Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) Türk şirketinin devre dışı bırakılması sonrasında başlayan tartışmaya iki ülkenin liderleri Semerkant’a noktayı koymuş, mutabakat sağlandığını açıklanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakından takip etmesi sonrasında Türk şirketi Akkuyu’da işlerine kaldığı yerden devam edecek. Ancak şirketler arasında yaşanan tartışmalar sonrası yeni dönemde işlerin aksamadan yürümesi ve takvimde gecikme olmaması için önlemler alınıyor.
Öncelikle şirketler arasındaki sorunlar çözülecek ve yeni bir tartışma olmaması için de Rusya ve Türkiye Enerji Bakanlıklarının liderliğinde yol alınacak. Çalışmaların kaldığı yerden devam edebilmesi için en az bir haftalık adaptasyon süreci olacağı belirtiliyor. Bu süreçte karşılıklı olarak açılan tedbir ve tahkim davaları geri çekilecek.
Böylece Türkiye’den IC İçtaş şirketi mühendislik, satın alma ve inşaat anlaşması çerçevesinde çalışmalara devam edecek. Rus tarafının IC İçtaş’ı ile tek taraflı fesih kararı aldığı 26 Temmuz’dan bugüne sahada çalışmalar büyük ölçüde durmuştu. Yaklaşık 4 yıldır Akkuyu’da kayda değer katkı sunan IC İçtaş’ın sahadaki işlerin sağlıklı yürütülmesi için yüksek donanımlı ek araç parkı oluşturduğu; leasing ile alınan özel ekipmanlara yüzde 40 seviyesinde ödeme yaptığı belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şayet devreye girmemiş olsaydı Akkuyu Nükleer Santrali’nin hizmete girme takviminde hem ciddi aksama olacaktı, hem de iki şirketin açtığı davalar sebebiyle çeşitli sorunları konuşuyor olacaktık.
Rus şirketinin şimdiye kadar IC İçtaş’a 600 milyon dolar avans ödediği, hesap hatası sebebiyle 3 milyon dolarlık bir kaybın gözlemlendiği ve bu durumunda düzeltildiğini kaydediliyor. Dolayısıyla artık iki şirket arasında tartışmaya sebep olacak, Türk şirketinin devreden çıkmasını gerekçe gösterilecek ciddi bir husustan bahsedilmiyor. Yaklaşık 1.5 aylık kayıp dönemin iki liderin devreye girmesi sonrasında hızla kapatılarak Akkuyu’da takvime uyulması konusunda sorun olmayacağı ifade ediliyor. Netice itibariyle Akkuyu’da yeni sorunlar çıkmaması için de iki taraftan yetkililerin her an devrede olacağı bir sistemin kurulması planlanıyor.
“Bir 5G hikayesi” yazımda telekom sektöründeki yerlilik çalışmalarının zayıflığına dikkat çekmiş, KKTC’de hazırlıkları yapılan 4G ve 5G ihalesinde GSM şirketlerine rolüne vurgu yapmıştım. İşte o yazımda Turkcell’i de konu etmiş, KKTC’de yerli ve milli ürünlerin önünün açılmadığını vurgulamıştım. Turkcell’e yazıma bir cevap göndermiş.
“Yazınızda iddia edildiği gibi Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu’nun ‘Yüzde 25 yerlilik şartı’ gibi bir görüş bildirdiğine dair yorum gerçek dışıdır ve spekülatif duyumlara dayalıdır. Yazınızdaki yorumlar, Turkcell’in ve Yönetim Kurulu Başkanı’nın yerlilik konusundaki duruşunu ve görüşünü temsil etmemektedir.
Söz konusu haberde yer alan açıklamaların aksine yerli ve milli ekosistemin oluşturulması ve geliştirilmesinde Turkcell üzerine düşen görevi yerine getirmek için üstün bir çaba sarf etmektedir. Saygılarımızla…”
Bu açıklamadan, KKTC’de ilk etapta devreye girecek tüm 4G baz istasyonlarının yüzde yüz yerli ve milli ULAK olmasına Turkcell’in de destek vereceğini anlıyorum.
Türkiye şu an boru hatlarıyla aldığı doğalgazda Rusya’ya bildiğimiz formülün dışında bir sistemle ödeme yapıyor. Bu senenin başında Enerji Bakanlığı bürokratlarının petrole endeksli doğalgaz fiyatlarının formülünde yaptıkları değişiklikle yüzde 30’u Brent petrol, yüzde 70’i ise Hollanda gaz piyasası TFF’ye endekslenmişti. Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle enerji piyasaların alt üst oldu ve bu formül sebebiyle Türkiye’nin aldığı Rus gazı da yaklaşık 3 kat daha pahalı hale geldi.
Semerkant’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ile görüştüğü konulardan birisinin de bu olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin Rusya’dan aldığı gazın yüzde 25’ini Ruble ödeyeceğine dair açıklama yapılması da bu hususlarda önemli mesafe kat edildiğini gösteriyor. Böylece hesapta olmayan bölgedeki gelişmeler sonrasında Rusya-Batı gerginliğinin enerji piyasalarını etkilemesi ve öncesinde Türkiye’nin de Rus gazına ödeme yaptığı formülü değiştirmesinden kaynaklı daha fazla bedel ödemesinin de galiba önüne geçildi.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in Türkiye’de doğalgazın yüzde 80’inin, elektriğin de birinci kademede ise yüzde 50’sinin sübvanse edildiğini vurgu yapıp, gerekli tedbirlerin alındığına dikkat çekmesi de böyle bir gelişmeye işaret ediyor.
Ayrıca 3 Türk ortaklığının (Kalyon-Kibar, Ahlatçı ve Aksa) Rusya’dan 3 milyar metreküplük doğalgazı uygun rakamlardan ithal etmeleri için de gerekli izinler verildi.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Aydınlatma Metni’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
