Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı üçüncü maçı da kaybetti. Portekiz takımı Sporting hiç beklemediği bir skorla maçı kazandı. Atılan 4 gol dışında iki topun direkten dönmesi ve Ersin’in kurtardığını da hesaba katarsak Beşiktaş’ın savunmasının sınıfta kaldığını söyleyebiliriz.

        Aslında karşılaşmaya iyi başlayan, rakibe baskı kuran, oyunu rakip kaleye yıkan bir Beşiktaş vardı sahada. İlk 15 dakika kaçırılan 3 net gol pozisyonu taraftarı umutlandırdı doğal olarak.

        Her şey iyi giderken Sporting kazandığı ilk korner atışında golü buldu. 10 dakika sonra yine bir korner atışından gelen ikinci gol Beşiktaş adına sürpriz oldu. Yenilen iki golde savunmanın adam paylaşımı ve boş alan bırakması dikkat çekti. İlk yarının bitimine dakikalar kala penaltı golüyle devrenin 3-1 rakip lehine bitmesi takımın direncini büyük ölçüde düşürdü.

        İlginç bir maç izledik. Sahada özellikle ilk yarı çok iyi oynayan bir Beşiktaş vardı. Fakat öyle kötü goller yediler ki bunun savunulacak bir tarafı yok. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde oynamanın ne kadar zor olduğunu oynadığı 3 maçta da gördü sanırız. Tek başına saldırmanın yeterli olmadığı bir gerçek. Bu tür karşılaşmalarda öncelikle savunma disiplini ve kazanılan pozisyonların değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu bilmeliyiz.

        REKLAM

        Beşiktaş’ın her iki beki kötü bir gün yaşadılar. Ya da bu tür maçların oyuncusu değiller demek daha doğru olur. Tıpkı Welinton’un yetersiz kaldığı gibi.

        Orta alan ve forvet oyuncuları daha etkindiler. Ofsayt konusunda biraz dikkatli olsalar golleri bulmakta zorlanmazdılar.

        Süper Lig’de gol atma sorunu yaşamayan Batshuayi, Şampiyonlar Ligi’nde aynı başarıyı gösteremiyor. Bu seviyede bir oyuncu olmadığını gördük. Kim ne derse desin bir kalite sorunu var.

        Sporting takım olarak ne yaptığını bilen oyunu bırakmayan, hata yapmadan mücadele eden bir ekip. Beşiktaş’ın orta sahasını toparlamakla görevli Pjanic’ten daha fazlasını bekledik. Zaman zaman iyi paslar attı. Sürekliliği yoktu. İlk yarı 3 tane top kaptırdı. Bu oyuncunun kalitesine yakışmadı.

        Ülkemizde futbolun hızlı oynanmadığı bir gerçek. Beşiktaş bir ölçüde bu hızı en iyi yapan, üst düzeye taşıyan bir takım. Ancak bu hız Şampiyonlar Ligi’nde yetersiz kalıyor. Bu sorunu gidermeden rakiplerle baş etmek kolay değil.

        Sergen Yalçın oyuncularını iyi tanıyor. Neler yapacaklarını biliyor. Fakat savunmayı gözden geçirmek zorunda. Rosier’in kötü oyunu önünde oynayan Ghezzal’ı da etkiledi. Sonradan oyuna giren Gökhan’ın umut olması şaşırtıcıydı. Performansı bir yana fiziksel olarak da çok aşağılarda.

        Karşılaşmanın sonucu bir yana unutulmayan anlardan birisi de Alex’in attığı muhteşem goldü. VAR’ın iptal ettiği sayılmayan gol atılan 5 golün çok ötesinde harika bir vuruştu.

        Beşiktaş büyük olasılıkla Şampiyonlar Ligi’ndeki umudunu yitirdi. Kaybettiği 3 maç ve 0 puan bunu gösteriyor. Bu tür maçlarda ortaya çıkan gerçeği iyi analiz etmekte yarar var. Oyunun bir bütün olduğu, hatanın yalnız oyuncularda olmadığı, teknik, taktik gibi olgularında yenilgide önemli rol oynadığını bilmek zorundayız. Yoksa, her şeyi şansa bağlarsak hayal satmaya devam ederiz…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar