Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema İnternette seyredebileceğiniz en kötüsünden en iyisine 25 süper kahraman filmi
        • 1
          • 25. SUICIDE SQUAD: GERÇEK KÖTÜLER (2016)(Suicide Squad) Devlet kendisini tehdit edecek süper kötülere karşı, hapishanede tuttuğu süper kötülerden bir ekip kurmak isterse neler olur? Bu sorudan yola çıkan “Suicide Squad: Gerçek Kötüler” renkli karakterlerine karşın hikâyesi güçlü bir aksiyon filmi olamıyor. Mezardan çıkan mumya tarzı fantastik filmlerle süper kahraman janrını birleştirmeye gayret eden “Suicide Squad”, çeşitli klişeleri “kes yapıştır” mantığıyla peş peşe sıralıyor. Öyküye öylesine çok karakter dahil oluyor ki, ana karakterin kim olduğunu bulmakta zorluk çekiyorsunuz. Batman filmlerinin efsanevi Joker’i, sadece kendi hedefi peşinde koşarak ortalığı karıştıran bir yan karaktere indirgenmiş durumda. Öte yandan, bir ana fikirden söz edebiliriz. “Adı kötüye çıkmış” olanların herkesten daha iyi ve fedakâr olabildiği bir dünya sunuyor film bize. Devlet, içeri tıktığı kötülerden daha kötü, hoşgörüsüz ve baskıcı mesela... Kötüler ise ya aşk ve kader kurbanı durumundalar ya da toplumun ötekileştirdiği yalnız insanlar... Aslında tüm bunlar çıkış noktası olarak kötü değil. Karakterlerin renkli ve ilginç oldukları da kesin. Ama “Sucide Squad” birbirinden kopuk, video klip gibi sahnelerle ilerleyen bir özel efekt şovundan öteye gidemiyor. (BluTV)
        • 2
          • 24. YEŞİL FENER (2011)(Green Lantern) DC Comics tarafından ilk olarak 1940'lı yıllarda yayımlanan bir resimli romandı "Yeşil Fener" ve evrenin bütününe yayılan bir "iyi - kötü savaşı" vaat ediyordu. 70 yıl sonra karşımıza gelen sinema uyarlaması, bu ana fikri "İrade Korku'ya karşı" türünde özetlenebilecek bir Yeni Çağ (New Age) düşüncesiyle harmanlayarak geliştiriyor: Hapsedildiği yerden kurtularak tekrar Evren'in başına bela olan Parallax, kurbanlarının korkusuyla beslenen bir varlık. Evreni kötülüklerden koruyan Yeşil Fener ordusu ise enerjisini evrenin en büyük gücünden, yani yaşayan varlıkların "irade"sinden alıyor. "İrade - korku" karşıtlığı teması, filmin bütününe hükmediyor. Filmdeki tüm fikirler çağımıza değil, resimli romanın ilk çıktığı 40'lı yıllara daha çok uyuyor. Dolayısıyla, "Yeşil Fener"in birçok resimli roman uyarlamasına göre demode bir yanı var. Filmde çok da orijinal bir numara görmek mümkün değil. Mesela, Hal Jordan, uçması ve sevgilisiyle yaşadığı balkon romantizmleriyle biraz Superman havasında. Parallax, ABD şehirlerinde Godzilla gibi terör estiriyor. Eleştirmenlere göre ikibinli yılların en kötü süper kahramanlarından biri. (Netflix)
        • 3
          • 23. JUSTICE LEAGUE: ADALET BİRLİĞİ (2017)(Justice League) Yönetmen Zack Snyder’ın öyküsünü Chris Terrio ile birlikte yazdığı “Justice League: Adalet Birliği” tipik bir “iyiler kötülere karşı” filmi... Süper kahraman filmlerinin kalitesinin biraz da kötü adamın iyi yazılıp yazılmadığıyla ilgili olduğunu düşünürüm. “Adalet Birliği”nin kötü adamı Steppenwolf (Ciaran Hinds), bir önceki filmin kötü adamı Lex Luthor’la karşılaştırılamayacak kadar yavan. Dünyayı cehenneme çevirmekten başka hiçbir amacı olmayan, fiziksel olarak çok güçlü, şeytansı ve fantastik bir figür. Öykünün sakat yanı, süper gücün yokluğunun kaosa yol açacağı fikri... “Adalet Birliği” sadece “süper güç özlemi”ni değil, kurtarıcılara duyulan hayranlığı da besleyen bir film. “Adalet Birliği” süper kahraman filmi meraklılarını tatmin edecek gösterişli bir prodüksiyon. Aksiyon sahneleri ağırlıkla süperlerin kendi aralarındaki fiziksel çatışmalar üzerine kurulu. (BluTV – Netflix)
        • 4
          • 22. THE INCREDIBLE HULK (2008)

          2003'de gösterime giren “Hulk” filmi pek beğenilmemişti. Marvel Stüdyoları, karakterin sinema haklarını tekrar satın aldı ve 1978 yılında başlayan televizyon dizisinden esinlenen, orijinal resimli romana sadık kalan bir hikâye tercih etti... Çoğu kişi, “The Incredible Hulk”ın Marvel Sinematik Evreni'nin ikinci filmi olduğunu pek bilmez aslında. Hulk / Bruce Banner'ı bu filmde Edward Norton'ın canlandırması da kafaları karıştıran bir meseledir. Çünkü daha sonra onun yerine Mark Ruffalo aldı ve kendisi Marvel Sinematik Evreni'nin en popüler kahramanlarından biri haline geldi. İlk “Hulk” filmine göre daha çok beğenildi ama Louis Leterrier’nin yönettiği “The Incredible Hulk” Marvel Sinematik Evreni'nin en az seyredilen ve en az sevilen filmi hâlâ. (Netflix)

        • 5
          • 21. KAPTAN AMERİKA: İLK YENİLMEZ (2011)(Captain America: The First Avenger) Film bizi 40 kiloluk, zayıf, astımlı ama her daim gerçek bir kahraman yüreği taşıyan Steve Rogers’ın orduya kabul edilebilmek için yanıp tutuştuğu 1941 yılına kadar götürüyor. Nazi’ler ve Almanya’dan ABD’ye kaçan bilim insanlarının atom bombası yerine başka arayışların peşinde oldukları alternatif bir dünya burası... Nazi örgütü Hydra, zor kullanarak Norveç’te sınırsız enerji veren gizemli bir küp buluyor; ABD ise insanla teknolojiyi birleştirerek Kaptan Amerika’yı “icat ediyor”. Filme hükmeden “40’lı yıllar retro estetiği” gerçekten hoş. Kaptan Amerika’nın savaş döneminde faydalı ama kof bir propaganda aracı olduğunu ifşa eden bölümler de ilginç. Ama Kaptan Amerika bu ilk filmde giysisi ve kalkanıyla modern süper kahramanların yanında gerçekten çok demode duruyor. (BeinConnect)
        • 6
          • 20. AQUAMAN (2018)

          Kayıp kıta Atlantis efsanesi üzerinden ilerleyen bir masal. Tipik bir masal gibi başlıyor ve masal gibi sürüp gidiyor... ‘Aquaman’ Atlantis kraliçesinin iki oğlu arasındaki mücadeleyi anlatıyor. Arthur Curry / Aquaman, iktidar hırsıyla yanıp tutuşan kardeşi Orm’un aksine bırakın kral olmayı Atlantis’te yaşamayı dahi istemiyor. Orm'un amacı ise önce Okyanusların Efendisi olmak, sonra da karada yaşayan insanları yok etmek... Orm'un nişanlısı, suya hükmetme yeteneği olan Mera, vicdan sahibi bir Atlantisli olarak Arthur'dan yardım istiyor. Arthur'un Atlanna'nın büyük oğlu olarak tahtta hakkı var ama bunun için uzun süredir kayıp olan Üç Çatallı Mızrağı bulması gerekiyor. ‘Aquaman’, gösterişli bir aksiyon. Baştan sona bir özel efekt şovu seyrediyoruz... Özellikle deniz altında geçen sahnelerde tam bir fantazi dünyasındayız. Grafik olarak her karenin çok iyi tasarlandığı, özel efektlere müthiş özen gösterildiği kesin. (BluTV- Netflix)

        • 7
          • 19. WATCHMEN (2009)

          Son dönemde çok olumlu tepkiler alan televizyon dizisiyle gündeme gelen ‘Watchmen’in 2009 tarihli film versiyonu, Alan Moore ve Dave Gibbons imzalı orijinal DC Comics resimli romanına sadakatiyle öne çıkar. Olaylar bizim yaşadığımız tarihin dışında alternatif bir dünyada, ABD ile SSCB’nin sıcak savaşı eşiğine geldiği 1985 yılında geçer. Topluma yıllarca hizmet etmiş bir grup maskeli kostümlü kahraman, içlerinden birinin öldürülmesiyle olayı araştırmaya başlarlar. İlk olarak 1987 yılında başlayan ön hazırlıkların yıllarca sonuçlanmaması nedeniyle birçok stüdyo, yönetmen ve oyuncu kadrosu değişikliği yaşanmış ve proje sonunda Zack Snyder’ın yönetmenliğinde hayata geçirilmişti. Film eleştirmenleri ve hayranları ikiye bölmüş, Snyder biçimsel olarak başarılı bulunmuş ama resimli romanın ruhunu ıskalamakla suçlanmıştı. Yönetmenin kurguladığı 3 saat 35 dakikalık, DVD olarak yayınlanan versiyon ise daha çok beğenilmişti. (Netflix – Prime Video)

        • 8
          • 18. ÇELİK ADAM (2013)(Man of Steel) Superman, 1978-1987 arasında Christopher Reeve’in oynadığı 4 filmle dönemin popüler sinemasında derin iz bırakmış, 2006’da Bryan Singer eliyle yürütülen efsaneyi canlandırma projesi “Superman Dönüyor”da (Superman Returns) hayal kırıklığı yaratmıştı. Serinin ismini değiştirmeyi dahi göze alan “Man of Steel”in, daha sert bir kahraman ve karanlık bir dünya hedeflediği belli. Filmin ilk bölümü, ergenlik sancılarıyla paralel gelişen süper yeteneklerin verdiği acıyla ilgili. Clark Kent’in hayatta ne yapacağına dair hâlâ bir karar verememiş olma halleri kesinlikle ilgiye değer. Ama eldeki hikâye ne yazık ki bunların hiçbirini geliştirmiyor. Otoriter babanın bilgisayar belleğindeki gölgesi, bütün kimlik sorunlarını anında çözüyor ve adamımız dünyayı kurtarmak için hemen harekete geçiyor. Gerisi bildik hikâye: Lois Lane’e sevdalı Superman, süper yeteneklere sahip kötü adamlara karşı... “Man of Steel”in en zayıf yanı bu kötü adamlar. Kripton’da kıyamet koparken ödül gibi bir cezayla neden tüplerin içinde uzaya gönderildiklerini anlayamadığımız General Zod ve emrindekiler, enteresan yanları olmayan, sıradan kötüler. Perdede süper adamların yumruklu, tekmeli dövüşünün yarattığı büyük, görkemli tahribattan başka ilgiye değer çok fazla şey yok. (Netflix)
        • 9
          • 17. YIRTICI KUŞLAR VE MUHTEŞEM HARLEY QUINN (2020)(Birds of Prey: And the Fantabulous Emancipation of One Harley Quinn) ‘Yırtıcı Kuşlar’, aksiyon olarak türün meraklılarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir film... Yönetmen Cathy Yan, son yıllarda süper kahraman filmlerinin kendini kaptırdığı karanlık estetiği, daha enerjik, neşeli, canlı bir dünyaya dönüştürüyor. Hikâyede kötü erkeklere karşı birleşen kadınların dayanışması dışında dişe dokunur bir yan bulmak biraz zor. Ama hikâyenin zayıflığını unutturan bir özelliği var filmin... Başta Harley Quinn olmak üzere karakterlerin iyi çizilmesi... Renee Montoya'da Rosie Perez, Black Canary'de Jurnee Smollett-Bell, Cassandra Cain'de Ella Jay Basco, ellerinden gelenin en iyisini yapıyor ve filme önemli katkılarda bulunuyorlar. Filmin bir başka artısı, mizah duygusu... Mizah tümüyle karakterler ve onların arasındaki ilişkiler üzerinden ilerliyor... Mary Elizabeth Winstead'in kırılganlık, öfke ve saflık arasında gidip gelen Helena Bertinelli / The Huntress karakteriyle çok iyi ve eğlenceli bir performans çizdiğini belirtelim. Karakterlerden bize doğru akan feminen enerjiyi filmin üslubunda da görmek mümkün. (BluTV)
        • 10
          • 16. SHAZAM! (2019)

          İstediği zaman süper kahramana dönüşme şansına sahip olan bir çocuğun hikâyesi… Yetişkin bedenini önce içki almak için; güçlerini ise para kazanmak, hava atmak ve eğlenmek için kullanıyor... Verildiği “koruyucu ailedeki” kardeşi Freddy ile birlikte süper kahramancılık oynamakla gerçek bir süper kahraman olmak arasında gidip geliyor film boyunca... Zaten filmin asıl eğlencesi ve hikâyenin çekiciliği burada... Özellikle Billy ile Freddie'nin, Shazam'ın süper güçlerini keşfettikleri süreç komik anlara sahne oluyor. “Süper kahraman bedeni” bir çeşit kostüm oluyor onlar için. “Shazam!” süper kahraman türüyle Harry Potter tarzı fantastik filmleri buluşturuyor. Özellikle canavarların olduğu sahneler, eski usul fantastik masal filmlerinin dünyasını akla getiriyor. Yönetmen David F. Sandberg, 1940'lı, 50'li yılların ucuz süper kahraman filmlerini hatırlatan retro bir estetik kullanıyor. Shazam, “parlak renkli, pelerinli süper demode kıyafeti” ile gerçekçi bir Philadelphia dekoru önünde çıkıyor karşımıza... Komediyle aksiyonu birleştiren, aile seyircisine yönelik bir sevgi ve dostluk filmi. (BluTV)

        • 11
          • 15. THOR: KARANLIK DÜNYA (2013)(Thor: The Dark World) İkinci Thor filminin en eğlenceli sahneleri yine dünyamızda geçiyor ve Thor ile Jane’in “gezegenler arası romantik komedisi” sürüyor. Ama bu kez filmin ruhuna ve dokusuna damgasını vuran, ağır ve “karanlık” bir aksiyon ciddiyeti de var... Evrenin karanlığa boğulmasını isteyen Malekith, hikâyenin “kötü adam” tarafını hayli tekdüzeleştiriyor. Thor’un babası Odin’in gelenekçi ve hantal iktidarıyla olan çatışmasını saymazsak, öykü son derece düz bir güzergâhta iyilerin kötülere karşı verdiği mücadeleden ibaret. Çok şükür, Thor’un ihtiraslı kardeşi Loki’nin çelişkileri, kritik durumlarda seyircinin “Acaba ne yapacak?” diye sorular sormasına vesile oluyor da öykü biraz renkleniyor. (BeinConnect)
        • 12
          • 14. ÖRÜMCEK-ADAM: EVE DÖNÜŞ (2017)(Spider-Man: Homecoming) Lise öğrencisi Peter Parker, Yenilmezler ekibine katılmak için boyundan büyük işlere girişiyor. Öyle ki süper kahramancılık oynayan bir çocuktan farkı kalmıyor ve çevreye yarardan ziyade zararı dokunuyor. Bütün öykünün Peter Parker için bir tür süper kahramanlık sınavı olduğu söylenebilir... Kötü adamın ailesi, iyi adamın ise egosu için savaşması kayda değer... Lise filmi tadında harika bir aksiyon. (Netflix)
        • 13
          • 13. THOR (2011)

          Babasının yerine tahta geçmeye hazırlanan Thor, ergenlikten yetişkinliğe geçiş sancıları yaşayan bir gençten farksız. Bilge babası Odin, gücünü göstermek için yanıp tutuşan, söz dinlemeyen bu öfkeli ve kibirli delikanlının galaksi barışı için yarattığı ciddi tehlikeyi görünce onu sürgüne, yani Yeryüzü'ne gönderiyor. Bir çeşit fantazi evreninde, uzay operası kıvamında başlayan film, Thor'un ve çekicinin ayrı ayrı dünyaya düşmesiyle birlikte, “uzaylı dünyaya indi” tarzında bir bilimkurguya dönüşüyor. Yönetmen Kenneth Branagh'daki Shakespeare kültürü olmasaydı, bilimkurgu, fantazi ve aksiyon arasında gidip gelen bu hikâye doğru dürüst toparlanabilir miydi, emin değilim. Bilimkurgu filmlerinden mitolojik öykülere, Kral Arthur masallarından Shakespeare tragedyalarına dek uzanan bir süper kahraman filmi... (BeinConnect)

        • 14
          • 12. WONDER WOMAN (2017)

          Gal Gadot’un canlandırdığı Amazon prensesi Diana, I. Dünya Savaşı’nı bitirmek amacıyla yaşadığı cennet adayı terk ederek Almanların geliştirdiği kimyasal silahın peşine düşüyor… Filme, Diana ya da Wonder Woman’ın hayat hikâyesi olarak bakılabilir. Wonder Woman resimli romanlardaki gibi bir Amazon prensesi ve kökenleri Yunan mitolojisine kadar giden bir yarı tanrıça... Diana’nın büyüdüğü ada, uygarlık dışı bir mekân. Bir gizli cennet... İngilizler adına çalışan Amerikan casusu Steve Trevor’un (Chris Pine) uçağının ada açıklarında düştüğü sahne, öyküyü yakın tarihe bağlasa da mitolojiden hiç kopmuyoruz. Almanlar, Osmanlılar, İngilizler ve kimyasal silahlar bir yana her şey, Savaş Tanrısı Ares’le Diana arasındaki çatışmayla ilgili... Erkek yönetmenlerin egemen olduğu bir türde Patty Jenkins, teknik ve estetik anlamda gayet iyi iş çıkarıyor. Çektiği en güzel aksiyon sahnesi, Amazonlu kadınlarla Alman ordusunun plajdaki savaşı... Üniformalı erkeklerin ateşli silahlarına karşı kadınlar ok, mızrak ve kılıçların yanı sıra fiziksel güçleri ve akrobatik yetenekleriyle savaşıyorlar. Görsel anlamda keskin kontrastlara dayalı bir tür medeniyetler ve cinsiyetler savaşı bu... Son yılların en çok seyredilen aksiyon filmlerinden biri. (Netflix)

        • 15
          • 11. BATMAN V SUPERMAN: ADALETİN ŞAFAĞI (2016)(Batman v Superman: Dawn of Justice) Film DC Comics’in süper kahramanlarını bir araya getiren alternatif bir evrende geçiyor ve hikâyeyi “Adalet Birliği” (Justice League) adıyla anılan yeni seriye bağlıyor. Superman Metropolis’in, Batman Gotham şehrinin kahramanı. Hikâye Superman filmi “Man of Steel”in (2013) devamı niteliğinde. O filmde Superman’in cephesinden izlediğimiz savaşı bu kez Batman’in bakış açısından görüyor ve sivil halkın neler yaşadığına tanık oluyoruz... Batman kayıpların hesabını sormaktan yana. Superman’in güçlerinden rahatsız olan tek kişi o değil. Meseleye demokrasi açısından bakan senatör Finch de hesap vermesini istiyor. Öte yandan Superman de Batman’in yargısız infazlarından rahatsız. Batman – Superman gerilimi sürerken bundan en çok faydalanan ise Lex Luthor oluyor. Batman ve Superman kibirlerini çarpıştırırken o çılgınca bir ihtirasla kıyametin kopmasını arzuluyor. Süper kahramanları Tanrı’nın temsilcisi olarak görüyor ve Şeytan’ın tarafını tutuyor. Baştan sona karanlık, huzursuz ve kaotik bir film. Bu arada, Batman ile Superman’in testosteron saçan enerji israfına karşılık Lois ve Wonder Woman’ın sakinlikleri dikkat çekici. (BluTV)
        • 16
          • 10. KARA ŞÖVALYE YÜKSELİYOR (2012)(The Dark Knight Rises) Yönetmen Christopher Nolan 2005'te 'Batman Begins' ile başladığı trajik üçlemeye son noktayı koyarken; bir kez daha kahramanlık kavramını sorguluyor ve Gotham'ın gerçek kahramanlara ihtiyaç duyduğu bir kaos dönemine götürüyor bizi. Filmin ilk yarısında, Gotham şehri ve Batman'in yaşadığı büyük bir hezimete şahit oluyoruz. Nolan, Bane karakterinde ABD'nin bütün güncel korkularını bir araya getiriyor. Onun imajında her tür uluslararası terörizm tehdidini görüyorsunuz. Nolan film aracılığıyla zaaflara, korkulara, arzulara sahip olmadan; büyüklük kompleksini yenmeden ne insan ne de kahraman olunamayacağını söylüyor. Alt sınıftan gelen, yalancı ve çıkarcı Selina/Kedi Kadın (Anne Hathaway), filmin anahtar karakterlerinden. Onun dürüstlüğü Batman'i farklı biçimde etkiliyor. Baba figürü Alfred'in (Michael Caine) "Artık kahramanlığı bırak, düz insan ol" isyanı da önemli. Nolan'ın asıl başarısı, çağdaş aksiyon sinemasına tragedya ciddiyeti ve ağırlığı getiren hikâyeler yazması. (Netflix)
        • 17
          • 9. IRON MAN 3 (2013)

          Iron Man / Tony Stark terörist bir örgütle savaşırken yenilginin tadını alıyor ve neredeyse her şeyini kaybederek dibe vuruyor. Ama takım çalışması ve mühendislik dehası sayesinde yeniden yükseliyor... Marketten topladığı öteberiyle Mandarin’in karargâhına “Rambo karikatürü” gibi yaptığı baskın, Stark’ın Iron Man zırhı olmadan da kahramanlık yapabileceğinin kanıtı... Marvel resimli romanlarının vazgeçilmez alt teması, “Zayıflığı ve zaafları olmayan kahraman yoktur” fikri yine şahane bir şekilde işleniyor. Terörizmin, özünde süper güçler tarafından yaratılan bir iblis olduğu gerçeği de cesaretle konuyor ortaya. Politik alt metni ve dram kalitesi açısından Marvel Sinematik Evreni'nin en dolu filmlerinden biri olduğuna inanıyorum. (BeinConnect)

        • 18
          • 8. ANT-MAN (2015)

          Ant-Man içine herkesin girebileceği mühendislik harikası bir kostüm. Giyeni böcek boyutlarına kadar küçültüyor. Kostümü icat eden Hank Pym, hapishaneden yeni çıkan Scott Lang'i işe alıyor ve onu Ant-Man olarak eğitiyor... Komedi ve aksiyonla harmanlanan, 1980'lerin bilimkurgularını hatırlatan bir soygun öyküsü... Tıpkı “Galaksinin Koruyucuları” gibi, Marvel Sinematik Evreni içinde kendi farklı tarzını fazlasıyla orta koyan, neredeyse tümüyle “ayrı telden” çalan bir film... Süper kahramanlığın fiziksel güç ya da doğaüstü beceriler kadar cesaret ve zekâyla ilgili bir şey olduğunun altını çizmesi itibarıyla, Marvel Sinematik Evreni'nin en hoş ve nitelikli hikâyeleri arasında... (BeinConnect)

        • 19
          • 7. YENİLMEZLER: ULTRON ÇAĞI (2015)(Avengers: Age of Ultron) Serinin ilk filmi, Yenilmezler ekibinin zaafları üzerineydi; ikinci film ise özlemler, korkular ve giderilemeyecek ruhani ihtiyaçlar üzerine. Çok güçlü bir düşman olan Ultron'un, ekiptekilerin süper kahramanlık kibrini yerle bir etmesi de ayrı bir konu... Bu filmde, duygusal yanları ve vicdani sıkıntılarla karşımızdalar. Özellikle Thor, Kaptan Amerika ve Black Widow'un bilinçdışındaki acılarla yüzleştiği sahneler önemli. Hulk ise öykünün en trajik kişiliği. Black Widow ile Hulk arasındaki aşk da filmin hüzün yükünü artıran bir yan öykü. Özetle, fiziksel güç ile savaş konusunda hepsi sağlam ve iyi ama iç dünyalarında kırılgan, umutsuz ve endişeliler. Senaryo ve yönetmenliğin parlak yanı, gösterişli, tempolu bir aksiyon sinemasının satır aralarında politik, psikolojik bir alt metni yürütebilmesi. Aksiyon sahneleri, kahramanların kişiliğini yansıtırken ekip çalışmasını ve dayanışmayı kutsuyor. Favori sahnem ise Iron Man - Hulk kapışması! Maximoff ikizlerinde Elizabeth Olsen ve Aaron Taylor-Johnson da filme derinlik ve duygusal yoğunluk getiriyorlar. (BeinConnect)
        • 20
          • 6. JOKER (2019)

          Alıştığımız tarzda bir süper kahraman hikâyesi değil. Aksiyon sinemasıyla da pek ilgisi yok. Karakter ağırlıklı bir dram... Arthur Fleck, son yıllarda anaakım sinemanın çıkardığı en unutulmaz birkaç anti-kahramandan biri... “Bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür” denir. Bir toplum için de aynısını söylemek mümkün... Arthur Fleck, Gotham şehrinin en zayıf “halka”larından biri... Neo-liberalizmin yükselişe geçtiği, ezilenlerin birbirlerini ezdiği, “altta kalanın canı çıksın” mantığının hâkim olduğu bir merhametsizlik çağında yaşıyor... Arthur Fleck sadece ekonomik anlamda değil, sosyal anlamda da eziliyor. Bu ezilme ve dışlanma, bir süre sonra şuursuzca gelişen öfke ve şiddete dönüşüyor. “Joker”, Batman serisinin kötü adamı Joker'in köklerini, geçmişini anlatan bir süper kahraman filmi aynı zamanda… Öyle bir hikâyesi var ki, Batman efsanesine farklı bir cepheden bakmamızı sağlıyor; Batman ve Joker'in yıllardır süren kavgasına yeni bir yorum getiriyor... Aralarındaki sınıfsal fark ilk kez bu kadar açık şekilde vurgulanıyor. Batman / Bruce Wayne sermayenin, Joker / Arthur Fleck ise sokaktaki ezilenlerin temsilcisi olarak çıkıyor karşımıza. Son yılların en tartışmalı filmlerinden biri. (BluTV)

        • 21
          • 5. KAPTAN AMERİKA: KIŞ ASKERİ (2014)(Captain America: The Winter Soldier) Filmin en çarpıcı yanı; Kaptan Amerika'yı milliyetçilikten kurtarması ve bunu serinin ruhunu koruyarak, hatta nostaljik dokunuşlarla başarması... Chris Evans'ın canlandırdığı Kaptan Amerika'nın filmin başlarında yeni teknoloji silahlarına bakarak söyledikleri, senaryonun liberal yaklaşımını önceden haber veriyor. “Güçle, tehditle barış, özgürlük olmaz” anlamına gelen şeyler söyleyen Kaptan Amerika, alet olduğu operasyonları ve “müzelik kişiliği”ni sorgulamaya başlarken, bir anda kendini bağlı bulunduğu SHIELD kurumu içindeki “paralel yapılanma”nın hedefi olarak buluyor. Böylece devletle bağlarını koparan süper kahramanımız Kara Dul ve Falcon ile birlikte dünya barışı için faşist bir örgüte karşı savaşmaya başlıyor. Finalde devletin ikiyüzlülüğüne yapılan vurguları ve Kara Dul'un öz eleştirisini de hesaba katarsak anti-militarist bir filmden söz edebiliriz. Filmdeki aksiyon menüsünün büyük bölümünü oluşturan dövüş sahnelerinde kan ve şiddet yok. Sertlik, hızlı ve zarif bir koreografiyle birleşiyor. (BeinConnect)
        • 22
          • 4. YENİLMEZLER (2012)(Avengers) Süper kahramanları konu alan resimli roman uyarlamaları, insani durumları ele alabildikleri ölçüde başarılıdır. Süper olmak demek, tüm zaaflardan arınmak ve insani sorunlardan kurtulmak değildir. Hatta tam aksine, süper olunca zaaflar ve sorunlar da “süperleşir”. Kaldı ki, filmdeki kahramanların hangisinin süper bir kişiliği olduğunu söyleyebiliriz ki? Kendi günahlarının ağırlığını çeken Kara Dul'u dışarıda tutarsak, erkek kahramanlar birbirlerinin zayıf noktalarına yüklenip kendi aralarında güç savaşına giriyorlar. Hepsi de egoları, kibirleri ve zaaflarıyla tanıdık insani durumları temsil ediyorlar... Kahramanlarımızın daha çok birbirleriyle dövüştükleri ve diyaloglu sahnelerin ağırlıkta olduğu ilk bölümdeki dramatik çatışmalar, “Yenilmezler”i sıradan bir aksiyon olmanın ötesine taşıyor. İkinci bölümde ise, klasik “ekip olalım” ana fikri çıkıyor karşımıza. Kahramanlarımız tehdidin ciddiyeti karşısında, “assolist egolarını” bir yana bırakmak ve savaşmak zorunda kalıyorlar. Yönetmen Whedon, bu bölümde uzaylıların saldırısı ile kahramanlar arasında kurulan ittifakı iç içe geçirmeyi başarıyor. Manhattan semalarından caddelere yayılan savaş da görkemli bir prodüksiyon tasarımı ve teknik açıdan mükemmel özel efektlerle geliyor karşımıza. (BeinConnect)
        • 23
          • 3. IRON MAN (2008)

          İşte bundan 13 yıl önce Marvel Sinematik Evreni’ni başlatan film! O yıllarda Robert Downey Jr.'ın kariyerinin bittiğini söyleyenler bu filmle birlikte sustular. “Bir Superman değil” diye küçümsenen Iron Man ise Marvel Evreni'nin vazgeçilmez merkezi oldu. Kuşkusuz başarıda hikâyenin büyük payı var. Silah tüccarı işadamı Tony Stark'ın kendini bir anda “sıcak savaşın” ortasında bulmasıyla başlayan ve “makineleşmesi”yle süren film, güçlü karakterleri ve sağlam politik içeriğiyle öne çıkıyor. Ayrıca bir aksiyon olarak da çok iyi... Ana karakterin, yani Tony Stark'ın yaşadığı değişim açısından sadece iyi bir süper kahraman filmi değil aynı zamanda gayet sağlam bir dram. (BeinConnect)

        • 24
          • 2. GALAKSİNİN KORUYUCULARI (2014)(Guardians of the Galaxy) Yasa dışı işlerle ilgilenen dışlanmış, yurtsuz ve ailesiz 5 benzemez kahraman... “Kaybedenler kulübü”nden farksızlar... Üstelik ekip olmayı da istemiyorlar çünkü hepsi bireyci. Herkesin gizemli ve küçük bir kürenin peşinde koşturduğu öykü, belki klişeler yığınından ibaret ama filme asıl ruhunu veren karakterler ve onlar arasındaki çekişmeler, tartışmalar ve gelişen ilişkiler... Sadece süper kahramanlığın anlamını değil, dostluğu ve takım olmanın önemini kendine göre tanımlayan bir film. “Uzay operası” atmosferinin üstüne masumiyetin ışığı gibi düşen 70’li yılların harika şarkılarını da unutmayalım. Bütün o mütevazi, renkli ve matrak havasıyla bence Marvel Sinematik Evreni'nin en eğlenceli filmi... (BeinConnect)
        • 25

          1. KARA ŞÖVALYE (2008)
          (The Dark Knight)

          Yönetmen Christopher Nolan ilk filmde Batman serisine trajik bir hüzün getirmişti. İkinci filmde ise bunu karakter analizleri, “Kahramanlık aslında nedir?” tartışmalarıyla daha da derinleştiriyor. Kahramanlara ihtiyaç duyan iki yüzlü toplumun eleştirisiyle yetinmeyen Nolan, büyük bütçeli hiçbir Hollywood filminde görmediğimiz finaliyle adeta tarih yazıyor. Finalde kötü adam Joker'in Batman'e yaşattığı ikilem çarpıcı… Büyük bütçeli bir süper kahraman filminde kahramanın bazen ne kadar aciz kalabileceğini gösterme cesaretini de unutmayalım. Süper kahraman filmlerinin sinema sanatıyla yaşadığı en şaşırtıcı ve karanlık buluşmalardan biri... Aksiyon filmlerinde nadir rastlanacak derinlikli senaryosuyla gerçek bir başyapıt… (Netflix)

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa