Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇTİĞİMİZ günlerde gazetede “Belediye başkanını mekâna almadılar” başlıklı bir haber okudum. Hem de restoranın olduğu bölgenin başkanı. Sonra habere şöyle bir göz atınca olayın Türkiye’de geçmediğini anladım.

        Bizde birinin bunu yapması için kafayı yemiş olması lazım. Düşünün bizde bir yere o ilçenin belediye başkanı gidiyor ve kıyafetinden dolayı içeriye alınmıyor. Ertesi güne o dükkân kalır mı sizce? Bence kalmaz. Bizde olacak şey değil çünkü. Medeniyet dedikleri, hak, hukuk dedikleri bu olsa gerek.

        BİZ NE ZAMAN BU KAFAYA GELECEĞİZ?

        İtalya’da bulunan yaklaşık 63 bin nüfuslu Toskana Bölgesi’ndeki Viareggio kentindeki bir restorana kısa pantolon giydiği için alınmayan Belediye Başkanı Giorgio Del Ghingaro, yaşadıklarını samimi bir şekilde Facebook sayfasında paylaşmış. Ertesi gün ekipleri gönderip dükkânı sahiplerinin başına yıkmamış. Ya da ortalığı velveleye verip dükkânı kapatmamış. Sadece küçük düştüğünü ve arkadaşlarıyla başka yerde yemek zorunda kaldığını söylemiş. Daha önce hep resmi yemekler için buraya gittiğini, ilk defa sivil gittiğini anlatıyor yazısında. “Niye bununla ilgili uyarı tabelası yoktu, bilsem öyle gitmezdim” diyor. Ne güzel sözcüklerle ifade ediyor. Kin yok, nefret yok, öfke yok. Belediye başkanı olarak değil, bir vatandaş olarak hakkını sonuna kadar arıyor. Restoran yetkilileri bu tepki üzerine özür dilemiyor ve girişte giyim kurallarıyla ilgili yazılar olduğunu açıklıyor. Belediye başkanı olduğu için ayrımcılık yapamayacaklarını söylüyor. Herkesin eşit olduğunu hatırlatıyor. Kim gelirse gelsin, ister vali, ister emniyet müdürü... Bu tarz olayları ve yaklaşımları görünce “Biz ne zaman böyle olabileceğiz acaba” diyesi geliyor insanın. Biz ne zaman bu kafaya geleceğiz? Biz ne zaman bu kadar medeni olacağız? Halkın seçtiği belediye başkanına seçimden sonra kendi halkı ulaşamıyor. Makamına girmek için 15 kapıdan geçmen gerekiyor. Vatandaşın başkana ulaşması neredeyse imkânsız bizde. Tabii ki herkes için aynı şey geçerli değil. Halkın içinde olan belediye başkanları var ama seçildikten sonra kendine koruma ordusu kuran belediye başkanı da var. Kimi kimden koruyorlar anlamış değilim.

        ************

        Ebru Gündeş ile iki saat nasıl geçti?

        ÇOK sevdiğim hemşerim, kardeşim Bagozza’nın sahibi Mahmut Aslan, avukat Hazal Erdem’le evlendi. O gün Mahmut ve Hazal’ın düğününe gece hayatından ne kadar tanıdığım isim varsa akın etmişti. Herkes oradaydı. Çok şık, çok güzel bir düğündü.

        Düğün sırasında yemek servisi yapılırken tok olduğum için servis almadım. Aradan çok geçmeden şef geldi, “Başka bir şey yaptıralım sizin için” dedi. Ben yine istemeyince alternatifleri sıralamaya devam etti. Kararlı yani, bana yemek yedirecek. “Teşekkür ederim, tokum o yüzden yemiyorum” deyince ikna oldu. Yemek yemediğiniz vakit rahatsız olan bir otel düşünün. Sizi mutlu etmek için maksimum çaba sarf ediyorlar.

        DÜĞÜN GİBİ DÜĞÜN

        Düğüne gelecek olursak 600 kişi şıkır şıkır giyinmiş gelmiş, salonda yerini almış. Nikâh bahçede kıyıldı, düğün içeride devam etti. Yemek servisi sona erdikten sonra sahneye Ebru Gündeş çıktı. Muhteşem bir ses, insanı büyülüyor. Sahnede ulaşılamaz bir hayal gibi duruyor. Şarkılarını söylerken herkes sahneye odaklanmış. Kimse başka bir şeyle ilgilenmiyor. İki saatin nasıl geçtiğini inanın anlamadık. Ebru Gündeş olmanın kolay olmadığını bir kez daha anladım. Gecenin ilerleyen saatlerinde ‘after party’ dediğimiz saatte ise Berkay sahneye çıktı. Düğün sabahlara kadar sürdü. Son dönemlerde gittiğim en güzel düğünlerden biriydi. Mahmut- Hazal Aslan çiftini bir kere daha tebrik ediyorum.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar