Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Melatonin hormonu artık yerli: Genç tutuyor hastalıklardan koruyor - Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Melatonin, biyolojik ritmin ve uyku fizyolojisinin düzenlenmesinde “epifiz” adı verilen ve beyinde yer alıp salgı bezinde üretilerek salınan bir hormon olarak tanımlanıyor. Bu hormonun vücuttaki biyolojik ve fizyolojik düzenlemede çok önemli görevleri var. Bu değerli hormon bugüne kadar yerli imkanlarla üretilemezken, yerli firmaların yıllardır beklediği izin sonunda çıktı.

        SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK TEKNOKENTİNDE ÜRETİM

        Tarım ve Orman Bakanlığı'nın temmuz ayında melatonin hormonunun gıda takviyesi olarak üretimini onaylamasıyla bu hormonu dörtte bir fiyatına temin etmek mümkün hale geldi. Melatonin üreticileri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi de var. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sağlık Teknokentinde artık melatonin üretiliyor.

        Tarım Bakanlığı tarafından AAB Melatonin adıyla ruhsatlandırılarak gıda takviyesi olarak üretilmeye başlanan ürünün içeriğinde 3 mg saf melatonin yer alıyor. Bu hormonun salınımı ışık ve karanlık döngüsüne göre değişkenlik gösteriyor. Gün ışınlarının kaybolması ve karanlıkla birlikte melatonin sentez ve salınımı artarken, aydınlıkta ışıkla birlikte baskılanıyor. Melatoninin gece düzeyleri gündüz düzeylerinin yaklaşık 3-4 katı oluyor. Gece saat 21.00-22.00 civarında salgılanmaya başlayıp 03.00-04.00 saatlerinde en yüksek düzeyine ulaşıyor. Sabah 07.00’de azalıyor ve vücut kendini uyanıklığa hazırlıyor.

        UYKU SÜRESİ VE KALİTESİ ONDAN SORULUR

        Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Füsun Mayda Domaç, “Melatonin salınımında gece olan artış vücut ısısını düşürerek uykuya geçişi kolaylaştırır. Melatonin üretimi ve salınmasında bozulma meydana gelmesi hem uykuya dalmayı hem de sürdürmeyi güçleştirmekte ve çeşitli uyku hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. ‘İnsomni’ (uykusuzluk hastalığı), ‘huzursuz bacaklar sendromu’, ‘jetlag’ ve ‘gecikmiş uyku fazı sendromu’ gibi uykuyla ilişkili hastalıklar bunlar arasındadır. Bu gibi sorunlarda takviye olarak alınan melatonin uykuya geçişi kolaylaştırıp uyku süresini ve kalitesini artırmaktadır” diyor.

        BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ YENİDEN AKTİVE EDİYOR

        Melatonin vücudun birçok biyolojik ve fizyolojik işlevinde rol oynuyor. Vücut uykudayken salgılanan melatonin hücre yenilenmesini, bağışıklık sisteminin güçlenmesini ve vücudun yeniden direnç kazanmasını sağlıyor. Deneysel olarak yapılan çalışmalarda melatonin sentezi engellendiğinde bağışıklık sisteminin baskılandığı, dışardan melatonin takviyesi yapıldığında ise bağışıklık sisteminin yeniden aktive olduğu saptanıyor. Yapılan çalışmalar çeşitli bakteriyel veya viralviral hastalıklara bağlı enfeksiyonlar ile ilaç tedavisi veya kortizon kullanımı sonrasında görülen bağışıklık sistemindeki etkilenmelerin tedavisinde melatonin kullanımının fayda sağladığını veya bu hastalık tablolarının ortaya çıkmasının büyük oranda önüne geçilebileceğini gösteriyor.

        REKLAM

        HÜCRE KAYBININ ÖNLENMESİNDE ETKİLİ

        Vücudumuzda gün boyu yaşanan fizyolojik olaylar sonucunda ‘serbest oksijen radikalleri’ adı verilen zararlı maddeler üretiliyor. Melatonin bu zararlı maddelerin gece uyku sürecinde vücudumuzdan temizlenmesine yardımcı olup hücrelerin kaybının önlenmesini sağlayarak vücut sağlığımızın korunması üzerinde önemli etki yaratıyor. Bu maddeler yaşlanma üzerinde etkili olduğu gibi enfeksiyon gelişimi, sinir sistemi hastalıkları, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi çeşitli hastalıkların gelişiminde de rol oynuyor. Yaşla birlikte melatonin düzeylerinde fizyolojik olarak görülen azalma nedeniyle antioksidan etkinin azaldığı, “serbest oksijen radikalleri” gibi zararlı madde birikiminin arttığı, organlarda anatomik ve işlevsel dejenerasyon meydana geldiği ve melatonin azalmasının bu süreçte etkili olduğu belirtiliyor.

        HASARLI DNA ONARIMINI TEŞVİK EDİYOR

        Prof. Dr. Füsun Mayda Domaç, “Melatonin, antioksidan özelliği sayesinde beyin dokusunu bu radikallerden korumaktadır. Beyinde ortaya çıkan nörodejeneratif hastalıkların nedenleri arasında melatonin azalmasına bağlı antioksidan etkinin azaldığı düşünülmektedir. Diğer bir antioksidan olan E vitamininin, kan-beyin bariyerini geçememesine rağmen melatoninin kolaylıkla geçmesi onun üstün bir antioksidan olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Bazı çalışmalarda doğal bir antioksidan olan melatoninin hasarlı DNA'nın onarımını teşvik ettiği bildirilmiştir. Prostat ve meme kanseri olan hastalarda melatonin seviyesi düşük bulunmuştur. Yapılan çalışmalar, melatoninin kanser hücrelerinin çoğalmasını, tümör büyümesini ve metastaz sayısını azalttığını göstermekte, kanser tedavisine ek olarak gerçekleştirilen gece uygulamalarının faydalı sonuçlarına dikkat çekerek umut vermektedir” diyor ve devam ediyor;

        REKLAM

        DEPRESYONUNUZUN NEDENİ MELATONİN DÜŞÜKLÜĞÜ OLABİLİR

        “Stres hormonu olarak da adlandırılan kortizol ile melatonin ters yönlü işlev gösterir. Akşam saatlerinde kortizol düzeyi azaldıktan sonra melatonin düzeyi artmaya başlar. Melatonin düzeyinin yeterli oluşu kortizol salınımını baskılar. Düşük melatonin düzeyinde kortizol seviyesi yükselecek ve bu durum obezite dışında çeşitli psikiyatrik hastalıkların gelişimini de tetikleyecektir. Depresyonu olan kişilerin depresyonu olmayan kişilerle karşılaştırıldığında melatonin düzeylerinin daha düşük, kortizol düzeylerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bipolar duygu durum bozukluğu olan hastaların melatonin düzeyleri de düşük saptanmıştır. Dikkat eksikliği / hiperaktivite bozukluğu, depresyon ve bipolar bozukluk tedavisinde melatonin takviyesinin hastalık belirtilerinin azalmasında ekili olduğu gösterilmiştir.

        Melatoninin kemik yapı üzerinde de etkisi vardır. Melatonin düzeyinin düşük olması kalsiyum düzeyini azaltmaktadır. Bilimsel çalışmalar, osteoporoz tedavisinde halen kullanılmakta olan ilaçlara ek olarak melatonin tedavisinin, kemik yapı üzerine doğrudan faydalarının yanında bu ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkabilecek yan etkileri de azalttığını göstermektedir.”

        EKSİKLİĞİ AĞRI GELİŞİMİNE DE NEDEN OLUYOR

        Son yıllarda yapılan çalışmalarda melatonin eksikliğinin ağrı gelişiminde de rol oynadığı gösterilmiştir. Migren hastalarında melatonin düzeyleri düşük bulunmuş, ağrıların şiddetinin artmasında düşük melatoninin düzeylerinin neden olduğu uyku düzensizliklerinin de rolü olduğu anlaşılmıştır. Özellikle uyku sorunlarının eşlik ettiği hastalarda tedaviye melatonin eklenmesinin faydalı olduğu ve çok sayıda ağrı kesici ilaç kullananlara melatonin verilmesinin ilaç aşırı kullanımını azalttığı bildirilmiştir. Fibromiyalji hastalarında melatonin kullanıldığında hem uyku süresinin hem de uyku kalitesinin arttığı gözlenmiştir” diyor.

        DOKTORA DANIŞMADAN KULLANMAYIN!

        Prof. Dr. Füsun Mayda Domaç, melatoninin takviye olarak kullanılması öncesinde doktora danışılması ve uygunluk halinde başlanması gerektiğine dikkat çekiyor. Melatoninin; kafein, bazı antidepresanlar, kan sulandırıcı veya tansiyon ilaçları türü bazı ilaçlarla etkileşime girebileceği belirtiliyor. Hamilelikte, emzirme döneminde, çocuklarda tıbbi ihtiyacı olanlar dışında kullanımının güvenliliği ile ilgili veriler sınırlı olduğu için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunun altı çiziliyor.

        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa