Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Ne zaman evlendiniz?” sorusuna “10.10.10” tarihini vermek isteyen çılgınlar yüzünden geçtiğimiz pazar günü nikah memurları yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada fazla mesai yaptı. Sabah saatlerinden itibaren nikah kıymaktan bıkan memurlar, muhtemelen görevleri boyunca kıydıkları nikahların en kısa olanını gerçekleştirdi. Zira SSK’nın ilaç kuyruğunda bekler gibi sıraya giren çiftlerin nikahını yetiştirmek hiç de kolay iş olmasa gerek.

        Aynı anda binlerce, hatta milyonlarca insanın yaptığı bir şey ne kadar çılgınlıktır konusuna girmeyeceğim ama en azından evlenmekten daha çılgınca olanı bu tarihte doğum yapmaktı hiç kuşkusuz. Özellikle ülkemizdeki hamile kadınların büyük bir bölümü sırf çocuğunun nüfusunda doğum tarihi 10.10.2010 yazsın diye bu pazar ameliyat masasına yatıp sezaryen oldu.

        Muhtemelen bu durum Fransa, Almanya, İtalya gibi gelişmiş ülkelerde mümkün olmamıştır. Çünkü onların sağlık politikası gereği çok zorunlu olmadıkça sezaryenle doğum asla yapılmaz. Tabi Türkiye’de işler biraz farklı. Hal böyle olunca da çocuğunun burcuna, doğacağı güne anneleri ve babaları karar veriyor.

        Haberlere göre bebeğinin doğum tarihini 15 gün erkene çekenler bile varmış. Evlenmek belki değil ama bu gerçekten tam bir çılgınlık. Anne karnındaki her yarım saatin bile önemi konuşulurken sırf nüfusunda yazacak olan birkaç rakam için hayatınızın en değerli varlığını, en güvende olduğu yerden alıp çıkartıyorsunuz. Ne uğruna? Yalnızca birkaç rakamın yan yana gelmesi uğruna...

        Bu çılgınlıklara ilişkin haberleri okurken birden aklıma “İzmir gelişemiyor”, “İzmir büyük düşünemiyor”, “İzmir hala büyük bir kasaba gibi” şeklindeki eleştiriler geldi.

        Hani diyorum ki madem bu kentin bir çılgınlığa ihtiyacı var. İşte hazır bir sürü çılgın insan... Bunları bir yerde toplasak acaba İzmir için ne çılgın projeler sunarlar? Eminim, bürokrasinin kalıpları arasında sıkışıp kalanlar için çok çılgın öneriler gelecektir.

        Şakası bir yana İzmir’in gerçekten çılgın mimarlar, çılgın mühendisler, çılgın kent bilimcilerinin bir araya gelip İzmir’in dünya çapında bir kent olması için ortaya çıkaracağı çılgınca projelere gerçekten çok ihtiyacı var.

        Fransa’nın Eyfel Kulesi ya da İtalya’nın Pizza Kulesi gibi neden İzmir’in de dünya çapında tanınan bir eseri olmasın?

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar