Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Son dakika: Masaj yaptırdıktan sonra! Ağrılarınız azalıyor ve rahatlıyor musunuz?

        Fibromiyalji yaygın kas ağrıları ve vücudun birçok bölgesinde aşırı hassasiyetle seyreden “kronik bir ağrı sendromu” (FMS) olarak tanımlanıyor. Hastalık vücudun tüm kaslarını, ligamanlarını ve kirişlerini etkileyebiliyor. Beyinde, bedenden gelen duyuların yüksek düzeyde ve ağrı olarak algılanmasına deniyor. Hafif sıcak, hafif soğuk, hafif temas ve ışık bile kişide ağrı oluşmasına neden olabiliyor. Bu hastalıkla ilgili en deneyimli ve kapsamlı tedavi seçeneğine sahip kişilerin fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanları olduğu belirtiliyor.

        ŞİDDETLİ AĞRI VE YORGUNLUK

        İltihaplı romatizmal hastalığa benzer bir durum olarak düşünülmesine rağmen, eklemlerde, kaslarda ve diğer dokularda inflamasyon (yangı) gösterilemediği belirtilse de oluşturduğu şiddetli ağrı ve yorgunluk nedeniyle kişinin yaşamını olumsuz etkiliyor. Beraberinde sıklıkla uyku bozukluğu, baş ağrısı, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal bozukluklar görülüyor.

        REKLAM

        GENETİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ BÜYÜK

        Bu alanda yapılan çalışmalar; genetiğin hastalığın gelişmesinde önemli rol oynadığını gösteriyor. Kardeşinde FMS olanlarda 13,6 kat fazla FMS görülmesi buna işaret ediyor. Genetik eğilimi olan kişilerde; özellikle de kadınlarda yaşın ilerlemesi, omurgaya yönelik fiziksel travmalar (merdivenden düşme, buzda kayıp düşme vb.) trafik kazaları, geçirilmiş enfeksiyonlar, çocukluk döneminde, psikolojik veya fiziksel şiddete maruz kalma, aktif ve mükemmeliyetçi yaşam tarzı gibi faktörlerin hastalığın başlamasını tetikleyebileceği belirtiliyor.

        VİTAMİN EKSİKLİKLERİ VE STRES DE NEDEN OLABİLİR

        Kasların ve yumuşak dokuların duyarlılaşmasına neden olan vitamin eksiklikleri, stres, kansızlık, uyku bozuklukları, şeker veya tiroid hastalıkları da mevcut yakınmaların şiddetlenmesine yol açabiliyor.

        Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Amerikan Hastanesi Fizik Tedavi Kliniğinden Prof. Dr. Ayşegül Ketenci
        Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Amerikan Hastanesi Fizik Tedavi Kliniğinden Prof. Dr. Ayşegül Ketenci

        TANIDA GECİKMENİN NEDENLERİ

        Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Amerikan Hastanesi Fizik Tedavi Kliniğinden Prof. Dr. Ayşegül Ketenci; “Fibromiyalji hastaları gruplara ayrılarak değerlendirilir. Temel olarak; yaygın ağrı, fiziksel ve ruhsal yorgunluk hissi, kafayı toplayamama, konsantre olamama duygusu, her hastada farklı oranlarda görülür. Bu durum yorgunluğu ön planda olan hastaların iç hastalıkları veya psikiyatri, konsantre olamayanların ise nöroloji gibi branş hekimlerine başvurmalarına ve tanıda gecikmeye yol açmaktadır” diyerek devam ediyor; “Farklı branşlardan hekimlerin kendi alanlarıyla ilgili hastalık tanıları koymaları hem tedaviyi geciktirir hem de tedaviden yarar görmeyen hastaların çaresizlik duygularını artırır. Artan çaresizlik duygusunun sosyal medyada yardım amaçlı paylaşımı ise bu tanıyı alan hastaların tedaviden umutlarını kesmeleri ve tedaviyi yarım bırakmaları sonucunu doğurur” diyor.

        REKLAM

        TANI KRİTERLERİNDE DEĞİŞİKLİĞİN AVANTAJLARI

        Fibromiyalji Sendromunun ilk tanısının, 1990 yılında belirlenen kriterlere göre konulduğu belirtiliyor. Bu tanı kriterlerinin, vücudun belirli bölgelerindeki ağrılı, hassas noktaların saptanması temeline göre belirlendiğine dikkat çekiliyor. Ancak sendromda yorgunluk, dinlendirmeyen uyku, konsantrasyon zorlukları, baş ağrısı, depresyon gibi bulguların da olduğu anlaşılınca bu kriterlerin değiştirildiğini söyleyen Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, “Böylece daha önce tanı koyamadığımız hastalara da tanı koymaya başladık” diyor. Hastalığın ülkeler arasında, farklı yaş gruplarında ve farklı cinslerde değişik oranlarda bulunduğu, Türkiye’de yapılan bir çalışmada, sıklığın yüzde 8.8 olarak bildirildiği belirtiliyor. Bu oranın 45-55 yaş arası kadınlarda daha fazla, 60 yaş üzerinde ise yüzde 12 olduğuna dikkat çekiliyor. Daha önce bir kadın hastalığı olarak bilinen bu sendromun erkeklerde ve çocuklarda da görüldüğünü unutmamak gerekirken erkeklerde ve çocuklarda tanı daha fazla gecikiyor.

        HASTALIĞIN EN BÜYÜK ZORLUĞU

        Hastalığın en büyük zorluğunun doğru tanı koymak ve uygun hekim takibinde tedaviye sabırla devam etmek olduğu belirtiliyor. Hastaların farklı branş hekimlerine başvurması, hastalara eşlik eden başka hastalıkların ana tanı olarak görülmesinin tedaviyi zorlaştırdığına dikkat çekiliyor. Günümüzde hâlâ “böyle bir hastalık yok”, “psikolojik”, “abartılıyor”, “numara yapıyor”, “tüm tahlilleri normal çıktı bir şeyi yok” gibi geri bildirimlerin, çok ciddi ağrı çeken ve yaşam kaliteleri yok olan hastalar için ümit kırıcı olduğu belirtiliyor.

        SIKLIKLA TEDAVİYİ BIRAKIYORLAR

        Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, “Günümüzde gelişen tıbbi yöntemlerle birçok hastalığı artık net olarak gösterebiliyor ve tedavi sırasında düzelmeleri takip edebiliyoruz. Fibromiyalji sendromunda fonksiyonel beyin MR’ları ile ağrı bölgesinin genişlediği; dokunma, sarılma, hafif ısınma veya üşüme gibi hislerin ağrı bölgesinde yansıması nedeniyle ağrılı olarak hissedildiğini biliyoruz. Ancak bu sadece araştırma için kullanılan, günlük pratikte kullanılmayan bir tetkik. Bu nedenle hastalarımızın tanısını klinik değerlendirmemiz ve benzer yakınımlar yapan hastalıkları araştırıp ‘olmadığını’ gösterme yoluyla koyuyoruz. Tedavide ise ilaç yanında, egzersiz, beslenme önerileri ve fizik tedavi yöntemleri uyguluyoruz. Bu tedavilerin etkisinin görülmesi zaman aldığı ve uzun süre ağrı çekmenin yorucu olması nedeniyle genelde hastalar tedavinin etkili olmadığını düşünüp tedaviyi bırakıyor veya hekimlerini değiştiriyor. Bu durum, ‘Bu çaresiz hastalığın tedavisi yok’ hissi oluşturuyor. Oysa fibromiyaljiyi tamamen geçirmek mümkün olmasa da diyet, spor ve ilaçların eksiksiz alınması ile tamamen sağlıklı bir hayat sürmek mümkündür” diyor.

        REKLAM

        AĞRISIZ YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?

        Yukarıdaki açıklamalar Fibromiyalji Sendromu olan hastaların ağrısız ve sağlıklı bir yaşam sürdürmelerinin mümkün olduğunu gösteriyor. Bu hastalığın odaklanmış farklı ilaç tedavileri, egzersizler ve fizik tedavi yöntemleri ile tedavi edilebildiğini belirten Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, “Tedaviden anlaşılan önce yüzde 50 oranında ağrı azalması ve günlük işleri daha rahat yapar hale gelmek ardından da daha fazla rahatlamaktır” diyor.

        EN BÜYÜK SORUN GEREKSİZ TANI

        Fibromiyaljiyle ilgili en önemli sorunlardan birinin bazen basit tedavilerle düzelebilecek durumlara gereksiz ve fazla tanı konulması olduğuna dikkat çekiliyor. Bu konuya örnek olarak toplumda yaklaşık beş kişiden birinin aşırı esnek olduğu ve esnek kişilerde fibromiyaljiye çok benzer yakınmalar bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca D vitamini eksikliği, kansızlık, uyku apnesi, bazı nörolojik ve romatizmal hastalıkların da aynı bulguları gösterdiğine dikkat çekiliyor. Bu hastalıkların tanınması ile bazen bir vitamin takviyesi yıllar süren ağrıların geçmesini sağlayabiliyor.

        HAFİF RÜZGAR BİLE ETKİLİYOR

        Kişide fibromiyalji olmadığını düşündüren çok basit belirtiler bulunuyor ve bazı bulgular bir uzmanı hemen bu karara yönlendirebiliyor. Örneğin; masaj yaptıran bir kişini ağrıları azalıyor ve rahatlıyorsa fibromiyalji olamayacağı belirtiliyor. Fibromiyaljisi olan hastalar, eşlerinin çocuklarının sarılmasından veya hafif bir rüzgardan bile çok rahatsız olup rutin bir muayeneden sonra doktorlarına hassasiyetlerini “Beni bir muayene ettiniz, ağrıdan iki gün kendime gelemedim” türü cümlelerle ifade ediyorlar.

        REKLAM

        ÇALIŞMALARIN DİKKAT ÇEKEN SONUÇLARI

        Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, “Türkiye’de yapılan bir çalışmada her iki bacaktan bir bantla bağlanıp bacaklara gelen kan akımını kısıtlayarak egzersiz yapmanın, normal egzersizden çok daha hızlı ve etkili ağrı kontrolü sağladığının gösterildiğine dikkat çekiyor. Bunun dışında Covid-19 sonrası bazı kişilerde fibromiyaljiye benzer tablolar geliştiği ancak bu yakınmaların genelde zaman içinde geçtiği belirtiliyor.

        DOĞRU BİLİNEN 5 YANLIŞ

        Fibromiyalji:

        *”Mıymıy” kadın hastalığıdır -YANLIŞ

        *Geçmez. Tedavisi yoktur -YANLIŞ

        *Hareket etmek sakıncalıdır ve ağrıyı artırıp kasları zedeler -YANLIŞ

        *Sadece yetişkinlerde görülür -YANLIŞ

        *Psikiyatrik bir hastalıktır -YANLIŞ

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa