Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün açıklanan mayıs ayı verilerinden sonra yazdığım yazıda Türkiye’de enflasyonun yakın vadede üç ana etkene bağlı olarak seyredeceğini belirttim.

        Bunlardan biri döviz kurunun seyriydi. Doları kontrol altına almadan enflasyonu düşürmek mümkün değil. Çünkü hem tarımsal hem de sanayi üretimimiz dışarıdan hammadde ithal etmeye dayanıyor.

        Bu nedenle döviz kuru enflasyonun belirleyici ana etkeni durumunda.

        Dolar kurunun dün itibariyle geldiği aşama ve siyasi otoritenin faiz düşürme isteği kurun denetim altına alınmasını zorlaştırıyor. Enflasyon düşüşüne bir takoz dolar kurundan geliyor.

        BİR AYDA YÜZDE 5, BİR YILDA YÜZDE 40 ARTIŞ

        -Diyelim ki döviz kurunu kontrol altına aldık. İthal ettiğimiz malların fiyatı dünyada çok yükseldi ve yükselmeye devam edeceğe de benziyor. Örnek gıda fiyatlarındaki artış. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun Gıda Fiyat Endeksi son bir yılda yüzde 40 arttı.

        -Dolar bazında yüzde 40 artışın yurt içine ithal edildiğini düşünün. Üzerine dolar kurunun artışı da eklenecek. Enflasyon kuru tetikleyecek, kur enflasyonu besleyecek. Enflasyon düşüşüne, dolayısıyla faiz düşüşüne ikinci engel veya takoz dünyadan gelecek.

        REKLAM

        -Artışta mayıs ayında görülen sıçramanın payı önemli. Çünkü sadece mayısta gıda fiyatlarının ortalama artışı yüzde 4.8’i buldu. Endeksin mayıs seviyesi 127.1’e çıkarak 2011 yılı sonrasının tepe noktasına yükseldi.

        -Beş alt grupta gıda fiyatlarının izlendiği endekste şansızlığa bakın ki, dışa en çok bağımlı olduğumuz bitkisel yağların fiyatları son bir yılda yüzde 124.5 düzeyinde arttı. Bitkisel yağların sadece mayıs artışı dolar bazında yüzde 7.7’yi buldu.

        -Bitişikte görülebileceği gibi 5 ana grubun en düşük fiyat artışı ette yaşanıyor. Burada da hareket başlamış görünüyor. Aşılamaların ilerlemesi, hayatın normalleşmesi ve restoranların açılmasıyla et tüketimi ister istemez artacak. O zaman et fiyatlarını yüzde 10 artışta tutmak mümkün olmayabilir. Kaldı ki, et üretiminin maliyeti yem fiyatlarından dolayı sıçramış olmalı.

        BÜYÜME KADAR EMTİA FİYAT ARTIŞI

        -Fiyat yükselişleri sadece gıda ile sınırlı değil, tüm emtiaya yayılmış durumda. Tarım, enerji, metal ve değerli metallerden oluşan CRB Emtia Endeksi’nin son bir yıllık artışı yüzde 77’ye vardı.

        -Artışın yüksek olmasında geçen yıl nisan ayında en düşük düzeyine inmiş olmasının payı var. Ama dibe vurduktan sonra meydana gelen sıçrama daha sonra dünya ekonomisinin canlanmasıyla ivmelendi. Geçen yıl yüzde 3.3 daralan küresel ekonominin bu yıl yüzde 6 büyümeye geçmekte olduğunun güçlü işaretleri geliyor.

        -Üstelik büyüme bu yıl ortasında bitmeyecek, devam edecek. Belki gelecek yıl büyümenin nereye doğru gideceği, yavaşlayacağı mı yavaşlamayacağı mı tartışılacak. Büyüme varsa, emtiaya talep sürecek ve böyle bir konjonktürde fiyatlar da ivmesini koruyabilir.

        -FAO gıda fiyatları son 10 yılın en yüksek düzeyine çıkmış olsa bile, genelde emtia fiyatları henüz rekor düzeylerine yükselmedi. Bunun için daha epeyce yol kat etmeleri gerekli.

        REKLAM

        REKORA EPEY YOL VAR

        -Mesela CRB Emtia Endeksi 2008 yılında 474 puandan düşmeye başladı. Küresel krizde gördüğü en düşük düzey ise 200 puan. Geçen yılın 21 Nisan’ında petrol fiyatlarının çöküşüyle 101 değerine kadar indi. Dün itibariyle yükseldiği seviye ise 207. Yani 2 Mart 2009’daki gördüğü dip düzeyini yeni buldu.

        -Pandemi koşulları devam ettiğinden salgının tedarik zincirinde yarattığı kırılmalar henüz tamir edilmedi. Emtia fiyatları üzerindeki tedarikten kaynaklı baskı salgın bitene kadar yüksek kalmaya devam edebilir.

        -Salgın sonrası emtia fiyatlarının seyri yüksek büyümenin sürüp sürmeyeceğine bağlı. Ancak küresel büyümede bir durgunluk ihtimali ortaya çıkarsa emtia fiyatları düşüşe geçebilir.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar