Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Türkiye’de görülmesi gereken arkeolojik alanlar
        • 1

          GÖBEKLİTEPE - ŞANLIURFA

          Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe Arkeolojik Alanı 1963 yılında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedildi. Alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıktı. Bu çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12000 yıl öncesine uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşıldı.

        • 2

          Göbeklitepe'de çapları 30 metreyi bulan yaklaşık 20 yuvarlak ve oval yapının ortasında 2 adet T biçimli, 5 metre yüksekliğinde, kireçtaşından bağımsız sütun yer alıyor. Yapıların iç duvarlarında da daha küçük sütunlar bulunmaktadır. Göbeklitepe ile ilgili bahsi geçen bilimsel veriler, arkeoloji çalışmalarında neolitik dönemle ilgili kuramsal çerçevenin ve tarihlendirmelerin yeniden değerlendirilmesini gerektiren önemli bilgiler veriyor.

        • 3

          Büyük bir organizasyon ve hayal gücünün eseri olan Göbeklitepe, bu büyüklükteki en eski anıt ve ilklerin ötesinde, birçok anlamda tarihin sıfır noktasını oluşturuyor. İnsanın avcı toplayıcı olarak yaşamını sürdürdüğü bir dönemde, ileri düzeyde mimarlık gerektiren tapınaklar inşa etmesi tüm dünyada şaşkınlık yaratıyor. Tarih öncesi insanın inanç dünyasını yansıtan, animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınaklar Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri olmasını sağlıyor.

        • 4

          Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı ve toplayıcı insan toplulukları zamanında, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk tapınak olan Göbeklitepe, son yılların 'en büyük arkeolojik keşfi' olarak gösteriliyor.

        • 5

          Yaklaşık 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hala cevap bulamayan tapınak, Mısır Piramitleri'nden ve İngiltere'deki Stonehenge'den yaklaşık 7 bin 500 yıl önce inşa edilmiş olmasıyla da tüm dikkatleri üzerine çekiyor. 2019'un Göbeklitepe Yılı ilan edildiğini de hatırlatalım.

        • 6

          SİDE ANTİK KENTİ - ANTALYA

          Antik dönemde Pamfilya’nın en önemli liman kenti olan Side, Antalya’nın 80 kilometre doğusunda, Manavgat’ın 7 kilometre güneybatısında bulunan 350-400 metre genişliğinde bir yarımada üzerinde kuruldu. Side MÖ VII. yüzyılda bir yerleşim merkezi oldu. MÖ 6. yüzyılda tüm Pamfilya ile birlikte Lidya Krallığı'nın egemenliğine girdi.

        • 7

          Ardından Lidya Krallığı’nın yıkılışından sonra Perslerin hâkimiyeti altına girdi. Bu devirde özgürlüğünü bir ölçüde koruyan kent, kendi adına sikke bastı. Büyük İskender’in Anadolu seferinde (MÖ 334) hiçbir direniş göstermeden kapılarını Makedonya kralına açan Side, daha sonraları İskender’in kurduğu büyük sikke basım merkezlerinden biri oldu. Antik kent, Athena Tapınağı, anıtsal çeşmesi, antik tiyatrosuyla ünlü.

        • 8

          ÇATALHÖYÜK - KONYA

          Konya ilinin Çumra ilçesinde yer alan Çatalhöyük, 1958 tarihinde keşfedildi. 2012 yılı itibarı ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edildi. Neolitik Dönem’e ait en eski yerleşimlerden bir tanesi olarak tanımlanan Çatalhöyük, ilk ev mimarisi, ilk manzara resmi, ana tanrıça kültü gibi özgün buluntuları ve inanç eserleri ile insanlık tarihine ışık tutuyor.

        • 9

          Olağan dışı sanatıyla hayranlık uyandıran Neolitik Kent Çatalhöyük’te ilk buluntuların tarihi MÖ 7400 yıllarına kadar uzanıyor. Kent, medeniyetin ve ziraatin temellerini anlamamızda uluslararası anahtar olarak tanımlanıyor. Çatalhöyük’ün Neolitik yerleşim tarzı ve kent planının eşitlik ideallerini yansıttığına inanılıyor.

        • 10

          Yaklaşık 9400 yıllık geçmişi olan höyüğün mimarisi bir hayli ilgi çekici. Höyükte bir ailenin evdeki yaşam süresi bittiğinde evin toprakla doldurulduğu, üzerine yenisi yapıldığı biliniyor. Yeni evlerin sürekli yapılması ile günümüzde 21 metre yüksekliğe sahip höyük oluşuyor. Tek katlı olan Çatalhöyük evlerine giriş damda açılan bir delikten, merdivenle sağlanıyor. Her ev bir oda ve bir depodan oluşuyor. Çatalhöyük’te bulunan en önemli objelerden bir tanesi de yüksek kabartma ana tanrıça motifleri. Bunlar, o dönemde dini inançların güçlü bir tanrıça etrafında şekillendirildiğini, eserlerin de tanrısal dişiliğe duyulan saygının izleri olduğunu gösteriyor.

        • 11

          EFES ANTİK KENTİ - İZMİR

          2015 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Efes, Çukuriçi Höyük, Ayasuluk Tepesi (Selçuk Kalesi, St. John Bazilikası, İsa Bey Hamamı, İsa Bey Camii, Artemision), Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi olmak üzere dört bileşenden oluşuyor.

        • 12

          Antik dönemin en önemli merkezlerinden biri olan Efes, tarih öncesi dönemden başlayarak Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca yaklaşık 9000 yıl kesintisiz yerleşim görmüş ve tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti ve kültürel ve ticari merkez olmuş. Helenistik ve Roma Dönemi’nin üstün kentleşme, mimarlık ve dini tarihine ışık tutan simgeleri barındıran Efes’te farklı dönemlere ait en üstün mimari ve kent planlama örnekleri bulunuyor.

        • 13

          MÖ 8. yüzyıla tarihlenen ve antik dönemin yedi harikasından biri olarak ünlenen kült merkezi Artemision, Hz. Meryem’in İsa’nın annesi olarak kabul ve ilan edildiği 431 tarihli Ekümenik Konsülün gerçekleştiği yer olan Meryem Kilisesi, İsa’nın havarilerinden biri olan ve Yahya İncili’ni Efes’te yazan St. John’ın mezarı üzerine inşa edilen Bazilika gibi Erken hristiyanlık dönemine şahitlik eden benzersiz eserleri, günümüzde hristiyanlar tarafından hac mekanı olarak kabul edilen Meryem Ana Evi ve Beylikler döneminde inşa edilen İslam yapıları ile Efes aynı zamanda dini tarih açısından da bugün hala ayakta olan benzersiz bir birikim sunuyor.

        • 14

          BERGAMA ANTİK KENTİ - İZMİR

          Helenistik Dönem’den günümüze erişmiş tek başkent olan ve Helenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemlerine ait katmanları içerisinde barındıran Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı UNESCO Dünya Miras Listesine 2014 yılında dahil edildi.

        • 15

          Helenistik Pergamon Krallığı’nın başkenti olan Kale Dağı’nın tepesindeki antik Pergamon yerleşimi, anıtsal mimarisiyle Helenistik dönem şehir planlamacılığının en iyi örneğini temsil ediyor. Athena Tapınağı, Helenistik dönemin en dik tiyatro yapısı, kütüphane, Zeus Sunağı, Dionysos Tapınağı, agora ve gymnasion yapıları ve yüksek basınçlı su sistemi bu planlama sisteminin ve dönem mimarisinin en seçkin örnekleri olarak karşımıza çıkıyor. Antik kentteki Zeus Sunağı, Serapeian (Kızıl Avlu), Asklepion, Trajan Tapınağı, tiyatro, amfi tiyatro ve su kemerlerindeki muazzamlık gören herkesi kendine hayran bırakıyor.

        • 16

          TROYA ANTİK KENTİ - ÇANAKKALE

          Homeros’un İlyada Destanı’nda bahsedilen Troya Savaşı’nın yapıldığı yer olarak da bilinen Troya Antik Kenti UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 1998 yılında girdi. MÖ 3000 yılına kadar uzanan tarihi geçmişi ile dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biri olan kent, Çanakkale il sınırları içinde yer alıyor.

        • 17

          Troya kuruluş efsanesine göre deniz perisi Thetis ile denizler tanrısı Okeanos’un kızı Elektra, Zeus’un karısı olarak Dardanos’u dünyaya getiriyor. Dardanos’un oğlu Tros, Truad adlı kenti, onun oğlu İlus da Troya kentini kuruyor. Troya’nın kurulduğu Kaz Dağı, Troya Savaşı’nın da nedeni olan dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak biliniyor. Mitolojiye göre güzellik yarışmasına katılan güzeller Hera, Afrodit ve Athena’dır. Seçici görevini üstlenen Paris, kendisine Sparta kralının karısı Helena’yı vadeden Afrodit’i seçiyor. Paris’in Helena’yı kaçırması da savaşı başlatıyor.

        • 18

          Troya’da 1871 yılından itibaren yapılan kazılar, kentin tarihi boyunca defalarca kurulup yıkıldığını ortaya koydu. Dokuz kent katmanının yanında kırk iki yapı katı ortaya çıkarıldı. Daha sonraki yıllarda devam eden kazılar sonucu, tiyatro, hamamlar, çeşitli buluntular ile son derece gelişmiş bir kanalizasyon sistemi ve yapı temellerine de ulaşıldı.

        • 19

          ASSOS ANTİK KENTİ - ÇANAKKALE

          Assos Antik kentinin tarihçesi MÖ 6. yüzyıla kadar gidiyor. Kentin sönmüş bir volkanik tepe üzerine, andezit kayalıkları arasına, denizden 236 metre yüksekliğe kurulduğu biliniyor. Assos'un etrafında bol bulunan andezit taşının kentin inşasında kullanıldığı anlaşılıyor. Assos'ta arkeolojik ilk kazı 1881-1883 yıllarında Amerikalı bir arkeoloji grubu tarafından yapılmış. 1981 yılında tekrar başlayan kazılarda ilk olarak nekropol yani mezarlık ortaya çıkarılmış.

        • 20

          Kentte Osmanlı Sultanı I. Murat'ın 14. yüzyılda yaptırdığı tek kubbeli cami bulunuyor. Behramkale köyü sınırlarındaki Osmanlı döneminden kalma köprü tümüyle ayakta olup halen kullanılıyor. Kentin en yüksek noktasında bulunan Athena Tapınağı adını, Zeus'un kızı ve 12 Olympos tanrısından biri olan Athena'dan alıyor. Assos'ta ayrıca Roma dönemi antik tiyatrosu, agora, nekropol (mezarlık) ve surlar da görülebiliyor.

        • 21

          ASPENDOS ANTİK KENTİ - ANTALYA

          Antalya - Alanya karayolunun 44'üncü kilometresinden kuzeye dönen yolun 2'nci kilometresinde yer alan Aspendos, Yunan efsanesine göre Truva Savaşı'ndan sonra Pamphylia'ya gelen kahraman Mopsos liderliğindeki Argive kolonicileri tarafından kuruldu. Aspendos'ta en göze çarpan yapı kuşkusuz yaklaşık 12.000 kişilik, iyi korunmuş amfitiyatro. Tiyatronun yanında bir bazilika bulunuyor.

        • 22

          Kentin diğer kalıntıları ise tiyatronun arkasında, akropolün yukarısında yer alıyor. Aspendos'un gözden kaçırılmaması gereken bir diğer kalıntısı da kuşkusuz su kemerleri. Kuzeydeki dağlardan şehre su getiren 1 km uzunluğundaki bu kemerler dizisi olağanüstü bir mühendislik becerisini ortaya koyuyor.

        • 23

          PATARA ANTİK KENTİ – ANTALYA

          Patara Antik Kenti Fethiye-Kalkan arasında Xanthos Vadisi'nin güneybatı ucunda bugünkü Ovagelemiş Köyü'nde yer alıyor. 1988 yılından beri kazıları sürdürülen Patara Antik Kenti, arkeolojik ve tarihsel değerlerinin yanında Akdeniz kaplumbağaları ile ünlü. Likya'nın en önemli ve en eski şehirlerinden biri olan Patara, caretta Carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bırakıp yavruladıkları ender sahillerden biri olması ile de ayrı bir öneme sahip.

        • 24

          Patara antik kenti, beyaz kumu, tertemiz denizi ve çam ormanlarından oluşan sahil bandının hemen gerisinde kurulmuş. Ayrıca antik kent oldukça geniş bir alana yayılmış. Likya Birliği ve Eyaleti'nin başkenti, günümüze oldukça iyi biçimde ulaşan tiyatro, meclis, tapınak, horrea (depo yapıları),stadyum, hamam ve kiliseleri ile öne çıkıyor.

        • 25

          Antik kentin girişinde üç gözlü Zafer Takı, sular altında kalmış üç nefli Liman Kilisesi ve Hurmalık Hamamı'nın kalıntıları bulunuyor. Tak'ın batısındaki tepenin yamaçlarında, Likya tipi lahitlerin bulunduğu mezarlık alanı uzanıyor. İhtişamlı antik kent, Deniz Feneri ve Yol Kılavuz Anıtı gibi benzersiz eserlerin yanı sıra, 1905 yılına ait ilk Osmanlı Telsiz Telgraf İstasyonu olma özelliğine sahip bir külliyeye de ev sahipliği yapıyor. Kentin en güney ucunda Kurşunlu Tepe'ye yaslanmış olan tiyatronun depremden sonra İ.S. 147 yılında yeniden inşa edildiği yazıtlardan anlaşılıyor. Tiyatronun kuzeyinde Likya Birliğinin başkenti olan Patara'nın, toplantılara ev sahipliği yaptığı Parlamento Binası yer alıyor.

        • 26

          MYRA ANTİK KENTİ - ANTALYA

          Bugünkü Demre ilçe merkezi ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuş. Antik kent özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlü…

        • 27

          Kaya mezarları, Likçe yazıtları ve sikkeler, Myra’nın en azından İ.Ö. 5'inci yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösteriyor. Myra, 7'nci yüzyıldan itibaren gerek deprem, su baskını ve Demre Çayı'nın getirdiği alüvyonlar, gerekse Arap akınları sebebiyle önemini yitirip 12'nci yüzyılda köy hüviyetine dönüştü.

        • 28

          Günümüz kalıntılarını, akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her iki yanında yer alan kaya mezarları oluşturuyor. Yapılan araştırmalara göre bugün oldukça sağlam durumda olan Roma Dönemi surlarının dışında, Helenistik, hatta İ.Ö.5'inci yüzyıla tarihlenen sur kalıntılarına akropol tepesi ve çevresinde rastlanıyor. Akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile iyi korunmuş bir Roma Dönemi tiyatrosunun özelliklerini yansıtıyor. Tiyatronun hemen iki yanında, kabartmalı veya düz kaya mezarları yer alıyor. MS 5'nci yüzyılda Likya eyaletinin başkenti olan Myra’nın, St. Paul ve arkadaşlarının uğradıkları şehir olması hristiyanlıkta da özel bir önem taşıyor.

        • 29

          TERMESSOS ANTİK KENTİ – ANTALYA

          Antalya'nın Döşemealtı İlçesi yakınlarında yer alan ve güçlü savunmasıyla Büyük İskender'in fethedemediği şehir olarak tarihe adını yazdıran Termessos Antik Kenti ziyaretçilere başka bir dünyanın kapısını açıyor. Antik kent dev sütunları, kaya mezarları, lahitleri, kartal yuvasını andıran konumu ve doğayla iç içe oluşu gibi özellikleriyle ziyaretçilerin ilgi gösterdiği kentler arasında yer alıyor.

        • 30

          Anadolu'nun en eski halklarından Luvi'lerin soyundan gelme Solym'ler tarafından kurulan kentin İskender’in ölümünden sonra kent Ptolemyler tarafından alındığı belirtiliyor.

        • 31

          MÖ 71’de, Roma ile dostluk ve ittifak içinde olan Termessos’un işlerinde bağımsız olduğu ve kendi kanunlarını kendileri yapacakları konusu da Roma Senatosu’nda kabul ve tasdik edilmiş. Fakat şehrin Bizans döneminde ve sonraki devirlerdeki durumu hakkında hiçbir bilgi bulunuyor.

        • 32

          ANAVARZA ANTİK KENTİ - ADANA

          Adana Kozan Dilekkaya'da bulunan ve tarihte 'yenilmez şehir' adıyla da tanınan Anavarza Antik Kenti, Helenistik, Roma, Bizans, Sasani ve Osmanlı medeniyetlerine yaptığı ev sahipliğiyle önemli kültür izleri barındırıyor. Tarihçesi MÖ 19 yılına dayanan ve Roma İmparatorluğu'nun Doğu Akdeniz'deki en önemli ordugah merkezleri arasında yer alan antik kent, Anadolu'nun bilinen en büyüğü Efes'ten daha geniş yerleşkeye sahip.

        • 33

          Kapladığı alan ve diğer özellikleriyle dünyanın en büyük antik kentleri arasında gösterilen Anavarza’da sur duvarı, sütunlu yol, hamam ve kilise, antik tiyatro, stadyum, su yolları, kaya mezarları, mozaikler, Kilikya Bölgesi’ndeki tek örnek olan 3 girişli zafer takı ve Ortaçağ kalesi yer alıyor.

        • 34

          MS 2. yüzyıldan itibaren Anadolu'nun en önemli metropollerinden biri olan antik kentten ismini alan ve ovanın ortasında ada gibi yükselen tepe üzerindeki Anavarza Kalesi de tarihe ışık tutuyor. Tarihi kaynaklara göre MS 4. yüzyılda nüfusu 100 bine kadar çıkmış Anavarza'da bulunan, anıtsal kapıdan başlayan 34 metre genişliğinde, 2 bin 700 metre uzunluğundaki çift şeritli sütunlu yol görenlerin dikkatini çekiyor.

        • 35

          ZEUGMA ANTİK KENTİ - GAZİANTEP

          Gaziantep’in Nizip İlçesine bağlı Belkıs Köyü sınırları içerisinde, Fırat Nehri'nin kıyısında yer alan Zeugma Antik Kenti 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kuruldu. Fırat'ın geçilebilir en sığ yerinde olması, askeri ve ticari bakımdan çok stratejik bir bölge olması nedeniyle tarihin her döneminde önemini korudu. Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator kendi adıyla, Fırat nehrinin adını birleştirerek M.Ö.300 yılında burada Selevkos Euphrates (Fırat’ın Silifkesi ) adında bir kent kurar.

        • 36

          Daha sonraları MÖ 1. yüzyılda kent Roma hakimiyetine girer. Bu hakimiyet değişikliğiyle birlikte kentin adı da değişerek köprü, geçit anlamına gelen Zeugma adını alır. Kısa zamanda 80 bin nüfusa ulaşan Zeugma’da Fırat manzaralı yamaçlara villalar inşa edilir. 80 bin kişilik nüfus Zeugma’yı dünyanın en büyük kentlerinden biri haline getirir. Zeugma Antik Kenti, 1998 yılında çıkarılan ve şehrin önemli simgelerinden biri haline gelen Çingene Kızı mozaiğiyle ünlüdür.

        • 37

          SAGALASSOS ANTİK KENTİ - BURDUR

          Burdur'un Ağlasun ilçesinde ‘aşkların ve imparatorların şehri’ olarak bilinen Sagalassos Antik Kenti, her yıl binlerce kişi ağırlıyor. Geçmişi milattan önce 3 bin yılına kadar uzanan ve 2009'da UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren Sagalassos, ziyaretçilerini 5 bin yıllık sokaklarında tarihi yolculuğa çıkarıyor.

        • 38

          Derin vadilere hakim tepenin yamacında, deniz seviyesinden 1750 metre yükseklikte kurulu Sagalassos, Roma dönemi mimarisinin en iyi örneklerini barındırıyor. Milattan sonra 7. yüzyılda geçirdiği büyük deprem sonrası görkemli Roma yapıları toprak altında kalarak korunan ve yükseltisinden dolayı üzerinde modern yerleşme yapılmayan Sagalassos'taki kazı çalışmaları, 1989'da Leuven Katolik Üniversitesinden Belçikalı Prof. Dr. Marc Waelkens başkanlığında başladı.

        • 39

          Antik kent, binlerce yıldır suyu akan Antoninler Çeşmesi, agoraları, Roma hamamları, macellum yapısı, dans eden kızlarla bezeli heroon yapısı, kütüphanesi ve tiyatrosuyla, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

        • 40

          HATTUŞA - ÇORUM

          MÖ 1650’lerde kurulan Hitit Uygarlığı’nın başkenti Hattuşa 1986 yılından bu yana kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Bir açık hava arkeoloji müzesi konumundaki Hattuşa, Aşağı Şehir ve Yukarı Şehir olmak üzere iki alandan oluşuyor. Aşağı Şehir denilen bölgede sivil yaşam alanları yer alıyor. Yukarı Şehir’de ise çok sayıda tapınağın bulunduğu Tapınaklar Mahallesi olarak adlandırılan bir alan bulunuyor.

        • 41

          Hattuşa’nın 2 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Yazılıkaya Tapınağı kentin en görkemli Açık Hava Tapınağı olarak kabul ediliyor. Yazılıkaya Tapınağı, Hitit mimari özelliklerini yansıtan, Büyük Galeri (A odası) ve Küçük Galeri (B Odası) adıyla anılan iki kaya odadan oluşuyor.

        • 42

          Ayrı bir girişi bulunan Küçük Galeri’nin batı duvarında sağa doğru sıralanan 12 Tanrı Kabartması yer alıyor.

        • 43

          HİERAPOLİS ANTİK KENTİ - DENİZLİ

          Ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken yerler listelerinin neredeyse tamamında yer verilen ve Pamukkale, doğanın sanatçı rolünü üstlendiği yerlerden. Termal suların hava ile teması sonucunda meydana gelen beyaz travertenlerin donmuş bir şelale benzeri kademeli şekiller oluşturduğu ve yer yer teras biçimli havuzlar meydana getirdiği Pamukkale’nin çekiciliğinin keşfi Roma Dönemi’ne kadar gidiyor.

        • 44

          Pamukkale Travertenleri'nin hemen yanında tüm görkemiyle ayakta duran Pamukkale Hierapolis Antik Kenti'nin kalıntılarının büyük bölümü de bu dönemden. Eşi bulunmaz güzellikteki travertenler ile birlikte bu kalıntılar UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesi’nde yer alıyor. Hierapolis, hristiyanlık açısından da kutsal bir yerleşim. Bu kutsallığın en önemli nedeni İsa’nın 12 havarisinden birisi olan Phillippus’un burada öldürülmüş olması ve mezarının da burada bulunması.

        • 45

          Yaz-kış 36 derece su sıcaklığına sahip 2 bin 500 yıllık Kleopatra Antik Termal Havuzu, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Antik çağdan bu yana termal tedavi merkezi olarak bilinen Pamukkale'de, milattan sonra 692'de meydana gelen depremde, sütunların yıkılması ve termal suyun birikmesiyle doğal yollarla oluşan Hierapolis'deki antik havuz, dünyanın çeşitli ülkelerinden ziyaretçilerini ağırlıyor.

        • 46

          LAODİKEİA ANTİK KENTİ - DENİZLİ

          UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Laodikya Antik Kenti'nin geçmişi milattan önce 5500'e kadar uzanıyor. Laodikya, antik çağda Anadolu'nun en önemli ticaret, sanat, spor merkezlerinden biri olmasıyla her zaman turistlerin gezi rotaları arasında yerini alıyor.

        • 47

          Büyük Tiyatro, Küçük Tiyatro, Stadyum ve Gimnazyum, Anıtsal Çeşme, Zeus Tapınağı ve Büyük Kilise, antik kentte görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

        • 48

          KİBYRA ANTİK KENTİ - BURDUR

          Kibyra Antik Kenti, Burdur Gölhisar ilçesinin Horzum mahallesinde birbirinden derin yarlarla ayrılan hâkim üç tepelik üzerinde yer alıyor. Antik kentteki 3 bin 600 kişilik odeonun orkestra bölümünü süsleyen yaklaşık 2000 yıllık yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar figürü Medusa mozaiği, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

        • 49

          MS 1. yüzyılın ilk evrelerinde Opus Sectile tekniğiyle renkli mermerlerden inşa edilen mitolojide ‘Gözlerine bakan kötü niyetli kişileri taşa çevirdiğine’ inanılan Medusa'yı tasvir eden mozaiğin dünyada benzerinin bulunmadığı belirtiliyor. Antik dönemde konser alanı, meclis, mahkeme ve üzeri kapalı tiyatro görevi yapan odeonunun ortasındaki Medusa mozaiği, ihtişamıyla ziyaretçilerden ilgi görüyor.

        • 50

          Kazı Heyeti Başkan Yardımcısı ve MAKÜ Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Düzgün Tarkan da 2006'dan bu yana devam eden kazılarda ortaya çıkarılan en önemli yapılardan birinin Medusa mozaikli odeon olduğunu söylüyor. Medusa'yı Kibyra Antik Kenti'nin incisi olarak nitelendirdiklerini belirten Tarkan, mozaiği görmek için yurt içi ve dışından gelenlerin olduğunu kaydediyor. Kibyra’dan çıkarılan eserler Burdur Müzesi’nde sergileniyor.

        • 51

          ANİ ÖREN YERİ - KARS

          Kars merkez Ocaklı Köyü sınırları içerisinde yer alan Anı Ören Yeri Türkiye- Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay nehrinin batı yakasında Türkiye sınırları içerisinde volkanik bir tüf tabakası üzerine kuruldu. Ani'nin en eski tarihinin MÖ 5000 yıllarına kadar uzandığı düşünülüyor. Anadolu'ya İpek Yolu üzerinden girişte ilk konaklama merkezi olması nedeniyle Ani’nin aynı zamanda bir ticaret merkezi olduğu belirtiliyor.

        • 52

          Ören yerinin zenginliği de buradan geliyor. Günümüzde 78 hektar büyüklüğündeki bir alan üzerine kurulmuş olan Ani Ören Yeri’nin 4.5 km. uzunluğundaki dış cephe surları, sur içerisindeki antik kentte bulunan cami, kilise, hamam, saray, kervansaray ve köprü gibi yapıları dikkat çekiyor.

        • 53

          SÜMELA MANASTIRI - TRABZON

          Trabzon'un Maçka ilçesi Altındere Vadisi'ndeki Karadağ'ın eteğinde sarp ve kayalık alana kurulu Sümela Manastırı, misafirlerine doğa, tarih ve kültürü bir arada sunuyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne 2000 yılında alınan tarihi Sümela Manastırı, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

        • 54

          Meryem Ana adına kurulan manastırın ‘Sümela’ adını ‘siyah’ anlamına gelen ‘melas’ sözcüğünden aldığı söyleniyor. Manastırın Bizans İmparatoru I. Theodosius zamanında (375–395) Atina’dan gelen rahipler Barnabas ve Sophronios tarafından kurulduğu düşünülüyor. Sümela Manastırı’nda yer yer sökülerek alınmış olan fresklerinde İncil’den alınmış sahneler Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı ile ilgili tasvirler bulunuyor.

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa