Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel DEAŞ’ın Moskova saldırısı ve vekâlet savaşları

        Tarihin en büyük terör saldırılarından biri olarak kayda geçen terör eyleminden sonra dört terörist, Rusya’nın Ukrayna sınırı yakınında yakalandı. Saldırıyı DEAŞ terör örgütü üstlendi.

        Tacikistanlı olduğu tespit edilen teröristler, ön sorgularında, “Türkiye’den Rusya’ya geçtiklerini” ifade ederken, bu açıklamaları Rus basınında ve birçok uluslararası yayın kuruluşunda geniş yer buldu.

        Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre eylemi düzenleyen Tacik teröristlerin uzun süredir Moskova’da ikamet ettikleri, ikamet sürelerinin bittiği, ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye’ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaptıkları, Rusya’ya yakın olması nedeniyle Türkiye’yi tercih ettikleri tespit edildi.

        REKLAM

        Bu dört teröristin Türkiye’de geçirdikleri süreye ilişkin detaylar şöyle:

        Shamsidin FARİDUNİ: 20 Şubat 2024'te Rusya Federasyonu üzerinden havayoluyla Türkiye’ye giriş yaptı. Fariduni, 02 Mart 2024'te ise İstanbul Havalimanı'ndan Rusya Federasyonu’na çıkış yapmıştır.

        21 Şubat 2024’te İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan bir otele giriş yapan Fariduni, 27 Şubat 2024'te otelden ayrıldı. Yakalandığında yapılan ön mülakatında “Vizesi bittiği için Türkiye'ye gidip geldiğini” itiraf etmiştir.

        Fariduni’nin sosyal medya hesabından 23 Şubat günü aynı anda sekiz gönderi yayınladığı, "Aksaray/İstanbul" konumunu işaretlediği, Fatih Camii'nde çekildiği iddia edilen fotoğrafları paylaştığı görüldü.

        Saıdakram RAJABALIZODA: 5 Ocak 2024’te İstanbul'a gelmiş, aynı gün İstanbul/Fatih’te bulunan bir otele giriş, 21 Ocak 2024’te de otelden çıkış yaptı. 2 Mart’ta ise Fariduni ile birlikte aynı uçakla Moskova’ya döndü.

        REKLAM

        İki teröristin de Rusya’da radikalleştiği, Türkiye’de geçirdikleri sürenin kısalığı göz önüne alındığında “radikalleşme” için yeterince uzun kalmadıkları görülüyor. Ayrıca, arama kayıtları bulunmamasından dolayı pasaportlarını kullanarak normal şekilde Türkiye ve Rusya arasında seyahat edebildikleri ifade ediliyor.

        SALDIRILAR AYNI HATTA

        Suriye Savaşı’nın başladığı günlerde gerçekleştirdiği saldırı ve eylemler sonucunda dehşet uyandıran ve birçok ülke tarafından en kanlı terör örgütlerinden biri olarak kabul edilen DEAŞ, özellikle ABD karşıtı bir örgüt olarak değerlendiriliyor. Eylemlerinin adresi hep aynı olan DEAŞ, son zamanlarda sözde Horasan Vilayeti kolu aracılığıyla aynı coğrafya üzerinde eylemlere kalkışıyor.

        DEAŞ’ın saldırılarından en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye geliyor. DEAŞ’ın sözde Horasan Vilayeti kolu, son olarak 2024 yılının başında İstanbul Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’nde saldırıda bulundu. Bir kişinin hayatını kaybettiği bu saldırıda saldırganın silahının tutukluk yapması katliamın büyümesini önledi.

        DEAŞ’ın Afganistan ve çevre bölgelerde faaliyet gösteren kolu olarak bilinen Horasan Vilayeti, 2022 Ekim ayında İran’ın Şiraz kentinde bulunan Şah Çerağ Camii’ye saldırı düzenlemiş, bu saldırıda 15 kişi hayatını kaybetmiş, 40 kişi de yaralanmıştı. DEAŞ, 2022’nin Aralık ayında Afganistan’ın başkenti Kabil’de Çinlilere ait bir otele silahlı ve bombalı saldırı düzenledi; bu saldırıda 3 kişi hayatını kaybederken, 15 kişi yaralandı.

        REKLAM

        Yine 2024’ün başında İran'ın Kirman kentinde İran, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 4'üncü ölüm yıldönümünde de bir saldırı düzenleyen DEAŞ, 84 kişiyi öldürmüş, bu saldırıda 284 kişi de yaralanmıştı.

        VEKALET SAVAŞININ BİR UNSURU

        Kritik soru; DEAŞ hedefindeki ülkeleri nasıl seçiyor? Son saldırının Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgisi var mı? Küresel güç mücadelesinde büyük ülkeler, paralı askerleri ve terör örgütlerini kullanıyor mu? Hangi planlar devreye sokuluyor? Bölgemizde palazlanan veya desteklenen terör örgütlerinin batılı büyük ülkeleri ve ABD’yi hedef almadıklarını görüyoruz. Özellikle DEAŞ; Rusya Federasyonu, Türkiye, İran ve Afganistan gibi güzergahları kullanırken bu bölgelerde eylem yapmayı tercih ediyor. DEAŞ’ın arkasındaki derin güç odakları taşeronluk yaptıkları güçlerin himayesinde hareket etmeye devam ediyor. Eylemlerini de bu doğrultuda gerçekleştiriyor.

        TÜRKİYE’NİN TERÖRLE MÜCADELE STRATEJİSİ

        PKK/KCK-PYD/YPG-SDG, DEAŞ ve El Kaide gibi örgütler arasında ayrım yapmaksızın mücadelesini sürdüren Türkiye’nin güney sınırlarında gerçekleştirmeyi planladığı kapsamlı operasyonlara ABD, DEAŞ’la mücadeleye zarar vereceği gerekçesiyle karşı çıkmayı sürdürüyor. Bu tutum, terörle mücadele ve Suriye’deki gelişmeler bağlamında Türkiye’nin elde ettiği kazanımları olumsuz etkileyerek; başta PKK/KCK-PYD/YPG olmak üzere bölgedeki terör örgütlerinin güçlenmesini sağlayarak ülkemizin milli güvenliğine zarar veriyor.

        REKLAM

        Bu bağlamda PKK/KCK-PYD/YPG’nin de bir terör örgütü olduğunun ve bir terör örgütünün başka bir terör örgütüne karşı kullanılmasının ileride ABD’nin çıkarlarını da olumsuz etkileyeceğinin ABD tarafından kabul edilmesine yönelik çaba ve girişimlere devam edilecek.

        ASKERİ OPERASYON SEÇENEKLERİ MASADA

        Diplomatik girişimlerin yanı sıra; başta askeri operasyonlar olmak üzere, ülkemizin güneyinden kaynaklanan tehditleri önlemeye ve engellemeye yönelik adımlar atmanın Türkiye’nin bekası açısından gerekli olduğu ve bunu muhataplara anlatmanın önemi dikkat çekiyor.

        Fırat Kalkanı Harekatı ile DEAŞ’tan temizlene El Bab, Cerablus ve Azez; Barış Pınarı Harekatı ile PKK/YPG’den temizlenen Tel Abyad ve Resulayn ABD Hazine Bakanlığı’nın yatırım izni verdiği bölgeler arasında yer alırken, Zeytin Dalı Harekatı ile PKK/YPG’den temizlenen Afrin ve Suriye’nin kuzeyinde en çok sivilin yaşadığı İdlib bölgesininin kapsam dışında tutulması oldukça dikkat çekici bir gelişme…

        ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde yaptırım muafiyeti adımlarının esasen PKK/YPG’yi meşrulaştırma çabası olduğu, bölge halkı arasında ayrımcı bir yaklaşım sergilediği ve başta Arap aşiretleri olmak üzere bölgede yaşayan kardeş aşiretler arasında fitne ve huzursuzluk oluşturma gayreti gösterdiği değerlendirilebilir.

        REKLAM

        YABANCI TERÖRİST SAVAŞÇILAR

        Ukrayna’nın da vekil güç olarak değerlendirilebileceği Rusya-Ukrayna Savaşı, sahadaki güçlerin varlığı açısından değerlendirildiğinde düzenli orduların yanı sıra yabancı terörist savaşçılar, paralı askerler ya da özel askeri şirketler gibi çok sayıda devlet dışı aktörün sürece dahil olduğu bir muharebe sahası olarak görülüyor.

        Yaşanan gelişmeler, son dönemde daha ziyade Orta Doğu ve Afrika özelinde özel askeri şirketler ve terör örgütleri bünyesinde kullanılan yabancı terörist savaşçıların vekâlet savaşlarındaki yerinin devletler düzeyine taşınmak suretiyle daha da sağlamlaştığı bir süreci işaret ediyor.

        Büyük devletler tarafından daha ziyade örtülü ve kısmen aleni olarak desteklenen yabancı savaşçılar, son döneme kadar meşruiyetlerine dair bir tartışma bulunmayan bu yapılanmaların, Müslüman ağırlıklı coğrafyalarda kullanılmasıyla birlikte terörist sınıfına dahil edilmek suretiyle güvenlik sorunu haline getiriliyor.

        Rusya’nın Ukrayna müdahalesi sürecinde konuya ilişkin yaşanan gelişmeler kapsamında bölgeye giden yabancı savaşçıların terörist nitelemesinden çıkarılarak ulus aşırı gönüllüler sınıflandırılmasına dahil edilmesinin ve sağlanan desteğin alenileşmesi, Batılı ülkelerin çifte standartlı yaklaşımının önemli bir göstergesi…

        REKLAM

        Yabancı savaşçılar arasında yer alan aşırı sağ, ırkçı ve aşırı milliyetçi kesimlerle bağlantısı bulunan gruplar, SSCB’nin devamı olarak görülen Rusya’ya karşı Ukrayna’da savaşmaya teşvik ediliyor. Bu gruplar, bu vesileyle savaş tecrübesi edinmeyi de hedefliyor.

        MİLLİ GÜVENLİK TEHDİDİ

        Türkiye’nin güneyinde çoğunluğu tekfirci/selefi ideolojiye sahip, en doğru İslam’ın temsilcisi oldukları savıyla hareket eden örgütler bünyesindeki yabancı savaşçılar ile kuzeyinde ırkçı ve beyaz üstünlükçü örgütlerde yer alan yabancı savaşçılardan oluşan iki kuşağın arasında yer alması, ülkemizin milli güvenliği açısından tehdit oluşturuyor.

        Öte yandan Rusya’nın Ukrayna’da aşırı sağ ve ırkçı gruplarla mücadelede Ramazan Kadirov liderliğindeki Çeçen savaşçıları ön plana çıkarması ve Suriye’den yabancı savaşçı aktarım planlarının varlığı, medeniyetler çatışması tezi üzerinden yürütülen Müslüman-Hıristiyan çatışması ve İslam karşıtı ırkçılık faaliyetlere ivme kazandırabiliyor.

        REKLAM

        RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI DESTEĞİ ARTIRDI

        Batılı devletler tarafından vekâlet savaşçılarına verilen desteğin, Rusya-Ukrayna savaşında alenileşmesi, bu yöndeki faaliyetler için itici bir güç oluşturuyor. Bunun en önemli yansımalarından biri de Suriye’de yaşanıyor. Son dönemde bölgede yabancı savaşçı temin faaliyetlerinde artan bir hareketlilik dikkat çekiyor.

        Ağırlıklı olarak İran ve Suriye kaynaklı olduğu görülen ve Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerine zarar vermeye, bahse konu tarafların bölgede etki ve faaliyet alanlarını genişletmeye, ülkemizi radikal terör örgütlerinin sahibi/destekçisi gibi göstermeye yönelik dezenformasyon faaliyetlerinin varlığı da dikkat çekiyor.

        Türkiye, bu kapsamda Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik politika ve uygulamalarını içeren kamu diplomasisi faaliyetlerini kararlılıkla sürdürmeli ve bu doğrultuda diplomatik girişimlerini artırmalı.

        İRAN’IN VEKALET UNSURLARI

        Suriye ve coğrafyadaki geleneksel hedeflerinin yanı sıra, İran açısından bölgede önem taşıyan ve nüfuz alanının muhafaza edilmesi gereken bir diğer ülke Irak…

        İran, Irak’ta devlet dışı aktörler teşkil edilmesinde ve mevcut olanların desteklenmesinde aktif rol üstleniyor. Bilhassa ABD tarafından Irak’ın işgalini müteakip Irak’ta kademeli olarak siyaset ve güvenlik alanındaki etkisi artan İran, DEAŞ’la mücadele kapsamında teşkilatlanmalarını büyüterek siyasi ve ekonomik alanda da etkinliklerini artan Şii milis grupları üzerinden bu ülkedeki etkisini ve gücünü tahkim ediyor.

        REKLAM

        Bu Şii milis grupları, Irak’ta Başbakana bağlı olarak faaliyet gösteren ve bünyesine yaklaşık 200 bin silahlı unsuru olan Haşdi Şabi Komisyonu nezdinde de etkinliklerini artırma, bu sayede meşruiyet kazanma ve Haşdi Şabi’nin ekonomik gücünden yaralanma gayreti gösteriyor.

        ABD-DEAŞ-PKK SARMALI

        Suriye’deki iç savaşla birlikte ABD’nin terör örgütü PKK/KCK-PYD/YPG’ye desteği, “DEAŞ terör örgütüyle mücadele” adı altında silahlı devlet dışı bir aktöre olan desteğinin en belirgin ve yakın zamandaki örneklerinden birini oluşturuyor. ABD böylece çıkarlarını mümkün olduğunda az angajman ve kaynakla korumaya ve hedeflerine ulaşmaya çalışıyor.

        Daha önceki angajmanlarını büyük bütçelerle yürüten ABD, bu tecrübelerden sonra çıkarları ile harcamalarının eşleşmediği durumlarda, devlet dışı aktörleri taktiksel olarak kullanmayı tercih ediyor. Buradaki destek koşullu ve bir amaca yönelik sürdürülüyor.

        ABD’nin Suriye örneğinde olduğu gibi silahlı devlet dışı aktörlere verdiği destek ve bunların DEAŞ karşısında en etkin ortaklarından bir olarak tanıtılması ABD basınında ve ABD’li siyasetçiler arasında PKK/KCK-PYD/YPG-SDG terör örgütüne karşı sempatinin, uluslararası alanda kabul görmenin, örgütün görünürlüğünün ve örgüte katılımlarının artmasına yol açıyor. ABD’nin sağladığı silah, finans ve istihbarat desteğiyle terör örgütü kontrol sahasını genişletirken, askeri ve ekonomik gücünü de pekiştirmiş durumda.

        Terör örgütüne ABD’nin verdiği destek, uluslararası alanda örgüte yönelik siyasi mücadeleyi zorlaştırıyor. Devlet dışı silahlı aktörlerin ve terör örgütlerinin güçlendiği Suriye sahasının Türkiye’yi yeni tehdit ve sorunlarla karşı karşıya bırakması, ülkemizin değişen şartlara göre ve yeni stratejiler geliştirmesini zorunlu kılıyor. Bu çerçevede Türkiye tarafından düzenlenen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtları, Suriye sınır hattında bir güvenlik koridoru tesis edilmesini sağladı ancak bu koridorun korunabilmesi için yeni operasyonlar gerekebilir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa