Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kabul edelim ki milli takımı sevenimiz az. Milli takımı dövmek milli sporumuz haline geldi. Kazaninca alınan zevkin mislisi oyuncu-hoca ve TFF dövünce alınır hale geldi. Reklamlarda hep vurgulanan "85 milyon tek yürek" teması, artık ne kadar tartışmalı ise milli takım da o hesap. Kabul edelim ki artık hepimizin takımı değil. Turnuvaya gidiyoruz eğlenemeden dönüyoruz. Sevmediğimiz rakibimizin futbolcusu hata yapsa da sövsek diye bekleyenlerin sayısı o isim başarılı olduğunda sevinenlerin sayısı kadar değilse de henüz, o tiplerin sesi daha çok çıkıyor. Milli takıma bu bakış, uzun konu.

        Şimdi kısa vadeli konuya gelelim. Teknik direktör Stefan Kuntz gitsin mi?

        • Bir kere bizi Uluslar Ligi seviyesinde C Ligi'ne düşüren de Euro 2020'de zırıncı yapan da yere göğe koyamadığımız Şenol Güneş değil miydi? O mu gelsin yeniden?

        • 7 kere gelip 8 kere giden, her gelişinde milli takımda bir takım skandalların yaşandığı; 2008'den beri milli görevde başarısı olmayan Fatih Terim mi gelsin bir kez daha?

        • Avrupa'da apaçık başarısız olan, şampiyon Trabzonspor'a tarihin en maliyetli kadrosunu kurdurup Ahmet Ağaoğlu'nun başkanlığına mal olan, milli görevde daha önce net başarısız olan Abdullah Avcı'yı mı deneyelim bir kez daha?

        • Avrupa'da çıktığı tek; bir tek müsabakada dahi galibiyet alamayan, zaten toplasan 10 tane uluslararası maçı olmayan, şampiyon yaptığı Beşiktaş'ta dahi istikrarlı bir süreç sağlayamayan, başka herhangi bir ekipte tamamlanmış sezonu olmayan Sergen Yalçın mı gelsin? "Hangi liyakatle?" diye sorunca şu yanıt geliyor ekseriyetle "Rahat yer, ara ara maç yapılıyor. Tam Sergen'lik sıkılmaz.." kriter bu değil mi? Belki de denemeliyiz.

        REKLAM

        • Daha Başakşehir'de rüştünü ispat edememiş, her yenilgide faturayı oyunculara kesen, 'ağabeylik'ten 'hocalığa' geçemeyen, hemen her sezon en az 2 kez atılan, 5 basın toplantısının birinde dağlara taşlara yapan Emre Belözoğlu olur mu?

        • Yılmaz Vural mı? Bir kez daha Mustafa Denizli mi?

        • Avrupa'da yarı final görmüş Aykut Kocaman gelebilir mi?

        • Yoksa genç ama deneyimsiz isimlere mi şans verelim? Peki neden her takım taraftarı kendi takımları için bu genç hocaları değil de "Bu da olmazsa Montella ya da Pirlo" diye düşüncelerini dile getiriyor mesela?

        ☆☆

        Kabul edelim. 85 milyonun takımı falan olmayan, pek çoğu uluslararası isimlerden oluşan, pek de yetenekli olmadıklarını kabul etmemiz gereken bu jenerasyona uygun hoca bulmak kolay değil. Ya denenmiş ve bir sürü defosu olan isimleri yeniden deneyeceğiz. Ya risk alıp Avrupa başarısı olmayan taktik açısından Avrupalı meslektaşlarının çok gerisindeki genç Türk hocalardan birini getirip tüketeceğiz. Ya da artık milli takım hocalığını abartmamayı öğreneceğiz. İyi; ama sadece iyi; çok iyi olmayan oyuncuları rakibe göre bir takım akıllıca taktiklerle hazırlayabilecek; oyuncuların kariyerine ve bilgeliğine saygı duyabileceği daha pragmatist bir hoca ile yola devam edeceğiz. Son 2 Dünya Kupası finalistlerinin hocalarının uzun süredir bu görevde olduklarını; bu isimlerin Türkiye'deki twitter taraftarlarınca "hoca değil" diye eleştirildiklerini unutmayacağız. Kuntz gitsin, gitsin de kim gelsin hakikaten.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar