Muharrem İnce DSP'nin başına mı geçecek?
CHP’den DSP’ye geçişler arttıkça kulisler kaynamaya başladı. Malum CHP ve muhalefet denince akla Muharrem İnce geliyor. Dün bana başta canlı yayında Ebru Baki olmak üzere birçok kişi aynı soruyu sordu: “Acaba CHP’de aradığını bulamadığı için Muharrem İnce de DSP’ye mi gidecek? Genel Başkan mı olacak?”
Ben bu sorunun cevabını iki tarafta da aradım. Önce DSP. Zira diyelim İnce gitmek istedi, DSP buna nasıl bakar?
İNCE’DEN 4-5 KAT DONANIMLI İSİMLER VAR
Genel Başkan Yardımcısı Uğur Gürel çok açık bir şekilde olumsuz yanıt verdi: “Muharrem İnce’yi Muharrem İnce yapan DSP değil. Üstelik bizim kendi kadrolarımızda Muharrem İnce’nin 4-5 katı daha donanımlı isimler var.”
CHP’nin ileri gelenlerine sorduğumda ise “Gitmez. CHP’yi bırakmaz. Onun amacı CHP içinde iktidar olmak. Meydanı hiç Kılıçdaroğlu’na bırakır mı?” dediler.
Zaten İnce’nin 31 Mart sonrası yeniden CHP Genel Başkanlığı için kurultay zorlayacağı partinin içinde artık bir sır değil. Herkes her yerde bunu konuşuyor.
***
DSP’ye ittifak teklifi gitti mi, gitmedi mi?
Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart yerel seçimleri için DSP ile de ittifak yapmak istediklerini belirterek “Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun DSP’ye gitti ve teklifimizi iletti ama kabul etmediler” dedi.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ise BBC’ye verdiği röportajda “Benim böyle bir tekliften haberim yok. Bize intikal eden bir olay yok” diye konuştu. “Hem yerel hem genel seçimlerde size hiç ittifak talebi gelmedi mi?” sorusuna ise “Kesinlikle hayır” cevabını verdi.
Ben de bu taban tabana zıt cevapları görünce DSP Genel Başkan Yardımcısı Uğur Gürel’e bir kez daha sordum. Şunları söyledi:
“Ocak ayında Oğuz Kaan Salıcı ve Seyit Torun gelmek istediklerini ifade ettiler. ‘Buyrun’ dedik. Genel Merkezimizde bir araya geldik. Bizden de 3 genel başkan yardımcısı vardı.
O CÜMLE TEKLİFİ ENGELLEDİ Mİ?
‘Hayırdır?’ deyince ‘Nezaket ziyareti’ dediler. Bunun üzerine aramızdan bir Genel Başkan Yardımcısı ‘Keşke 24 Haziran’dan önce de bir nezaket ziyaretinde bulunsaydınız’ dedi. Daha fazla bir şey konuşulmadı, ayrıldılar.”
Uğur Bey belki de bu çıkışın ardından bir teklif yapmadan gitmiş olabileceklerini söyledi. Ancak şayet partinin bu yönde bir kararı olsa ve somut bir taleple gelmiş olsalar en azından bundan bahsederlerdi diye düşünüyorum.
***
CHP ne diyor?
DSP “Bize teklif gelmedi” derken CHP Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiği teklifi doğruluyor mu, diye soruşturdum. Genel Merkeze çok yakın kaynaklar, Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminin, DSP’nin havasını fazla “cüretkar” ve “hadsiz” bulduğunu anlattı. 24 Haziran öncesi Kılıçdaroğlu’nun DSP’yi ziyaret edip, Genel Başkan Önder Aksakal’la ortak bir açıklama yaptığını da hatırlattılar.
Kasım 2017’de olmuştu bu görüşme. Ancak herhangi bir teklif ya da ortak bir karar çıkmamış, yalnızca “kardeş parti” vurgusu yapılmıştı. (O zaman henüz erken seçim kararı yoktu. 2019 hesapları yapılıyordu. Dolayısıyla DSP bu ziyareti belli ki 24 Haziran kapsamında görmüyor-na)
***
CHP teklif etse DSP kabul eder miydi?
Uğur Gürel’e bu soruyu sorduğumda tereddütsüz “hayır” dedi. “Saadet Partisi gibi bize çok uzak ve tabanımızın asla kabul etmeyeceği bir parti ve İYİ Parti gibi ne olduğu belli olmayan bir parti ile ittifak yapan CHP ile ittifakı doğru bulmuyoruz. Bizim çizgimiz bellidir. Özgürlükçü, Atatürkçü, sol bir partiyiz. Çok net kırmızı çizgilerimiz var. Mesela Ecevit’e ve Atatürk’e laf edenleri partimize kabul etmeyiz. Biz birçok kişiyi bu süreçte reddettik. Şu kadarını söyleyeyim: DSP’ye geçenlerin sayısı geçmek isteyenlerin yarısından az.”
***
DSP Genel Başkan Yardımcısı Gürel: CHP muhalefetin önünü tıkıyor, kapatılmalı
Önce bir gözlemle başlayayım: DSP ve CHP arasında aday alış verişi ilerledikçe iki parti arasında ton farkı netleşiyor. Bu meseleye çok farklı yaklaşıyorlar. CHP gidenleri suçlayarak, DSP’yi hedef almamaya özen gösteriyor. DSP ise tam aksine, çok sert bir şekilde CHP’ye yükleniyor. CHP’nin kendi seçmenine ihanet ettiğini söylüyor. Gerçek sol partinin kendisi olduğu iddiasını dillendiriyor…
Bu farkı Uğur Gürel’e sorduğumda açıkçası bu kadar sert bir tepki beklemiyordum. Ancak DSP’nin Genel Başkan Yardımcısından öyle sözler işittim ki! “Türkiye’de solun önündeki en büyük engel CHP. Muhalefetin önünü tıkıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu, Abdullah Gül gibi projelerle milletin önüne gidilmez. Yazıktır. CHP’nin kapatılması ve tasfiye edilmesi gerekiyor!”
***
DSP CHP’ye zarar verir mi?
DSP, 31 Mart sonrası kendini “solun tek adresi” olarak konumlayıp, CHP’ye rakip olarak ortaya çıkmak istiyor. Bu nedenle CHP’yi ideolojisizlikle, çizgisizlikle, kendi seçmenine sadakatsizlikle suçluyor ve açıkça meydan okuyor.
Bu meydan okumanın nereye evrileceğini 31 Mart sonuçları belirleyecek elbette. CHP puan kaybı yaşarsa, Kemal Kılıçdaroğlu içeriye ne kadar hakim olursa olsun DSP’nin bir şansı olabilir. Şayet mevcut kutuplaşma ortamında yaşanan bütün tartışmalara rağmen seçmen partisine sadakati seçerse bu tartışma başlamadan bitecektir. Ancak ülkede komplo teorilerinin ne kadar yaygın olduğunu göstermek için çok çarpıcı bulduğum şu notu da son olarak yazayım: CHP’li çevrelerden “DSP, hükümet çevrelerinin projesi” yorumunu sıkça işitir oldum.
