Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol İngiltere Son dakika: Sir Alex Ferguson'un gençlik takıntısı - Futbol Haberleri
        • 1

          6 Kasım 1986'da Alex Ferguson, Manchester United'daki görevine yeni başlıyordu. 14 yaşında bir çocuk olan Alan Tonge o günü muhtemelen İskoç menajerden bile daha iyi hatırlıyor. "Perşembe günüydü" diyor Tonge. "Pazartesi ve perşembe akşamları kulüpte antrenman yapardım. Ferguson sahanın kenarına gelmiş ve idmanımızı izlemişti. Ailelerimizle oturdu konuştu. İşteki ilk gününde bunu yapması beni her zaman etkilemiştir"

        • 2

          Ferguson'ın yaşamının yarısından fazlası genç futbolcularla ilgilenerek geçti. Birkaç nesil gördü. Takım elbise giyen 18 yaşındaki çocuklarla da çalıştı, saçlarını diken çocuklarla da sırtını ya da kollarını dövmeyle kaplatan gençlerle de.

        • 3

          Twitter'ın bu kadar büyümesi ise emeklilik sonrasına denk geliyor. "Bunca zamanı nasıl buluyorsunuz?" diye soruyordu efsane isim gazetecilere... "Orada - sosyal medyada- takılacağıma kütüphaneye gider ve bir kitap okurum. Cidden, bu vakit kaybından başka bir şey değil!" Kot pantolon giyen genç gazetecilere alışamadığı günler de oldu.

        • 4

          Yani Ferguson'ın genç nesillerle anlaşamadığı zamanlar da oldu. Ama onlara inanmaktan hiç geri durmadı. Genç gazetecilerle olmasa da genç futbolcularla enerjisi hemen hemen her zaman uyuştu. "Beni genç tutuyorlar" diyordu Ferguson. Ama felsefesi bundan çok daha fazlasıydı.

        • 5

          "ÇOCUKLARLA HİÇBİR ŞEY KAZANAMAZSINIZ"

          "Gençlerle, çocuklarla hiçbir şey kazanamazsınız" diyordu Liverpool'un kaptanlığını yapan Alan Hansen, Manchester United'ın 3-1 yenildiği Aston Villa maçının ardından. "Çocuklar her oynadığında olacak olan bu. Oyuncu satın alması gerekiyor. Bu kadar basit"

        • 6

          1995-96 sezonunda Ferguson, Manchester United'da değişim yapmaya karar vermişti. Kulüp Paul Ince, Andrei Kanchelskis ve Mark Hughes'u yaklaşık 20 milyon Euro'ya satmışlar ve sezonun ilk maçında da yenilmişlerdi. Ferguson'un gençleştirme planları için daha kötü bir başlangıç olamazdı.

        • 7

          MEYDAN OKUYUŞU BAŞLADI

          "Satış haberlerini gördüğümde bazı arkadaşlarımla tatildeydim" diyor o dönem 20 yaşında olan Nicky Butt. "Yıldızların ayrıldığını gördüğünüzde başka yıldızların geleceğini düşünürsünüz. Asla giremeyeceğiniz bir döngüde gibiydim. İnsan kendinden şüphe ediyor" Sezon öncesi hazırlıkları için Malezya'ya gerçekleştirdikleri seyahatte başka yıldızların gelmediğini gördüler. Bu Ferguson'ın gençlere meydan okuyuşuydu: Formayı alırsanız o sizin!

        • 8

          Garry Neville - bazen Phill Neville- Paul Parker'ın yerine sağ bek, Butt ise Paul Ince'in yerinde orta saha merkezinde oynayacaktı. Beckham, Kanchelskis'in yerine sağ açıkta, Scholes ise Hughes'un yerinde... Ferguson yıllardır bu fırsatı bekliyordu. Onları gençler liginde izlediğinde özel bir grup olduğunu hissetmişti.

        • 9

          "16 YAŞINDAYKEN KOCA ADAMLARA KARŞI TOP GÖSTERMİYORLARDI"

          "Maçımız içerideyse takım olarak buluşup onları seyrederdik" diyor takımın tecrübelilerinden Russell Beardsmore. "Genç yaşlarda bile ne kadar iyi olduklarını biliyorduk. 16 yaşındayken koca adamlara karşı oynuyorlar ve topu onlara göstermiyorlardı. Ne kadar iyi olduklarını düşünüyorum da bu gerçekten gülünçtü"

        • 10

          Paul Parker, Ferguson'ın Butt ve Scholes'u A Takım soyunma odasına getirip "Okul çağındaki bu çocuklar bir gün sizleri yerinizden edecek" dediğini hatırlıyor. Bunun da İskoç menajerin hem gençlere güvenini göstermesini hem de A Takım oyuncularının motive olmasını sağladığını düşünüyor.

        • 11

          "GENÇLER İÇİN İMKANSIZ YOKTUR"

          Ferguson gençlerle oynama politikasını Manchester United'da üretmedi. 92 sınıfına ulaşana kadar İskoçya'da birçok kişinin hayatını değiştirdi. "Genç oyuncular için imkansız diye bir şey yoktur" diyordu kitabında. "Dikenli tel görseler bile üzerinden atlarlar ya da altından geçerler. Yaşlı futbolcuların bulamadığı yolları keşfederler"

        • 12

          Kasım 1974'te futbolu bıraktıktan birkaç ay sonra St. Mirren'ın başına geçti. Maçlarını bin kişilik bir seyircinin önünde oynayan bu kulüp, İskoçya ikinci liginde kümede kalma savaşı veriyordu. Başarıdan söz edebilmek için radikal bir değişim gerekiyordu. Ferguson bölge halkının bağ kurabileceği bir takım yaratmak istedi.

        • 13

          Ona St. Mirren'daki en yetenekli genç futbolcunun Tony Fitzpatrick olduğunu söylediler. Ancak 18 yaşındaki bu çocuk profesyonel futbol oynamasını etkileyebilecek bir akciğer hastalığıyla savaşıyordu. Ferguson, çocuğu bir yedekler maçında oynatarak görmek istiyordu. Fitzpatrick'in doktorunun numarasını aldı; ondan da çocuğun ailesinin numarasına erişti. İskoç menajer, çocuğun ailesiyle görüşerek maçta oynamasını sağladı. Fitzpatrick karşılaşmada forma giymekle kalmadı; yeni menajerini etkilemeyi de başardı.

        • 14

          "FUTBOLCU OLAMAYACAĞIMI SÖYLÜYORLARDI. FERGUSON HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ"

          "Maçın ardından merdivenlerden yukarı çağırdı" diyor Fitzpatrick Athletic'e. "Beni serbest bırakacağını düşündüm, zaten yarı zamanlı bir futbolcuydum. Bir yandan resimle uğraşıyordum diğer yandan plörezi vardı. İnsanlar hiçbir zaman futbolcu olamayacağımı, profesyonel olabilmek için çok küçük ve yavaş olduğumu söylüyordu. Alec'le de aynı şeyi yaşayacağımı tahmin ettim ancak bana beş yıl sonra Celtic ile Rangers'ın yerini alacak takımın kaptanı olacağımı söyledi. Kulaklarıma inanamıyordum. Bana böyle inanması hayatımı değiştirdi"

        • 15

          Devamındaki 12 ayda Ferguson birkaç genç futbolcuyu daha renklerine bağlayarak İskoçya 1. Ligi'ne tırmanmayı başardı. Rangers'ın izlediği ancak Katolik olduğu için transfer etmediği Frank McGarvey'nin yeteceğinin boşa gitmesine izin veremezdi. Billy Stark ise bir taksi şoförü tarafından tavsiye edilmişti. Lex Richardson, Bobby Reid, Derek Hyslop ve Bobby Torrance da eklenince İskoç basını bu kadroya "Fergie's Furies" lakabını taktı.

        • 16

          "AYNISINI ABERDEEN VE MANCHESTER UNITED'TA DA YAPTI"

          Semt sakinleri tam da Ferguson'ın planladığı gibi bu takıma bayıldı. "Maçlara girebilmek için ciddi kalabalıklar oluyordu" diyor şimdilerde St. Mirren'ın CEO'su olan Fitzpatrick. "Böyle bir şeyin parçası olmak hala inanılmaz geliyor. Yaşlanan ve dibe demir atmış bir takımı aldı, tüm kulübü dönüştürdü ve kenetlenmiş bir topluluk yarattı. Gençlere inandı. Aynısını Aberdeen ve Manchester United'ta da yaptı"

        • 17

          Neil Simpson 16 yaşındayken Aberdeen'in kapılarından deneme için bile zor girmişti. "Hala küçüklüğümün kulübümde oynuyordum. Aberdeen'de yedeklerle bir maça çıktım" diyor Simpson. "Stirling Üniversitesi'ne sol ayağıma, sağ ayağımda bir de kafamla üç gol birden atım. Ferguson haftaya beni Lig Kupası'nda oynattı. Her zaman gençlere güvenirdi"

        • 18

          "Neale Cooper ilk maçına 16 yaşında çıktı, John Hewitt ile Eric Black ise formayı üzerlerine ilk geçirdiklerinde 17 yaşındaydı. Bu tesadüf değildi, onun çalışma yöntemiydi. Her zaman genç oyuncuların sonraki seneler için geleceğinden emin olmak isterdi" Aberdeen'in gençlik geliştirme programı önceki menajer Billy McNeil tarafından kurulmuştu. Ferguson ise birkaç tuğla daha ekledi.

        • 19

          GENÇLERLE RANGERS İLE CELTIC'İN DOMİNASYONUNA SON VERDİ

          1980'de Aberdeen, Celtic ile Rangers'ın dominasyonuna son vererek kulüp tarihindeki ikinci şampiyonluğu yaşıyordu. Savunmanın ortasında 21 yaşındaki Alex McLeish, önlerinde ise 23 yaşındaki Gordon Strachan ile Steve Archibald oynuyordu. Üç yıl sonra Real Madrid'i yenerek Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı kazandılar. İlk 11'in yaş ortalaması sadece 24,9'du. Galibiyet golünü ise 20 yaşındaki yedek Hewitt atmıştı.

        • 20

          24,9 YAŞ ORTALAMASIYLA AVRUPA'NIN ZİRVESİNE

          "Avrupa şampiyona olan bu kadar genç bir takım bulamazsınız" diyor şimdilerde Aberdeen'in akademisinin başında bulunan eski İskoç milli Simpson. "Gençtik ama çok çabuk öğrendik. Ferguson için oynuyorsan onu haksız çıkarmayı hiç istemezsin. Ferguson'la her şey basittir: İyi oynamışsan takımda kalırsın. İyi değilsen yedek kalırsın. Her zaman çok çalışma, tam konsantrasyon ve belli bir standart... Talep ettikleri bu kadardı"

        • 21

          "Ama aynı zamanda oyuncularla anlaşmasını da iyi bilirdi. Kendinizi sürekli harika hissetmenizi sağlar, size güven verirdi. Onu hayal kırıklığına uğratmamak için her şeyinizi verirdiniz. Koridorda yanınıza gelip 'En sevdiğim orta saham ne yapıyormuş, nasılmış' diye sohbet açardı ve bu bana iyi hissettirirdi. Yıllar sonra öğrendim ki aynını Neale Cooper, Dougie Bell ve Gordon Strachan'a da söylüyormuş!"

        • 22

          Ferguson, Manchester United'a imza attığında takıma Norman Whiteside, Mark Hughes, Clayton Blackmore gibi oyuncular monte edilmişti ancak İskoç menajer gençlik gelişim departmanını yetersiz buldu. O yıl FA Youth Cup'ı Manchester City kazandı. Ferguson, ailelerin çocuklarının top koşturması için United'ı değil de City'yi seçmesine çok sinir olmuştu. Antrenör Eric Harrison'la kafa kafaya vererek futbolcu üreten bir yapıyı nasıl kuracağını tartıştılar.

        • 23

          Ferguson kulübü üretken bir hale sokmanın en az kupa kazanmak kadar önemli olduğunu düşünüyor ve personellere de bunu aşılıyordu. Akademinin başına üniversitede eğitim görevlisi olan Lens Kershaw'ı getirdi. Brian Kidd transfer edildi, Harrison'ın yanı sıra Nobby Stiles da kadrodaydı.

        • 24

          GÜVENLİK ÖNERDİ, CITY'NİN ELİNDEN KAPTI!

          Kasım 1987'de kulübün güvenlik görevlilerinden biri, Swinton'dan bir çocuğun ülkenin en iyi genç yeteneği olduğunu söyledi. Ferguson, Manchester City için antrenmanlara çıkan henüz okul çağındaki bu çocuğu izlemeye gitti. City'li yetkililer imza attırmak için çocuğun 14 yaşına basmasını bekliyordu.

        • 25

          BRİTANYA'YI KARIŞ KARIŞ TARADILAR

          Ryan Wilson adındaki bu çocuk devamındaki gün evine geldiğinde kapının önünde altın sarısı rengindeki bir lüks otomobil gördü. İçeri girdiğinde Ferguson'un oturduğunu gördü. Manchester City'nin kaybedip United'ın kazandığı bu çocuğu daha sonra Ryan Giggs olarak tüm dünya tanıyacaktı. Ferguson sadece şehrin sokaklarındaki çocukların değil tüm ülkenin hatta İngiltere sınırları dışında İskoçya ve İrlanda'daki çocukların da peşine düşmüştü. Newcastle'dan Belfast'a kadar birçok şehirde gözlemci merkezleri oluşturdu.

        • 26

          '92 sınıfı'ndan çok önce 'Fergie'nin çaylakları' vardı. Lee Martin, David Wilson ve Tony Gill, 1986'da FA Youth Cup'ta City'ye finalde kaybeden ekipteydi. Ardından Russell Beardsmore, Mark Robins ve Dainiol Graham geldi. İrlandalı Derek Brazil'e ek olarak Lee Sharp ve Giuliano Maiorana da kadroya katıldı. Manchester'daki ikinci sezonunun ortalarında takım orta sıralarda sürünüyordu ve tecrübeli oyuncuların tavrı, Ferguson'ı çileden çıkarıyordu. 1989'da Martin, Sharpe, Beardsmore ve Robins, Liverpool karşısında attıkları geri dönüşte baş rolü oynadı; galibiyet golünü Beardsmore kaydetti.

        • 27

          "Şans bulmak için biraz da şansa ihtiyacınız vardı" diyor Beardsmore. "O dönem sakatlıklar olduğu için biraz şanslıydık. Dört ya da beşimiz forma şansı buldu ve devamını getirdi. Eğer fırsat bulduğunuzda iyi oynarsanız, formayı sizden almaz. Felsefesi yeterince iyiysek yeterince yaşlı olduğumuzdu"

        • 28

          Bazı yetenekli gençler, Manchester United altyapısındaki zorlu şartlara adapte olamayıp pes ediyordu. Ancak Ferguson'la çalışmaya başlayana kadar sabredenler sonunda hayallerine kavuşuyordu. Aberdeen'deki gibi gençlerin hayatlarıyla ilgili her detayı bilmekten mutlu oluyor hatta bununla gurur duyuyordu. "Gerçekten dahiceydi" diyor Butt.

        • 29

          "HAYATIMIZDAKİ HER ŞEYİ 12-13 YAŞINDAN BERİ BİLİYORDU"

          "Bizi çok erken yaşlarda keşfetti ve okuldaki derslerimizden mahallede ne yaptığımıza kadar her şeyi biliyordu. Hikaye anlatmıyorum, abartmıyorum. Söylediklerim tamamen gerçek. Okulunuza giderdi, öğretmenlerle görüşürdü, arkadaşlarınızla konuşurdu, evinize giderdi ailelerinizle otururdu yemek yerdi. Bunlar 12-13 yaşlarındayken oluyordu!"

        • 30

          Ferguson sadece Birleşik Krallık'taki çocuklarla ilgilenmiyordu. Cristiano Ronaldo şu anda tarihin en iyilerinden biri olarak anılıyor ancak Manchester United'daki günleri bu kadar parlak başlamamıştı. Ruud van Nistelrooy, Portekizli yıldızın bir sirke ait olduğunu söylemişti; birkaç takım arkadaşı da benzer düşüncelere sahipti. 2005-06 sezonunun sonlarına doğru Ferguson verdiği bir röportajda Ronaldo'nun adını Schmeichel, Giggs, Cantone, Keane gibi isimlerle andı ve "Bence Ronaldo olacak" diye ekledi.

        • 31

          RONALDO KUMARI TUTTU

          "Ronaldo futboldaki en zor pozisyonda... Geniş alanda oynuyor, topu aldığında rakibin üzerine gitmeye çekinmiyor, iki ayağını da kullanabiliyor ve en önemlisi cesur. Karar verme beceresini geliştirdiğinde dünya çapında olacak" Ronaldo o sırada 21 yaşındaydı ve kendisinden 10 ay büyük olan Rooney'nin seviyesinde değildi. Ferguson, Ronaldo'nun dördüncü sezonunda Portekizliyle 15 gol atamayacağına dair iddiaya girdi. Ronaldo o sezonu 23 golle tamamladı ve iddiayı kazandı. Ama günün sonunda kazanan Ferguson olmuştu!

        • 32

          Ferguson, Portekizli bu gence son derece dikkatli ve diğer futbolculardan daha farklı davrandı. Ülkesini 18 yaşında terk etmişti ve Neville, Butt, Scholes ya da diğerlerinin karşılaşmadığı türden zorluklarla yüzleştiğini biliyordu. Ruud van Nistelrooy yerine Ronaldo'nun safını tutarak bir kumar oynadı ancak genellikle olduğu gibi bu zarda da kazanan oldu.

        • 33

          92' sınıfının bir kereye mahsus olduğunu söyleyenler bugün bile var. Pek haksız da sayılmazlar. Aynı yaş grubundan bu kadar üst düzey futbolcu çıkması sık rastlanılan bir durum değil. Ferguson 2013'te emekli olduğunda 'mahallenin gençlerinden' bir takım kurma fikrinin modası geçmişti. Chelsea, Southampton karşısına tamamı Britanya dışından gelen oyunculardan oluşan bir ilk 11'le çıkmıştı. Yine de Ferguson altyapı ve bölgenin çocuklarına inanmayı sürdürdü. St. Mirren ve Aberdeen'de olduğu gibi Manchester United'da da akademiyi sürekli ziyaret eder, onların aileleriyle vakit geçirirdi. Buna emekliliğinden yıllar sonra ilk kez sahaya çıkacak Marcus Rashford da dahil.

        • 34

          Wes Brown, John O’Shea, Darren Fletcher ve Johnny Evans hiçbir zaman 92 sınıfındaki oyuncular kadar iz bırakamadılar ya da Tom Cleverley ile Danny Welbeck kalıcı olamadılar ancak şampiyonluklarda pay sahibi olmalarının dışında Ferguson'ın temsil ettiği değerin parçasıydılar. İskoç menajerinin kurduğu yapıdan yetişen birçok futbolcu Premier Lig ya da dünyanın diğer liglerine transfer oldu.

        • 35

          Efsane ismin yardımcılığını yapan Steve McClaren, bonservis geliri elde edilen akademi oyuncularının listesinin bulunduğunu söylüyordu. Ama Ferguson bunu para için yapmıyordu. Hatta onları A Takıma yükseltmekle ilgili de değildi, daha fazlasıydı. O gençlere hem futbolda hem de hayatta inanıyordu.

        • 36

          Hayatlarındaki en iyi şansı sunmakla ilgiliydi. Hangi sektörde olursa olsun bir organizasyonun gençlerin enerjisi üzerine kurulması gerektiğine inanıyordu. "Gençlerle bir şey kazanılmaz' mı? Asıl gençler olmadan hiçbir şey kazanılmaz" diyordu kitabında Ferguson.

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa