Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir süre önce Abu Dabi’de bir uluslararası kongrede yerel yetkililer tarafından son anda konuşma yapması engellenen kalp damar cerrahı Türk bilim insanının hikayesini anlatmıştık.

        Bu yazıdan kısa bir süre sonra Dr. Hikmet Uluğ’dan bir mail aldım.

        Dr. Uluğ, nöroşirüriji alanında otorite. Başta Amerika olmak üzere dünyadaki birçok önemli merkezde çalışmış, birçok uluslararası kongrede konuşmalar yapmış bir bilim insanı. Mailinde özetle,

        “Bir hekim olarak (nöroşirürji) yazılarınızı zevkle okuyorum. Bilgi kirliliğinin iyice arttığı günümüzde etikten, bilimsellikten ve dürüstlükten ödün vermediğiniz için de kutluyorum.

        Abu Dabi’deki kongrede bir meslektaşımızın başına gelenler üzerine yazdığınız yazıyı da okudum. Her kelimesine imzamı atarım. Ancak bir konuya da dikkatinizi çekmek isterim.

        Söz konusu kongrede doğaldır ki değişik ülkelerden çok sayıda hekim vardı (Türkiye’den başka hekim var mı, bilmiyorum). Meslektaşımızın konuşması engellendikten sonra bir tanesinin bile aklına durumu protesto ederek konuşmasını çekmek gelmedi mi acaba?" diyor.

        Ancak, bu mailden kısa bir süre sonra ikinci kriz patladı.

        TÜRK BİLİM İNSANLARINA İKİNCİ ENGEL

        Yine Abu Dabi’de, bir başka uluslararası toplantıda, Dünya Endoüroloji Kongresi’nde davetli olarak kongreye katılan çok sayıda Türk bilim insanına konuşma yapma izni verilmedi.

        Kongre menajeri Leslie Hettenbach, Türkiye’den 18 konuşmacıya ’speaker permit’ verilmediğini bildirdi. Ayrıca İran’dan 2, Kenya’dan 1, Libya'dan 2, Irak’tan da 1 konuşmacı da engellendi.

        Aslında gerekçe olarak gösterilen 'speaker permit' uygulamasının örneği dünyada hiçbir uluslararası bilimsel kongrede yok.

        Normal prosedürde uluslararası bilimsel kongrelerde, bilimsel program ve konuşmacı isimleri kongre organizasyon komitesi tarafından düzenlenir. Konuşmacı davetleri kongrenin uluslararası organizasyon komitesi tarafından yapılır.

        Kongre salonları ve bilimsel kongreler, bilimsel olarak bağımsızdır. Ev sahibi ülkenin yerel organizasyon komitesinin kongreye müdahalesi, ayrı bariyer koyması söz konusu bile olmaz.

        Bu nedenle kongreye yapılan 'speaker permit' engeli Endoüroloji camiasında büyük tepki topladı.

        BİLİM DÜNYASI TEPKİ VERDİ

        Önce Türk Endnoüroloji Derneği Yönetim Kurulu bir bildiri yayınladı.

        Bildiride “Değerli üyelerimiz, 37. Endoüroloji Kongresi’nde ülkemizi temsil eden meslektaşlarımıza kongrede konuşma izni verilmediğini derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Günümüze kadar başarıyla düzenlenmiş olan bu uluslararası bilimsel toplantı lokal bilimsel komite olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin politik tavrı nedeniyle ciddi bir yara almıştır” diyerek engellemeyi kınadı.

        Hemen arkasından Türk Üroloji Derneği ve Ürolojik Cerrahi Derneği benzer konuları vurgulayarak birer bildiri yayınladı ve uygulamayı kınadılar.

        YANLIŞ DÜZELTİLDİ

        Bunun üzerine Uluslararası Endoüroloji Derneği, medikal toplantıların bağımsız olduğu, politik mesajlar dolayısıyla insanların ayrıştırılacağı platformlar haline dönüştürülmesinin doğru olmadığını söyleyerek tepkide bulundu.

        Birleşik Arap Emirlikleri Endoüroloji yerel komitesiyle uzun görüşmeler yapıldı ve görüşmeler sonunda olumlu sonuç verdi.

        Uluslararası Endoüroloji Derneği Başkanı Dr. Jens Rassweiler, tüm Türk konuşmacılara kongrede konuşma yapma onayının verildiğini açıkladı ve kriz çözüldü.

        SONUÇ

        İlk yazıda 'bu engellemenin hem uluslararası bilim kültürüne aykırı olduğunu hem de Türk bilim insanlarına karşı yapılmış haksız bir davranış olduğunu' vurgulamış ve 'bilim siyasi politakaların üstündedirbu nedenle umarız ki Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri bu yanlışı en kısa zamanda düzeltir' demiştik.

        Birleşik Arap Emirlikleri ve Abu Dabi’deki yerel kongre düzenleme komitesi, bilimin siyasi politikaların üzerinde olduğunu gördü ve yaptıkları yanlıştan geri döndüler.

        Ama daha önemli sonuç, Dr. Hikmet Uluğ haklı çıktı.

        Kriz, kongreye katılan ve kongrede olmasa da onları uzaktan destekleyen bilim insanlarının, bir bilim insanına yaraşır onur, ciddiyet, kararlılıkla dayanışma içinde hareket etmeleriyle çözüldü.

        Sonunda bilim kazandı. Kongreye katılan bilim insanlarını ve destek olan bilimsel kuruluşları kutluyorum.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar