Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yıl LGS’ye 1.7 milyon, YKS’ye 2.4 milyon öğrenci başvurdu. Daha önce 25-26 Temmuz’da yapılacağı kararlaştırılan her iki sınav, yeni bir kararla bir ay önceye alındı.

        Milli Eğitim Bakanlığı, LGS’de tarih değişimi kararının Bilim Kurulu önerileri doğrultusunda alındığını açıkladı.

        Yüksek Öğretim Kurumu da YKS’deki tarih değişikliği kararının Temmuz ayının çok sıcak olacağı, öğrencilerin motivasyonunun düşeceği nedeniyle alındığı, Bilim Kurulu’nun da görüşleri doğrultusunda sınavın öne çekildiğini (medyada çıkan Danıştay savunmasında) gerekçe olarak getirdi.

        Bu kararın alınması yönünde devlet eminim farklı kurumlardan görüş almıştır.

        Ancak asıl karar mercii iki kurumun açıklamasından anladığım kadarıyla eğer Bilim Kurulu aksi bir görüş bildirseydi, ağırlık koysaydı sınav tarihleri değişmeyebilirdi.

        Tabii ki bu kararda başka kurumlar da etkili olmuştur. Turizmciler bir an önce turizmin başlamasını, otellerin açılmasını isteyecek, maliyeciler bir an önce işyerlerinin açılmasını ve ekonominin çarklarının dönmesini isteyecek ama insan sağlığını koruyacak, ikinci dalganın gelmesini önleyecek önlemleri önerecek ve savunacak kurum, Bilim Kurulu’dur.

        Bu nedenle Bilim Kurulu üyelerinin refleksi çok önemliydi, başarılı olmadı.

        İKİNCİ DALGA NE ZAMAN GELECEK?

        REKLAM

        Son yüzyıldan bu yana, yani, başka bir deyimle bugünün kuşağının yaşam süresi içinde, dünya bu büyüklükte pandemi yaşamadığı için koronavirüs salgınının nasıl bir seyir göstereceğini bilim adamları dahil henüz kimse bilmiyor.

        Bu nedenle de salgının ne zaman biteceği ya da ikinci dalganın ne zaman geleceği gibi soruların cevabı varsayım üzerine kurulu. Eskilerin deyimi ile rivayet muhtelif.

        Salgının ilk dalgası sönmeye başlarken dikkatler ikinci dalga üzerinde yoğunlaşmaya başladı.

        İkinci dalga denilince, bu kavram üzerinde iki tartışma var. Birincisi virüs mutasyona uğrayıp başka öldürücü özellikler kazanıp yeniden gelir. İkincisi yasaklar kaldırıldıktan sonra aynı virüs yeniden alevlenir. Bu iki varsayım üzerine de tartışmalar oldukça yoğun.

        Aslında her ikisi de oldu. Mevcut virüs yani SARS CoV-2 virüsü insandan insana geçmeye başladıkça ve her konakta mutasyona uğradıkça öldürücü etkisini kaybetmeye başladı, çoğu insan enfeksiyonu evde geçirmeye başladı, yoğun bakıma yatma oranı düştü.

        Bence asıl tehlike ikinci olasılıkta. İkinci dalga yasakların kaldırılmasıyla yani COVID-19 pandemisinin alevlenmesiyle gelecek.

        Ve bana göre biz ikinci dalganın içindeyiz.

        Bu noktadan sonra ikinci dalganın şiddetini toplumların eğitim düzeyleri ve yaşam kültürleri ama daha önemlisi bundan sonraki pandemi yönetim stratejileri belirleyecek.

        Eğitim düzeyi yüksek toplumlar yeni bir dalgayı kolay atlatacak, düşük olan toplumlar daha şiddetli yaşayacak.

        Yeni Zelanda’da son vaka taburcu olduktan sonra virüs salgınının bittiği ilan edildi, ilan edildikten sonra tekrar yeni vakalar çıkmaya başladı.

        Bizde de her şey iyiye gidiyor, atlattık bunu derken 1 Haziran’da kısıtlamalar kaldırıldıktan sonra tekrar vaka artışları başladı.

        Aslında, işin doğrusu başka bir açıdan düşünülürse, ikinci dalga kaçınılmaz. Milyonlarca insanı, yaşlıyı, genci, çocukları sonsuza kadar karantinada tutamazsınız.

        REKLAM

        Ancak dalganın frekansında normale geçiş hızı çok önemli rol oynar. Yeni normal adı verilen süreçte iş yerlerini açabilirsiniz, mağazaları hatta otelleri hatta tatil köylerini açabilirsiniz, ancak toplu etkinlikler, maçlar, fuarlar, kongreler, konserler “bulaş” açısından büyük risk.

        DEVLETİN 5 MİLYON KİŞİLİK DEVASA ORGANİZASYONU

        YKS çok önemli. Bu sınav devletin yaptığı en önemli organizasyonlardan birisi. Bu hafta sonu Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) resmi açıklamalara göre 2 milyon 400 binin üzerinde öğrenci giriyor.

        Bu organizasyon açık havada 5 bin kişilik konser, 30 bin kişilik Habitat toplantısı, stadyumda 40 bin kişilik müzik organizasyonuna benzemez.

        2.4 milyon genci alıp toplayıp, okullarını hazırlayıp, oturacağı yerlerin numaralarına kadar belirleyip iki gün boyunca sınavın yapılacağı bir organizasyondan bahsediyoruz.

        Sınav üç aşamalı yapılıyor.

        İlk aşaması Temel Yeterlilik Testi herkese zorunlu, 27 Haziran sabahı başlıyor, 135 dakika sürüyor.

        İkinci aşaması, Alan Yeterlilik Testleri, isteğe bağlı. 28 Haziran sabahı başlıyor ve 180 dakika sürüyor.

        Üçüncü aşama, Yabancı Dil Testi isteğe bağlı, aynı gün öğleden sonra başlıyor ve 120 dakika sürüyor.

        Kaliteli bir okula girmek isteyenler bu sınavların üçünü de almak zorunda.

        Yani en az 1 milyon öğrenci sınava üst üste üç kez giriyor.

        Olay bununla bitmiyor, bu gençlerin aileleri de sınava yanlarında geliyor, okul kapılarında 2-3 milyon aileden birileri bekleşiyor.

        Toplamda 5-6 milyon insanı kapsayan bir organizasyon.

        Futbol maçları seyircisiz oynanıyor, fuarlar iptal edildi, büyük etkinlikler kaldırıldı, bilimsel kongreler yapılmıyor. Ama YKS yapılıyor.

        Üç hafta önce insanlara deniz kenarı, parklar yasak iken, işyerleri mağazalar kapalıyken hafta sonları sokağa çıkma yasağı uygulanırken üç hafta sonra bu büyüklükte devasa bir organizasyonu yapmak büyük risk.

        REKLAM

        YKS’DE RİSKİN KONTROLÜNDE ACİL YAPILMASI GEREKENLER

        En yüksek risk sınava girecek kronik hastalığı olan gençler. Özellikle Tip 1 (insüline bağımlı diyabet), astım ve kronik akciğer hastalıkları, otoimmün hastalıklar, gençlerin kolajen doku ve romatizmal hastalıkları, Gaucher, G6DP eksikliği, Porfirya gibi metabolik hastalıklar, kronik karaciğer hastalıkları, böbrek ve diyaliz hastaları vb bu liste uzun, sınavlarda en yüksek risk altında olan grup.

        Bu yıl üniversite sınavları ertelenmezse sınav gününde (son ana kadar bu konuda umudumu muhafaza ediyorum) kronik hastalığı olan bu gençler diğer sağlıklı gruptan ayrı olarak değerlendirilmeli ve izinli sayılmalı.

        Gençler riskin azaldığı makul bir süre sonra koronavirüs açısından yüksek güvenlik önlemleri sağlanmış salonlarda ve ayrı ayrı sınava alınmalı.

        Bu çocuklar için sakın hiç kimse ayrıcalıklı davranmak mümkün değil diye söylemesin. Hayat zaten bu gençler için yaşam mücadelesinde ciddi bir sağlık sorunu vererek ayrıcalıklı davranmış.

        Bu hastalıklarla boğuşan gençleri korona açısından yüksek riskli bir ortama sokmak bu gençler için büyük haksızlık olur.

        Eğer bu gençleri devlet izinli saymıyor ise yaşam sağlığı açısından sınav boyunca bu gençlerin yüksek korunurlu bir maske ile ve olağanüstü önlemlerle sınava girmesini sağlamalı.

        İkinci riskli grup sınava giren gençlere refakat eden aileler. Daha önceki sınavlarda da görüldüğü üzere çocukların gelecek hayatını belirleyecek bu sınavda, ailelerin çocuklarının yanında olması, onları sınava getirmesi, sınav sonuna kadar heyecanla orada beklemesi, okul önlerinde, okul civarındaki kafelerde kümelenerek beklemesi toplumumuzun geleneksel bir davranışı ve bu da kaçınılmaz ve çok yüksek potansiyel risk oluşturuyor.

        REKLAM

        YKS’ye girecek gençlerin aileleri 40-60 yaş, başka bir deyimle orta yaş kuşağı. Bu çocukların bir gün boyunca 3 ayrı sınav ortamında bir araya gelmesi, kümelenmesi pandeminin yeniden alevlenmesi için önemli bir risk faktörü.

        Eğer sınavlar ertelenmeyecekse sınav günü ailelerin, okul önlerinde yığılmaması için çok ciddi önlemler alınmalı. Aileler çocuklarını sınava bıraktıktan sonra evine dönüp yeniden sınav sonunda almaya gelmeliler. Hatta özel araçlarla çocuklarını sınava bırakmaya gelen ailelerin arabadan inmelerini, kapıya kadar uğurlama, sınav sonrası kapıdan alma gibi geleneksel uygulamalara güvenlik güçleri izin vermemeli.

        Üçüncü önemli risk sınava giren ve kronik olmayan sağlıklı gençler. Bu gençlere önerim; sınavın yapılacağı okula giriş kapısından itibaren sınavın yapılacağı sınıftaki yerine oturuncaya kadar süre içinde maskelerini çıkarmamaları.

        Bu gençler unutmamalı ki en yüksek “bulaş riski” sınav öncesi ve sınav sonrasında olacaktır. Sınav bitiminde de kağıtları teslim ettikten sonra tekrar maskelerini takıp aileleriyle buluşuncaya kadar bu maskeyi çıkarmamalı.

        Sonuç olarak, bu sınavların ertelenmesi için, getiri ve götürü açısından değerlendirildiğinde, halen son güne kadar zaman olduğuna inanıyorum.

        Umudum, Bilim Kurulu’nun ve Sağlık Bakanlığı’nın 4- 5 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren sağlık konusunda acilen toplanması ve önlemleri yeniden görüşmesi, halen hiçbir şey için geç değil.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar