Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu, FETÖ üyeliği ve yöneticiliği suçlarından mahkum olanların ve yargılaması devam edenlerin dört gözle beklediği Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı Birol Erdem hakkındaki kararın gerekçesini yazdı.

        FETÖ yöneticiliği suçundan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılanıp beraat eden Birol Erdem hakkında verilen “hata”lı karardan dönen Yargıtay, beraat kararının gerekçesini değiştirerek onadı.

        Erdem hakkında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, "örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğu zaman dilimi itibariyle örgütün nihai amacını bilmediği" gerekçesiyle beraat kararı vermişti.

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Türk Ceza Kanunu’nun 30/1. Maddesi kapsamında hata hükümlerinin gösterilmesinin isabetli olup olmadığına ilişkin yapılan oylamada, Erdem hakkında “hata” hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığına oy çokluğuyla karar verdi.

        Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Birol Erdem hakkında verdiği beraat kararında, Erdem’in örgütün nihai amacını bilmeden hareket ettiğini belirterek TCK’nın 30/1. Maddesi uyarınca beraatine karar vermişti.

        Erdem’in beraatine ilişkin verilen TCK 30/1. Maddesi şöyle: “Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.”

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Erdem hakkında verilen beraat kararının gerekçesini değiştirdi. Genel Kurul’un Erdem hakkında verdiği kararın gerekçesinde şunlar yazıldı:

        “Sanığın FETÖ/PDY yapılanmasının kamuoyunda cemaat olarak bilinip algılandığı ve alenen kriminalize olmadığı bir dönemde örgüt üyeliğine esas teşkil edebilecek bir kısım faaliyetlerde bulunmuş ise de; örgütün gerçek yüzüyle ortaya çıktığı 2012 yılı ve sonrasında örgüt içinde herhangi bir faaliyette bulunmadığı gibi o dönem örgüt açısından stratejik önemi haiz faaliyetlerini engellemek için yoğun çaba sarf ettiği, Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı döneminde örgüte karşı mücadele edebilecek kadro oluşturduğu, yüksek mahkemelerde örgüte mensubiyeti bulunan üyelerin açığa çıkmasına ve faaliyetlerinin engellenmesine çaba gösterdiği, HSK da örgüt mensupları lehine alınan kararlarda karşı duruş sergilediği, FETÖ karşıtı üyeleri bu yapıya karşı organize ettiği, darbe teşebbüsü sonrasında başta yüksek mahkeme üyeleri olmak üzere FETÖ/PDY mensubu olduğu gerekçesiyle yargılanan sanıkların çok büyük çoğunluğunda tanıklık yaparak maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sağladığı; başlangıçta örgüt içerisinde yer almayan ve örgütsel bir eğitimden geçmeyen, kod adı bulunmayan, herhangi bir örgütsel gizli iletişim aracı kullanmayan, kendisinin yargılandığı davada yapmış olduğu savunması samimi görünen örgütün gerçek amacını fark ettikten sonra yoğun bir mücadeleye girişen sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmadığı, bu şekilde suç işleme kastı ile hareket etmediği sonucuna varılmıştır."

        Erdem'in mahkumiyetine mi yoksa beraatine mi karar verilmesi gerektiğine ilişkin yapılan oylamada, "beraatine" karar verilmesi oy çokluğuyla hükme bağlandı. Erdem hakkında beraat kararı verilirken gerekçe olarak TCK’nın 30/1. Maddesi kapsamında hata hükümlerinin gösterilmesinin isabetli olmadığına ilişkin yapılan oylamada ise TCK’nın 30/1. Maddesindeki hata hükümlerinin uygulanması koşullarının oluşmadığına oy çokluğuyla karar verildi.

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Birol Erdem hakkında verdiği tarihi kararda, beraat kararı verilmesinin CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca sanığın kastının bulunmamasından mı, yoksa CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle mi verilmesi gerektiğine ilişkin de oylama yapıldı. Genel Kurul oylamada; beraat kararının CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca verilmesi gerektiğine oy çokluğuyla karar verdi.

        Gerekçeli kararda, hüküm fıkrasının 1. Maddesindeki TCK’nun 30/1 maddesinde düzenlenen, "Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kişi kasten hareket etmiş olamaz” hükmü gereğince 'sanığın atılı suçtan' ibaresinin çıkartıldığı ve bunun yerine “atılı suçtan kastı bulunmadığı anlaşılan sanığın” ibaresinin yazıldığı da gözden kaçmadı.

        Genel Kurul, Erdem hakkında verdiği kararda, örgütün gerçek yüzüyle ortaya çıktığı 2012 yılı ve sonrasına örgüt içinde herhangi bir faaliyette bulunulmamasının da önemi vurgulanmış oldu.

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Erdem’in kod adı kullanmamış olmasının, gizli haberleşme aracı kullanmamasının ve örgütsel eğitimden geçmemiş olmasının da beraat kararına etkide bulunduğunu vurgulayarak, yeni bir kriter de belirlemiş oldu.

        Bu kararın ardından, örgütün nihai amacını bilmeden örgüte hizmet ettiğini iddia edenler beraat edemeyecek.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar