Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Son dakika: CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan Edirne'de ayçiçeği mesajı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen partisinin grup toplantısında, Edirne'nin tarihi, kadim bir kent olduğunu söyledi.

        Edirne'nin insan başına düşen tarihi eser itibarıyla Floransa'dan sonra dünya ikincisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Olağanüstü güzel bir kentimiz var. Bu kenti dünyaya tanıtmak zorundayız. Türkiye'ye gelen her üç turistten biri mutlaka Edirne'ye geliyor. Edirne'nin Türkiye'nin tarihinde, dünya tarihinde önemli bir yeri var." değerlendirmesini yaptı.

        Kılıçdaroğlu, Edirne'nin aynı zamanda bir tarım kenti olduğunu ifade etti. Trakya'nın olağanüstü bir zenginliğe sahip olduğunu, bereketli toprakları bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Ama bu topraklar bizim arzu ettiğimiz verimi henüz vermedi. Çünkü çiftçi biraz bekliyor. Sıkıntılı çiftçi, üretici, besici hepsi sıkıntılı. Bugün bir ayçiçeği tarlasına gittik. Orada çiftçilerle buluştuk. Onların dertlerini kısmen de olsa onların da ağızlarından dinledik." dedi.

        Üreticinin sorunları olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Sorun çok, 'Mazotta sıkıntımız var.' diyorlar. Evet, sıkıntı var. 'Gübrede sıkıntımız var.' diyorlar. Evet, gübrede sıkıntı var. İlaçta sıkıntı, evet ilaçta sıkıntı var. Tohum, tohumda sıkıntı var. Ürünü eksik, tamam şimdi satacağız. Ya zarar edersek. Söyledim tonunu 16 bin liradan almak zorundadır mevcut iktidar. " diye konuştu.

        Kılıçdaroğlu, sadece ayçiçeği için değil farklı ürünler için de beklenti olduğunu, Manisa Alaşehirlilerin de çekirdeksiz kuru üzümün fiyatını beklediğini aktardı. Alaşehirlilerin de alın teri döktüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, "Dünya çapında kuru üzümümüz çok meşhur. Onlar da bir fiyat bekliyorlar. Özgür (Özel) Bey kaç lira fiyat bekliyorlar? 2 dolar karşılığı Türk lirası bekliyorlar, kilosu. Çok pahalı değil aslında. Avrupa'ya gittiği zaman 10-15 dolar oluyor. Ama Türkiye'de çiftçiye en azından 2 dolar karşılığında Türk lirasını verebilmeliyiz. O zaman ne olacak? Manisalı üzüm üreticisinin de yüzü gülecek." ifadelerini kullandı.

        Kovid-19 salgın sürecinde tüm dünyanın tarımın stratejik önemini bir kez daha anladığına işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

        "Peki, acaba bizi yönetenler tarımın stratejik sektör olduğunu hala öğrenebildiler mi? Orada kocaman bir soru işaretimiz var. Bakın ayçiçeği diyorum. Erdoğan iktidarları döneminde 34,5 milyar dolar ayçiçeği ve benzeri ürünlerin ithalatına para verildi. Rakam küçük bir rakam değil. 34,5 milyar dolar ödüyorsunuz ayçiçeğinin ithalatına, ihracatına değil. Siz o paranın yarısını verseniz bizim çiftçimize, emin olun sadece Türkiye'yi değil bütün Avrupa'yı besler. Bu gerçeğin bilinmesi lazım."

        "BU BEREKETLİ TOPRAKLARIN SANAYİYE DÖNÜŞMEMESİ LAZIM"

        Trakya'da büyük bazı firmaların geniş alanları satın aldıklarını bildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        "Bu konuda da kaygılar var. Bu bereketli toprakların sanayiye dönüşmemesi lazım. Sanayiyi başka yerlerde yapabiliriz. Çorak arazilerimiz var, taşlık arazilerimiz var. Orada sanayi yapabiliriz. Ama bereketli toprağı her yerde bulamazsınız. Bu topraklar bizi besleyen topraklar. Bu topraklar mübarek topraklar, bu toprakların tarım için korunması lazım. İktidara önerilerim var, söyledim, defalarca söyledim. 'Çiftçiye mazotu pahalı vermeyin.' dedim."

        Çiftçiye mazotun ÖTV'siz, KDV'siz verilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

        "Akaryakıta zam geldi. Tatile gitmek için arabanızı kullanırsınız, yakıt pahalıysa işe metro ile veya otobüsle gidersiniz. Peki tarlaya neyle gideceksiniz, tarlaya metroyla mı otobüsle mi gideceksiniz? Tarlaya mecburen traktörle gideceksin. Traktörle gideceksen, üreteceksen, bizim karnımızı doyuracaksa, ona mazotu indirimli, KDV'siz, ÖTV'siz vereceksin. İktidarımızda Allah'ın izniyle göreceksiniz Türkiye mazotu KDV'siz, ÖTV'siz vereceğiz. Çiftçimiz mazotu alıp KDV'siz, ÖTV'siz üretecek. Kırsalda çalışan kadın ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Kırsal boşalıyor, asgari ücret için büyük kentlerin varoşlarına gidiyorlar, acaba asgari ücrete iş bulabilir miyiz diye. Çünkü ektikleri ürünün karşılığını alamıyorlar. Onların sosyal güvenlik primlerini sosyal devlet ödeyecek. Gençler ve kadınlar emeklilik zamanı gelince haklarına kavuşmuş olacak."

        "AİLE DESTEKLERİ SİGORTASINI GETİRECEĞİZ"

        Aile Destekleri Sigortasını getireceklerini, hiçbir evde çocukların yatağa aç girmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        "Önce yoksul ailelerdeki kadın kardeşlerime söylüyorum, sizi yaşadığınız evde erkeğe mecbur etmeyeceğiz. Bankaya yatıracağız parayı, gidip bankadan çekeceksiniz. Yoksulluğu yenmek için yoksulu afişe etmeyeceksiniz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsana değer vereceksiniz, yoksulluk kader değildir. Yoksulluğu yaratan, iktidarların izlediği politikalardır. Biz bu politikalara son verip her evde huzurun hakim olmasını sağlayacağız Aile Destekleri Sigortası ile. 1972 yılı, sevgili kadın kardeşlerim unutmayın. Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosu Aile Destekleri Sigortası'nın hayata geçirileceğine dair söz vermiş. Neden bugüne kadar Aile Destekleri Sigortası hayata geçirilmedi. Çünkü yoksulluğu kullanıyorlar. Yoksulluğu istismar ediyorlar. Yoksullara yardım yapalım, yoksulluk görünür olsun, onlar bize oy versin. Bu kardeşiniz de diyor ki ister oy verin ister oy vermeyin hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, her evde huzurun olduğu bir Türkiye'yi kesinlikle yaratacağız. Bundan herkesin emin olmasını istiyoruz."

        Kılıçdaroğlu, Gaziantep'te canlı hayvan üreticilerinin de sorunları olduğunu iddia ederek şunları kaydetti:

        "Bunlar mallarını satamıyorlar. Hayvanlar belli bir kiloya gelmiş, bu saatten sonra hayvanların beslenmeleri onlara kilo aldırmıyor. Normalde bunların kesime gitmesi lazım, kesime gitmesi için de iyi bir bedel ödenmesi, lazım. O bedel ödenmiyor. Diyor ki üretici, 'Besliyorum ama zarar ediyorum.' Orada üreticiler yolu kestiler seslerini duyurmak için. Vali neden yolu kesiyorsunuz diye kızdı. Sorunu çözün, eğer bıçak kemiğe dayandıysa Antepli besici kızmak, bağırmak zorundadır. Bu insanlar hakkını aramak zorundadır. Hakkını aramayıp ne yapacak insanlar? Türkiye'nin neresine giderseniz bir sorunla karşılaşırsınız. Sorunlar yumağı haline getirdiler Türkiye'yi. Siz izin verirseniz, siz destek verirseniz, Türkiye'yi bu sorunlardan kurtaracağız. Güzel Türkiye'yi, herkesin rahat geçindiği Türkiye'yi, bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, insanların özgürce gezdiği bir Türkiye'yi, herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği Türkiye'yi yeniden ayağa kaldıracağız."

        Bir devletin adaletle, erdemle, ahlakla, hukukun üstünlüğü kuralının göz önüne alınarak yönetilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

        "Bir devlet baskıyla, şiddetle yönetilmez. Bunu da defalarca söyledim. Elinde sopayla insanların kafasına vurulmaz. Demokrasiyi istiyorsak her alanda istiyoruz demokrasiyi. Devleti böyle yöneteceksiniz. Ahlakla, erdemle, bilgiyle, birikimiyle yöneteceksiniz. Devlette liyakati yok ederseniz devleti çürütmüş olursunuz. Defalarca söyledim bir kez daha söyleyeyim. Şu anda çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıyayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bakın, oradaki milletvekillerinin büyük bir kısmı milletin vekili değil, sarayın vekili. Milletin vekili ve sarayın vekili arasında fark vardır. Saraydan beslenen ve saraydan talimat alıp el kaldırıp indiren insanlar, yani bir kişiden talimat alanlar, el kaldırıp indirenler milletin sözcüsü, milletin sesi olamazlar."

        Kılıçdaroğlu, yargının bağımsızlığını sağlayacaklarını, milletvekillerinin milletin sesi olacağını belirtti.

        Siyasi partiler yasasında ciddi değişiklikler yapacaklarını, 6 liderin bu konuda anlaştığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

        "Bu konuda 6 lider anlaştık ve görüş birliği de vardı. Bu konuyu kamuoyuyla paylaştık. Tek kişinin iradesine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de bırakmayacağız. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Cumhurbaşkanı halkın cumhurbaşkanı olacak. Birilerinin cumhurbaşkanı olmaz. Ya oraya başka bir isim bulacaksın ya da cumhurbaşkanlığı unvanını kullanmayacaksın. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyoruz. Dolayısıyla bizim yapacağımız çok işimiz var ama şundan emin olmanızı isterim, neyi, nasıl yapacağımızı çok iyi biliyoruz. 6 lider de çok iyi biliyor. Bütün mesele bunun zamanlaması. Bununla ilgili bir çalışma da yapıyoruz. 6 parti kendi içinde bu çalışmayı yapıyor. Belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra bunu da kamuoyuyla paylaşacağız."

        KUR KORUMALI MEVDUAT SİSTEMİ

        Kılıçdaroğlu, kur korumalı mevduat sistemini de eleştirdi. Yılın ilk 6 ayında bankaların karının yüksek oranda arttığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Faize karşıyım diyor değil mi? Erdoğan faize karşıyım diyor. Bankaların karı... Bu yılın ilk 6 ayında felaket bir tablo var. Bankaların karı milyarları buluyor. Bu yılın ilk 6 ayında bankaların karı yüzde 400, bankaların karı, faiz geliyor. Banka ne yapar? Para ticareti yapar. Kredi verir, faiz uygular, karşılığını alır. Eğer bankalar ilk 6 ayda yüzde 400 kar elde ediyorsa çiftçi yüzde 400 kar elde etti mi? Hayır. Esnaf? Hayır. Sanayici? Hayır. Ücretli? Hayır. Hiçbir meslek grubu yüzde 400 kar elde etmedi. Bankacılık hariç, yüzde 400 kar. Neymiş? Beyefendi faize karşıymış. Ne yapacaksın? Karşı olduğunu söyleyeceksin. Birileri malı götürecek. Asıl büyük parayı onlar götürecekler. Sadece bu mu? Hayır kur korumalı mevduat, ekonominin kalbine yerleştirilmiş bombadır diyorlar. Bomba değil atom bombası. Ekonominin kalbine yerleştirilmiş atom bombası. Dünyanın parası, beyler götürdüler. Bir, parayı yatırıyorsun, Türk lirası yatırıyorsun. İki, sana güvence veriyorlar. Üç, faiz artarsa hiç merak etme faizi de artırmayacaklar. Döviz artarsa hiç merak etme dövizle ödenecek o garantiyi de sana veriyorlar. Vergi, senden vergi de almayacağım diyor. Fırından ekmek alırken vergi ödeyeceksin. Beyler milyarları götürecekler, beş kuruş vergi almayacaksınız. Buradan kur korumalı mevduat sahiplerine yani bir avuç kişiye sesleniyorum. Bizim iktidarımızda sadece ve sadece faizi alacaklar, öyle döviz garantisi yok." ifadelerini kullandı.

        Kılıçdaroğlu, ekonominin kötü yönetildiğini, ihracatçıların döviz bozdurmaya zorlandığını savundu.

        Sanayicinin stokçuluk yapmakla suçlandığını öne süren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

        "Stokçuluk yapıyorsun dedikleri reel sektörün 160 milyar dolar açığı var. Bunların ekonomiden haberleri bile yok. Ekonomi nasıl yönetilir bundan bile haberleri yok. Bir sanayiciye stokçu denir mi Allah aşkına. Adam üretiyor. Zaten belli bir noktada stoklamak zorunda zaten. Üretimin ne olduğunu, stokun ne olduğunu bilmiyorlar. Ama stokçuluğu çok iyi biliyorlar. Onu çok iyi biliyorlar. Ülkenin çözülecek çok sorunu var ama biz çözeceğiz. Bunların emin olmanızı isterim. Sanayiciler özellikle katma değeri yüksek ürünler ürettikleri sürece yanlarında olacağız."

        Kamunun da kendi içerisinde sorunları olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Örneğin dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuz. Askeri hastaneleri yeniden açacağız. GATA'yı tekrar şanlı ordumuza teslim edeceğiz." dedi.

        Türkiye'nin itibarının büyük ölçüde zedelendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

        "Düne kadar hakaret ettikleri kişilerin kapısına gittiler, dilenci gibi. El açtılar. Ya biz Kurtuluş Savaşı'nda bile el açmadık. El avuç açanlar birilerine yalvaranlar 'Ne olursun biraz dolar ver bari iktidarımı koruyayım' diyenler kendilerini birde dünya lideri olarak tanıtıyorlar. Allah aşkına yani akıl alacak şey değil. Karikatür gibi bir şey. Bütün bu gerçekleri bilerek hareket etmek zorundayız. Bütün bu gerçekleri bilerek, çözümleri üretmek zorundayız. Bunları yapacağız. Başka ne yapacağız? Allah nasip ederse sizlerin takdiri ile iktidar olduğumuzda göreceksiniz Cumhuriyet döneminde kaybettiğimiz bir yer var. Süleyman Şah Türbesi'nin bulunduğu yer. Bunlar kendilerini kahraman ilan ediyorlar ya, türbeyi kaçırıp, toprağını terk eden adam kahraman ilan ediliyor. Akıl tutulması var. O türbeyi yerine götüreceğiz. Şanlı bayrağımızı oraya dikeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bir parantez açalım buraya. Bahçeli ne diyor bu işe Allah aşkına? Bana kızıyor. Bizim milliyetçiliğimizi öğrenmek istiyorlarsa rahmetli Ecevit'e bakacaklar, Kıbrıs'a bakacaklar, Akdeniz'e bakacaklar. Sen kim bizim milliyetçiliğimizi tartmak, ölçmek kim? Süleyman Şah türbesi kaçırılırken, toprak terk edilirken sesin bile çıkmadı."

        İktidara geldiklerinde en geç bir yıl içinde gençlerin yurt sorununu çözeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Yurtlar birer kişilik, üçer kişilik odalar, sıcak suyu, soğuk suyu geniş bant internete erişimi olacak. Anne ve baba, güven içinde çocuklarını götürüp öğrenci yurduna teslim edecek. Dolayısıyla öğrenciler huzur içinde okullarına gidecekler, akşamları yurtlarına dönecekler. 20 yıldır çözemediklerini Allah nasip ederse bir yıl içinde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

        EYT'lilerin sorunlarını bildiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Size söyleyeceğim tek şey var, EYT sorununu çözecekse bir kişi çözer. Onun adı da Bay Kemal. Hiç endişe etmeyin." dedi.

        "ÜRETMEK ZORUNDAYIZ"

        Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "İkiz açık diyoruz. Bu ekonomide çok tehlikelidir. Hem bütçe açığınız var, geliriniz giderinize yetmiyor. Hem dış ticaret açığınız var, ihracat yapıyorsunuz ama ithalatınız çok daha fazla ve ikisi de artıyor. İkisi de boynunuza takılan ip gibi. Buradan kurtulması lazım. Çünkü ekonomi sıkılaştıkça işsizlik artıyor, başka sorunlar çıkıyor. Yoksulluk artıyor, yoksulluk derinleşiyor. Bütün bunlardan çıkmanın yolu üretimden geçiyor. Üretmek zorundayız ama bunlar üretimin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunlar sadece ceplerini dolduruyorlar. Söyledim, size de sözüm söz. O malı götürenlerin ceplerini tamamen dikeceğim."

        Kılıçdaroğlu, düşündükçe ve tartıştıkça geleceğin sağlıklı şekilde kurgulanabileceğini dile getirdi.

        Farklı düşüncelerden korkmadan hareket edilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

        "Üniversitelerden hocalar atıldı, üniversitelerde araştırma sayıları giderek düşüyor. İran üniversitelerinin ürettiği sayı Türk üniversitelerini geçti. Bu benim yüreğimde derin acılardan birisidir. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde nasıl bilimsel araştırmalar bu kadar yerlerde kalır, sürünür. 'Her kente bir üniversite açtık' dediler. Aslında bizim gerçek üniversite sayımız toplasanız 10'u, 15'i geçmez. Diğerleri adı üniversite ama gerçek anlamda bir üniversite değil."

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa