Pardon!.. Hemşireler Haftası mı dediniz
Türkiye’deki sağlık kurumlarında 235 bin hemşire görev yapıyor.
Bu hemşireler şimdi sözüm ona bayram kutluyorlar.
Her yıl 12-18 Mayıs Hemşireler Haftası’nı coşkuyla karşılıyorlar.
Başta da dedim ya, tüm diğer “haftalar” gibi bu da sözde bir kutlamada kalmaktan öteye geçmiyor.
Çünkü biriken sorunlar, karşılanmayan talepler ve ücretlerle ilgili beklenen düzenlemelerin henüz hayata geçmemesi nedeniyle hemşireler buruk ve üzgünler.
Bayramlık bir halleri bulunmuyor.
Ne yazık ki, özellikle salgın döneminde canlarından ve ailelerinden fedakârlıkta bulanarak gecesini gündüzüne katıp şifa dağıtan, 7/24 sağlık hizmeti sunan bütün sağlık camiasının yüzünü güldürecek somut adımlar bir türlü atılmadı.
Sağlık çalışanlarının haklarını teslim etmeye gelince geride durulması, yavaş davranılması, sürecin uzatılması çalışanları her geçen gün daha da ümitsizliğe sevk etti.
Yoğun iş yükü, şiddet, mobbing, mali ve özlük ile sosyal haklarda yaşanan sıkıntılar da değerlendirildiğinde çalışanların tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kaldığı ortada..
Hal böyleyken tabii ki kimsenin Hemşireler Haftası’nı gönülden kutlayası gelmiyor.
*
Peki, bu sorunların bir çaresi, bir çözümü yok mudur?
Elbette var, üstelik yol haritası da çoktan belli.
Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Barış Koçak, çözüm önerilerini her fırsatta sıralıyor.
Hemşireler Haftası dolayısıyla onları bir kez daha gündeme getirdi.
*
Bakıyorum da, bu talepler makul, haklı ve gerçekçi..
Çalışanların penceresinden bakarak sıkıntılar ifade ediliyor.
Eğer önemli gün ve haftaların bayram tadında geçmesini istiyorsak, çalışanların taleplerini ciddiye almalı ve onları hayata geçirmeliyiz, haklarını sunmalıyız.
Yoksa, hiç bir haftanın ya da kutlamanın önemi olmaz!..