Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anayasa’nın 79. Maddesi’nde “Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” hükmü yer alıyor.

        Bu maddeye göre Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK)verdiği hiçbir karar, başka yargı organlarının denetimine tabii değil ve hiçbir yargı organı Yüksek Seçim Kurulu’nun verdiği karar aleyhine karar veremez.

        Anayasa’nın bu maddesi halen yürürlükteyken Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan çok tartışılacak bir karar çıktı.

        30 Mart 2014 tarihinde yapılan Mahalli İdareler seçimlerinde Sivas ili, Ulaş ilçesi belediye başkanlığına CHP’li Hüseyin Gülkanat aday oldu. İlçe Seçim Kurulu’nca Gülkanat’ın adaylığı kabul edildi ve Gülkanat en yakın rakibi AK Partili adaydan 34 oy fazla alarak Belediye Başkanı seçildi.

        Ancak, Ulaş İlçe Seçim Kurulu, Gülkanat’ın sabıka kaydındaki bilgilere göre seçilme yeterliliğine sahip olmadığı gerekçesiyle seçimlerin iptaline karar verdi.

        Gülkanat, İlçe Seçim Kurulu’nun verdiği karara itiraz edince dosya Sivas İl Seçim Kurulu Başkanlığı’na geldi. Sivas İl Seçim Kurulu Başkanlığı da karara yapılan itirazı reddetti. Gülkanat, bu kez Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’na itiraz etti. YSK 08.04.2014 tarihli kararında, “… Seçim tutanağının bu kişiden sonra gelen en çok oy almış olan parti adayına verilmesine…” karar verdi.

        REKLAM

        Bu kararın ardından AK Partili aday İsrafil Göçkün Belediye Başkanı oldu.

        Gülkanat, YSK’nın verdiği karara ilişkin olarak, Anayasa’nın 79. Maddesine rağmen ilk derece Mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne tazminat davası açtı. Gülkanat, açtığı tazminat davasında seçilme yeterliliğine sahip olduğunu, YSK’nın bu kararından önce memnu haklarının iade edildiğini, durumu YSK’ya da bildirdiğini, 2709 sayılı Anayasa’nın 67. Maddesinde belirtilen siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini, il ve ilçe seçim kurulları ile YSK’nın yasanın emredici hükümlerini yerine getirmediğini, seçim yargısının adil şekilde işlemediğini, yapılan itirazların kendisine ve partisine bildirilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bin lira maddi ve 30 bin lira da manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep etti.

        Davalı olarak Hazine’nin yer aldığı dava dilekçesi İlk Derece Mahkemesi sıfat Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne geldi. Hazine, açılan davaya ilişkin olarak, “Anayasa’nın 79. Maddesi uyarınca YSK’nın kararlarının kesin olduğunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. Maddesinde belirtilen koşulların mevcut olmadığını” belirterek davanın reddine karar verilmesini istedi.

        Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2017 yılında verdiği kararda, Anayasa ve ilgili tüm yasalara atıfta bulunarak, “YSK tarafından verilen kararların kesin nitelikte olması ve aleyhine başka bir mercie başvurulamaması” gerekçesiyle Gülkanat’ın talebini reddetti.

        REKLAM

        Gülkanat, bu karara da itiraz edince dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine geldi. Genel Kurul, 18 Mayıs 2021 tarihinde, önümüzdeki seçimleri de etkileyecek bir karara imza attı.

        Gülkanat’ın belediye başkanlığını iptal eden YSK’yı tazminat ödemeye mahkum etti. Dönemin YSK üyelerine de kararın ihbar edilmesine hükmetti.

        Peki bu karar ne anlama geliyor…

        Yüksek Seçim Kurulu’nun tazminata mahkum edilebilmesi için kararın esasının incelenmesi gerekecek. Yani, “Karar doğrudur” veya “Karar yanlıştır” değerlendirmesi yapılacak. YSK kararının esasının incelenmesi ise Anayasa’nın 79. Maddesine aykırı. Bu karar, tazminata mahkum olmuş ilk YSK kararı oldu.

        Hukukçular, bu kararla birlikte YSK kararlarına yargı yolunun tazminat davasıyla da olsa açıldığını ve bunun çok riskli bir durum olduğunu belirterek, “YSK kararlarının ‘incelenebilir’ olduğuna karar verilmiş oldu” yorumunu yaptı.

        Bu karar, önümüzdeki dönemlerde yapılacak olan seçimlerin sonuçlarına yapılacak olan itirazlarda, YSK’nın vereceği kararların ‘incelenmesinin’ önünü de açmış oldu.

        Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği bu karar sonrası tazminatı Hazine ödeyecek. Karar, dönemin YSK üyelerine de gönderilecek. Aralarında Danıştay Başkanı Zeki Yiğit’in ve YSK eski Başkanı Sadi Güven’in de olduğu 15 YSK üyesine karar ihbar edilecek.

        Bu karar sonrası hükmedilen tazminat miktarı Hazine tarafından 2014 yılında görev yapan 15 YSK üyesine rücu edilebilecek. Hazine “Rücu” kararı verirse, karar YSK da görev yapan Yargıtay üyeleri hakkında Yargıtay’a, Danıştay üyeleri hakkında da Danıştay’a gönderilecek. Yargıtay ve Danıştay 1. Başkanlık Kurulu tazminatın üyelere rücu edilip edilmeyeceğine karar verecek.

        YSK üyelerinin tazminatı ödemesine karar verilmesi halinde dönemin YSK üyeleri tazminatı ödemek zorunda kalacak. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği tazminat kararının ihbar edileceği üyeler arasında; Sadi Güven, Zeki Yiğit, Turan Karakaya, İbrahim Zengin, Ali Kaya, İlhan Hanağası, Ünal Demirci, Muharrem Coşkun ve Nilgün İpek yer alıyor.

        Kararın tartışılan noktası tazminatın Rücu edilip edilmemesi değil, YSK kararlarının yargı denetimine açık olup olmadığı noktası. Anayasa da kesin hüküm olduğu halde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan bu kararın çıkması büyük bir şaşkınlık yarattı. Bu karar uzun süre tartışılacak gibi görünüyor.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar