Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Çocuk Hamileyken içilen kahve bebeği olumsuz etkiliyor mu?

        JAMA Network Open dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, doğumdan önce az miktarda da olsa kafeine maruz bırakılan çocukların, hamileyken kafeinden uzak duran kişilerin çocuklarına kıyasla daha kısa boyda oldukları gözlemlendi.

        Hamileyken kafein tüketen ebeveynlerin çocuklarının, 4 yaşındayken diğerlerine kıyasla daha kısa oldukları ve bu farkın 8 yaşına kadar her yıl daha da arttığı görüldü, diyor perinatal epidemiyolog Dr. Jessica Gleason.

        “Aslında bu çok büyük bir boy farkı değil; ancak bu farkların, anne karnında kafeine maruz kalan çocuklarda görülmesi, düşündürücü.”

        Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Enstitüsü, hamilelik sürecinde günlük kafein tüketiminin maksimum 200 mg ile sınırlandırılmasını öneriyor.

        Miktarı tam olarak algılayabilmek adına şu örnekleri göz önünde bulundurmakta fayda var: bir kupa kafeinli çayda genelde yaklaşık 75 mg kafen bulunuyor; hazır kahvelerde bu sayı 100 mg’a kadar çıkabiliyorken, bir kupa filtre kahve yaklaşık 140 mg kafein içeriyor.

        Ancak bahsi geçen bu çalışmanın sonucunda ortaya konan boy farkı, hamileyken günde yalnızca yarım kupa kahve içen kadınların çocuklarında dahi görüldü.

        Avustralya Curtain Üniversitesi’nden epidemiyolog Dr. Gavin Pereira ise araştırmanın annede kafein tüketimi ile çocuğun boyu arasında sebep-sonuç ilişkisi kurup kuramadığının net olmadığını belirtiyor. Dr. Pereira, çalışmanın katılımcılarından biri değil.

        “Çalışmada gözlemlenen korelasyon hem kafein tüketiminin hem de büyüme geriliğinin ortak sebepleri ile açıklanabilir, yoksulluk, stres ya da diyet etmenleri gibi,” diyor Pereira.

        Biraz kısa olmak bir sorun mu peki?

        Erken çocukluk döneminde görülen boy kısalığı yetişkinlik dönemine aktarıldığında, bu kişilerde kısa boy ile ilişkilendirilen kalp hastalıkları ve şeker gibi kardiyometabolik sorunların görülme riski artabiliyor.

        “Ancak boy farkının yetişkinlikte de var olacağını bilmenin bir yolu yok şu anda; bu tür kitle sonuçlarına odaklanan çalışmaların aileleri paniğe sürüklemelerine gerek yok,” diyor Dr. Gleason.

        “Kurumların önerilerini yeniden değerlendirebilmeleri için bu tarz kitle düzeyinde çalışmaların başka araştırmalarla birlikte gözden geçirilmesi gerekiyor. Geçmişte, hamilelikte kafein tüketiminin fetüs üzerindeki etkilerine dair birtakım istikrarsız çalışmalar yapıldı; ancak elde edilen kanıtlar, son birkaç yılda bir araya getirilebildi,” diyor Gleason.

        REKLAM

        2015 yılında mevcut tüm araştırmaların incelendiği bir meta-analiz kapsamında, kafein tüketimi ile az doğum ağırlığı arasında doz-yanıt ilişkisi bulunduğu görüldü. 2020 yılında yapılan bir çalışmaya göre ise gelişmekte olan bir fetüs için herhangi bir güvenli kafein miktarı yok.

        Kafeini nasıl azaltmak gerek?

        Paniğe kapılmayıp, hamileyken kafein tüketimini sınırlandırmak en doğrusu olabilir. Unutmayın, kafein, kahvede, çayda, gazlı içeceklerde, enerji içeceklerinde ve hatta kakao ve çikolata da bile bulunuyor. Birtakım zenginleştirilmiş atıştırmalıklarda, bazı enerji barlarında ve bazı ilaçlarda da kafein içeriği mevcut.

        2016 yılında Johns Hopkins Üniversitesi’nde yürütülen bir çalışmaya göre, kişilerin kafein ihtiyaçlarını tetikleyen ruh hallerini tespit edip, kafein tüketimini azaltmaya çalıştıkları ilk birkaç haftasında bu ruh hallerinden kaçınmaya çalışmaları gayet etkili bir yaklaşım. Ayrıca kafein ihtiyacı duyulduğunda, nefes egzersizleri gibi kısa rahatlama teknikleri de sakinlemek amacıyla kullanılabilir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa