut çılgınlık ortamı içinde imkansıza yakın hale geldi maalesef.

        Ben bunu yapabilen çok az sayıda kişiden biri olan uluslararası arabulucu, bir çok ödül sahibi Dr. Gershon Baskin’e ulaştım.

        Baskin hayatını İsrail-Filistin barışına vakfetmiş bir isim.

        1992’de Londra’da Filistin Kurtuluş Örgütü ve İsrail güvenlik yetkilileri ile bir dizi gizli görüşme ayarlamış ve bu görüşmeler 93’teki Oslo Anlaşmasının çerçevesini oluşturmuştu.

        Baskin aynı zamanda 2006’da Hamas’ın Gazze’de kaçırdığı İsrailli asker Gilad Shalid için yapılan ve beş yıldan fazla süren rehine pazarlığının kilit aktörlerinden biriydi. Bu pazarlık sonucu Hamas ilk kez bir İsrailli askeri canlı teslim etti, karşılığında İsrail 1000’den fazla tutukluyu serbest bıraktı.

        Daha sonra İsrail-Filistin barışı için Hamas ve İsrail hükümetleri arasında mekik dokudu Baskin. İsrail Hükümetlerini sert bir şekilde eleştirdi, iki devletli çözümü savundu, Gazze’nin 18 yıldır abluka altında tutulmasının yanlışlığına işaret etti. Baskin Jerusalem Post’ta ve eş zamanlı olarak Arapça Al Quds’da yayınlanan yazılarında karşılıklı yapılan yanlışları dile getirmeyi sürdürüyor.

        Ben kendisini İsrail’deki evinde bir röportaj yapmaya ikna ettim. Habertürk TV ekranlarında yayınlanan röportajın linkini buraya koyuyorum.

        “Kara harekatı başladığı an rehine pazarlığı anlamsızlaşır”

        Baskin’e öncelikle uzmanlık alanı olan rehine pazarlığı konusunu sordum zira Hamas çoluk, çocuk, yaşlı, kadın erkek 200’den fazla kişiyi kaçırdı. Fransız-Yahudi bir genç kızın görüntüleri önceki gün yayınlandı. Hamas cephesinden rehineler konusunda gelen çelişkili açıklamalar var. 24 saatlik ateşkes karşılığı sivil rehinelerin bırakılacağı da söylendi, 2-3 günlük ateşkese karşılık rehineleri vermenin doğru olmayacağı da…

        Dr. Baskin’e bunu sorduğumda çok önemli bir uyarıda bulundu: Rehine pazarlığı için çok acele edilmeli zira kara harekatı başladığı takdirde sonuç alma olasılığı çok azalacaktır.

        “Türkiye’nin savaş bittikten sonra hayati bir rolü olacak”

        Baskin Katar ve Türkiye’nin bu süreçteki çabalarına da değindi.

        Türkiye’nin İsrail-Filistin meselesinde çok ayrı ve kıymetli bir yeri olduğunu vurguladı. 2011’e kadar yüzlerce kez İsrailli ve Filistinli grupları Türkiye’ye getirmiş. Hepsi burada kendini çok iyi hissediyor ve Türkiye’ye güveniyorlarmış.

        Baskin savaştan sonra Gazze’nin yeniden inşasında Türkiye’nin çok hayati bir role sahip olacağına inanıyor.

        Beni şaşırtan noktalardan biri İsrail Başbakanı Netanyahu ile ilgili söyledikleri oldu bu röportajda.

        Dünyadaki genel kanı savaşın Netanyahu’yu güçlendirdiği yönünde iken Baskin’e göre bunun tam tersi oldu.

        “İsrail toplumu şimdi hiç olmadığı kadar bölünmüş durumda” dedi ünlü arabulucu, insanlar Netanyahu’nın etrafında kilitlenmediler, ordunun etrafında kilitlendiler. Netanyahu bu savaş biter bitmez gidecek, bizi bu noktaya onun yanlış politikaları getirdi.”

        “Hamas kendini siyasi muhatap olmaktan çıkardı”

        Baskin Hamas’ın da 7 Ekim saldırısı ile birlikte kendini tamamen bir siyasi muhatap olmaktan çıkardığını ve Gazze’yi yönetmesinin artık mümkün olmadığını, sorunun çözümü için yepyeni, genç siyasi liderlerle yol yürünmesi gerektiğini, hem İsrail’deki siyasilerin hem de Filistin yönetimlerinin değişmesi gerektiğini söyledi.

        “Tek devlet, iki devlet, üç devlet, 10 devlet… Önemli değil, önemli olan karşılıklı saygı ve huzur çerçevesinde bir düzen sağlamak, bunun için hep birlikte çalışmalıyız” dedi.

        İsrail’den yükselen bu sağduyulu, deneyimli sese kulak verilmesini umuyorum.