Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gün birkaç gazeteciyle birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile sohbet ettik.

        Haliyle ana konu depremden etkilenen şehirlerin yeniden inşası ve İstanbul’da deprem riskine karşı alınacak önlemlerdi.

        Yarın akşam Bakan Kurum Habertürk’te sorularımızı yanıtlayacak, tekrara düşmemek adına buluşmada anlattığı her detayı yazmayacağım fakat dikkat çeken noktalardan bahsetmek istiyorum.

        Akla gelen ilk soru söz verdikleri gibi deprem konutlarının bir yıl içinde teslim edip edemeyecekleriydi.

        Kurum bu noktada rezerv alanlara sıfırdan inşa edilecek konutlarla yıkılan binaların yerine şehir merkezinde yapılacak olanlar arasında bir ayrım yapıyor.

        Her iki alan için de proje çalışmaları başlamış fakat bir sene içinde teslim sözü verdikleri rezerv alana yapılacak olanlar.

        “11 ilde rezerv alanlardaki 319 bin hanenin yapımını Mayıs sonuna kadar başlatıyoruz. Şu an itibarıyla 78 binin sözleşmesini yaptık, 42 binin de temelini attık. 13 Nisan’da 100 bin rakamına geleceğiz. Toplamda 650 bin hedefliyoruz, bunu da etap etap bitiririz. Bırakın bir seneyi altıncı, yedinci ay itibarıyla teslimlere başlayacağız” diyor.

        REKLAM

        Peki neye göre teslim edecekler?

        “Orada kura çekeceğiz. Mesela bir rezerv alanı A, B, C, D mahallelerine yakın, dolayısıyla buradaki hak sahiplerine vermemiz gerek diyeceğiz” diye yanıtlıyor.

        Şehir merkezleri içinse daha uzun bir süreç işleyecek.

        Kurum durumu “Enkaz kalkacak, etüt çalışmaları başlatılacak. Ardından da yerinde yapılacak alanlara ilişkin projeler yapılacak” diye özetliyor.

        Bir başka önemli meselede evi yıkılan vatandaşların nasıl haklara sahip olacağı.

        Örneğin bir depremzedenin şehir merkezinde evi yıkıldı veya hasar gördüyse o evdeki haklarından vazgeçip bila bedel öbür rezerv konutlara mı geçecek?

        “Rezerv alanında yapıyorsak ve yıkılan evinin arsasıyla ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmuyorsak arsası ona kalıyor. Eğer yerinde yapıyorsak da rezerv alandan konut almayacak, yerinden alacak. Sonuçta 1 daire alacak. Diyelim yerinde 4 dairesi var; bir kısmını buradan vereceğiz, bir kısmını diğer taraftan vereceğiz” diyor.

        “Yerinde tek dairesi var ama o bina eskiden 9 katlı, siz yenisini 5 kat yapacaksınız. O zaman ne olacak?” diye soruyorum.

        “9 katlı iki parsel var diyelim, bir tanesini gerekirse iptal edeceğiz ve rezerve göndereceğiz. ‘Buraya 5 katlı yapıyoruz, iki parseli buraya birleştirdik’ diyeceğiz. Böyle bazı uygulamalar olacak. O binada yaşayanlardan kimin yerinden kimin rezervden ev sahibi olacağını da kurayla belirleyeceğiz. Orada herkese aynı muameleyi yapacağız. Eğer yerinde arsasını kullanıyorsak; rezerv alanında diyelim ki 100 lira daire bedeli öngördük, yerinde arsasını kullandığımız için belki fiyatı o rezerv alanından biraz daha düşük olacak. Mesela 100 diğer tarafsa burası 90 olacak” diye anlatıyor.

        REKLAM

        Eski evinde dairesi geniş olanlar veya lüks mahallelerde oturanlar ayrıca hak talep edebilecek mi diye de soruyorum ama Bakan Kurum “Tabii ki herkesin evinin metrekaresine göre ev yapma ihtimalimiz yok. Sonuçta bir afet var, devletin görevi vatandaşa sağlam, güvenli bir konutu, Anayasa’daki en temel hak olan barınma hakkını sunabilmektir. Bir de aslında yıkılmışsa artık o evi yok zaten” demekle yetiniyor.

        Burada vatandaşla devlet arasında anlaşmazlıklar çıkması muhtemel.

        “2 YIL ÖDEMESİZ, 18 YIL FAİZSİZ GERİ ÖDEME ALINACAK”

        Gelelim geri ödemeler meselesine… Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kendileri iktidara gelirse konutların ücretsiz verileceğini vadetti. Peki AK Parti vatandaştan ne kadar geri ödeme talep edecek?

        “Diyelim maliyetimiz 1 milyon, altyapıyla birlikte yüzde 50-60'ı sübvanse ediyoruz, vatandaşımıza da 400 bin lira kaldı diyoruz. Bu 400 bin lirayı da, ‘2 yıl ödemesiz, 18 yıl faizsiz öde’ diyoruz. Faiz yok, 2 yıl da ödeme yok. Bu 400 bin lira, 18 yıl sıfır faizle güncelleyip bugüne çektiğinizde aslında 40-50 bin liraya gelir. Bu 40-50 bin lirayı da biz vatandaşımıza eşya yardımı, kira yardımı, taşınma yardımı olarak zaten ödüyoruz” diyor.

        Elazığ’da daha önce yapılan konutların 180 bin-210 bin lira 20 yıl vadede ödemeleri varmış. Bugün için aylık 950 lira ödüyorlarmış.

        Bu şekilde hesaplandığında geri ödemeler çok makul görünse de inşaat maliyetleri ve aylık ne kadar ödeme alınacağı net olarak hesaplanmadan vatandaşa cazip gelip gelmeyeceğini hesaplamak zor.

        Sonuçta bu insanlar sadece evlerini değil işlerini ve iş yerlerini de kaybettiler. Şehirler komple çöktü. Ekonomik düzenin yeniden canlanması zaman alacak. Zor koşullar altında ezilen vatandaş muhalefetin ücretsiz teslim vaadine daha sıcak yaklaşabilir.

        “TÜRKİYE’NİN EN İYİ MİMARLARI İLE ÇALIŞIYORUZ”

        REKLAM

        Peki bu konutlar şehirlerin özgün karakterini bozar mı? Mimari estetiğe önem veriliyor mu?

        “Burada da mütevazı olmayacağım; bütün projeler, Türkiye’de en iyi diyeceğiniz mimarların da içinde bulunduğu bir ekip tarafından yürütülüyor” diyor Kurum.

        “Bu isimler arasında Sabri Paşayiğit, Bünyamin Derman, Uğur Özgüven, Hilmi Güner bulunuyor. Norman Foster bize genel tasarım danışmanlığı verecek. En iyi mimarlar bizimle. Emlak Konut’ta da lüks, orta-üst konut planladığımızda bu isimlerle çalışıyorduk.

        Tasarım olarak baktığınızda da doğayı içeren, oradaki kültürü de işin içine katacağımız bir anlayışla çalışıyoruz. Hatay şehir merkezindeki projenin koordinatörlüğünü de Bünyamin Derman yapıyor. Kültür varlıklarını merkeze alacağız. Etrafında yolları, yeşil alanları, bağlantıları yapacağız. Şehrin kültürünü de kaybetmeyecek bir tasarım yapmak durumundayız.” diye ekliyor.

        "İSTANBUL’DA İKİ YENİ UYDU KENT KURACAĞIZ"

        Gelelim İstanbul’daki deprem hazırlıklarına…

        “Şu an İstanbul’da acilen dönüşmesi gereken 1 buçuk milyon riskli konutumuz var. Bununla ilgili şöyle bir projemiz var: İstanbul’a ilave nüfus getirmeden iki yeni uydu kent. Bunlar birbirine yakın uydu kentler de olabilir. Mesela Avrupa yakasında Başakşehir, Arnavutköy, Esenler gibi konut üretebileceğimiz nereler varsa, o alanlarda 500 bin; Anadolu yakasında da Tuzla’da, Maltepe’de, belki kısmen Pendik’te 500 bin konut olmak üzere iki yeni uydu kent. Ama bu İstanbul’a ilave nüfus getirmeden yapılacak” diyor.

        REKLAM

        Gelecekte inşa edilecek konutların daha güvenli olabilmesi için, proje çizen mühendisin tecrübesinden, yapı denetim firmalarına kadar uygulamada ne tür ciddi önlemler alınacağını da sorduk.

        “Yapı denetim sistemi dahil tüm bu işin hukuki, idari denetimini oluşturacak yasal düzenlemeleri de yapacağız. Türkiye Risk Kalkanı Projesi’nde hepsi kendi dallarında uzman 100’ü aşkın hocamız var. Biz diyoruz ki, ‘Sen nasıl bir düzenleme hayal ediyorsun, gel istişare edelim.’ 13 tane grup var, her grup kendi içindeki o düzenlemeyi hazırlasın, sunsun. Biz de yasalaştıralım” diyor.

        Uzman mühendislik kavramını da destekliyor. “Müteahhitleri 10’dan fazla grupta sınıflandırdık, şimdi mühendisleri ve mimarları da sınıflandıracağız. Çünkü bunu yapmazsak iyi ile kötüyü ayırt edemeyiz” diye ekliyor.

        Bütün anlattıklarından hareketle açıkçası ben Bakan Kurum’un depremden etkilenen şehirlerdeki yeniden inşa sürecine iyi hazırlandığını gözlemledim. Şehirlerin tasarım sürecinde iyi mimarlarla çalışmaları da önemli.

        Fakat başta dediğim gibi muhalefetin ücretsiz konut vaadi ve evi yıkılan vatandaşların emsaline göre karşılık talepleri karşısında zorluk yaşayacaklarını düşünüyorum.

        Bunları ve fazlasını yarın akşam Mehmet Akif Ersoy ile birlikte kendisine yönelteceğiz

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar