Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜNELİN ucundaki ışık giderek parıldıyor ve netleşiyor. Doğru yoldayız. Oynadığımız iki maç sonunda gayemize yaklaştığımızı söyleyebiliriz. Basketbolda şöyle bir kavram vardır: Sahadaki 5 oyuncu bir elin parmakları gibidir. Coachun görevi bu 5 parmağı birleştirip yumruk yapmak ve rakibi devirmektir. “5 parmağı yumruk yapabiliyorsanız coachsunuz, yapamıyorsanız kendinize başka bir iş arayın” anlayışıdır. Şampiyonada 3 günün sonunda işine devam hakkı kazanan iki teknik heyet var: ABD takımının coachları ve Türk kenar yönetimi.

        Rus takımının ABD’li coachu David Blatt’in özelliği alan savunması ile adam adama savunmayı iki elin parmakları gibi birbirinin içine sokup yumruğu büyütüp, etkili kombine savunma yaratmaktır. Alan savunması ile başlayıp ilk 3 pastan sonra adam adama savunmaya dönüp rakibin kafasını karıştıran Blatt’e ‘basketbol sihirbazı’ deniyor. Basketbol sihirbazının takımını alan savunması ile şaşırtan milli takımımız, Rusya maçında alkışı haketti. Sezar’ın hakkını vermek gerek. Tanjevic’in Türk basketboluna olumlu katkısı, savunmamızı psikolojik yönde geliştirmek oldu. Türk basketbolunda savunma birçok oyuncu için adeta ‘teneffüse çıkıp dinlenmekle’ neredeyse eş anlamlıydı. Yugoslav coachların ortak yanı bütün maç boyunca kenardan bağırarak oyuncuları uyarıp onları tetikte tutmalarıdır. Tanjevic’in kenardan uyarılarını Türk coachlar da tekrarlayınca ‘savunma tatil değil savaşma yeridir’ anlayışı basketbolumuza yerleşti. Yugoslav coachlardan ‘daha başka ne öğrendik?’ diye soruyorsanız, cevabımı şampiyona sonunda vereceğim.

        Çok sayıda iyi oyuncudan kurulu güçlü bir milli takımımız var. Hemen hemen hiçbir eksiğimiz yok diyebiliriz. Hem genç hem de tecrübeliyiz. Bunlara beklediğimiz gibi 6. adamımız olan seyircimizin getirdiği coşku da eklendi. Enerji, tecrübe ve coşku üçgeninin her köşesi bizi zirveye taşıyacak kadar güçlü. Bizi düşündüren tek şey, dünyanın çok yönlü oyuncularının en iyilerinden biri olan Hidayet Türkoğlu’nun maçların kritik anlarında çözüm olacak skor yeteneğini kullanamayışıydı. ‘Lider Hido’ ilk günden beri sahadaydı. Rusya maçının son çeyreğinde ‘skorer Hido’ da Amerika’dan dönüp takıma katıldı. Başarı üçgenimiz çok daha güçlü bir ‘kareye’ dönüştü. Ellerinde madalya omuz omuza takımımızı ayakta alkışlamak için artık sayılı günler kaldı.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar