Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul’un “vitrini” Beyoğlu’nda kan kaybını önlemek ve yeni gelişen gayrimenkul pazarına talep oluşturmak için etkinlik üzerine etkinlik düzenleniyor.

        Onlardan biri de aralık ayı başında Beyoğlu Belediyesi ve Beyoğlu Yatırımcılar Grubu’nun (BIG) düzenlediği “Beyoğlu Büyük Dönüşüm Buluşması”ydı.

        Aynı etkinlikte, Türkiye’nin önde gelen ressamları Devrim Erbil, Ahmet Güneştekin ve İsmail Acar’ın sohbetini dinledim.

        Güneştekin, “Bir şehri en iyi kültür ve sanatla satarsınız” diye söze girdikten sonra, dünyanın en çok turist çeken kentleri Paris ve Barcelona’da müzelerin önünde oluşan kuyruklara dikkat çekiyor, “Meksika’da her yıl ‘Ölüler Günü Festivali’ düzenleniyor” diyerek çeşitliliğe vurgu yapıyordu.

        Sanatçı, İstanbul’un Madonna, Michael Jackson gibi dünya starlarını ağırladığı, AKM’de sergilerin açıldığı günlerini geri istiyor.

        Acar, 1962 yılında Beyoğlu’nda ilk Vakko mağazasını açan Vitali Hakko’nun vefat ettiği 2007 yılına kadar İstiklal Caddesi’ne verdiği emekleri hatırlatmakla kalmayıp vasiyetini de dile getiriyordu: “Beyoğlu’na kütüphane lazım!”

        1955’te girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi de olan Devrim Erbil konuşmasına soru alarak başlıyordu.

        SANATÇI MEKÂN ARIYOR

        Ayşe Kulin’in, Türkiye’nin ilk kadın seramik sanatçısı “Füreya” kitabını anımsatarak İstanbul’un tarihi kodlarına işleyen, müzikten edebiyata, resimden seramiğe farklı disiplinlerden sanatçıların, Beyoğlu’nda yaşattıkları “mekânsal birlikteliğin” günümüzde neden sürmediğini soruyorum.

        Erbil, anılara dalıyor. 1970’te ilk seramik fırınını Füreya Koral’dan aldığını ve 1965’te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde, çağdaş resim sanatının Ortadoğu’daki yıldızı Şakir Paşa’nın kızı ve Füreya’nın teyzesi Fahrünnisa Zeid’in Türkiye’deki ilk sergisini birlikte açtıklarını anlatıyor.

        Büyük duvar seramikleriye sanatın toplumsallaştığını belirten Erbil, 1957’de Brüksel Dünya Sergisi’nde uyguladıkları, Bedri Rahmi’nin 200 metrekarelik mozaik panosunun kaybolmasından yakınıyor.

        Erbi’in şu sözü, yalnızca Gaziantep’e değil, aynı zamanda binlerce yıllık mozaiklerin sergilendiği Urfa’ya da, Kahramanmaraş’a da: “O pano, Gaziantep’teki Zeugma Müzesi’nde olsa, antik Roma yanında çağdaş sanatı da göstersek ne iyi olurdu.”

        İLK MADAME TUSSAUDS GELDİ

        Binaların, kentlerin, sokakların kültürel zenginliğe katkısı, tam da içinde bulunduğumuz yapının konusu...

        Grand Pera’nın Genel Müdürü İhsan Salar, ilk kiracılarının Türkiye’deki ilk ve tek şubesi olan Madame Tussauds Müzesi olduğunu söylüyor. Günde bin civarında ziyaretçi geliyormuş.

        Hepsi Londra’da yapılan 60 kadar balmumu karakterin yüzde 50’si, aralarında Neşet Ertaş ve Yaşar Kemal’in de olduğu Türk ünlülerden oluşuyor.

        Londra merkezli Merlin Grubu’na ait olan müze, Grand Pera’nın “uluslararası yapı standardını” ikinci kere tescilleyen bir unsur da olmuş.

        2015 yılında yüzde 100’ü Özak Grubu’na geçen, İstiklal Caddesi üzerindeki 136 yıllık Cercle d’Orient (Serkldoryan) binası ve eklentileri, 25 yıllığına Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) kiralanmıştı.

        2013 yılında temeli atılan ve 110 milyon Euro yatırımla Kasım 2016’da açılan Grand Pera’daki ünitelerin yüzde 40’ı sanatsal ve kültürel etkinlik alanları olarak tasarlanmış.

        BİR YILDA 90 ETKİNLİK

        8 sinema salonuna ilaveten, bin 250 kişilik fuaye alanına sahip 600 kişilik Emek Sineması, restorasyon sürecinde kamuoyunda en çok tartışılan bölüm olmuştu.

        Salar, sinemalara ayda 20-22 bin bilet kesildiğini söylüyor.

        Grand Pera’da sanatsal ve kültürel organizasyonlar yapmak üzere kurulan Emek Sanat ve Kültür Vakfı’nın başına, eski Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Remzi Buharalı getirilmişti.

        20 bin metrekarelik ticari alanın 12 bin metrekaresi kiralanmış. Bugüne kadar Emek Sineması’nda 90’a yakın etkinlik düzenlenmiş.

        4-5 apartmanın içinde yer aldığı 3 bin metrekare alanın dönüştürüldüğü adada inşa edilen Grand Pera’nın parlayan yönü, henüz AVM bölümleri değil.

        İstiklal’deki yol inşaatı da dahil, krizli dönemlerden geçiliyor olsa da caddenin dinamiği bitmiyor. Çehresi değişiyor!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar