Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ocak ayı ittifak dengeleri açısından çok hızlı başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ani ziyareti ve ardından yaptığı açıklama, deyim yerindeyse taşları yerinden oynattı. Önümüzdeki aylarda ittifak dengelerinde ciddi değişiklikler olabileceğinin işaret fişeğini yaktı.

        Erdoğan yeni dönemde Cumhur İttifakı’nı genişletme kararı almış gibi görünüyor ve belli ki bu stratejisini 4 ayak üzerine oturtacak: PKK ile mücadele, milli-manevi hassasiyetler, yerli savunma sanayiini ön plana alan milli bir dış politika anlayışı ve tabii Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin korunması...

        Zaten farklı partilerle görüşmelerinin devam edeceğini açıkça söylüyor. Asiltürk'ü ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, “Bu ziyaretim hem bir nezaket ziyareti hem de bu ittifak meselesinde... Yani bir seçim ittifakı mı olur veya geleceğe yönelik biz bir terörle mücadele verirken burada bu terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Yani yalnız hissetmememiz lazım. Buna benzer görüşmeleri bundan sonra da yapmayı planlıyorum. DSP Genel Başkanı ile de külliyede görüştük. Bundan sonra da görüşmelerimiz devam edecek” dedi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefet blokunun önemli figürlerinden biri haline gelen Temel Karamollaoğlu yerine Milli Görüş’ün ağır isimlerinden Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret etmesi kritik bir hamleydi. Asiltürk hem parti içinde sözünden çıkılmayacak bir isim hem de Erdoğan’a karşı keskin açıklamalar yapmıyor.

        REKLAM

        Eğer ki Asiltürk üzerinden Saadet Partisi ikna edilirse Cumhur İttifakı yüzde 2 oranında oy kazanmış olacak.

        Peki, Saadet Partisi ikna edilebilir mi? İmkânsız değil.

        Sebebi AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın çağrısında gizli... Turan, Asiltürk ziyareti sonrası paylaştığı bir tweet’te “Saadet Partisi tabanıyla bağımsız dış politika, savunma sanayii, Ayasofya, başörtüsü gibi birçok konuda Erbakan Hoca'mızın da ideali olan ortak paydamız olduğu aşikâr. Meseleye sayısal beraberlikten öte bakmak aklıselimin gereği. Milli Görüş'ün varlığına mugayir duruş vicdanlara ters!" ifadesini kullandı.

        Bu noktada Büyük Birlik Partisi faktörünü de unutmamak lazım. BBP, Cumhur İttifakı’na dışarıdan destek vermişti. 31 Mart seçimlerinde belediye başkanlıklarında Türkiye geneli oyu yüzde 1.59’du. Belediye meclis üyeliğinde ise bu oran yüzde 1.90’a kadar çıkmıştı. Yani siyaset arenasında sesi Saadet Partisi kadar çıkmıyor gibi gözükse de BBP’nin de yüzde 2’ye yakın oy potansiyeli var.

        Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi hem terörle mücadele ve dış politika konularında Cumhur İttifakı’yla ortak zeminde duruyor hem de parlamenter sisteme geçiş konusunda CHP ve İYİ Parti kadar ısrarcı değil.

        Erdoğan’ın DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ile görüşmesinde masada yine terörle mücadele ve dış politikada ‘milli duruş’ vardı. DSP’nin 31 Mart seçimlerinde aldığı oy oranının yüzde 1.13 olduğunu anımsatayım.

        Bu partiler lisesine belki Fatih Erbakan’ın kurduğu Yeniden Refah’ı da ekleyebiliriz.

        Sonuçta Saadet, BBP ve DSP’nin oyları toplandığında yüzde 5 gibi bir oran yapıyor. Yeni sistemde bunun önemli bir potansiyel olduğunu söylememe gerek yok sanırım...

        REKLAM

        Eğer Cumhur İttifakı küçük partilerin de desteğini alarak yüzde 51’i garantileyecek olursa muhalefetin parlamenter sisteme dönüş çağrıları boşa düşürülmüş olacak.

        Muharrem İnce’nin parti kurması ve hatta Cumhurbaşkanı adayı olması durumunda CHP oylarının bölünme ihtimalini de gözardı etmemek lazım...

        CHP'Yİ HEDEFLEMEK

        Fikri Sağlar, Sözcü’nün Ayasofya manşeti, İlker Başbuğ’un açıklamaları, Kaftancıoğlu’na DHKPC üyeliği suçlaması ve son olarak ‘sözde Cumhurbaşkanı’ tartışması...

        Son 2 haftada yaşananları alt alta topladığımızda şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki AK Parti önümüzdeki süreçte hem CHP’ye karşı çok sert bir tutum göstererek hem de terörle mücadele, milli-manevi değerler ve milli dış politika eksenine oturtulan bir siyasi söylem benimseyerek sağ seçmeni Millet İttifakı’ndan koparmayı deneyecek.

        MHP'nin HDP'nin kapatılması konusundaki ısrarı ve İYİ Parti'nin bu ay sonunda açıklayacağı parlamenter sisteme dönüş yol haritası bu denkleme yeni boyutlar kazandırabilir. Siyasette 24 saat gerçekten de çok uzun...

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar