Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU yazıyı Viyana’dan, 14 Şubat’ta başlayan Diyabet İleri Teknoloji (ATTD) Kongresi’nden yazıyorum. Tekrar gördüm ki yüksek teknoloji, diyabet alanına baş döndürücü bir hızla giriyor. Çok uzun yıllar diyabet alanında çalışıyor olmama rağmen izlediğim her ATTD Kongresi’nde yeni şeyler öğreniyor, bir o kadar da heyecanlanıyorum.

        Bu yazıda ATTD Kongresi’nde gördüğüm yenilikleri yazacağım.

        GLİKOZ ÖLÇÜM CİHAZLARI ARTIK CİLT ALTINA YERLEŞTİRİLİYOR

        Düşünebiliyor musunuz, artık kan şekeri ölçüm aletleri cilt altına yerleştirilebiliyor, cilt altında 1cm’den küçük, 2-3 mm kadar sensörlü bir cihaz 6 ay boyunca sürekli kan şekerinizi ölçüp size bildiriyor. Vücutta dışarıdan takılmış hiçbir cihaz yok.

        Bu küçük cihaz cep telefonuyla da uyumlu. Düşük ve yüksek kan şekerinde uyarı veriyor. Alarm çalıyor. Ayrıca, parmak delmek, kutudan stript alıp ölçmek, alet taşımak gibi dertler yok. Dışarıda, ölçüm yapacak bir yer aramaya gerek yok.

        Uzun süreli, cilt altına implante edilen kesintisiz glikoz ölçüm sistemleri yakında ülkemize gelir umudundayım. Artık klasik şeker ölçüm cihazları yakında tarihe karışacak gibi görünüyor.

        Buna karşın kongreye damgasını vuran bir başka sürekli glikoz ölçüm monitorizasyon sistemi (CGM) cildin üstüne bir düğme gibi yerleştiriliyor, 14 gün süreyle kesintisiz ölçüm yapıyor.

        CGM teknolojileriyle cihaz her beş dakikada bir ölçüm yapıyor, bu değerleri günlük, haftalık öğünlere göre ya da gündüz-geceye göre istatistiklerini yapıp size veriyor. Ayrıca gün içindeki ölçümlerin yüzde kaçının düşük, yüzde kaçının yüksek sınırlarda olduğu ya da normal sınırların ne oranda bulunduğunu söylüyor.

        Bu yılın asıl özelliği, gerek cilt altı gerekse cilt üstü sürekli glikoz ölçüm cihazlarıyla diyabet yöntemindeki kriterler ve bilim dilinin değişmesi.

        Parmaktan manuel kan şekeri ölçümüyle değerlendirmelerin yerine, günlük kan şekeri eğrileri ve buna bağlı farklı parametreler, farklı bir dil geldi.

        Daha önce farkına varılmayan günlük kan şekeri değişimleri (MODD), glikoz değişkenlik oranı (GVP), düşük ve yüksek kan şeker indeksleri (LBGI, HBGI) MAGE, M değeri, J indeksi gibi kavramlar kullanılmaya başlandı. Belki sizlere sıkıcı gelecek bu bilimsel kavramları yazma nedenim, ama diyabet takip ve tedavisinde artık bir dönem kapanıyor, yeni bir dönem açılıyor. Şurası kesin ki, diyabet takibi ve tedavi planlaması daha gerçekçi oluyor.

        YAPAY PANKREASTA UYGULAMAYA GEÇİLDİ

        Yapay pankreas uzun yıllar hayaldi, artık ilk versiyonları uygulamaya girdi. Yapay pankreasta üç komponent var. Gelişmiş, aldığı verilere göre otomatik vücuda insülin verebilen bir insülin pompası; bu pompayla karşılıklı iletişime geçen CGM (sürekli glikoz ölçüm sistemleri) ve kan şekerine göre verilecek insülin miktarını hesaplayan ultra gelişmiş bir algoritmik bilgisayar programı.

        Yapay pankreasta bu aşamaların tamamı başarıldı ve insan uygulamasındaki ilk sonuçlar alınmaya başlandı.

        Kongrede yapay pankreası kullanan ve kullanmayan iki grupla yapılan çalışma sonuçları açıklandı. Yapay pankreas kullanan grupta HbA1C değerinde anlamlı bir azalma bulundu. Ayrıca gün içinde yüksek kan şekeri süresi, yüksek glikoz indeksi (HBGI) ve düşük kan şekeri süre indeksi (LBGI) anlamlı olarak azaldı.

        ULTRA HIZLI ETKİLİ İNSÜLİNLER ARTIK KULLANIMDA

        Yapay pankreas programının en önemli sorunlarından biri, pompada kullanılan insülinin yetersiz oluşu. Halen yapay pankreas çalışmaları, hızlı etkili analog insülinlerle yapılıyor. Hızlı etkili analog insülinler vücuda verildikten bir saat sonra maksimum etkiye ulaşabiliyor.

        Bu kongrede ultra hızlı etkili insülinlerin de sonuçları açıklandı. Ultra hızlı insülinler vücuda verildikten itibaren dakikalar içinde etkisi başlayıp kan şeker yüksekliğini hızla düşürebiliyor. Ultra hızlı etkili insülinlerin yapay pankreasta kullanılmaya başlanmasıyla önemli bir sorun çözülmüş oldu.

        KABLOSUZ İNSÜLİN POMPALARI KÜÇÜLDÜ

        Klasik insülin pompalarında en önemli sorunlardan biri, pompayı vücuda bağlayan kablo sistemleri. Kablo bazen sporda, koşarken ya da uyurken sorun olabiliyor.

        Kablosuz pompalar (patch pump) arada bir bağlantı olmaksızın doğrudan vücuda yapıştırılabilen sistemler. Pompanın insülin rezervinin olduğu, vücuda insülin verebilen sistemi tek kullanımlık. Bluetooth sistemiyle çalışıyor. Klasik insülin pompası kadar doz planlamasında hassas ve teknik bir cihaz. Yeni kuşak “patch pump”lar artık sürekli glikoz ölçümü yapabilen monitör sistemleri (CGM) ile iletişim kurabiliyor.

        Bunun anlamı, suni pankreas uygulamaları yakın gelecekte 3-5 cm’lik vücuda yapıştırılabilen küçük cihazlar haline gelebilecek.

        MODERN TIPTA DİYABET ARTIK EVDEN YÖNETİLİYOR

        Diyabet alanında aplikasyonlar bir süreden beri yaşamın içine girmişti. Ama bu yılki ATTD Kongresi’nde çok daha gelişmiş aplikasyonlar anlatıldı.

        Kan şekeri istatistiklerini yapan, yenilen yemeğin karbonhidrat sayımını hesaplayan, buna göre insülin dozu önerilebilen, hatalı insülin yapılmasını engelleyen, ilaç, insülin zamanlarını hatırlatan verileri depolayan aplikasyonlar artık günlük yaşamın içinde.

        Aplikasyonlar diyabet yönetiminde hatayı minimuma indirgiyor. Bu aplikasyonlar dünyanın her tarafında çalışabiliyor. Hekime verileri iletebiliyor. Diyabet yönetiminin sağlanması için hekim-hasta işbirliği şart.

        Günümüzde klasik hastalık yönetimleri; doktordan randevu alma, yollara düşüp hastaneye gitme, hastanelerde sıra bekleme sorunları artık tarihe karışıyor. Yeni aplikasyonlarla artık her şey evden çözümlenebiliyor, bu hem hastanın zaman kaybını önlüyor, hem de hastanelerin iş yükünü azaltıyor.

        Diyabetli hasta glikoz ölçüm cihazını taktığı küçük bir veri aktarım cihazıyla kan şeker değerleri ve diğer verilerini doktoruna aktarabilecek, böylece internet üzerinden hekim kan şeker ayarı, ilaç ve insülin dozları ile yemek planlamasını yapılabilecek.

        ***********

        HANGİLERİ VAR, HANGİLERİ YOK?

        TEKNOLOJI yazıları bugüne kadar hep “Geliyor, gelecek” gibi yazılırdı. Oysa bu teknolojilerin büyük bölümü Türkiye’de var ve uygulamaya açık. Bir hekim olarak vurgulamam gerekir ki, özellikle Tip 1 diyabetli gençler başta olmak üzere birçok hastanın teknoloji bilgisi hekimlerden daha ileride. Bu nedenle diyabetliler hastalık yönteminde teknolojik olarak nelerden yararlanabilirler, onları belirtmekte yarar var.

        -Yapay pankreas ülkemizde henüz yok, ama yakın bir gelecekte kullanıma girecek.

        -Kablosuz (patch) pompa Türkiye’de kullanıma girdi.

        -Sürekli glikoz ölçüm monitorizasyon sistemleri (CGM) Türkiye’de kullanıma girdi. CGM sistemleri birkaç model. Özellikle alarm sistemi olan, ani düşen ya da yükselen kan şeker oynamalarında otomatik uyaran, cep telefonuyla uyumlu, sonuçları birden fazla kimseye gönderen, “apple watch” uygulamalı en gelişmiş sistemler artık Türkiye’de mevcut.

        -Cilt altı sürekli glikoz ölçüm sensörleri henüz ülkemizde yok ama dünyada uygulanıyor.

        -Kablolu insülin pompası ve sürekli glikoz monitorizasyon (CGM) uyumlu sistemler Türkiye’de kullanımda.

        -Kablosuz (patch) insülin pompası ve sürekli glikoz monitorizasyon (CGM) uyumlu sistemler Türkiye’de var.

        -Ultra hızlı etkili insülinler henüz Türkiye’ye gelmedi.

        -Diyabet aplikasyonlarının Türkçe versiyonları var, hemen indirip kullanabilirsiniz.

        -Glikoz ölçüm cihazından verileri alıp doktora, sağlık ekibine aktaran veri aktarım sistemlerini ülkemizde alıp kullanabilirsiniz.

        Ancak burada en kritik nokta, önce hangi sistemin ve teknolojinin size uygun olduğunu doktorunuza danışmanız, doktorunuzun önerilerine göre hareket etmeniz, sonra da bu teknolojileri uygulamanızdır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar