Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Son dakika haberi: Seçil Erzan'ın duruşmada ismini vermediği kişi Fatih Terim mi? - Seçil Erzan Fatih Terim

        Türkiye’nin gündemine oturan Seçil Erzan davasının duruşma tutanaklarının çözümü yapıldı. Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu’nun özel haberine göre, ortaya çıkan kayıtlara göre duruşma, 9 saat 12 dakika 6 saniye sürdü.

        "NEDİR SAVUNMANIZ, SİZİ DİNLİYORUZ"

        İki şikâyetçinin iddianamesinin kabul edilmesiyle hakkında istenen ceza 256 yıla çıkan Seçil Erzan’ın duruşmadaki tüm ifadeleri ortaya çıktı. Mahkeme başkanı tarafından sorulan “Evet, hakkınızda nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından davalar açılmış. Nedir savunmanız? Sizi dinliyoruz” yönündeki ilk soruya Erzan detaylı cevap verdi.

        REKLAM

        "HER ŞEY O ÖZ GÜVENLE BAŞLADI"

        Seçil Erzan ilk soruya şu şekilde yanıt verdi: "Teşekkür ederim. Benim kişisel ve toplumsal yaşantımdaki bir çuval inciri berbat edip ya da tüm hayatımı tarumar etmem o ilk kendime gereksiz olan öz güvenim, herkese evet deyişim, hayır diyemeyişim, her şeyi ben çözerim edası ve ilk gereksiz sorumluluğu üzerime almayla o ilk hareket bütün hayatımın bu durumuna gelmesinde yeterli oldu.

        Her şey o gereksiz öz güvenle başladı. Ben yaparım öz güveniyle başladı. Benim görmezden geldiğim küçük sandığım şeyler meğerse çok çok boyumdan büyük işlermiş. Hayat, banka müdürü Seçil Erzan olmaktan çok çok daha zormuş bu hayat.

        MAHKEME BAŞKANI İLE ERZAN'IN DİYALOĞU

        Duruşmanın çözülen SEGBİS kayıtlarında Seçil Erzan, her şeyin 2020’den sonra başladığını iddia etti. Duruşmada Galatasaray camiasında bulunan bir kişiden ilk parayı nasıl aldığını da anlattı. İşte o diyalog…

        Mahkeme Başkanı: 2020 yılından sonra.

        Seçil Erzan : 2020 yılından sonra yine bana parasına gayri kaydi bir kazançla çoğaltmak isteyen birisi parasını teslim etti.

        Mahkeme Başkanı: 2011'de. Florya'dayken evet.

        Seçil Erzan : Ben Florya'dayken hiçbir sorun yoktu hiç kimseye benim borcum harcım yoktu 2020 yılına kadar. Bir şekilde gidiyordu. Verdiğim sözü tutuyordum. Birkaç kişinin parasını çoğaltmıştım ama onlara artı fazladan vermiştim. Sonra 2020 yılında yine bir beni tanıyan bilen, bana güvenen bir insanın parasıyla ilgili çoğaltmak üzere yani bir fon adı altında değil ama yani ne istiyorsan onu yap dedi bana teslim etti.

        Mahkeme Başkanı : Kim bu insan?

        Seçil Erzan : Galatasaray camiasından birisi.

        Mahkeme Başkanı : Evet. Kim?

        Seçil Erzan : Sonra beyanda bulunabilir miyim?

        Mahkeme Başkanı : İsmini söylemek istemiyor musun?

        Seçil Erzan’ın avukatı Nazlı Nadide Karaaslan: Yazılı beyanda bulunacağız efendim.

        Mahkeme Başkanı : Tamam

        Seçil Erzan : Onun...

        Mahkeme Başkanı : 2020 yılında parasını teslim etti evet.

        Seçil Erzan : Evet. Onun o dönemde iş o dönemde kulüpten ayrıldı ve bu arada ben ona bir şekilde her istediğinde normal hayatını devam ettirmek için ödemelerini yapması için para ödüyordum veriyordum her istediğinde, hayır diyemiyordum.

        Mahkeme Başkanı : Yani size belli bir miktar para aslında verdi, elden teslim etti.

        Seçil Erzan : Evet elden evet.

        Mahkeme Başkanı : Parasından ihtiyaç oldukça sizden istiyordu, siz de o paradan ihtiyacı olduğu kadar miktarını ona gönderiyordunuz.

        Seçil Erzan : Evet ama ben o parayı o arada değerlendiriyordum da, altın almıştım satmıştım ama istediği para bana verdiği paradan çok çok çok fazla olmaya başladı ve ben orada hayır diyemedim.

        Mahkeme Başkanı : Sürekli herhalde bir para giriş çıkışı oluyordu bu kişinin hani?

        Seçil Erzan : Hayır, bir defa oldu ve çok yüklü bir miktar değildi 300 bin dolar gibi bir şeydi.

        Mahkeme Başkanı : İlk size verdiği 300 bin dolar.

        Seçil Erzan : Evet evet.

        Mahkeme Başkanı : Siz peyderpey veriyordunuz bu 300 bin dolardan anladığım kadarıyla.

        Seçil Erzan : Ya 50 bin dolar isteniyordu 50 bin dolar ödeniyordu, 100 bin dolar isteniyordu 100 bin dolar ödeniyordu.

        Mahkeme Başkanı : Her seferinde istedi, hayır diyemediniz.

        Seçil Erzan : Demedim diyemedim. Sonra ben bu arada tabi ne yapıyordum? Bu paranın da üretilmesi gerekiyor, bu kadar da üremiyor onun istediği kadar da türetilmiyor. Ben bu arada kendim ipotek verdim, araba sattım, Florya'da bir evimiz vardı onu sattım. Bir şekilde hayır diyemiyordum onu oradan devam ettirdim. İşte bu arada benim yakınlarım dediğim kuzenlerimin parası da geliyordu gidiyordu onlardan ödüyordum ama yine ben bir fon falan denmiyordu yine bana "Ne yaparsan yap hani sen bu parayı çoğaltıyorsun, finansal enstrümanları biliyorsun" gibi ufak miktar mesela 100 bin lira gibi. Sonra bu benden daha isteyen diğer tarafta benden çok fazla almaya başladı. 2021 Mart ayına 2021 Temmuz'a kadar bir sorun yoktu. Ta ki iki tane yine ismini burada vermek istemediğim, daha sonra yazılı yapacağım tam sıralamayı da hepsini yapacağım, iki kişinin benden gayri kaydi bir şekilde para kazanmayı bu benim bilinirliğimden ve daha önce benden parayı alan insanın çok kazandığını bildiğinden dolayı hatta ilk önce birisi geldi daha sonra öbürünü kendisi getirdi. O insanlar bir anda 1 verdilerse 100 almaya, 200-300 almak istemeye başladılar ve ben buna son veremedim o dönemde ve tehdit edilmeye başladım. En büyük korkum da bankadan işten attırılmaktı, çünkü herkes herkesi tanıyordu, dışarıda yemekler yeniyordu. Ben bunu atılırım diye işten atılırım diye korktum ve bunu söyleyemedim. Daha sonra söylemek istediğimde de zaten bunu kabul etmediler. Dediler ki "Hayır böyle bir şey var. Olmasa zaten bu kadar bu kadar insan hiçbir şey alamazdı. Biz de aldık. Bunu birileri bir şekilde cebine atıyor, sizler paylaşıyorsunuz. Sen doğruyu söylemiyorsun" deyip işte benden evrak almak istedi o insanlar, onlara da verdim. Sonra da son dönemde burada benim gerçekten bana inanan güvenen arkadaşlarım oldu ama onlara da bir fon demedim aslında gerçi biliyorlardı yani birilerinin ne olduğunu kazandığını biliyorlardı, söylemek zorunda kaldığım durumlarda oldu o sarmalda. Onlar mağdur oldular. Ama çok inanılmaz kendimi anlatarmıyordum. Herkes her konuda bana her şeyde suçluydum.

        Mahkeme Başkanı : Yani söyleseydiniz anlamayacak insanlar mıydı? Deseydiniz "sizin paranızın bu kadar getirisi yok." Ne kadar en fazla ne kadar? Hadi alınsın alınsın, %100 alınsın yani daha fazlasını...

        Seçil Erzan: Söyledim Başkanım söyledim. O ilk aldığım kişiye söylemedim daha sonradan söyledim, bu arada onlara da geleyim, söyledim ve bana o insan da bir açık olduğunu ciddi bir açık olduğunu daha önceden çok daha fazla para aldığını bildi, teyit etti, okeyledi ve zaten benim çözüm planımda onun kendi yatırımlarını satarak çok daha sonra onun kendi birkaç şeyini satarak bu benim mağdur ettiğim insanlara, bunları daha sonradan da konuştuk, etmek zorunda kaldığım iki ya da üç kişiye ödemekti, çözüm planı da oydu zaten.

        Mahkeme Başkanı: Size kendi parasını vermiş atıyorum 50 TL almış 100. Kendi taşınmazını size nasıl verecek yani?

        Seçil Erzan: Bana vermeyecekti. 100 TL almış ama hani 100 TL alması...

        Mahkeme Başkanı: Taşınmazlarını satacaktım o kişinin diyorsun.

        Seçil Erzan: O kendisi satacaktı. Satıp...

        Mahkeme Başkanı: Kendisi satacaktı.

        Seçil Erzan: Evet evet.

        Mahkeme Başkanı: O zaman biliyor muydu yani başkalarının parasının size verildiğini? Yani sizin başkalarının parasını ona verdiğinizi biliyor muydu bu kişi?

        Seçil Erzan: Başkalarının parasını ona verdiğimi bilmiyordu.

        Seçil Erzan'ın Avukatı Nazlı Nadide Karaaslan: Detaylı beyanda bulunalım.

        Seçil Erzan: Ben detaylı beyanda bulunurum.

        Mahkeme Başkanı: Müdahale etmezseniz Avukat Hanım.

        Seçil Erzan: Detaylı bilgi yazılı olarak vereceğim.

        Mahkeme Başkanı: Şu anda vermiyorsunuz.

        Seçil Erzan: Hı hı.

        Mahkeme Başkanı: Söylemeyecek misiniz bir şey? Yani nedir, nasıl oldu? Anlatın işte bir sürü müşteki var. Hangisine karşı ne eylem, ne kadar aldınız hangisinden?

        Seçil Erzan: Tamam. Sırayla mu gidelim?

        CUMHURİYET SAVCISINA, ERZAN "TAMAM" DEDİ

        Duruşmanın ilerleyen saatlerinde Cumhuriyet Savcısı, Seçil Erzan’a ‘İlk kim geldi size’ sorusunu yöneltti. Bu soru, Seçil Erzan’ın 2020’de Galatasaray camiasında para getiren kişinin ayrıntılarına uzandı. İşte Fatih Terim’in isminin geçtiği o diyalog...

        Mahkeme Başkanı : Buyurun Savcı Bey.

        Cumhuriyet Savcısı : Şimdi Başkanım, Avukat Bey'lerin sorularıyla da Avukat Hanım'ın sorusuyla da tekrardanben kendi sorduğum soruya dönüş yapacağım çünkü siz şey dediniz, "Bu şuna referans oldu, o onun referansıyla geldi. O onun referansıyla geldi." İlk kim geldi size ilk? Yani burada müşteki tek tek saymayayım. Burhan Taşpolat mı, Buse Terim Bahçekapılı mı, Terim Arıcan mı, Bülent Çeviker mi kim?

        Seçil Erzan : Savcı Bey'e söylemiştim ilk olduğunu "İsmini açıklayacağım" demiştim o dönemde bir, 300 bin dolardan bahsetmiştim.

        Cumhuriyet Savcısı : Şunu sorayım; müştekiler arasında var mı?

        Seçil Erzan : Yok.

        Cumhuriyet Savcısı : Çünkü sordu Avukat Bey "Yok" dediniz o yüzden.

        Seçil Erzan : Yok müştekiler arasında yok.

        Mahkeme Başkanı : Artık herkes anladı yani kim olduğunu buradan ben sorayım. Fatih Terim mi bu bahsettiğiniz kişi?

        Seçil Erzan : Herkes onun sözüne güveniyordu biliyordu. Ne kadar oldu yani...

        Mahkeme Başkanı: Yani 300 bin dolar diye bahsettiğiniz kişi Fatih Terim miydi?

        Seçil Erzan : Tamam.

        ERZAN, TERİM'İ Mİ İMA ETTİ?

        Seçil Erzan’ın duruşmada ismini vermek istemediği Galatasaray camiasındaki bu kişi merak konusu oldu. Erzan’ın ilk 300 bin dolar aldığı bu sır kişinin o dönem Galatasaray’ın teknik Direktörü olan Fatih Terim’i ima ettiği değerlendiriliyor.

        "TERİM’İN FİNANSAL İŞLERİNİ YAPTIM"

        Seçil Erzan gözaltına alındığı sırada savcılıkta geniş çaplı bir ifade vermişti. Savcılık tarafından Fatih Terim’le ilgili soruya Erzan, “Ben Fatih Terim’den bu zamana kadar fon adı altında para almadım. Ancak bu zamana 2012 yılından itibaren tüm bankacılık işlemleriyle ilgilendim. Tam olarak Fatih Terim’in finansal danışmanı bendim. Şöyle ki Fatih Terim ile ilgili bu zamana kadar çok sayıda finansal işlemler yaptım."

        "ZEHİRLERİNİ HAYATIMA SALMIŞLAR"

        Ya bana dokunmaz sandığım 1000 yıl yaşamasına izin verdiğim, verdiklerim dirhem dirhem zehirlerini benim hayatıma salmışlar. Şimdi dönüp arkama baktığımda o belki de konfor alanımda rahat ettirdiğimdendi bunları fark etmeyişim benim. Hayatıma geriye dönüp baktığımda o ilk öz güvenin hayatımı tam ortasından ikiye yardığını görüyorum.

        REKLAM

        "BATMAKTA OLAN GEMİNİN KAPTANIYDIM"

        Ben Seçil Erzan olarak bir banka müdürü olarak, 20 yıl boyunca çıplak ayak yürüdüm ve hiçbir yanlışım olmadı. Başarılıydım. Kağıt üstünde veremeyeceğim hiçbir hesabım yoktu şubat ayına kadar. Ama insanların Seço'su, canım arkadaşı olarak ben şu an kırık camlar üzerine basmaya çalışıyorum. Çok heyecanlıyım çok özür dilerim. Ben batmak üzere olan bir geminin kaptanıydım. Dolandırıcı olsaydım eğer gemi batardı, ben kurtulurdum.

        "BAKİYE BENDE DEĞİL"

        Bu salonda bulunan herkes, konuşulan bakiyenin bu benim nitelikli dolandırıcılıkla suçlandığım suça konu bu bakiyenin, öncelikle bende olmadığını, benim tarafımdan hiçbir şekilde bir finansal enstrümanda eritilmediğini, kendime bir mal varlığı edinmediğimi, hiçbir yere kaçırmadığımı, bir yerde saklamadığımı % 100 bunu biliyor olduklarından ben eminim. Bu, % 100 doğru olan bir gerçek ve bu salonda bulunan herkes de bu konuşulan rakamın 45 milyon dolar olmadığını da biliyor; bu da % 100 bir gerçek ve bir % 100 doğru olan gerçek var; bakiyenin birilerinin evlerinde, arabasında işte kolundaki saatlerde, yurt dışı seyahatlerinde, ikinci evlerinde, üçüncü yazlıklarında birilerinin cebinde olduğunu da burada herkesin bildiğini ben biliyorum.

        REKLAM

        GALATASARAY CAMİASINA NASIL GİRDİĞİNİ ANLATTI

        2011 yılında, Denizbank Florya Şubesi'ne şube müdürü oldum. O dönemde Galatasaray Futbol Kulübü'nün Metin Oktay Tesisleri Florya'da olduğu için futbolcular ve çalışanların hepsi Florya Şube'den sözleşme bedellerini alıyordu. Ticari hesaplarda bizim Esentepe Ticari Şubemizdeydi. Ben iyi bir müdürdüm, çok çalışkandım, bankacılık işlemlerini çok iyi yapıyordum, işimi çok severek yapıyordum, çok bağlıydım işime.

        Dolayısıyla bankacılık işlemlerinden dolayı benim o camiada bir bilinirliğim oldu. Bu arada uzun yıllar orada da kaldığım için bu arkadaşlarla bu salonda tabii çok yakın ilişkilerim olmayan insanlar da var bu müştekilerden, iş dışında da görüşüp normal sosyal hayatlarımızı paylaşmaya başladık. Yani birlikte yemekler yiyorduk görüşüyorduk; dolayısıyla onlar da benim hem özel hayatım hakkında ben de onların özel hayatında birbirimizi tanıyorduk bilgi sahibi oluyorduk.

        REKLAM

        "BEN DOLANDIRICI DEĞİLİM"

        Ben dolandırıcı değilim. Ben dolandırıcı... Ben dolandırıldım. Kimseye kimsenin iradesine bir fon denen bir şey çıktı ortaya türetildi. Ya benim iradem dışında oldu bu. Ben Galatasaray Spor Kulübü'ndeki futbolcularla yakın olduğum dönemde onların birtakım kaydi paralarını değerlendirme konusunda bazı kişilerin değerlendirme konusunda destek oluyordum. Yani onların doğru zamanda doğru ürünler almasını sağlıyordum, dışarıdan arsa almalarını sağlıyordum. Bu konuda elimden geleni yapıyordum ama kalkıp da ben insanların parasını zimmet yaparak üzerime almadım yani birileri beni dolandırdı, ben de şu anda bu duruma geldim.

        TEFECİLERİ SUÇLADI

        Ben 11 Nisan'da buraya geldim; 13 Nisan'da benim annemi yaka paça dışarı attı tefeciler, evinden oldu. Arabamı sattım her şeyi sattım. Bu insanların faiz adı altında o aza değil; normale tamah etmemeleri beni bu hale getirdi. Yüzlerce senet verdim. Şubat ayına kadar hiçbir problem yoktu, ana para ödeniyordu. Ana paranın üzerine çözümlerde vardı fakat şubattan sonra ben zaten inanılmaz bir baskı altına girdim.

        REKLAM

        "TEHDİT EDİLDİM"

        Yani 7/24 evime insanlar geldiler, kapılar yumruklandı. Hiçbir şey anlatamıyorum. Arabama GPS taktılar. Kolumdan çıkarıp saatimi aldılar. Tartakladılar. Önüme mermi koydular. Aklımı oynatacak gibiydim. Hiç kimseye hiçbir şey anlatamıyordum. Beni tehdit edip, 'Bankadan seni işten attıracağız' dediler. Anlatamayacağım yüzlerce şey yaşadım, kendimde değildim zaten. O dönemde birkaç saçma sapan söylemim zaten görüyorum ve birkaç kağıdım oldu.

        "KAĞIT PARÇALARINA YAZIYORDUM"

        Ben şimdi o kağıtlara bakıyorum da, yani iddianame gizliydi 7 ay boyunca, hep bunları görmek istedim yani çok üretilmiş kafamda saçma sapan şeylerdi o dönemde onları vermek zorunda kaldım ama insanların hepsine yani kağıt parçası istiyorlardı kağıt parçasına yazıyordum.

        Çünkü bu, sizin paranız size borçluyum demek içindi. Bu kağıt parçasına yazıyordum. Mesaj istiyorlardı mesaj olarak buna cevap veriyordum. Amacım orada ben bu parayı size ödeyeceğim yani bugüne kadar hiç ödemediğim hiçbir şey yoktu, vermediğim hiçbir söz yoktu ve borçlu da kalmak istemiyordum hiç kimseye.

        "KİMSE İNANMIYORDU"

        Zaten o dönemde o yazılan her şeyi vermek zorunda kaldım. Benim bir büyüğüm yoktu. Bir hesap kitap yapamadığımı fark ettim ve tamamlamak istediğimde yardımcı olmasını istediğim insanlar oldu. Fakat bu insanlar bana yardımcı olmak yerine daha beter bir sarmalın içine girdim. 'Hayır, sen bize doğruyu söylemiyorsun, böyle bir şey var. Siz işte bankanın üst düzey yöneticileriyle bu para paylaşılıyor. Sen yurt dışına götürdün. Araplarla aldın.' ya inanılmaz böyle senaryolar üretilmeye başlandı."

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa