Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biliyorsunuz, hükümet korona virüsü nedeniyle infaz yasasında değişiklik yapmaya gidiyor. Düzenlemeyle 100 bine yakın hükümlünün af kapsamında serbest bırakılacağı belirtiliyor. Lakin gelin görün ki, kadın katilleri ile tecavüzcülerin de söz konusu kapsama alınacağı vurgulanıyor.

        Umarım böyle bir af çıkmaz.

        Umarım, toplumu bir virüsten korurken, başka bir virüsü halkın arasına salmazlar.

        Daha önceki af yasası çalışmalarında terör, örgüt, uyuşturucu, cinsel istismar ve mükerrer işlenen suçlarda mevcut mevzuattaki dörtte üçlük infaz oranının indirilmesine karşı çıkılmıştı.

        Ancak, bu şekliyle 100 bin hükümlü sayısına ulaşılamadığı için, teklif yenilenerek sadece terör suçlarının kapsam dışında bırakılması gündeme geldi. Bu kabul edilebilir bir düzenleme olamaz.

        İzmir’de 48 kadın derneğini temsil eden İzmir Kadın Kuruluşları Birliği de benim gibi düşünenlerle aynı görüşte.

        Birliğin Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter, özellikle kadın cinayetleri ve cinsel istismar suçlarından hükümlülerin bu kapsam dışında bırakılmasının, en az bu salgınla mücadele kadar önemli olduğunu söylüyor, "Tüm insanlığı tehdit eden koronavirüsü ile mücadele ederken insanlık suçu kapsamında olduğunu düşündüğümüz kadın cinayetleri, kadın ve çocuklara cinsel istismar suçlularının affa tabi tutulmasını kabul etmiyoruz" diyerek, yetkililere sesleniyor.

        Serter tepkisinde çok haklı. Türkiye’de kadın cinayetleri sayısı çok yüksek. Kadınlarımız bu ülkede yaşam mücadelesi veriyorlar. Koronaya karşı önlem getirirken, toplum vicdanını da yaralamamak gerekir.

        Özellikle hüküm giymiş, suçu sabit katilleri, çocuk istismarcılarını toplumun içine geri salmak bu toplumun köküne dinamit yerleştirmekle eş değer.

        İzmir Kadın Kuruluşları Derneği Başkanı Huriye Serter'in tasarı için önerileri var. Kadına ve çocuklara karşı işlenmiş suçların kapsam dışında tutulmasını talep ederken, diğer suçlarda farklı infaz oranlarının indirimine gidilebileceğini ve hedeflenen sayıya ulaşılabileceğini belirtiyor.

        Aslında hep söylüyoruz.

        Devlet sadece kendisine karşı işlenen suçlarda affı gündeme getirebilmeli. Bireye karşı işlenen, hele ki cinayet gibi cinsel istismar gibi suçlarda mağdurun yerine devletin af sunması özü itibariyle zaten kabul edilebilir bir durum değil.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar