İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Buğra Kavuncu'dan Habertürk'e açıklamalar

Habertürk'ten Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Buğra Kavuncu, İstanbul'da öncelikli gündemlerinin deprem olduğunu belirterek şöyle konuştu: Depreme karşı gerekli tedbirler kısmen alınıp, sigortası yapıldıktan sonra ortaya çıkmış olan sigorta paketleri yurt dışına sunuluyor. Riski yüksek olunca yatırım da yüksek oluyor. Bu öneriler akıllıca işletildiğinde İstanbul'un büyük oranda deprem riskini 10 yıl içinde bertaraf eder.

Giriş: 23.03.2024 - 23:05 Güncelleme: 23.03.2024 - 23:16

İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Buğra Kavuncu, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.

Kavuncu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başlıkları şöyle:

Milletimiz için siyaset yapıyoruz. Birilerine kazandırmak ya da kaybettirmek gibi hedefimiz yok. Birileri bunda ısrar ediyor ama bunu anlayacaklar. Sokakta gerçekten bir yorgunluk var. Seçim artık tamamlansın diye. Seçmen yorulmuş. Muhalif seçmenin ayrı kızgınlığı var, iktidara oy vermiş seçmenin ayrı kızgınlığı var. Bizim aldığımız karar seçmen nezdinde ciddi karşılık bulmuş, bunu görüyoruz. Konuştuğumuz birçok insan sandığa gitmeye karar veriyor. Türkiye'de bir şeylerin değişmesi lazım. Bu ülke ciddi siyasetçi istiyor artık. Bir sonraki seçimde aday olmak isteyen, tekrar belediyeyi kazanmak isteyen seçmeni günlük mutlu edecek aksiyon peşinde. Kalıcı ve sürdürülebilir taahhüt yok ortada. İki adayın vaad ettiği para 15-20 milyar. Şu hesap yapılıyor; oy mu, insan hayatı mı? Bu bir paradoks. Önerimiz şu; acilen bir deprem yasası. İstanbul'u, Türkiye'yi kurtarmamız lazım.

REKLAM

En çok konuşulan konu ekonomi. Biraz sohbet ettikten sonra insanlar deprem diyor. Hükümetin Deprem Yasası'nın çıkartması lazım. Acilen bir komite mi, komisyon mu kuracak. Oturup bütün paydaşların bir araya gelemediği ortamda bunu çözemezsiniz. Bu yetkilendirilmiş bir komite olacak. Bir irade alacak sopayı, oturup bu şehri dayanıklı hale getireceksiniz demeli. Belediye başkanı olduğumda gider Bakanın kapısında otururum. Kaynak problemi var. Üç tane fon yaratabilecek öneri var. Tapu dairelerinde alım satım yapılıyor. Devlet bunu geçici hesapta toplayabilir. Bu kentin rantını kamu için harcanmalı. Gayrimenkul geliştirme firmaları var dünyada. Bu Singapur'da, Endonezya'da böyle. Batı'da da çok ciddi vergi alıyorlar.

Japonya bunu çok yapıyor. Kadastrofik fono. Afet riski yüksek kentler sigorta sektörüyle tedbirlerini aldıktan sonra bono çıkarıyorlar. Getirisi yüksek bonolar. Çok yüksek kaynak oluşturuyor bu kent için. Avrupa'da çıkarttığınız bonoların fon getirileri yıllık yüzde 7-8'dir. Dolar-Euro bazında iyi bir getiridir. Depreme karşı gerekli tedbirler kısmen alınıp, sigortası yapıldıktan sonra ortaya çıkmış olan sigorta paketleri yurt dışına sunuluyor. Riski yüksek olunca yatırım da yüksek oluyor. Bu öneriler akıllıca işletildiğinde İstanbul'un büyük oranda deprem riskini 10 yıl içinde bertaraf eder.

Çok yoğunuz. Kolay da değil. Siyasetçi moralini, motivasyonunu seçmenden alır. Güven verdiğini hissettiğinde, iltifatı duyduğunda siyasetçinin bütün yorgunluğu biter. Depremle ilgili ne yapılması gerektiğini izah ettiğinde seçmenin gözünde 'çok yorulduk' dediğini görüyoruz. Edi ile Büdü'ye benzetiyorum iktidar ile muhalfeti. Bunu değiştirecek bir iradeye bu ülkenin ihtiyacı var. Bunun da biz olduğumuzu gerekçeleriyle anlattığında aldığımız netice çok pozitif. O iradeyi ortaya koyacağını çok samimi ortaya koymak lazım. Siyasetin finansmanının şeffaflaşması gerekiyor. Ne iktidar ne muhalefet bir adım atmamış. Bunun için ciddi irade ve değişim talebinin olması lazım.

REKLAM

Dört problem var, barınma, imar problemleri, trafik kötüye gitmiş, sosyal belediyecilik başlığı altında ekonomik problemler ve düzensiz göç. Bunlar seçmenin bize söylediği. Trafik 2019'dan 2023'e kadar daha kötüye gitmişse kırık not var İstanbul için. Depremle ilgili önlemler alınamışsa 5 yılda toparlanamamışsa, ondan önceki 20 yılda da AK Parti belediyelerinin sorumluluğu. Mevcut iktidar ve ana muhalefet bunları çözecek iradeyi koyamamış. Bu eleştirilerin bir kısmı şu andaki belediye başkanına bir kısmı da ondan önceki döneme gidiyor.

Kaçak göçmenler için iki taraf da ağzını açmıyor. Gettolaşmış mahalleler var. Fatih'te, Esenyurt'ta Suriye olmuş Irak'ta olmuş. Tabelalar Arapça olmuş. Dükkanın camekanında Türkçe tek kelime olmayıp sadece dükkanın içeriğini anlatan yazı Arapça'yı dünyanın hiçbir yerinde kabul ettiremeziniz. Türkçe tamamen kullanılacak. Tabelalar Türkçe olmak zorunda. Dükkanın ismi Arapça olabilir. Turistik bölgelerde kalabilir. Turiste yönelik, Arapların yoğun olduğu bölge ise elbette olabilir Arapça. Dil bilmeden nasıl vatandaşlık verilebilir, anlayamıyorum. Göçmenlerin insan olduğunu unutmamamız lazım. Bu cümle bir tarafı rahatsız edecek hale gelmiş. Olaya bakış açısının ne kadar abuk ve tehlikeli olduğunu anlatmak için söylüyorum.

REKLAM

İki kutuplu yapıda her iki partinin de güdümünde olan basın var. Bunlar ısrarla yer vermiyorlar. Ben hem Ekrem İmamoğlu hem Murat Kurum'u eleştirdiğimde cümlenin devamı verilmiyor. İktidara yakın medya Buğra Kavuncu'nun çalışmadığını söylüyor. Ağırlığını kullanmıyor deniyor. İstanbul'a çivi bile çakılmadı ya da İstanbul çağ atladı. Bu dil AK Parti ve CHP'nin kullandığı dil. İkisi de gerçek değil. İstanbul'a çivi de çakıldı çağ da atlamadı. İstanbul'un çağ atlaması için İstanbul'da yaşayan her İstanbullu'nun depremde Japon'dan daha az korkması lazım. Dün Kadıköy ilçe teşkilatımız, bir parkta çocuk şenliğinde yapacaktık. Valilikten izin aldık, Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı böyle bir aktiviteye müsaade etmemiş. Dünyanın en demokratik kenti yapacağım söyleminde böyle bir uygulamanın yapılmaması lazımdı.

Elimizdeki minumum kaynaklarla maksimum görünürlüğü elde etmeye çalışıyoruz. Bir ara partiler sadece il ve ilçe teşkilatlarının dış cephelerine afişleme, bayraklama yapsınlar diye konuşulmuştu. Seçim araçları ve ses kirliliği de var. Biz de yapıyoruz. Televizyonun gücü halen çok etkili. Halen vatandaş siyasi görüşlerine televizyondaki haber programlarını seyrederek karar veriyor. Sosyal medyada yüzde 30-40 oranında. Biz vatandaşlarımıza ısrarla iki kutuplu yapının kronikleşmiş problemleri nasıl çözemediğini, ısrarla konfor alanlarını nasıl koruduğunu anlatacağız. Biz kendi çözüm önerilerimizi ısrarla anlatmaya devam edeceğiz.

Çok siyasi değil projeye dönük bir hava var. Şu anda vatandaş daha duyarlı. Hür ve müstakil olarak ittifaklardan çıktık dediğimiz an birçok parti kendi adayını çıkardı. Vatandaş 2019'a göre çok daha fazla projeleri ve çözümü takip ediyor. Vatandaş probleme odaklanıyor. Siyasi atılan adımlar elbette etkili oluyor. İstanbul mitingi için önümüzdeki hafta bir planlamamız var. Genel başkanımızın programına uydurabilirsek. Genel başkanımız olursa muazzam olur. Muhtemelen olacaktır.

Deprem en önemli konum. Derhal kentsel dönüşüm başlanacak. Trafikte atılabilecek adımlar var. Toplu taşıma merkezimizde olacak. İstanbul'un trafik problemini çözmek istiyorsanız, toplu taşımı yaygınlaştıracaksınız. "Arabamı ne alacağım, mis gibi metroma bineyim, otobüse bineyim" dediği gün bu iş çözülür. Toplu taşıma bu işin ana ve mihenk noktası. Aracın içinde 2-3 kişi seyahat ettiği takdirde buna özel şerit verilebilir. Amerika'da uygulanabiliyor bu. Biz bunak kırmızı şerit diyoruz. Metro ile ilgili olarak bir eleştiri getireceğim. Murat Kurum'un vermiş olduğu rakam dünya ortalamasının çok üstünde. Ekrem İmamoğlu'nun verdiğini de eleştiriyorum ama sonra tarihi değiştirdi.

Belediye başkanlığını inşallah kazanacağım. Bir kere şunun gururunu taşıyorum, Fatih'in fethettiği, peygamber efendimizin methettiği İstanbul'a talip olmak. Kazanamazsam İstanbul milletvekili olarak yapacağım çok işim var benim. Ama o kısmı hiç düşünmüyorum, İstanbul'la ilgili neler yapacağıma odaklandım.