Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Prof. Dr. Bengi Semerci Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'ni anlattı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali;

        Tüm dünyadan festivali destekleyen adalet gönüllüleriyle birlikte oluşturulan film gösterimleri, yarışmalar ve tartışma programlarının yanı sıra, film endüstrisine yönelik hazırladığı VisionIST Endüstri Günleri ile genç film yaratıcılarının hayallerini desteklemek, sinema sektörünün gelişimine katkıda bulunmak için çaba harcıyor.

        Bilimsel bir platformla sinema dünyasını bir araya getiren tematik film festivali özelliğini koruyarak her yıl İstanbul'da akademisyenlerin, sinema yönetmenlerinin, yapımcıların katılımıyla izleyicinin adalet konusunda düşünmesini, tartışmasını ve gelecek için kararlar almasını teşvik ediyor.

        Prof. Dr. Adem Sözüer'in başkanlığında, Prof. Dr. Bengi Semerci'nin direktörlüğünde gerçekleşen 'Herkes için adalet' temasına sahip Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, 11'inci kez düzenlenecek.

        Prof. Dr. Bengi Semerci
        Prof. Dr. Bengi Semerci

        Sinema sanatının geniş kitleler üzerindeki etkisiyle adalet arayışında önemli bir role sahip olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, sadece 10 yıllık bir geçmişe sahip olsa da ülkemizin en etkin film festivallerinden biri.

        Türkiye'nin yanı sıra katılan birçok film ve konuktan dolayı yurt dışında da etkin bir imaja sahip olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Şişli Belediyesi'nin katkılarıyla 26 Kasım - 2 Aralık 2021 arasında gerçekleştirilecek. Festivalde her yıl olduğu gibi sinema profesyonelleriyle izleyiciler buluşacak.

        Festivalin 11 yıldır sürdürdüğü mottosu 'Herkes İçin Adalet'.
        Festivalin 11 yıldır sürdürdüğü mottosu 'Herkes İçin Adalet'.

        Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, 25 Kasım 2021 Perşembe günü Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ndeki açılış töreniyle başlayacak. Açılışta Çinli yönetmen Cao Jinling'in yönettiği 'Anima' gösterilecek.

        Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin film gösterimleri, 26 Kasım - 2 Aralık 2021 arasında Beyoğlu Atlas 1948 ve Kadıköy Sineması'nda gerçekleştirilecek.

        Anima
        Anima

        Festival boyunca izleyiciler 4 bölümde toplam 42 filmi izleme şansı bulacak. Bu yıl film gösterimleri, her yıl olduğu gibi Türk ve dünya sinemasından seçilmiş, ana temaları adalet olan yapımlardan oluşuyor.

        'Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması'nda 10 film yarışacak.

        REKLAM

        Teması adalet alan filmlerin yanı sıra paneller ve akademik bölümüyle adalet arayışına, yarışmalar, gösterimler, katılımcılar ve Visionİst ile ise sinema sektörüne hizmet eden Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci, Habetürk HT Stüdyo'da Mehmet Çalışkan'ın konuğu oldu.

        Geçtiğimiz yıl Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin 10. yılını tamamladınız, bu yıl, festivali 11'inci kez düzenliyorsunuz. 10 yılı analiz ederseniz festival hakkında neler söylemek istersiniz?

        Bizim festivalimiz için 10'uncu yıl çok önemliydi ama pandemi nedeniyle çevrim içi yapmak zorunda kaldık. 11'inci yılda tekrar sinemalara dönmek, fiziksel olarak o ortamı tekrar sağlamak bizi çok mutlu ediyor. Sinemaseverler sinema salonlarını özledi, filmleri tekrar oralarda göstermenin çok güzel olacağını düşünüyorum. 10 yıl geçti gitti öyle. Umarım adalet arayışı daha uzun yıllar sürebilecek.

        10'uncu yıla özel planlarınız ve programlarınız vardı. Onları 11'inci yılda telafi etme şansınız oldu mu yoksa pandeminin kısıtlayıcı etkisi sürdü mü?

        Pandemi hâlâ sürüyor, o yüzden konuk getirip götürmek, konukları ağırlamak, burada bulunmalarını sağlamak gerçekten zor. Bu nedenle isteklerimizi ve arzularımızı 20'nci yıla saklayacağız.

        2011'de başladığınız festival, zaman içinde gelişti, sinemanın yanı sıra Türkiye'den ve yurt dışından sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin yoğun katılımıyla beraber izleyicinin de ilgisine mazhar oldu. Festivalin kısa sürede bu kadar gelişmesini sağlayan çalışmalarınızdan söz edebilir misiniz?

        Aslında festival ilk olarak 2011'de akademik programla filmin birlikte sürdürüldüğü bir sistem olarak planlanmıştı. Yani akademik programları sadece akademisyenlerle sınırlamamak ve orada konuşulan konuları başka sanat araçlarıyla da tanıtmak amacıyla başlamıştı. Zannediyorum bu işe yaradı. Bir taraftan akademik programlar sürerken bir taraftan da özellikle pandemi döneminde hepimiz fark ettik ki adalet ihtiyacımız her şeyden daha fazla. Bu bütün dünya için çok geçerli oldu. Uzun süreli kapanmalar, aşı konusu, pandeminin getirdiği birçok farklı sorun, aslında adalete ne kadar ihtiyaç duyulduğunu ve bunun için ne kadar mücadele edilmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Ben bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Festival tematik bir festival. Birçok film festivali var, çok da güzel filmler oynatan film festivalleri ama bizim festivalimizin tematik; konusunun adalet ve bunun tartışılabilir halde olması bence Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'ne olan ilgiyi özellikle gençlerde artırıyor.

        Adaleti yeterince tartışabiliyor muyuz?

        Biz elimizden geldiğince tartışmaya çalışıyoruz, kapımızı açtık ve herhangi bir kısıtlama olmadan herkes gelip fikrini söyleyebiliyor. Filmleri özellikle dünyanın her tarafında adalet anlayışında olan yönetmenlerden seçiyoruz. Film olarak temaları korumaya çalışıyoruz, bundan da hiçbir şekilde ödün vermiyoruz. Festivale ve adalet tartışmalarına müdahale edilmesi gibi bir şey söz konusu değil, tartışmak isteyen için ortam var. Yeterince tartışıyor muyuz? Bütün dünya yeterince tartışmıyor, yoksa bu halde olmazdı.

        Adalet temalı filmlerin az sayıda olduğunu düşünüyorum. Siz de öyle düşünüyor musunuz? Bu bağlamda festivale film bulmakta zorlanıyor musunuz?

        Aslında film bulmakta zorlanmıyoruz. Adalet çok geniş bir kavram, vicdani adaletten başlayıp bireysel adalete, toplumsal adalete kadar süren bir kavram. Özellikle adalet anlayışının daha yoğun olduğu, adalet ihtiyacını daha yoğun hisseden ülkelerde, her zaman adalete ilişkin filmler yapılıyor ama tabii ki bir festival oluşturmak zor. Filmleri sadece izlemek yetmiyor, sadece konularının uyması da yetmiyor. O filmleri alabilmek, teliflerini karşılayabilmek ve anlaşmalarını yapabilmek gerekiyor. Bunlar da uzun bir süreç. Dolayısıyla da festival yapmak kolay bir iş değilmiş ben de öğrendim.

        Festival düzenlemenin iki ana yolu var; birincisi şevk olacak -ki siz de ve ekibinizde o şevk var - ikincisi de maddi yönü. Yüksek miktarda paralar lazım, o kısmı nasıl hallediyorsunuz?

        Öncelikle, içinde profesyonel sayısı çok az olan, hemen hepsi gönüllü ve çok genç bir ekibim var. Gururla da söylüyorum ki çoğu kadın ve bir kişi yaklaşık 6 - 7 kişinin yapacağı işi yaparak yürütüyor bu işleri. Dolayısıyla şevkli olan gençler. Biz sadece onlara destek olmaya çalışıyoruz. Para kısmına gelince yine adalet dostları sağ olsun ufak destekleriyle, adalet dostu olup şimdiye kadar kumbaramızda biriktirdiklerimizin destekleriyle her yıl bir şekilde sürdürmeye çalışıyoruz.

        'Adalet Terazisi'nin 'Kısa Belgesel' bölümünde 6 film gösterime sunulacak.

        Direnen tüm Afgan kadınlar için Sahraa Karimi‘yi davet ettiniz, kendisi festivalde konuşmacı olarak yer alacak. Sahraa Karimi hakkında neler söylemek istersiniz? Çağırdığınızda size neler söyledi?

        Sahraa Karimi, 2019'da yapabildiğimiz son fiziksel festivalde jüri üyemizdi. O zamanki ilk uzun filmini de göstermiştik. Onun dışında da benim dostumdur. Sahraa Karimi ne için önemli? Çünkü Afganistan'da birçok şeyi ilk kez yapan kadındı. Özellikle Afganistan'da adalete karşı son yaşanan olaylar sırasında daha önceden ayrılma şansı varken son dakikaya kadar bekledi. Son dakikaya kadar bütün dünyaya orada olup bitenleri göstermeye çalıştı. Kendisiyle birlikte genç ekibini koruyabilmek için çalıştı. Dolayısıyla da bir simge haline geldi. Bizim festivalimizin teması adalet ve biz dünyanın neresinde olursa olsun adalet arayışı olanlar için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki bunu yapabilmek için de her zaman bir temsilci seçmek gerekiyor. Maalesef bu düzen sürdüğü sürece de o temsilciyi bulmak çok zor olmayacak gibi duruyor.

        Uzun metraj film yarışmasının jüri üyelerini hangi kriterlere göre belirlediniz?

        Her yıl olduğu gibi dünyadaki farklı ülkelerden temsilciler seçmeye çalışıyoruz. Sinemanın farklı yerlerinden; yapım aşaması, yönetim aşaması, dağıtım aşaması gibi farklı alanlarından oluşan kişilerden bir jüri oluşturmaya çalışıyoruz. Tabii ki bu sene yine pandemi, jüri üyesi seçimlerimizi etkiledi. Biliyorsunuz pandemiden dolayı birçok ülkeyle gidiş - geliş sorunları var. Bu sene jüri üyelerimizi belirlemede temel kriterlerimizden vazgeçmedik ama biraz daha gözümüzü yakın ve geliş - gidişlerinde bir seyahat sorunları olmayacak ülkelere çevirdik. Bu sene jüri başkanımız Niki Karimi. İran ve dünya sineması için önemli bir isim, çok yönlü bir sanatçı, hem yönetmen, hem oyuncu, hem fotoğraf sanatçısı, hem de kitapları var. Aynı zamanda kendisi yapımcı... Birçok açıdan filmleri değerlendirebilen değerli bir sanatçı ve İran sinemasının da çok bilinen bir ismi. Her sene Türkiye'den iki temsilci seçiyoruz, bu sene yönetmen temsilcisi olarak sayın Pelin Esmer var, oyuncu olarak da Mehmet Aslantuğ yer alacak. Ayrıca Bulgaristan'dan ve Ukrayna'dan da iki tane jüri üyemiz var; Bulgaristan'dan Sofia Meeting'in yöneticisi olan Mira Staleva gelecek, Ukrayna'dan da uluslararası bir festivalin başkanı olan Bohdan Zhuk jüri üyemiz olarak aramızda olacaklar, bu isimler uzun metraj jüri üyelerimiz olacak. Biraz da jüri üyelerinin Türkiye'deki gençlerle, sinema yapanlarla, özellikle festivalcilerle tanışmaları için de bir olanak olacağını umut ediyoruz.

        Filmler belirlediniz ve festival boyunca göstereceksiniz. İzleyicilere neler söylemek istersiniz, hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

        Uzun metraj filmlerimiz iki bölümden oluşuyor; bir yarışma filmlerimiz var bir de bizim her sene 'Adalet Terazisi' dediğimiz gösterim filmlerimiz var. Ciddi sayıda film var, bu sene kısa filmler ve kısa metraj belgesellerle birlikte 42 film göstereceğiz. Filmlerin hepsi gerçekten özenle seçildi. Yarışma filmleri, gösterim filmleri ve dünyanın farklı ülkelerinin adaleti nasıl algıladıkları, nasıl perdeye yansıttıkları, nasıl hissettikleri, nasıl çözüm aradıklarına ilişkin filmler var. Filmleri izleyip onların üzerinde tartışmak, herkes için hem bulunduğu konum açısından hem de düşüncelerini geliştirme açısından yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Çok farklı bir adalet yelpazesi var; kadın hakları, hapishanelerdeki çocukların nasıl büyüyeceğinden başlayıp suç işlemenin vicdanla ilişkisine, nasıl cezalandırıldığına ya da o cezalandırılmanın ne kadar gerekli olduğuna, darbelere ve çevre adaletine uzanan geniş yelpazede filmleri gösterime sunacağız.

        'Adalet Terazisi'nin 'Uzun Metraj' bölümünde 16 film yer alacak.

        Festivalinizin bölümlerinden biri de VisionIST. Bu bölüm neden önemli?

        Gönül ister ki olanağımız olsun da böyle bir bölümü daha da geniş yapabilelim. Sonuçta sinema bir endüstri ve bu endüstrinin genç yetişenlerinin birbirleriyle tanışabilmesi, ustalarıyla buluşabilmesi ve tartışabilmesi, dolayısıyla endüstrinin gelişebilmesi için önemli katkı sağlayan bir bölüm. VisionIST bölümünü bu yıl çevrim içi yapacağız, hem İstanbul dışından da istekler olduğu için daha çok katılım olabilsin diye hem de pandemi koşulları nedeniyle aynı odanın içinde tüm gün fazla insan bulunmasın diye. VisionIST'in asıl amacı özellikle sinema endüstrisinin gençlerine nasıl destek olabiliriz sorusunun cevabını aramak.

        Sinema sektörü de VisionIST'e özel bir destek veriyor değil mi?

        Evet, şimdiye kadar bizi kıran hiç olmadı. Özellikle gençlerle birlikte olmak için sinema endüstrisinde olan arkadaşlar her zaman adalet dostlarımız olarak devam ediyor.

        Panellerden söz edebilir misiniz?

        Bu sene endüstri bölümünde iki panelimiz var; biri İran sineması hakkında. Çünkü jüri başkanımız İran'dan geliyor ve aynı zamanda İran filmlerimiz de var. İran sinemasından oyuncuların ve yönetmenlerin de katılımı olacağı için ve bu kadar çok İran sinemasında önemli ismi bir arada bulduğumuz için İran sinemasını tartışmak istedik. Biliyorsunuz ki İran sineması sadece Türkiye'de değil dünyada da önemli bir sinema. Özellikle adalet arayışı anlamında önemli bir sinema. Türk yönetmen Gözde Kural daha önce Afganistan'da film çekmişti, yönetmenlik yapmıştı ve aynı zamanda da bu dönemde Afgan sinemacıların Afganistan'dan çıkabilmesi için de elinden geleni yaptı, büyük bir çaba gösterdi. Onlarla birlikte ikinci panelimiz de Afganistan'da kadın olmak ve Afganistan'da kadın yönetmen olarak film çekmeye ilişkin bir panel olacak.

        Akademik bölümünden de söz edebilir misiniz?

        Akademik bölüm, festivalin temel bölümlerinden biri. Akademik program, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde düzenlenecek. Genellikle yüz yüze olacak ama bazıları hibrit olarak gelişecek. Çünkü yurt dışından gelemeyen bazı misafirler var. Bu sene onlar da pandeminin daha çok ortaya çıkarttığı konu olan çevreyle ilişkili adaleti tartışacaklar, herkes için çevre adaleti diyecekler, onların da programları web sitesinden görülebilir ve katılımları ücretsiz, gidip izleyebilirler. VisionIST yani endüstri günlerine de katılım ücretsiz ama onun için mutlaka akredite olmak gerekiyor, sayıyı bilmemiz gerekiyor. Katılmak isteyenler formları festivalin web sitesinden bulabilirler.

        Benim gördüğüm kadarıyla her yıl izleyici sayısı biraz daha artıyor, gençlerden de yoğun bir talep var. Gösterim yapacağınız sinema sayısını daha da yaygınlaştırmayı düşünüyor musunuz? Örneğin 2 sinemadan 3 - 4 sinemaya geçer mi, buna yönelik planlarınız var mı?

        Gönül tabii ki çok şey ister ama öyle bir gücümüz yok. Festivalin amacı da daha büyümek ya da yaygınlaşmaktan çok etkili olabilmek, onların tartışılabilmesini sağlamak. Çok profesyonelce bir iş ve hep söylüyorum biz bunu o kadar profesyonel bir ekiple yapmıyoruz, amatör ruhla ve çoğu da gerçekten amatör olanlarla yapıyoruz. Öğrencilerle yapıyoruz, onların desteğiyle yapıyoruz. Onun için şimdilik daha fazla sinemada göstermek gibi bir hayal kurma şansımız yok. Zaten amacımız da gösterilenlerin etkili olması.

        Deneyimlerinize dayanarak 10 yılda festival düzenleme adına edindiğiniz en önemli öğreti ne oldu?

        En önemli öğreti; zor oldu. Gerçekten eminim ki bütün festival yapan kişiler aynı şeyi düşünüyordur. Sizin de başta söylediğiniz gibi eğer bir istek, bir amaç olmazsa festival yapmak mümkün değil. Yorucu olsa da çok keyifli. Bir şeyleri gösterebilmek, bir şeyleri tartışabilmek, bir şeylere ulaşabilmiş olmak, bunların hepsi çok zevkli. Öğrendiğiniz nedir diye sorarsanız; zor olduğunu öğrendim.

        Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması'nda 10 film yarışacak.

        Festivalle ilgili başka neler söylemek istersiniz?

        Her yıl olduğu gibi yine kısa metraj film yarışmamız var, bu sene kısa metraj film yarışmamız için 182 film başvurdu, jürimiz de onların arasından eleyerek 10 film seçti. Dolayısıyla onların işi de zordu. O 10 filmimizin gösterimlerini de tavsiye ederim. 2021'de Oscar'da ilk 5'e kalan kısa filmlerden bir tanesi de festivalimize başvurdu, o da gösterilecek ve yarışmada diğerleriyle birlikte yarışacak. Bu durumdan dolayı da çok gurur duyduk. Yine gündeme ve adalete, özellikle kadın adaletine ve göçe ilişkin adaleti konu edinmiş olan 6 tane de kısa metrajlı belgesel filmimiz var, bu filmler de kısa ama çok etkileyiciler. Filmler, Atlas 1948 Sineması'nda ve Kadıköy Sineması'nda gösterilecek. Sinemalarda geçerli olan Kovid-19 tedbirleri uygulanacak, geçerli bir aşı kartı olmayan ya da 48 saat önce yapılmış bir PCR testi olmayanlar biletleri olsa bile içeri alınmayacaklar. Zaten içeriye maskeyle girme zorunluluğu var, insanlar son dakika kapıdan dönmesinler ve üzülmesinler diye bunları da mümkün olduğu kadar hatırlatmak gerekiyor. Aşı olmak zaten bir halk sağlığı görevi, insanlık görevi, belki bu güzel filmler için aşılarını da tamamlar insanlar diye umut ediyorum.

        REKLAM
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa