Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Adı, “Borges’e okuyan adam” olarak kalsa da bunun çok ötesinde bir yeteneğe ve övgüyü hak eden birikime sahip Alberto Manguel. Okuma tarihi üzerine, farklı ülkelerin edebiyatları ve yazın sanatı üzerine çok nadir rastlanan bir donanımda ve aktarım gücü de çok çok zengin. Ama galiba Borges’ten mülhem hayali yolculukları, ayrı bir keyif veriyor okura. 2005’te “Hayali Yerler Sözlüğü”nü yayımlanmıştı. 2020’de içinde Karagöz ve Hacivat’ın da olduğu “Efsanevi Yaratıklar” geldi. Ve şimdi “Hayali Yerlerden Yemek Tarifleri” veriyor bize yazarımız.

        Yiyeceklerle ilgili öykülere hep ilgi duyduğunu söylüyor Manguel. Daha doğrusu, karakterlerin durup bir yemek yedikleri, ocak başında vakit geçirdikleri ya da bir masa etrafında toplandıkları öykülere: “Cavaleiro da Dinamarca’ya Noel ziyafetinde neler ikram edildiğini bilmek istiyordum: Acaba bizim ailenin sofrasındaki gibi fırında hindi mi sunulmuştu? Peki Enid Blyton’ın kitaplarında pek sık ortaya çıkan ve bizim Buenos Aires’te haberimizin bile olmadığı ‘jöle’ denen şu gizemli madde neydi? Kaptan Nemo denizin yirmi bin fersah altında Mösyö Aronnax’a ve yanındakilere o mükellef kahvaltıyı sunarken, ‘biftek zannettiğiniz ama kaplumbağa filetosundan başka bir şey olmayan’ şeyi ve ‘sebzeli domuz yahnisi sanarak yediğiniz yunus ciğeri’ni tatmayı ben de istiyordum. Ardından gelen deniz hıyarı konservesi, balina sütünden krema, Kuzey Denizi alglerinden elde edilmiş şeker ve son olarak da, en leziz meyvelerden yapılanlara denk lezzette denizşakayığı reçelini de…”

        HAYALİ YERLERDEN YEMEK TARİFLERİ (Alberto Manguel / Çev: Lale Akalın / YKY)
        HAYALİ YERLERDEN YEMEK TARİFLERİ (Alberto Manguel / Çev: Lale Akalın / YKY)

        BALLI KEKTEN UNUTULMUŞ SEBZELERE

        Bütün bunların kökeninde, yazarımızın edebiyatın her zerresine duyduğu merak var. Bu merak da ergenlik çağında başlamış. Ergenlik çağının yaz mevsimlerinden birinde, Tolkien’in Orta Dünya’sına dalmış gitmişken, Beorninglerin koruduğu Anduin Diyarı çıkmış karşısına. Beorning denen bu sevimsiz varlıklar vejetaryen. Esas yemekleri bir tür ballı kek. Bu keki yapmayı denemek zorunda olduğuna karar vermiş. Yaz için kiraladıkları evde, tereyağıyla lekelenmiş, çikolatalı parmak izleriyle hare hare, çok eski Almanca bir yemek kitabı varmış ve bu yemek kitabının sayfaları arasında tarifi bulmuş. Aradan geçen bütün o yıllar boyunca tarifi saklamış ve şimdi bu kitapta sunuyor: “Daha sonra, Aeneis’te Ölüler Dünyası’na gidenlerin üç başlı bekçi köpeği Kerberus’u ballı kekle yatıştırmaları gerektiğini keşfettiğim zaman, havlayan canavarı teskin etmiş olan o baharatlı tadın ne olduğunu tam olarak biliyordum.”

        İlerleyen yaşamında, kitapları okudukça yemeklerini de yiyerek ilerlemiş. Çocukları bu zayıflığını bildikleri için bundan yararlanmışlar. Mesela “Söğütlerdeki Rüzgar”ı birlikte okumaya başladıktan sonra onu, Bay Sıçan’ın yeni edindiği arkadaşı Bay Köstebek’e önerdiği gibi bir piknik yapmaya ikna etmişler. Ve güneşli bir Toronto gününde dikkatle “şişman bir öğle yemeği sepeti” hazırlamışlar. Çocuklarının en zor talebi ise Tarzan kitaplarından birinde tasvir edilen bir yemek olmuş. Yemek için, başka şeylerin yanında kavrulmuş fil ayağına da gerek varmış. “Çok açık ki, bulmak mümkün olsaydı bile böyle canavarca bir yemeğe zaten girişmeyecektik. Yine de bu yemeğin tarifini tüm yemek kitapları arasında en tuhafı olan, Alexandre Dumas’nın Grand Dictionnaire de Cuisine’inde buldum” diyor Manguel.

        Yazarlar bazen edebi eserlerine eşlik eden yemek tariflerini kitaplarında bizzat verir. Colette, Dürrenmatt, Günter Grass, Georges Simenon gibi. Manguel’in en sevdiği romancı-aşçılardan biri ise “vücut çevresi ruhsal doyumdan fazlasına meraklı olduğunu kanıtlayan” Balzac. Balzac, “Köylüler”de, deyim yerindeyse el değmemiş vaziyette yenilen sebzelerin geçici ama güçlü erdemlerinden söz ediyor. Bir kış yemeği olarak “unutulmuş sebzelerin sadaka keseleri”nin tarifini de veriyor Manguel bu kitapta. Yani sadece sofistike lezzetler değil, basit tatlar da var…

        CERVANTES, BORGES, POE, TOLKIEN…

        Bir gün, Virginia Woolf hayranı bir arkadaşını sevindirmek için “Deniz Feneri”nde Mrs. Ramsey’nin mükellef ‘boeuf en daube’unu pişirmeye karar vermiş yazarımız. Bu kocaman kahverengi yemekten enfes bir zeytin ve zeytinyağı kokusunun yayılacağını umarak işe koyulmuş: “Sebzelerimin (500 gr kadar bebek havuç ve aynı miktarda taze patates) kabuklarını soymadan iyice ovalayarak yıkadım, haşladım ve bir kenara ayırdım. Bu arada 2 kg bifteği küp şeklinde küçük parçalar halinde kesilmiş ve beyaz şarap (bir kadeh), konyak (yarım bardak), biberiye, kekik ve maydanoz (her birinden bir tatlı kaşığı), dövülmüş sarımsak, birkaç defne yaprağı, tuz, karabiber, doğranmış iki adet soğan, doğranmış (kabuğu soyulmadan kazınmış) 1 adet havuçtan oluşan salamuraya yatırıp bir gece bekletmiştim. Birkaç parça domuz pastırmasını ve biraz doğranmış soğanı biraz zeytinyağında çevirdim. Buna salamurasından süzülmüş biftek parçalarını ekleyerek (salamurayı atmadım) her tarafları kahverengileşene kadar çevirdim. Etler kahverengileşince üstüne birkaç kaşık un serptim ve sonra etleri marine ettiğim salamurayı ve bir bardak et suyunu üstüne boşalttım. Buna (Mrs. Ramsey’in uyarısına rağmen kabuklarını soyarak) yeni doğradığım birkaç domatesi de ekledim. Bunların hepsini kapağı sıkı kapanan bir toprak güvece aktararak kapağı su ve undan yaptığım hamurla iyice mühürledim ve orta sıcaklıktaki fırına koyup beş saat pişmeye bıraktım. Bazıları sosu süzmeyi tavsiye eder, ben süzmem. Haşlanmış sebzeleri yemeğin içine katarak karıştırıverdim, bir avuç da çekirdeği çıkarılmış yeşil zeytin ekleyerek güveci birkaç dakika dinlenmeye bıraktım ve Mrs Ramsey’in konuğu gibi dostumun da ‘Bu bir zafer’ demesini umdum…”

        Aslına bakarsanız bu kitap, Manguel’in Hayali Yerler Sözlüğü’nde anlattığı düşsel ülkelere doğru yeni bir yolculuk. Ama bu kez hedefi, birbirinden ilginç yemekleri, mezeleri, tatlıları ve içecekleri tanıtmak. Odysseia ve Binbir Gece Masalları’nın sihirli coğrafyalarından, Cervantes’in, Borges’in, Poe’nun, Tolkien’ın, J.K. Rowling’in ve daha pek çok yazarın dünyasından ilham alan sıra dışı ve leziz tariflerle dolu kitap.

        “YALNIZCA RUHUN GIDASI DEĞİL”

        Gelelim bütün bu hikâyenin felsefi ve varoluşsal köklerine…

        Manguel ülkeden ülkeye dolaşmış, kitaplarını oradan oraya taşımış bir göçebe aslında. Yemekle edebi bağı da bu yolculuklar sürecinde kurulmuş: “Daha sonraları büyük ölçüde göçebe bir varoluş biçimine dönüşecek olan bir yaşantı uğruna yirmi yaşında evden ayrıldığımda, büyükannem bana içinde kağıda sarılı biraz tuzla bir parça ekmek olan küçük bir kavanoz vermişti. Bana söylediğine göre, eski bir Yahudi halk masalında bir melek bir gezgine böylece hiç aç kalmayacağını söyleyerek bu armağanı vermiş. Büyükannem de hiç yiyeceksiz kalmayayım diye, kaderin beni götürdüğü her yere kavanozu da götürmemi istedi benden. Hatırlayamadığım kadar çok ülkede edindiğim sayısız evden sonra kavanoz artık son mutfağım olmasını dilediğim mutfağımın rafında duruyor. Kavanoz, edebiyatın yalnızca ruhun gıdası olmadığını hatırlatıyor.”

        Bu kitapta “gerçek” kurmaca mekânlardan kaçınıp bunun yerine yalnızca hayal gücümüzde var olan yerlerin yiyecekleri üzerinde duruyor Manguel. Atlantis’te verilen ziyafetlerden Robinson Crusoe’nun adasında yenen en basit yemeğe kadar her çeşit ve görüntüdeki yiyecek özünde ortak insanlığımızın kanıtı ona göre: Hepimizin gelmiş olduğu yeryüzünü hatırlatmak için ekmek, hepimizin mutlaka döneceği yeryüzünü hatırlatmak içinse tuz.

        ***

        REKLAM

        İKİ TAVSİYE

        Aşk, evrenin tek bir varlığa indirgenmesi midir; yoksa sadece “seni seviyorum” diyebilmek mi? Platon’dan Proust’a, Augustinus’tan Kierkegaard’a kim ne diyor? Aşkın öyküsü bu kitapta. İş kaynaklı stres artıyor, tükenmişlik sendromu salgına dönüşüyor. Üstelik ücretler de düşük. Peki, çalışma süremizi kısaltırsak kapitalizm bunun karşısında ne yapabilir? Bir deneyelim bakalım.

        Aşk (Editör: Eric Blondel / Fol)
        Aşk (Editör: Eric Blondel / Fol)
        Fazla Mesai (Kyle Lewis & Will Stronge / Minotor)
        Fazla Mesai (Kyle Lewis & Will Stronge / Minotor)
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar