Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rana son günlerde bana daha sıcak davranıyor gibi geliyor bana.

        Bu alışık olmadığım durum gerçekten şaşırtıcı. Çünkü zorunlu olarak eve kapanmadan önce kısa süre içinde beni evden atacağına kesin olacak inanmıştım. Eğer "Ne oldu da bunu düşündün" diye sorarsanız ben de "Aslında hiçbir şey olmadı sadece Rana bunu bana açıkça söyledi" derim size.

        Hatta uçuşlar durdurulmadan önce beni Türkiye’ye de göndermek istiyordu. Bunu da bana sanki bu benim iyiliğim içinmiş gibi söyledi. (Ayrılmak istediği sevgilisine 'sen daha iyisine layıksın ben sana uygun değilim' denilmesi gibi bir şeydi bu aslında). "65 yaşında olduğundan sen risk grubundasın bir an önce git" dedi bana. Ama "Bir daha geri gelememe ihtimalim var" da deyince. "Gelemene olur ki, varsın da ne işe yarıyorsun sorun olmaktan başka" şeklinde insanın kalbini bu ortamda sıcak duygularla dolduran sözler de söylemişti.

        EN BÜYÜK DARBEYİ BENCE KARIM YEDİ

        İşte bu yüzden bu salgının en büyük darbeyi Rana’ya vurmuş olduğunu, onun tüm hayallerini, bensiz, kafası rahat güzel bir hayat yaşama planlarını alt üst ettiğini düşünüyorum.

        Bu da bende suçluluk duygusu yaratıyor. Sanki şu aralar yeterince düşüneceğim başka problem yokmuş gibi şimdi de başıma bu iş çıktı. Korku ve endişeyesuçluluk duygusu da eklendi. Sanki virüs salgının tek sorumlusu benmişim gibi hissediyorum şu anda.

        Bana karşı duyguları böyle olan bir kadının benim gibi bir insanla aynı evde baş başakalması da çok üzüyor beni bu da duyduğum suçluluk duygusunu arttırıyor.

        OVERLOOK OTELİ

        Evde karşılıklı otururken bazen bana sabit biçimde bakmakta olduğunu hissediyorum. Evet arada iki metre mesafemiz var. Bu mesafe bizim için yeni bir şey değil salgından önce de benim en fazla bu mesafede yaklaşmama izin veriyordu kendisine, dolayısıyla salgın nedeniyle biz bir adaptasyon sorunu yaşamadık.

        Bana sabit gözlerle bakarken "Neler düşünüyorsun" diye de sormak aslında istiyorum ama söyler diye korkumdan soramıyorum.

        Yani genelde sessiz.

        Sadece geçen gece ben hiçbir talep olmadan, ortada hiçbir provoke edici neden yokken, durup dururken konuştum ve "Evimiz ne kadar da Overlook Oteli'ni andırmaya başladı değil mi" diye sordum.

        Ne dediğimi tabii ki hemen anladı ama ses çıkarmadı. Daha sonra bilgisayarımı dezenfekte ettikten sonra internet arama geçmişime baktı.

        3 gün içinde Kubrick’in The Shining filmini beş kez üst üste seyrettiğimi görünce durumu daha net kavramış olmalı.

        Bilmeyenler veya hatırlamayanlar için anlatmalıyım The Shining filminde Jack Nicholson, eşi ve çocuğuyla kış aylarında ıssız bir otelin bekçiliğini yapmaya başlar. Otele ulaşım pek yoktur, aile mecburen bizim gibi zorunlu inzivadadır. Sonunda Nicholson delirir ve karısı ile çocuğunu baltayla doğramaya çalışır. İşte o otelin adı Overlook Oteli'ydi.

        Rana’nın bana daha sevimli ve sıcak davranması bundan itibaren başladı.

        Tabii bunun geçici olması ihtimali çok yüksek. Çünkü onun bana iyi davranmayı uzun süre kaldırabileceğini sanmıyorum. Daha gerçekçi beklentim Me Too Hareketi'nin güçlü olduğu bu dünyada The Shining filmindeki baltalı katilin adam değil kadına dönüşmesi ihtimali daha yüksek. Yani Rana’nın bana iyi davranmanın dayanılmaz yükünden kurtulmak için beni kısa süre içinde baltayla lime lime doğraması muhtemel.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar