Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        NEW York’ta tanıklığı sürmekte olan Reza Zarrab’ın hapishaneden kurtulmak için devletle yaptığı yazılı anlaşmanın detayları çıkmaya başladı. Suçunu itiraf etmesi ve suçun ortaya çıkarılması için yardımcı olması karşılığında tanık koruma programına alınmasının detaylarının anlatıldığı resmi evrakta (plea aggrement), “işbirliği yapan kişinin çıktığı anda hayati tehlike tehdidi altında olabileceği anlaşıldığında tanık koruma programına alınabileceği” yazıyor. Eğer gerekirse suratını da estetik cerrahiyle değiştirebileceği ve isterse sevdiklerini, yakınlarını da bu program dahilinde yanına alabileceği söyleniyor.

        - Karısıyla en son 45 bin dolar rüşvet karşılığında gardiyandan aldığı içkinin yanında telefonla görüntülü konuşma yapan Zarrab’ın, eğer isterse Ebru Gündeş’i yeni bir kimlikle (ve belki de yeni bir yüzle) saklanacağı şehir ve kasabaya yanına isteme hakkı olduğu anlaşılıyor.

        - Meşhur olmak için bunca yıldır uğraşan Ebru Gündeş’in hayatının geri kalan bölümünü gizlilik koşullarında yaşamayı kabul etmesi oldukça zor olmalı. Bundan böyle hep saklanmak durumunda olacak Zarrab’ın çocuğunu daha sonra nasıl göreceği de potansiyel bir sorun olarak görülüyor. Zarrab saklanma hayatına geçtiği zaman cep telefonuyla karısını ve çocuğunu aradığı takdirde bu yolla bir süre sonra yerinin ortaya çıkması ihtimaline karşı neler yapılacağını izlemek de heyecanlı olacak doğrusu.

        ZARARI ÖDEME TAAHHÜDÜ

        - Zarrrab, imza attığı o anlaşmada ayrıca Amerika’ya verdiği zararı da karşılama taahhüdünde bulunuyor. İfadesinde yapmış olduğu tüm işlerden toplam 150 milyon dolara yakın para kazandığını söyleyen Zarrab’ın, Amerika’ya verdiği iddia edilen zararın bunun çok üstünde olması gerekiyor. Türkiye de onun mal varlığına el koymuş olduğundan onun bu taahhüdünü nasıl yerine getireceği de merak konusu. Diyorum ki, mal varlığına el koymuş olduğu için Amerika bu parayı Türkiye’den ister mi acaba?

        SAVUNMANIN HUKUK OYUNU

        - Dava her gün düzenli olarak Amerika saatiyle 09.15’te başlıyor; 1 saat öğle arasından sonra da 17.00’ye kadar devam ediyor. Ama anlaşılıyor ki görünenin dışında bir de gözlerin görmediği dava süreci var. Bizler mahkeme girişinde el konulmuş olan cihazlarımıza ulaşıp haberleri yazmaya giriştiğimizde meğer dava, hukuk oyunlarıyla perde arkasında tüm hızıyla sürüyormuş.

        Bunu dün davanın resmen başlamasını bir buçuk saat geciktiren bir tartışmayı izleyince anladık. Salona gelen Yargıç Berman, “Bugünkü dava başlamadan önce savunmanın verdiği bir dilekçeyi ve buna savcılığın vereceği cevabı tartışacağız” dedi.

        Meğerse savunma bir gece önce hayli geç saatlerde yargıca bir dilekçe iletmiş. Hayli geç diyorum; çünkü yargıç dilekçeyi sabaha karşı bir buçukta incelediğini mahkemede açıkladı.

        Hayli teknik argümanlar içeren dilekçede özetle şöyle deniyor: “İran’a ambargo nedeniyle getirilen yaptırımları delmenin cezası sadece yeni yaptırımlar getirmek olmalı. Hapis cezası istemiyle yargılamak olmamalı.” İlk bakışta bir ayrıntı gibi gelebilir ama hâkim eğer kabul etseydi bu davanın düşmesine bile neden olabilecek bir hukuk oyunuydu.

        Burada Hazine Bakanlığı’na bağlı birim olarak çalışan ve kısaca OFAC (Office of Foreign Assets Control) denilen bir büro var. Bu yabancı varlıkları kontrol bürosunun, İran’a karşı ambargoyu delenlere karşı yaptırımlar getirme ve ceza kesme yetkisi var. Zaten OFAC yetkilileri, büyük ihtimalle bugünden itibaren ifade vermek için tanık olarak çağrılacaklar.

        Savunma dilekçesinde, “OFAC, işlediği suçlar hakkında tanıklık yapmakta olan Reza Zarrab’ı kara listesine bile almadı. Hatta Süleyman Aslan’ın gitmesinden sonra gelen yeni müdür zamanında Halk Bankası, OFAC’a ‘Reza Zarrab’ın da listeye alınması gerektiğini’ söyledi. Buna rağmen bu gerçekleşmedi. Eğer yaptırımları delmenin cezası yeni yaptırımlar getirmek olacaksa burada Hakan Atilla’nın neden yargılandığı da belli değil. OFAC isterse bankaya ceza kessin, ama kişileri yargılayamaz” deniyordu.

        Yargıç, “Bir saat aradan sonra kararımı vereceğim” dedi. Bir buçuk saat sonra geldiğinde ise şunları söyledi: “Burada Zarrab ve Hakan Atilla adil yargılanıyorlar. Zaten OFAC yetkilileri de yakında tanıklık yapacak ve sorulara cevap verecekler, bu yüzden davaya devam.”

        Savunma sorgusuna devam ederek Hakan Atilla’nın kurulmuş suç ağında aktif rol almadığını belirtti ve suçsuz olduğunu ispat etmek için savcılığın sunmuş olduğu delillere yeni yorumlar getirerek sorularını sordu. Mahkemeye her gün aynı kıyafetle gelen Zarrab da bu sorulara hayli sakin bir şekilde cevap verdi.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar