Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Sosyal Güvenlik İşveren ILO’dan kadın istihdamını artırmak için kreş önerisi - Sosyal Güvenlik Haberleri

        Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Ankara Ofisi, kurumlar arası işbirlikleri ile kadın istihdamını desteklemek amacıyla erken çocukluk bakımı ve eğitimi (EÇBE) uygulamalarına ilişkin bir rapor hazırladı. Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu, Dr. Aslı Şahankaya Adar ve Yasemin Sırali’nin hazırladığı raporda, Türkiye’de kadın istihdam oranları ve kadınların iş gücü piyasasındaki konumunun hanelerin EÇBE (kreş) hizmetlerine erişim düzeyleri ve bu hizmetlerin fiyatı ve kalitesi ile yakından ilgili olduğu vurgulandı. 2019 yılında Türkiye’de 15-64 yaş arası erkeklerin iş gücüne katılımı yüzde 78.2 iken kadınlar için bu oranın yüzde 38.7’de kaldığına dikkat çekilen raporda, istihdam oranlarının ise aynı yıl için erkeklerde yüzde 68.3, kadınlarda ise yüzde 32.2 olduğu hatırlatıldı.

        REKLAM

        Kamunun EÇBE hizmetlerini 36 – 68 ay grubundaki çocuklar için anaokulları, 57 – 68 ay grubundaki çocuklar için de anasınıfları ile verdiği kaydedildi. Kamu tarafından sağlanan kreş hizmetlerinin hem talebi karşılamada yetersiz kalması hem de daha çok 5 yaş grubu çocukları kapsaması, özel kreşlerin ise yüksek fiyatlı oluşu gibi nedenlerle, kadınların anne olduktan sonra iş gücü piyasasından çekildikleri, başka bir deyişle istihdam süreçlerinin anne olana kadarki süre ile kısıtlı kaldığı ifade edildi.

        ÇOCUK DOĞURAN ANNE ÇALIŞMA HAYATINDAN ÇEKİLİYOR

        ILO’nun daha önce hazırladığı “İnsana Yakışır İşin Geleceği için Bakım İşi ve Meslekleri” başlıklı rapora göre, Türkiye’de küçük çocuğu olan kadınların istidama katılımı yüzde 24 iken, anne olmayan kadınlarda bu oranın yüzde 34 olduğu kaydedilen raporda, anne olan ve olmayan kadınlar arasında istihdam açığının yüzde 10 olarak ortaya çıktığı vurgulandı. Kentlerde nitelikli kadın iş gücünün istihdam olasılığının ilk çocuktan sonra yüzde 15 düştüğü ifade edilen raporda, görece düşük nitelikli kadın iş gücünün ise ilk hamilelikte iş gücüne katılım oranının yarı yarıya azaldığı belirtildi.

        Raporda, “Evde bakım sorumluluğu olmayan kadınların kayıt dışı istihdam oranı yüzde 42 iken, bakım sorumluluğu olan kadınlarda bu oran yüzde 62’ye yükselmektedir. Dünya genelinde ise bakım sorumluluğu olan kadınların kayıt dışı istihdamdaki oranı yüzde 55.8 iken bakım sorumluluğu olmayanlar için bu oranın yüzde 36.7 olduğu görülmektedir” denildi.

        REKLAM

        100 ÇOCUKTAN 17’Sİ FAYDALANIYOR

        Türkiye’de 0-6 yaş çocukların EÇBE hizmetlerine erişimine ilişkin istatistiklere yer verilen raporda, 2018-2019 eğitim öğretim yılında 0-6 yaş arası 8 milyon 992 bin 106 çocuktan sadece yüzde 17.4’üne karşılık gelen 1 milyon 564 bin 813’ünün kamu ve özel EÇBE kurumlarından faydalandığı belirtildi. Kamusal EÇBE hizmet arzının yetersizliği ve özel EÇBE hizmetlerinin yüksek fiyatlı oluşunun çocuk sahibi kadınların istihdamdan çekilmesinin en önemli nedenleri arasında olduğunun altı çizilen raporda, işverenlerin ise EÇBE hizmetlerini yüksek bir maliyet unsuru olarak görmeleri ve kendi operasyonları ve iş sahaları dışında bir alan olarak algılamalarının özel sektörün EÇBE hizmetlerinin sağlanmasında oynadığı rolü kısıtladığı ifade edildi.

        EÇBE hizmetlerine erişim imkânı bulamayan kadınların, anne olduklarında ya işlerinden ayrıldıkları ya da istihdamda kalabilmek için enformel bakım hizmetlerine yöneldikleri belirtildi. TÜİK verilerine göre, çalışan annelerin çocuk bakımı açığını büyük ölçüde aile içindeki yaşlı (büyükanne) ya da genç (kız çocuk) kadınların desteği ile karşıladığına dikkat çekildi.

        REKLAM

        İŞYERİNDE KREŞ AÇAN YEŞİM TEKSTİL’DE VERİMLİLİK ARTTI

        Raporda, dünyadan ve Türkiye’den başarılı EÇBE örneklerine yer verildi. Yeşim Tekstil’in, çalışanların çocukları için açtığı kreş ve anaokulunda 07.00 – 23.00 saatleri arasında hizmet verildiği belirtildi. Yeşim Tekstil yetkilileri, kreş ve anaokulu için yıllık 258 bin dolar harcandığını, bunun karşılığında çalışanların iş verimliliğinde önemli bir artış elde edildiğini anlattılar.

        TÜRKİYE İÇİN ÜÇ ÖNERİ

        Raporda, Türkiye’de uygulamaya en elverişli üç EÇBE modeli önerildi. Bunlar, işverenlerin işbirliği ile kurulan OSB Uygulaması, belediye Uygulaması ve sendika uygulaması olarak sıralandı. Kamu, özel sektör, belediyeler, sivil toplum, işçi ve işveren örgütleri gibi farklı aktörlerin iş birliği yapmasıyla kadın istihdamının artırılacağı vurgulanan raporda, böylelikle yaygın, karşılanabilir ve herkes için erişilebilir EÇBE hizmetlerinin toplumun geneline yayılmasının sağlanabileceği belirtildi. Raporda, önerilen üç modele ilişkin şu tespitlere yer verildi:

        REKLAM

        OSB Uygulaması: İşverenler, tek başlarına katlanacakları yüksek EÇBE merkezi açma maliyetleri ve bu hizmetleri sağlamaktan kaynaklı operasyonel sorumlulukları başka işverenler ve diğer sosyal taraflar ile paylaşabilmektedir. Bu nedenle farklı iş birliklerinin kurulabileceği iyi bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Bu iş birliklerinin gerçekleşmesine en uygun yerler OSB’lerdir. EÇBE merkezinin kuruluş ve faaliyetlerine ilişkin çalışmalar OSB yönetimi tarafından yürütüldüğü ve kuruluş ve işletme maliyetleri OSB bütçesinden karşılandığı için işverenlerin iş birliklerini geliştirme potansiyeli en yüksek uygulamalardan biridir. İşverenler EÇBE merkezlerinin tüm masraflarını karşılayabileceği gibi kısmi katkı yaparak da uygulamaya katılabilirler. Böylelikle özellikle kadın çalışanların çocuk bakımı nedeniyle işe ara vermeleri, işten ayrılmaları ya da devamsızlık yapmaları gibi işletme açısından olumsuz sonuçlar minimuma inecektir. Aynı zamanda çocuklarının güvenli ve sağlıklı bir EÇBE hizmeti alacağını bilen çalışanların motivasyonu artacak, iş gücü verimliliği de olumlu yönde etkilenecektir.

        Belediye Uygulaması: Kurumsal bakım hizmetlerinin yerel düzeyde sağlanabilmesine imkân sunan ve dolayısıyla yerel ihtiyaçlara cevap veren bir uygulamadır. Belediye uygulamasını önemli kılan ana faktörlerden biri ise pek çok sosyal tarafla ortak hareket etme imkânı sağlaması ve özellikle işveren iş birlikleri ile geliştirilmeye ve yaygınlaştırılmaya uygun olmasıdır.

        İşverenlerin kendi bünyelerinde EÇBE merkezi açma sorumluluğunu üstlenmek istememeleri veya işyerinin EÇBE merkezi açma koşullarına uygun hale getirilememesi durumlarında, EÇBE merkezlerinin kuruluş maliyetlerinin bir kısmını üstlenerek ya da bu hizmetlerin ücretlerinin tamamını ya da bir kısmını karşılayarak belediyelerle işbirliği yapabilirler.

        Sendika Uygulaması: Sendikalar EÇBE hizmetlerinde hem doğrudan hem de dolaylı olarak rol alabilmektedirler. Doğrudan rolü, sendikanın üyeleri ve çalışanları için EÇBE merkezi işletmesi iken dolaylı rolü ise işverenleri EÇBE hizmeti verme ya da bu hizmetlerin karşılanmasına destek sağlama noktasında harekete geçirmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Sendikalar kendileri EÇBE merkezi açmanın yanında işverenler ile EÇBE merkezlerinin maliyetlerini paylaşarak veya bu maliyetlerin bir kısmına destek sağlayarak iş birliği oluşturabilirler. Toplu iş sözleşmesi aracılığıyla işverenlerin EÇBE hizmetleri alanında daha aktif olmalarını sağlayabilirler.

        REKLAM

        ÜCRETSİZ BAKIM İŞİ – ÜCRETLİ ÇALIŞMA – ÜCRETLİ BAKIM İŞİ DÖNGÜSÜ

        ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, COVID – 19 salgınıyla kadınların yüklendikleri ücretli ve ücretsiz bakım sorumlulukları ve bu sorumlulukların kadınların işgücüne katılmalarına etkilerinin daha fazla gündeme gelmeye başladığını belirtti. Özcan, EÇBE hizmetlerinin kurumsal bir şekilde verilmesiyle hem kadınların farklı sektörlerde istihdam edilebileceğini, hem de ücretli bakım sektöründeki kadınların güvenli ve güvenceli biçimlerde çalışabilmesinin mümkün olacağına dikkat çekti. Özcan, şöyle devam etti:

        “Ücretsiz bakım işi-ücretli çalışma-ücretli bakım işi döngüsünün çalışma yaşamındaki toplumsal cinsiyet ilişkilerine önemli etkileri vardır. Erişilebilir ve kaliteli bir biçimde sunulan ve hizmeti sunanların insana yakışır biçimlerde çalışabileceği bir bakım ekonomisi için alınacak önlemler, sosyal adalet ve toplumsal cinsiyet eşitliği için vazgeçilmezdir.

        Kaliteli ve uygun maliyetli çocuk bakım hizmetlerinin ve bu hizmetlerin sürekliliğinin sağlanmasının, işverenler açısından da çalışanların çalışma hayatlarının kesintiye uğramasını engellemesinin yanı sıra işe gelmeme oranında düşüş, verimlilikte artış ve kalifiye çalışanların istihdam edilmesi gibi önemli avantajları bulunmaktadır. Kaliteli erken çocukluk bakım hizmetlerine erişimin yaygınlaşmasıyla, çalışanların insana yakışır işlerde çalışabilmeleri daha fazla mümkün olabilecektir.”

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa