Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Caz Festivali bu yıl 25. yaşını kutluyor. Festival, Garanti Bankası’nın sponsorluğunda 26 Haziran-17 Temmuz tarihleri arasında yaplacak. Her Temmuz ayında sadece cazın değil güncel müziğin de tanınmış isimleri İstanbul’a geliyor. Bakın şimdiye kadar kimler geldi kimler geçti İstanbul Caz Festivali’nden; Al di Meola, Bryan Ferry, Björk, Buena Vista Social Club, David Sanborn, Dead Can Dance, Eric Clapton, George Benson, Grace Jones, Herbie Hancock, John McLaughin, Joan Baez, Joss Stone, Joe Sample, Keith Jarrett, Marianne Faithful, Marcus Miller, Massive Attack, Morrissey, Nick Cave, PJ Harvey, Paul Simon, Paco de Lucia, Patti Smith ve Wynton Marsalis… Satır satır yaz, bitmiyor değil mi? Çünkü 25 yılda 730 bine yakın seyirci, 700’den fazla konserde, 5200’ün üzerinde sanatçıyı dinledi.

        İstanbul Caz Festivali aslında İKSV’nin festivalleri arasında, 1980’li yıllarda caz müzisyenlerini davetle başlamıştı. Ayrı bir etkinlik olarak 1994’te hayata geçti. İKSV’nin bugünkü Direktörü Görgün Taner de bir cazseverdir, 1994-2002 yılları arasında İstanbul Caz Festivali Direktörü olarak görev yapmıştı.

        Festivalin en önemli ayaklarından biri “Genç Caz Projesi.” Türkiye’den 50 civarında genç caz sanatçısı veya topluluğu, dünyaca ünlü caz sanatçıları veya topluluklarıyla buluşuyor, aynı sahnede yer alıyor. Genç Caz Projesi’nin içindeki bu bölüme İKSV’ciler VİTRİN diyor ve bizim cazcılarımızı daha geniş ve uzak kitlelere ulaştırmaya çalışıyor.

        25. YILA BİR ARMAĞAN, NICK CAVE VE THE BAD SEEDS

        İstanbul Caz Festivali’nin 25. yılına özel konukları arasında herhalde en ünlü isim 1957 doğumlu Nick Cave ve grubu The Bad Seeds. Söz yazarı, şarkıcı, besteci, senaryo yazarı, şair ve aktör Nick Cave ve grubu birlikte olduğu 35 yıl boyunca albümler çıkartıp 16 uzunçalar ve şiir kitapları yayınladı. Avustralya’da doğduğu köy Warracknabeal’a bronz bir heykeli dikilecek yakında. Bundan birkaç yıl önce başına çok kötü bir şey gelmişti, 15 yaşındaki oğlu kayalıklardan düşerek ölmüştü. Konser 10 Temmuz Salı akşamı Küçükçiftlik Park’ta. Biletler Ocak’ta satışa çıkmış ve hemen tükenmişti. Ama içerden öğrendiğim bilgiye göre hala birkaç tane kalmış.

        YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLLERİ

        İstanbul Caz Festivali bugüne kadar Türkiye’de caz müziğinin tanınması, sevilmesi ve onurlandırılması için Yaşam Boyu Başarı Ödülleri veriyor. İlk ödül Atlantic Records’un kurucusu rahmetli Ahmet Ertegün’e 2002 yılında verilmişti. Daha sonra Arif Mardin, Süheyl Denizci, Muvaffak Falay, Cüneyt Sermet, Selçuk Sun, Ayten Alpman, Tuna Ötenel, İlhan Mimaroğlu, Hülya Tunçağ, Okay Temiz, Neşet Ruacan, Hasan Kocamaz, Durul Gence, Emin Fındıkoğlu, Özdemir Erdoğan, Ergüven Başaran, Fatih Erkoç ve Kamil Özler’e verildi. Bu yıl da Yaşam Boyu Başarı Ödülü üç sanatçıya gidiyor; “Balarısı Ahmet (Ahmet Faik Şener)”, Şevket Uğurluer ve Nezih Yeşilnil.

        REKLAM

        Bu yıla kadar İstanbul Caz Festivali’nin direktörlük görevini başarıyla yürüten Pelin Opçin dışarı açıldı, Londra Caz Festivali’ne, Programlama Direktörü olarak transfer oldu. Yani bu Caz Festivali İstanbul’daki son görevi. Direktör Yardımcısı Harun İzer’le geride bıraktığımız son 25 yılın gelişmelerini konuştuk:

        MEKANLAR, GENÇ CAZCILAR VE ETKİNLİKLER

        Harun İzer: 1994 senesinde iki tane mekanda başlamıştık festivale; Cemil Topuzlu ve Esma Sultan’da. Ondan sonraki yıllarda her sene mekan sayısını artırarak devam ettik, özellikle 2004-2005’lerden sonra. Öncelikle festivali şehre yaydık. Herkesin giremeyeceği mekanların da kapılarını açmaya özen gösterdik. Arkeoloji Müzesi, Emek Sineması, Sepetçiler Kasrı ve Şan Tiyatrosu yandıktan sonra çatısız, harabeye dönmüş mekanında konserler yaptık. Son yıllarda Avusturya ve Alman Konsolosluk’larının Boğaz’daki yazlık rezidanslarının geniş bahçelerini kullanıyoruz.

        İkinci önemli gelişme Türkiye’den olabildiğince fazla caz sanatçısına festivalde yer vermeye çalıştık. Avrupa Caz Kulübü’nde Türkiye’den caz sanatçılarını ve Avrupa’dan önemli isimleri bir araya getirerek ortak projeler yaptırdık. Kimisi albüme dönüştü kimisi konsere. Genç Cazcılar bölümümüzden yetişen birçok sanatçı o yıllarda amatör ya da öğrenci iken şu anda profesyonel oldular. Bir başka çok önemli etkinlik UNESCO ve Thelonious Monk Caz Enstitüsü tarafından düzenlenen Uluslararası Caz Günü’nü 2013’te Türkiye’de gerçekleştirdik.

        Serfiraz Ergun: Ben Aya İrini’deki konsere gelmiştim. Hala kulağımda Herbie Hancock, Dianne Reeves, Branford Marsalis performansları, kimler yoktu… Dianne Reeves’e Hüsnü Şenlendirici’nin klarnetiyle eşlik etmesini unutamam. O konserin düzenlenmesinde ve Uluslararası Caz Günü’nün İstanbul’a alınmasında o zamanki Washington Büyükelçimiz Namık Tan’ın emeklerini de unutmayalım.

        Hİ: Evet normalde onlar Amerika’da yapıyorlardı bu caz gününü, ilk kez dışına çıktılar. Türkiye’den caz müzisyenlerinin uluslararası yıldızlarla sahneye çıkmasını sağladık. Yine çok gurur duyduğumuz bir etkinlikti. Evet, Türk Sefaretinin, Dışişlerinin ve Türk makamlarının katkılarını ve yardımlarını unutamayız.

        Yurt dışından, Amerika’dan, Avrupa'dan, Kanada'dan olsun büyük festivallerin yöneticilerini program direktörlerini, düzenleyen organizatörleri davet ediyoruz, onların genç sanatçıları izlemesini sağlıyoruz. Bu programımıza VİTRİN diyoruz biliyorsunuz. Onlar da izledikleri sanatçılardan beğendiklerini kendi festivallerine davet ediyorlar. Geçen sene başladı bu.

        Parklarda Caz bu sene ilk kez şehrin iki değişik noktasına yayıldı. Fenerbahçe Parkı'nda yapıyorduk. Beylikdüzü’nde de yapacağız bu yıl.

        SE: Bu yıl özel sipariş verdinizi mi?

        Hİ: Şöyle, cazda sipariş klasik müzikteki gibi pek olmuyor ama bizim programlarımızda hep değişik ustalarla buluşma gibi bölümler oluyor. Hatta 2013’teki Dünya Caz Günü’nün İstanbul’da yapılmasının da biraz zemini hazırlanmıştı bu buluşmalarla.

        Bir şey unuttum çok önemli, Esbijörn Svensson’u biliyorsunuzdur, kuzey cazının en önemli isimlerinden İsveçli piyanist ve onun triosu, e.s.t olarak bilinir kendisi, 2008 yılında vefat etti. Bizim de çok sevdiğimiz arkadaş olduğumuz bir cazcıydı. Türkiye’ye de 4-5 defa gelmişti. 2013 yılında Esbijörn Trio’nun davulcusu ve basçısı geldi, Esbijörn Senfonisi'nin bir uyarlamasını sahneledik. Bu konserin kaydı daha sonra albüm olarak da yayınlandı ve albüm kapağına bizim de isimlerimizi, yani Görgün Taner, Pelin Opçin ve Harun İzer isimlerini de koydular. Böyle bir senfonik eserin ortaya çıkmasına da vesile olduk aslında.

        SE: En klasik soru vardır ya, dinleyici hangi 3 konsere gitsin, ne öneriyorsunuz?

        HANGİ KONSERLERE ÖNCELİK VERELİM?

        Hİ: Evet herkesin tanıdığı büyük şöhretler dışında benim önerilerim şöyle:

        1. 29 Haziran akşamı Zorlu PSM Ana Tiyatro’da Dave Holland, Zakjir Hussain, Chris Potter Triosu konseri çok önemli bir konser. Hem biraz caz hem biraz dünya müziği. Üçü de kendi isimleriyle çıkardıkları albümleriyle yıldızlaşmış müzisyenler.

        2. 4 Temmuz Çarşamba akşamı, Swiss Otel, Sultan Park’ta kuzey cazının çok önemli temsilcileri, Norveç’li Helge Lien, Polonyalı Adam Baldych çalacak ve bir başka Noveç’li saksafoncu Tore Brunborg da onlara eşlik ediyor.

        3. 5 Temmuz akşamı Harbiye Cemil Topuzlu’da benim de favorilerimden Benjamin Clementine var. Böyle güzel bir ses kaçmaz.

        4. Bir önerim de Brezilya müziğini sevenlere olacak. 9 Temmuz Zorlu PSM Drama Sahnesi'nde Anat Cohen ve Marcello Gonçalves konseri var, kesinlikle tavsiye ederim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar