Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Müzik İstanbul Caz Festivali Temmuz'da başlıyor

        İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Garanti BBVA’nın sponsorluğunda düzenlenen 31. İstanbul Caz Festivali, 3-18 Temmuz tarihleri arasında, keşifler ve klasiklerin yan yana durduğu, cazın yanı sıra rock, pop, blues, reggae, funk ve farklı türlere de yer veren çok çeşitli bir seçki sunacak.

        31. İstanbul Caz Festivali, 40’a yakın konserde usta isimlerden yeni keşiflere 200’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak.

        16 gün boyunca festivalin konuğu olacak isimler arasında cazı yeniden büyük kalabalıklarla buluşturan iki Grammy ödüllü Gregory Porter; rock’n roll’un çok yönlü ve romantik prensi Chris Isaak; zamansız ve yenilikçi müziğiyle yaşayan en büyük saksofonculardan Joshua Redman; İngiltere’nin dünyaya kazandırdığı başarılı kadın müzisyenlerden YolanDa Brown; ilk kez Türkiye’deki sevenleriyle buluşacak, R&B, soul ve indie’nin genç ve tutkulu şairi Arlo Parks; Avrupa’nın merak uyandırıcı ve dinamik caz piyanistlerinden Baptiste Trotignon ve Kornél Fekete-Kovács yönetimindeki Avrupa’nın iddialı orkestralarından Modern Art Orchestra yer alıyor.

        Mina Taka
        Mina Taka

        Festivalin gelenekselleşen etkinlikleri bu yıl da devam ediyor. Müzikseverlerin Kadıköy’de adım adım iyi müziğin peşinde dolaşacağı +1’li Gece Gezmesi’nin bu yılki konukları arasında Hollanda’dan Thomas Azier ve Baby’s Berserk, Türkiye’den Gevende ve Korhan Futacı gibi sevilen isimler yer alıyor. Caz Vapuru, müzikseverleri Boğaz’ın seslerine cazı karıştıran, neşeli bir pazar gününe çağıracak. Festivalin müziği şehrin dört bir köşesine yaydığı ve her yaştan izleyiciye hitap eden ücretsiz Parklarda Cazkonserleri bu yıl da İstanbul'un parklarını festival alanına çevirecek.

        Festivalin farklı mekânlara yayıldığı etkinliklere bu yıl bir yenisi daha ekleniyor. Pera’da Bir Caz Akşamı etkinliğinde müzikseverler, Beyoğlu’nda büyülü bir akşamda üç duraklı bir caz turuna çıkacaklar. Bu özel gecede izleyeceğimiz isimler Herbie Hancock’un “göz kamaştırıcı” olarak nitelendirdiği Estonyalı piyanist Kristjan Randalu, festivale özel hazırladığı Aretha Franklin repertuvarı ile Dilek Sert Erdoğan ve sürpriz bir konuğu ile piyanist Can Çankaya olacak. Gecenin durakları ise Salon İKSV, Minoa Pera ve Pera 77

        31. İstanbul Caz Festivali mesajları

        (Soldan sağa) Görgün Taner-Elif Güvenen-Murat Çağrı Süzer-Yeşim Gürer Oymak-Harun İzer
        (Soldan sağa) Görgün Taner-Elif Güvenen-Murat Çağrı Süzer-Yeşim Gürer Oymak-Harun İzer

        Dün akşam Salon İKSV’de gerçekleşen basın toplantısında İKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak, “1994’ten bu yana aralıksız sürdürdüğümüz ve gençliğini, canlılığını, dinamikliğini dinamizmini asla kaybetmeyen İstanbul Caz Festivali, izleyicilerine şehrin birbirinden farklı mekânlarında bu müziğin sürprizlere açık ve çeşitlilikten beslenen yapısını hissedecekleri bir program sunuyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı olarak İstanbul Caz Festivali’yle bir yandan efsanevi müzisyenleri şehrimizde ağırlarken diğer yandan da yeni ve heyecan verici sanatsal ortaklıklara imkân sağladığımız, genç müzisyenlere sahnelerimizi açarak müziğin geleceğine katkıda bulunabildiğimiz için mutluluk duyuyoruz. Festival sponsorumuz Garanti BBVA’ya 27 yıldır sürdürdükleri destek için içten teşekkürlerimizi sunuyor ve başta TC Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere festivale katkıda bulunan tüm kurum ve kuruluşlara, Lale Kart üyelerimize, sanatçılara, izleyicilere ve ekip arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. İstanbul Caz Festivali’nin müzikseverlere ilham verici, unutulmaz anlar yaşatmasını diliyorum,” dedi.

        Törende söz alan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ise İstanbul Caz Festivali’nin serüvenine ilk gününden itibaren tanıklık etmek ve festivalin yıllar içinde gelişimini sürdürerek kendini hep yeni tuttuğunu görmenin kendisine mutluluk veridiğini belirtip şunları söyledi: "Festival bugün gençlere desteğini genişleterek sürdürüyor, dünya çapında dikkat çeken isimleri, festival izleyicisinin keşfetmekten zevk alacağı yeni yetenekleri İstanbul’da ağırlıyor.”

        Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Murat Çağrı Süzer şöyle konuştu: “Bankamızın İstanbul Caz Festivali’ne yönelik desteği, kültür sanat alanında gerçekleştirdiğimiz en kıymetli projelerden biri. Festivali, nitelikli sanat yoluyla toplumun tüm kesimlerine özellikle gençlere yönelik bir değer aktarımı fırsatı olarak görüyoruz. Festivalin müzikseverlerin gönlünde özel bir yer edindiğini, her yıl sabırsızlıkla beklendiğini bilmek de bizi motive ediyor."

        Her zaman olduğu gibi bu yıl da İstanbul Caz Festivali’nde cazın ve güncel müziğin farklı renklerini içeren keyifli bir program hazırladıklarını belirtenİ stanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer, "İstanbullu seyircileri olduğu kadar Türkiye’nin farklı şehirlerinden ve yakın coğrafyanın çeşitli ülkelerinden seyircilerimizi Temmuz ayında festivalimizde ağırlamak için heyecanlanıyoruz. Festivalimizin en büyük destekçilerinden TC Kültür ve Turizm Bakanlığı ve bu festivalin gerçekleştirilmesi için bize destek veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

        REKLAM

        Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülleri: Nilüfer Verdi ve Nino Varon

        Nino Varon
        Nino Varon

        31. İstanbul Caz Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü bu yıl Türkiye caz tarihinin iki önemli ismine, Türkiye’nin ilk kadın caz piyanisti Nilüfer Verdi ve yapımcı, besteci ve müzisyen Nino Varon’a sunulacak.

        Festival temmuz ayında yine İstanbul’un en keyifli açık hava mekânlarını caz sahnesine dönüştürecek

        Festivale bu yıl evsahipliği yapacak mekânlar arasında Fransız Sarayı, The Marmara Esma Sultan Yalısı, Avusturya Konsolosluğu Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi, Rahmi M. Koç Müzesi, Sultan Park - Swissôtel The Bosphorus ve Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu yer alıyor.

        Duckshell
        Duckshell

        Genç Caz+ konserleri ve albümü

        Bu yıl 22. yaşını kutlayan Genç Caz+, Türkiye’de amatör veya yarı profesyonel olarak müzikle ilgilenen, 28 yaş altındaki genç müzisyen ve topluluklara festival programında yer alabilecekleri bir platform sağlıyor. Başvurular sonrasında belirlenecek müzisyen ve topluluklar, 31. İstanbul Caz Festivali kapsamında şehrin farklı semtlerindeki parklarda ücretsiz gerçekleştirilen Parklarda Caz etkinliklerinde uluslararası sanatçılarla aynı sahneyi paylaşma imkânı yakalayacak ve Genç Caz+ 24 albümünde yer almaya hak kazanacak.

        İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu ve 2013 yılında aramızdan ayrılan müzik insanı Mehmet Uluğ’un anısını yaşatmak amacıyla oluşturulan Mehmet Uluğ Fonu’nun desteğiyle hayata geçirilen Genç Caz+ albümü bu yıl dördüncü kez yayımlanacak. Genç Caz+ konserlerine seçilecek topluluklar birer özgün eseriyle, dijital platformlarda yayımlanacak olan albümde yer alacak. Sony Music Türkiye işbirliğiyle gerçekleştirilen bu albüm projesiyle yetenekli ve umut vadeden genç müzisyenlerin yaratıcılık ve kariyer gelişimleri desteklenecek ve Türkiye’den dünyaya seslerini duyurmaları sağlanacak.

        Bu sene Genç Caz+ Seçici Kurulu’nda müzisyen Ayşe Tütüncü, müzisyen Selen Gülün, müzisyen Volkan Öktem, radyo programcısı Dr. Hakan Rauf Tüfekçi, yazar Yekta Kopan, müzisyen Okan Kaya, Sony Music Türkiye Genel Müdürü Özden Bora, Akra Caz Festivali Direktörü Kadir Dursun, müzisyen Çağıl Kaya, Pozitif ve Babylon’un kurucularından Ahmet Uluğ ve İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer yer alıyor.

        Genç Caz+ için son başvuru tarihi 19 Nisan Cuma. Ayrıntılı bilgi için: caz.iksv.org

        Brassist
        Brassist

        Garanti BBVA Caz Sohbetleri

        Bu yıl İstanbul Caz Festivali kapsamında özel bir söyleşi serisi de gerçekleştirilecek. Garanti BBVA Caz Söyleşileri başlığı altında ve Salt’ın evsahipliğindeki üç farklı söyleşide Türkiye’de caz ve güncel müziğin gelişimi ele alınacak ve müzikte güncel meseleler tartışılacak. Müzisyenler, müzik yazarları ve müzik sektöründen önemli kişilerin yer alacağı söyleşiler mart ve nisan aylarında, Salt Beyoğlu, Açık Sinema’da ücretsiz gerçekleştirilecek.

        30 Nisan, Salı: Türkçe Pop’tan Jazz Semai’ye Bir Müzik İnsanı: Nino Varon ile Söyleşi - Moderatör: Murat Meriç

        15 Mayıs, Çarşamba: Yapay Zeka Sonrası Müzik Yapmanın ve Dinlemenin Geleceği - Moderatör: Yekta Kopan (konuşmacılar daha sonra açıklanacaktır)

        REKLAM

        28 Mayıs, Salı: Türkiye’de Cazın Tarihini Yazan Kadınlar: Füsun Levet, Hülya Tunçağ, Sibel Köse ile Söyleşi

        Festival biletleri 5 Mart Salı günü satışta

        Lale Kart üyeleri için indirimli ön satışlar: 29 Şubat Perşembe-5 Mart Salı

        Genel satış: 5 Mart Salı,10.30

        Festival biletleri, avantajlı dönem fiyatlarıyla, passo.com.tr ve İKSV ana gişeden (Pazar hariç her gün 10.00-13.00 ve 14.00-18.00 arası) satın alınabilir.

        31. İstanbul Caz Festival Programı

        Festival Ödül Gecesi

        Avusturya Konsolosluğu Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi, 3 Temmuz Çarşamba

        Saint Privat
        Saint Privat

        Avusturyalı müzisyen Klaus Waldeck ile Valerie Sajdik, Fransa’ya dair sevdiğimiz tüm klişeleri iyi melodilere çevirip, dinleyicilerini geçen yüzyılın ortalarına savurdukları Saint Privat için ilk kez 2003’te bir araya geldiler. Besteci ve yapımcı Waldeck, Valerie’nin performasını beğendiğinde Viyana’da bir düğünde, davetliler arasındaydı; Valerie ise sahnede. Bir sonraki hafta Waldeck’in stüdyosunda, Valerie’nin doğduğu yerin adını koydukları bir grup kurdular: Saint Privat.

        Saint Privat, 31. İstanbul Caz Festivali’nin ödül gecesinde davetlileri Fransız sahillerinde güneşli bir güne götürmeye hazırlanıyor. Aynı gecede festivalin bu yılki Yaşam Boyu Onur Ödülleri de sahiplerine takdim edilecek.

        Modern Art Orchestra feat. Kornél Fekete-Kovács // Kaan Çelen Trio

        Rahmi M. Koç Müzesi, 4 Temmuz Perşembe

        Kaan Çelen Trio
        Kaan Çelen Trio

        Avrupa’nın en büyük müzik gruplarından Modern Art Orchestra, 2005 yılında trompet sanatçısı ve besteci Kornél Fekete-Kovács tarafından kuruldu. Macar cazının orta kuşak temsilcilerinden, trompetin dünyaca ünlü ustalarından Kornél, neredeyse 20 yıldır kendi kuşağı ile cazın genç yeteneklerini buluşturduğu orkestrasıyla üç kuşağın müzikal yaklaşım ve yeteneklerini çağdaş klasik müzik ve cazla beraber tek potada eritmeyi başardı. Müziğin sınırlarını genişleten bu yaklaşımıyla orkestra, 60’lı yıllardan bu yana devam eden Macar cazının yeniden ve yeniden icat ediliş sürecinin ayrılmaz bir parçasına dönüştü.

        Çoğunluğu orkestranın altı seçkin müzisyeni tarafından bestelenmiş, 25 saatlik büyük çağdaş müzik repertuvarından seçili heyecan verici bir programla MAO, Türk-Macar Kültür Yılı kapsamında İstanbul Caz Festivali’ne geliyor.

        MAO’dan önce ise sahnede caz davulunun yükselen yıldızı Kaan Çelen olacak. Doğarken kaybettiği bir kolu, davul çalmaya başlamasının en büyük sebebiydi. Sonra cazı keşfetti. Şevket Akıncı, Baki Duyarlar, Ferit Odman ve Cem Aksel ile çalıştı; eğitimler aldı ve festivallerde çaldı. NA-Zİ-LE ve Fellowship albümlerini yayımladı. Önce zor görüneni kolay kılan, ardından başarıdan başarıya koşan Kaan Çelen, İstanbul Caz Festivali izleyicisiyle ilk kez buluşacak.

        REKLAM

        Baptiste Trotignon Trio // Nilüfer Verdi Trio

        Fransız Sarayı, 5 Temmuz Cuma

        Baptiste Trotignon
        Baptiste Trotignon

        Baptiste Trotignon, 2001’de yayımlanan ilk albümü Fluide ile kendi jenerasyonunun en etkileyici piyanistleri arasına girdi ve Django d’Or En İyi İlk Albüm Ödülü’nü aldı. İkinci albümünden “yılın şoku” olarak bahsedildi, ardından Caz Akademisi tarafından yılın caz müzisyeni seçildi. Piyanonun sınırlarına hapsolmayı reddeden sanatçı bugünün ve doğduğu coğrafyanın müziğinde de sınırları aştı. Bir yandan Fransız cazı onsuz anılmazken öte yandan geçmişle bugünü, Avrupa ile Amerikan müziğini harmanladı, caz ve klasik arasında gidip geldi. Emprovizasyonun piyano başındaki usta ismi Baptiste Trotignon, kendi döneminin en güçlü davulcusu olarak anılan ve övgülere doymayan Greg Hutchinson’la birlikte 50. yaşını 31. İstanbul Caz Festivali’nde İstanbullu müzikseverlerle kutlamaya geliyor.

         Nilüfer Verdi
        Nilüfer Verdi

        Nilüfer Verdi, Türkiye’nin caz sahnesinde saygın bir isim. Piyano dersleri aldıktan sonra müzik eğitimine yurtdışında devam eden Verdi, Berklee College of Music ve NY New School’da Jack Reilly, Ray Santisi, Bob Winter, Billy Pierce, Alex Ulanowsky gibi isimlerle çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra 80’li yılların ışıltılı caz dünyasında birçok mekânda sahneye çıktı, festivallerde çaldı, kendi öğrencilerini yetiştirdi. Cazı isyanın müziği olarak gören Verdi, Mânâ ve İzhar adlı ilk iki albümünü kadınlara adadı. 2016 çıkışlı üçüncü albümü Knidost’ta ise bu sefer alışıldık türküleri alışılmadık formlarda çaldı. Kalıplara sığmayan, caz karakterli Nilüfer Verdi, Baptiste Trotignon’dan önce sahnede olacak ve 31. İstanbul Caz Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü ile onurlandırılacak.

        Gregory Porter

        Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu, 8 Temmuz Pazartesi

        Gregory Porter
        Gregory Porter

        Cazı büyük kalabalıklarla buluşturan Gregory Porter meşhur “caz şapkasını” da yanına alıyor ve unutulmayacak bir performans için İstanbul’a geliyor. Tüm yolları kaçınılmaz bir şekilde müziğe çıkan Porter, üniversiteden sonra Brooklyn’de caz kulüplerinde aşçılık yaparken sahneye çıkmaya başladı; yazıp çekmecesine terk ettiği şarkı sözleri onu dünya sahnelerine taşıdı. Irkçılık direnişinin simgesi Dr. Martin Luther King’i anlattığı “1960 What?” şarkısıyla hafızalara kazındı, 2014’te Liquid Spirit ile, 2017'de Take Me to the Alley ile “En İyi Caz Vokal Albümü” dalında Grammy’ye layık görüldü. BBC’nin “endişe verici biçimde az rastlanan, ender bir tür” olarak tanımladığı Porter, çocukluk döneminden bu yana beslendiği country, gospel ve blues’un yanı sıra caz, R&B ve funk arasında seyreden ayırt edici tarzıyla öne çıkıyor.

        Sıradan hayatları iyi müziğe dönüştüren ve iyileşme hikâyelerinin bir parçası olan Gregory Porter, İstanbullu dinleyicilerini sevgi ve umut dolu müziğiyle buluşturmaya, festivale geliyor.

        REKLAM

        Arlo Parks

        Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus, 9 Temmuz Salı

        Arlo Parks
        Arlo Parks

        Arlo Parks tutkulu bir şair ve iyi bir hikâye anlatıcısı. 2021’de çıkardığı, aynı zamanda Mercury ödüllü ve Grammy adayı, Collapsed in Sunbeams albümünde ona ağırlıklı olarak R&B, soul ve indie eşlik ediyordu. İlk albümünden sonra The Guardian “büyük bir yeteneğin doğuşu”nu müjdeledi, yüzlerce konser verdiği bir dünya turuna çıktı ve Harry Styles, Lorde ve Florence + the Machine ile aynı sahneyi paylaştı. 2023’teki son albümü My Soft Machine ile hem alternatif pop’a kaydı hem de keder, türbülans, iyileşme ve mekânsızlıktan bahsetti. Bu yaz 31. İstanbul Caz Festivali’nde puslu fotoğraflar, son durağı belirsiz yolculuklar, kararında melankoliler, güneşin beklendiği heyecanlı sabahların köşelerine birer Arlo Parks şarkısı iliştireceğiz.

        YolanDa Brown

        Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus, 10 Temmuz Çarşamba

        YolanDa Brown
        YolanDa Brown

        İngiltere’nin en başarılı kadın saksofoncularından YolanDa Brown çifte MOBO ödüllü, Londra Filarmoni Orkestrası’nın danışma kurulu üyesi, Prince's Trust ve London Music Fund'ın elçisi, Youth Music’in başkanı, Doğu Londra Üniversitesi’nden fahri doktora unvanına sahip ve aynı zamanda eğitmen, yazar, sunucu, hayırsever ve girişimci.Eurythmics’ten Dave Stewart, Snarky Puppy’den Bill Laurance, Stereophonics’ten Kelly Jones ve Rick Astley gibi sanatçılarla işbirliği yaptı. The Temptations, Jools Holland’s Rhythm and Blues Orchestra ve Billy Ocean ile turneye çıktı.

        31. İstanbul Caz Festivali için şehre gelen çokyönlü sanatçı YolanDa Brown’ın en iyi yaptığı işlerden birini; enerjik, doğaçlamaya açık özgür müziğini dinlemek için Sultan Park-Swissôtel The Bosphorus’un Boğaz manzaralı terasında buluşuyor.

        Chris Isaak

        Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu, 12 Temmuz Cuma

        “Wicked Game” ile adını duyuran, “Blue Hotel” ve “Baby Did A Bad Bad Thing” gibi şarkılarıyla uzun yıllar müzik listelerinin vazgeçilmezi olan Chris Isaak neredeyse 40 yıllık ikonik kariyerine iki Grammy adaylığı, bir platin plak, on üç stüdyo albümü, on iki tekli, sayısız kapalı gişe konser ve birçok film müziği sığdırdı. Ruhumuza hep karanlık bir yerden dokundu. “Wicked Game”in yer aldığı Heart Shaped World albümünü çıkardığı 1989’dan bu yana geçen yıllar, Chris Isaak müziğinin zamansız olduğunu birçok defa kanıtladı. Kırgın ve dingin müziğiyle film noir’lara yakıştırıldı, Elvis Presley’e benzetildi, melankolik prens ilan edildi ve romantizmiyle övüldü. Tüm yakıştırmalara rağmen daha ilk notasında kendi tarzını ortaya koyan rock’n roll efsanesi, yıllar yılı beraber çaldığı orkestrası Silvertone ile verdiği eşsiz canlı performanslarıyla göz doldurdu.

        Kalıplara sığmayan müziği ve baştan çıkarıcı sesiyle Chris Isaak, eşsiz performanslarından birini sergilemek üzere 31. İstanbul Caz Festivali için ilk kez ülkemize geliyor.

        REKLAM

        Joshua Redman Group feat. Gabrielle Cavassa

        The Marmara Esma Sultan Yalısı, 16 Temmuz, Salı

        Joshua Redman
        Joshua Redman

        Joshua Redman cazı her yönüyle keşfetme arzusunu hiç kaybetmedi. 1993’te kendi ismiyle çıkardığı ilk albümü Joshua Redman’dan bu yana adeta bir üretim ve keşif makinesi gibi çalıştı. “İşbirlikçileri” denilebilecek farklı müzisyenlerle çalıştı, yeni ekipler kurdu ve herkesten ilham aldı. 2015’te, adını birlikte çıkardıkları albüme de veren The Bad Plus ile çalarken müzikal mirasını yeniden keşfetti; SFJAZZ Collective’i kurması The New York Times tarafından bir “evreka ânı” olarak nitelendirildi. 2018’de çıkardığı albümü Still Dreaming ile hayal kurmaktan hiç vazgeçmediğini hatırlatırken geçmişten kopmadığını da gösterdi. Joshua Redman, zamansız fakat nostaljik olmayan, dün ve bugüne sahip müziğiyle 11 defa Grammy’e aday gösterildi.

        Joshua Redman, son işbirlikçileri vokalist Gabrielle Cavassa, piyanist Paul Cornish, basçı Philip Norris ve baterist Nazir Ebo ile cazın yeni çıtasını belirlemeye, 31. İstanbul Caz Festivali’ne konuk oluyor.

        İstanbul’a özgü bir caz etkinliği: Caz Vapuru

        Kabataş İskelesi, 14 Temmuz Pazar

        Karambola
        Karambola

        İstanbul Caz Festivali’nin bu vazgeçilmez etkinliğinde, vapurun her bölümü farklı bir sahneye dönüşüyor ve her sahnede izleyicileri caz, dans ve coşku bekliyor. Kabataş İskelesi’nde İstanbullu swing topluluğu Brassist’in neşeli müziğiyle karşılanacak, tur boyunca Brassist’in yanı sıra cazın erken dönem örneklerini Karambola’nın Ragtime ve Dixiland’e özgü dramatik üslubuyla dinleyecek, Türkiye’de yaşayan Rus caz müzisyenlerinin kurduğu The Big Rhythm’in karşı konulamaz ritimlerine eşlik edecek ve DJ performansıyla dans edecekler.

        +1’li Gece Gezmesi Konserleri Kadıköy’de

        Kadıköy-Moda (çeşitli mekânlar), 18 Temmuz Perşembe

        Korhan Futacı
        Korhan Futacı

        Festival takipçilerini bu yıl, Hollandalı müzisyenler Thomas Azier ve Baby’s Berserk; folk ve caz rock’ın ülkemizdeki önemli temsilcilerinden Gevende; İstanbul kaosunu enerjik bir ritüele dönüştüren Korhan Futacı; kıtalararası müziğiyle Amerika ve Türkiye’yi buluşturan Coşku Turhan ve beraberinde Ferit Odman, Cenk Erdoğan ve Kağan Yıldız; Synth pop ve indie rock ile kendi müziğini yaratan Eve Dönüş Yok; asi tınılarıyla son dönemin başarılı alternatif rock grubu Yangın; içsel yolculuğunun dışavurumu sayılan müziğiyle Min Taka; synthwave’den post-punk’a uzanan “buğulu ve atmosferik” tınılarıyla Brek ile geniş bir müzik yelpazesinde özgün performanslar bekliyor.

        Festivalin yenisi: Pera’da Bir Caz Akşamı

        Pera 77, Minoa Pera, Salon İKSV, 17 Temmuz Çarşamba

        Dilek Sert Erdoğan
        Dilek Sert Erdoğan

        İstiklal Caddesi’nin Haliç’e bakan yüzünde, İstanbul’da cazın ilk yeşerdiği mahalle olan Pera’nın üç sakininden aynı anda caz melodileri yükselerek İstanbul’un büyülü atmosferine karışacak. İstanbul’a imzasını atan mimar Alexandre Vallaury’nin tarihi Union Française binasındaki Minoa Pera, İstanbul caz sahnesinin çiçeği burnunda mekânı Pera 77 ve şehirdeki iyi müziğin adresi Salon İKSV’de, aynı gecede üç farklı sanatçı sahnede olacak. Pera’da Bir Caz Akşamı’nın konukları arasında Herbie Hancock’un “göz kamaştırıcı” olarak nitelendirdiği, kendi jenerasyonunun en çok aranan piyanistlerinden Estonyalı piyanist Kristjan Randalu’nun yanı sıra festivale özel hazırladığı Aretha Franklin repertuvarı ile Dilek Sert Erdoğan ve Avrupa’dan sürpriz bir konuğun da kendisine eşlik edeceği piyanist Can Çankaya yer alıyor.

        Parklarda Caz konserleri

        İstanbul Caz Festivali’nin keyifli etkinliklerinden Parklarda Caz bu yıl da tüm müzikseverleri parklara davet ediyor. Festivalin ücretsiz sunduğu Parklarda Caz konserleri kentin dört bir yanındaki yeşil alanlarda gerçekleştirilecek. Bu yıl Balkanlar ve Güney Amerika’nın seslerini punk ile bir araya getiren Macar grup Duckshell, Genç Caz+ finalistleri ve çok daha fazlası sahnede olacak. Parklarda Caz’ın ilk konseri Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde 6 Temmuz’da gerçekleştirilecek, diğer konser mekânları ve tarihleri Nisan ayında açıklanacak.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa