Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BÖLGEDE son dönem yaşanan gerilimler ve gelişmeler sadece Suriye zemininde okunursa doğru sonuç vermez.

        Irak, hatta Körfez ve Kuzey Afrika ile birlikte bakıldığında daha anlaşılır hale gelir.

        ABD, Rusya ve İran’dan gelen açıklamalar ile Şam rejiminin dün uçağını düşürdüğü İsrail’i ve Lübnan’ı da denkleme katmak gerekir.

        Bu zaviyeden bakıldığında şaşılacak bir durum da yok; 2 yıl önce DEAŞ sonrasına yönelik yapılan tüm yorumların gerçekleştiğine tanıklık ediliyor...

        İKİNCİ RAUNT

        Veya sahada ikinci raunda geçildiği bugünlerde kartlar yeniden dağıtılıyor; herkes ortağını, ittifakını bir daha gözden geçiriyor.

        Nitekim arkadaşım Serdar Turgut’a konuşan, bölgeyi ve Cumhuriyetçileri en iyi bilenlerden eski Türkiye ve Irak Büyükelçisi James Jeffrey’nin, Washington’un 2 etkin ismi Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster ve Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un Türkiye ziyaretiyle ilgili şu sözleri de bunu teyit eder nitelikte.

        Jeffrey, “İran’ın ileride nasıl dizginleneceği üzerine yoğunlaşılacağının”, aynı zamanda “Esad sonrası siyasi çözüme nasıl varılacağının” da ele alınacağı bilgisini aktarıyor.

        Dolayısıyla sahada yeni çatışma alanı ve karşıtlık politikasının sınırlarını da çizmiş bulunuyor.

        Bu kapsamda ABD’nin PYD/YPG/ SDG’den vazgeçmesini kimse beklemesin.

        Çünkü bugüne kadar verdiği silah desteği ve eğitimin karşılığı olarak Suriye’nin üçte biri ile önemli petrol sahalarına hâkim oldu.

        Bir sonraki adımı da yine onlarla tamamlamak zorunda; çünkü sahada birlikte hareket edebileceği başka bir grup yok.

        Bunun en belirgin örneği de 2 gün önce Deyrizor’da yaşandı; İran desteğindeki Şam ordusu PYD/SDG’ye saldırdı; ABD de hava operasyonuyla yanıtında İran’ın desteğindeki güçlere 45 kayıp verdirdi.

        Benzer çatışmalara Rakka’nın güneyi ve Deyrizor’un batısında sıklıkla karşılaşılması olası; çünkü İran uzun süredir kendi toprağından Akdeniz’e kadar uzanacak bir koridor istiyordu.

        ABD’nin Deyrizor atağıyla kesilen arzusuna yeniden hayat kazandırmak istiyor.

        IRAK’TA DURUM

        Suriye sahasındaki gelişmelerin, sakinliğin hâkim sürdüğü Irak’a sıçramaması olanaksız.

        Bu ay yapmayı planladığı genel seçimi mayısa öteleyen Bağdat’ta iktidar mücadelesi hâkim.

        Bölgeyi en iyi bilen Bilgay Okur, Başbakan Haydar el-İbadi’nin tekrar kazanacağı görüşünde.

        İbadi, ABD ve İran ile dengeyi iyi korumakla kalmadı, Türkiye’yle de ilişkilerini iyi tuttu, Ankara da karşılığını 6 ay Ilısu Barajı’nın su tutmayacağını ve Dicle’nin debisinin artırılacağını açıklayarak verdi.

        Ancak İbadi açısından seçim döneminin çok da rahat geçeceğini söylemek olanaksız; çünkü İran desteğindeki Haşdi Şabi güçlerinin ağırlıklı bölümü siyasallaşmaya karar verdi.

        Milletvekili de olan Bedir Örgütü Lideri Hadi el-Amiri parlamentoda grup oluşturmak için kolları sıvadı; İbadi’nin partisine yeni rakip çıktı.

        İlk raundu Rusya ve İran’ın daha fazla kazançla kapattığı göz önüne alındığında ABD’nin ikinci rauntta daha agresif davranması kaçınılmaz.

        Bu da sahadaki bütün dengeleri yeniden gözden geçirmeyi zorunlu kılıyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar