Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD’de önce tarım dışı istihdam, sonra enflasyon verileri beklenmeyecek kadar kötü açıklandı. 1 milyon istihdam artışı beklenirken 266 bin gelmesi ve işsizlik oranının düşmeyip yükselmesinin etkisi piyasalar için o kadar sarsıcı olmadı. Şok enflasyon artışı şok satışlara yol açmadı. Bunda ilk verinin ikinciyi kısmen dengelemesinin küçük bir payı da var.

        -Bir de son dönemde enflasyon kaynaklı oynaklığa iyice alışılması da belli bir rol oynadı. Çünkü emtia fiyatlarında bu yıl yüzde 24’ü bulan artışların meydana gelmesi, piyasalara yeterince korku saldı, varlık değerlerini etkiledi.

        - ABD 10 yıllıklarının faizi yıla yüzde 0.916’dan başlamışken mart sonunda yüzde 1.776’ya kadar yükseldi. Piyasalara ve ekonomiye baz teşkil eden dünyanın temel faiz oranı birkaç aylık kısa sürede neredeyse bir kat sıçradı ve geri geldi. Arada sık sık yüksek oynaklıklar da yaşandı.

        -Nisan ayı enflasyonunun baz etkisinden dolayı yükseleceği zaten bekleniyordu. Beklenen aylık yüzde 0.2 ve çekirdek enflasyonda yüzde 0.3 iken, açıklanan yüzde 0.8 enflasyon ve çekirdekte yüzde 0.9 oldu. Yıllık enflasyon da yüzde 4.2’ye, FED’in politika faizine karar verdiği çekirdek enflasyon da yüzde 3.0’a yükseldi. Şok artışta salgın etkisiyle Nisan 2020’de aylık enflasyonun yüzde -22’ye gerilemesinin önemli rolü bulunuyor.

        REKLAM

        -Çekirdek enflasyonda FED’in uzun vadeli hedefi yüzde 2 ama geçici olmak üzere bunun biraz üzerine çıkmasına izin veren politikayı geçen yıl açıklamıştı. Bu durum, geçici olmak kaydıyla enflasyonun yüzde 2.5 düzeyine kadar yükselmesine FED’in politika tepkisi vermeyeceği biçiminde yorumlanmıştı. Oran geçici de olsa yüzde 3.0’e çıktı. Şimdi ne olacak?

        ASIL SEYİR 3. ÇEYREKTE BELLİ OLUR

        -Dahası enflasyonun maliyet veya talep kaynaklı ne ölçüde arttığı ve artışın devam edip etmeyeceği de kestirilemiyor. Net olan ise bu aydan sonra baz kaynaklı sıçrayacağı iki ay daha var. Geçen yılın mayıs enflasyon oranı yüzde - 0.67, haziran rakamı da yüzde 0.002 düzeyinde. Baz etkisinin ortadan kalkacağı ve normal seyrine döneceği ay ise temmuz ayı.

        -Bu nedenle enflasyonda meydana gelen şok artışın kalıcı olup olmayacağına yılın üçüncü çeyreği yaşandığında karar verilecek. Enflasyonun asıl seyri, kalıcı bir trend değişikliği meydana gelip gelmediği o dönem belli olacak.

        -Bu görüşü destekleyen argümanlardan biri, tek bir ayla enflasyonun kalıcı bir şekilde yükselişe geçtiğine karar verilemeyeceği. Trend değişikliği için bir aylık veriyle enflasyonun yetersiz olacağı, en azından birkaç istikrarlı bir artışın ortaya çıkması gerektiği kabul gördü.

        -İkinci argüman ise geçici faktörlerin etkisinden arındırma yapmak için de, zamana ihtiyaç olduğunun kabul edilmesi.

        -Üçüncü ve daha önemli neden ise temmuz, ağustos ve eylülü kapsayan bu dönem aynı zamanda ABD’nin aşılamayı tamamlayıp tam açılmayı planladığı üçüncü çeyrek olacak. Başkan Biden ABD’nin bağımsızlık günü olan 4 Temmuz’u salgından kurtuluş tarihine dönüştürmek için Amerikalılara bu tarihte randevu verdi.

        -Ancak tam normalleşme sonrası eyaletlerin tümünde üretim ve tüketim normalleşecek, hizmetler sektörü tam olarak devreye girecek. Artacak talebin arz artışıyla karşılayıp karşılamadığı o zaman görülecek.

        REKLAM

        -Talebin karşılanamaması halinde enflasyonda yükselişler görülebilecek. Tam açılma ve serbestlik sonrası birikmiş talebin etkisi, nihai tüketicilerin tüketim gücü ve artan tasarruflarını tüketime dönüştürüp dönüştürmeyecekleri netleşecek.

        -Tüketimin artışını koruması ve devamı için elbette istihdamın artması ve işsizliğin düşmesi gerekiyor. Bu açıdan önceki hafta açıklanan kötü istihdam verileri bir ölçüde şok enflasyon rakamlarını dengeleyici rol oynadı.

        -Bütün bu nedenlerden dolayı enflasyonun gerçek seyri, ne kadarının talep artışından kaynaklandığı, ne kadarının maliyetlerden ileri geldiği, ne kadarının salgın nedeniyle devlet tarafından dağıtılan çeklerden ve geçici harcamalardan etkilendiği, üçüncü çeyrekte belli olacak.

        PİYASALARDAN SINIRLI TEPKİ

        -İleriye yönelik bu beklentilerle nisan ayı şok enflasyon artışıyla FED’in görüşünü değiştirmediğine, dolayısıyla para politikası değişikliğine hemen gitmeyeceğine kanaat getirildi.

        -Piyasaların sınırlı ve temkinli tepki vermesinde enflasyonun ardından gelecek sert büyüme rakamları da etkili. Özellikle ikinci çeyrekte büyüme geçen yılki derin daralmanın tersine çift haneli pozitif çıkacak. Yılın tamamında ise yüzde 6 büyümeye ulaşılacak.

        -Bir anlamda ekonominin iyileşmesi ve büyümesinden kaynaklandığından, piyasalar enflasyonun kötüleşmesini sineye çekti, sindirmeye çalıştı ve sınırlı tepki verdi.

        -Bunun da etkisi ile ABD piyasaları, dolar ve 10 yıllıklar şok enflasyon rakamına şok satışlarla yanıt vermedi. 2009’dan gelen pozitif trendi bozacak düzeyde sert satışları görmedik.

        -ABD borsaları ve dünya borsalarının ortalaması enflasyon sonrası yüzde 1.5 civarında geriledi. 10 yıllık ABD faizi bir ara yüzde 1.707’yi görmesine karşılık haftayı yüzde 1.635’ten kapattı. Korku endeksi VIX de 16.69’dan 27.59’a çıktı, haftayı kapatırken 18.81’e geri döndü.

        REKLAM

        EMTİA FİYATLARI DA BELİRLEYİCİ

        -FED de, piyasalar da, temkinli bir bekleyiş içinde. Enflasyon aylarca yüksek çıkacak ve bu durum bir trende dönüşecek mi? Üçüncü çeyrekle birlikte enflasyondaki yükseliş netleşirse FED’in politikası da değişir, piyasaların tavrı da.

        -Bu arada uluslararası emtia fiyatlarındaki tırmanışın devam edip etmeyeceği de belirleyici olacak. Emtia fiyat artışlarının sürmesi, dünya ve ABD enflasyonunu iyice rayından çıkartabilir. Durulması ise merkez bankalarına gevşek para politikalarını sürdürmesi için zaman kazandırır.

        -Emtia fiyatlarında hızlı artışa karşılık gelinen seviye ise aşırı yüksek değil. Bitişikteki grafikten görülebileceği gibi, emtia endeksi CRB 200 civarındaki seyri ile uzun vadeli ortalaması düzeyinde bulunuyor. Endeks en düşük düzeyini geçen yıl petrol fiyatlarının da etkisiyle 21 Nisan’da 101 düzeyine inerek görmüştü. Endeksin tarihindeki en yüksek düzeyine ulaşması ise yine petrol fiyatlarının rekora ulaşmasıyla 3 Temmuz 2008’de 474 puanla olmuştu.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar