Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Koronavirüs risk grubu değişiyor! Uzmanlar açıkladı: Covid artık aşısızların hastalığı! - Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Uzun bayram tatilinin ardından koronavirüs vaka sayıları tırmanışa geçti. Yetkililer, salgından kurtulmada aşının büyük rol oynadığını vurgulayarak aşı olmayan kişilere aşı çağrısında bulunuyor. Uzmanlar, şekil değiştiren koronavirüsün artık gençleri daha çok etkilediğini ve koronavirüse bağlı ölümlerin çoğunun aşısız kişilerde görüldüğünü söylüyor.

        "ARTIŞI ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE GÖRECEĞİZ"

        Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl, "Bayram tatilinin getirdiği iki olumsuzluk oldu. İlki, insan hareketliliği ve kişilerin teması arttı. Sıcak havaların etkisiyle insanlar maske ve mesafe kurallarına dikkat etmedi. İkincisi de insanlara tatilde aşı olmak zor geldiği için aşılama oranları çok düştü. Haliyle vaka sayıları arttı, vaka sayılarındaki artışı asıl önümüzdeki günlerde göreceğiz" dedi.

        REKLAM

        "YOĞUN BAKIMDA YATAN HASTALARIN NEREDEYSE TÜMÜ AŞISIZ"

        Tüm dünya genelinde koronavirüs hastalığının ilk döneme göre şekil değiştirdiğini aktaran Prof. Dr. Kurugöl, "Eskiden yoğun bakımda yatan ağır hastaların büyük çoğunluğunu ileri yaştaki kişiler oluştururdu. Şimdi ise bu durum tamamen değişti; daha genç yaştaki hastaları yoğun bakımlarda görüyoruz. Yoğun bakımda yatan hastaların neredeyse tümünü 50 yaş altındaki ve aşısız kişiler oluşturuyor. Koronavirüs artık çocukların ve gençlerin hastalığı olmaya başladı" dedi.

        KORONAVİRÜS ARTIK AŞISIZLARIN HASTALIĞI

        Prof. Dr. Kurugöl, sözlerine şöyle devam etti: "Bayram sonlarına doğru merkezimize gelip yoğun bakıma yatan hastaların yaşı genelde 15-16. Eskiye nazaran genç hastaların hastalığı daha ağır geçirdiğini görüyoruz. 15 yaşın üzerindeki hastalarda da hastalık ağır seyrederek yoğun bakım gereksinimi oluşturuyor. Delta varyantının ortaya çıkmasıyla koronavirüs artık aşısızların hastalığı haline geldi. Delta varyantı çok daha bulaşıcı, bundan dolayı da vaka sayılarını artırıyor. Delta varyantı aşıların da etkisini bir miktar azalttı ama burada yanlış bir anlaşılma var; sanki aşılar delta varyantına karşı korumuyormuş gibi bir algı var. Böyle bir şey yok. BioNTech aşısının Delta varyantına karşı etkinliği bir miktar düşük ve hastalığın bulaşma ihtimali var ama bulaşmama ihtimali çok daha yüksek. En önemlisi yoğun bakım yatışlarına karşı ve ağır hastalığa karşı koruyuculuğu çok yüksek. İki doz BioNTech aşısı olmuş ve üstünden 14 gün geçmiş kişilerde koruyuculuk oldukça yüksek."

        "ABD'DE COVID ÖLÜMLERİNİN YÜZDE 99,5'İ AŞISIZ KİŞİLERDEN OLUŞUYOR"

        Aşılamayla ilgili Türkiye'de iki grup olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kurugöl, "Birincisi aşıyı çok arzu eden grup. 2 doz BioNTech olup, 3'üncü dozu bekleyenler var. 2 doz Sinovac'tan sonra BioNTech aşısı olup, ikinci kez yeniden BioNTech aşısı olmak isteyenler var. Bir de aşılanmamış ve 'Bir bakayım' diyen bir grup var. Şu an için 'Bir bakayım' diyen grup en tehlikelisi. Şu anda ABD'de Covid ölümlerinin yüzde 99.5'i aşısız kişilerden oluşuyor. Buradan çıkacak sonuç değerlendirilmeli; koronavirüsten ölmek istemiyorsanız aşı olmalısınız" dedi.

        "DÜNYADAKİ HİÇBİR AŞI YÜZDE 100 KORUMAZ"

        Aşıdan yüzde 100 koruma bekleyenler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kurugöl, "Dünyadaki hiçbir aşı yüzde 100 korumaz; kızamık aşısının koruyuculuğu yüzde 85, suçiçeği aşısının da koruyuculuğu yüzde 85'tir ama yaygın kesimlere yapıldığı zaman hastalığı kontrol altına alırlar. Biz değil 3, 30 tane de aşı olsak hastalığa karşı koruma sağlayamayabiliriz ama toplumda yüzde 70'in üzerine çıkılırsa o zaman korunma sağlar. Bu durum şu sonucu getiriyor; aşılanmamış kişiler, aşılanmış kişilerin hayatını tehdit ediyor. Bundan dolayı siz aşıyı olmak istemeyebilirsiniz ama aşı olmamak hasta olmanıza sebep olur ve sonunda da sizi sevenlerin çok üzülmesine yol açar. Sevdikleriniz cenazenizde ağlarlar, biz bunun örneğini çok gördük" dedi.

        SAĞLIK BAKANLIĞI'NA ÇAĞRI!

        Koronavirüs nedeniyle yaşamını kaybedenlerin hemen hemen hepsinin aşısız olduğunu hatırlatan Kurugöl, "Sağlık Bakanlığı ölenlerin ve yoğun bakıma düşenlerin ne kadarının aşılı ne kadarının aşısız olduğunu bildirmeli. Bunu bildirirsek insanlar aydınlanır. Aşıyla ilgili zorunluluk getirilmesini doğru bulmuyorum ama yaptırım getirmek lazım. Kişi aşı olmadığı zaman başkalarının hayatını tehdit ediyor, belki aşılanan kişi hastalıktan ölmeyecek ama aşısız çocuğunun hasta olmasına ve yoğun bakımda yatmasına sebep olacak. Aşılanmazsanız sadece kendinize değil topluma da zarar vermiş olursunuz. O zaman benim de aşı olmayanlara yaptırım getirilmesini istemek en doğal hakkım olur. Aşı olmayanların kapalı mekanlara girmesi yasaklanmalı; futbol maçlarına, sinemaya, tiyatroya, AVM'ye, restorana, devlet dairelerine girememeliler. Aşıyı reddeden kişi eğer bir doktorsa ücretsiz izine ayrılmalı, öğretmense okulda öğretmenlik yapamamalı ve ücretsiz izine ayrılmalı. Bu, insanların haklarını elinden almak değil; aksine toplumu korumak adına alınması gereken önlemlerdir" şeklinde konuştu.

        "'AŞI OLMUYORUM' DİYORSANIZ BUNUN BİR KARŞILIĞI OLMALI"

        Aş yaptırmayanların en çok gençlerden oluştuğunu söyleyen Kurugöl, "Aşılanan gençlere ödül verilmeli. Bu gençlere konser biletleri verelim, futbol kulüpleri desteklediğini söylüyorlar; taraftarlarına çekiliş yaparak bilet vermeliler. Ödüllerin yanında yaptırımlar da olmalı.

        Türkiye'de Sağlık Bakanlığı üstüne düşeni yaptı; Türkiye'de yeterince aşı var. Sağlık çalışanları da üstüne düşeni yapıyor, günde 1,5 milyon kişiyi aşılıyor, kırsal bölgelere gidip insanları aşılıyorlar. Siz tüm bunlara karşı 'Ben aşı olmuyorum' diyorsanız bunun da bir karşılığı olmalı. O zaman aşı yapılan kişilere karşı bir haksızlık olur. Bununla ilgili yakın zamanda bir yaptırım gelecek diye düşünüyorum çünkü toplumun büyük bir kısmı bunu istiyor" dedi.

        "OKULLAR AÇILMADAN ÖNCE 12 YAŞ ÜSTÜ ÇOCUKLARI AŞILAMAMIZ LAZIM"

        Eskiye göre iyi bir durumda olduğumuzu belirten Prof. Dr. Kurugöl, "Şu an toplumun sadece yüzde 29'u tam aşılı. Bunun en az yüzde 70 olması gerekiyor. Bunun dışında çocuk aşılaması da yapmamız gerekli; böylece hem çocukları korursunuz hem de bulaşı önlemiş olursunuz. Dünyada ABD'de, Avrupa'daki birçok ülkede ve İsrail'de 12 yaş üzerine hem BioNTech hem Moderna aşısı yapılıyor. Okullar açılmadan önce bizim de 12 yaş üstü çocuklara aşı yapmamız lazım; çünkü son dönemlerde yoğun bakımda yatan çok fazla 12 yaş üzeri ağır hasta görmeye başladık. Okulların açılması çok çok önemli. Çocuklar yaklaşık bir buçuk yıldır yüz yüze eğitim yapamıyor. Okula başlayıp, yazmayı okulda öğrenmemiş çocuklar var. Bir sene daha aynı şeyler olur da okullar açılmazsa biz bir nesli kaybederiz, geleceğimizi kaybederiz. Bunun için mutlaka okulları açmamız lazım ama açmadan önce aşılamayı halletmemiz lazım" diye konuştu.

        Bakan Koca 'son dakika' olarak duyurdu!
        Haberi Görüntüle
        İşte il il haftalık vaka sayısı
        Haberi Görüntüle
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa