Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aykut Kocaman 9 ay sonra Fenerbahçe taraftarının önüne çıktı. En son yine Konyaspor ile oynanan maçta Fenerbahçe’nin başındaydı… Karşılaşma öncesi genel kanı sonuç berabere olur şeklindeydi… Nedeni?

        Aykut Kocaman faktörüydü. Yıllarca Sarı-Lacivertli takımı çalıştıran Aykut hoca, kimin ne yapacağını çok iyi biliyordu. Üstelik, zor günler geçiren takımın üstlerine geleceğini, daha çok topla oynayacağını, kazanmak için her şeyi yapacağını düşünmüştü…

        Aykut hoca, buna karşılık şunu da düşünmüştü.

        Fenerbahçe zor gol atan bir takım. Hava toplarında üstünlükleri yok. Savunma oyuncuları hiç topa yükselmesi bile bir şey olacağı yok…

        Hava toplarında etkisizliğin en önemli ismi ise Slimani’ydi. Bu futbolcunun gol atma beceresi sıfır. Topu kaleye gönderemiyor. Israr etmenin anlamı yok. Genç takımdan bir oyuncu getirin daha iyi olur. Taraftara bu eziyeti çektirmekten vazgeçin. Olmuyor. Ne yaparsanız yapın olmuyor. Sezon bitecek, hala Slimani umudu sürüyor. Bile bile lades…

        Konyaspor son bir saat 10 kişi oynadı. Bu eksikliğe rağmen Konyaspor sanki Fenerbahçe’den daha fazla oyuncu ile oynuyordu. 10 kişi kalınca daha fazlı ileri çıktılar, pozisyon bulmaya çalıştılar. Oyuna asıldılar…

        KOCAMAN BİR DUVAR

        Aykut Kocaman, Fenerbahçe’nin gol becerisi hatta gol şansının olmadığını var sayarak iyi bir duvar örmüştü. Bu duvar 10 kişi kalan takımlar için ideal bir durum. Fenerbahçe gibi, gol atması sorunlu ve zor olan bir takımın bu duvarı aşması zaten mümkün değildi…

        Bakıldığında sayısız orta yapıldı. Sağdan soldan yapılan ortalar istatistik rakamlara göre oldukça yüksek. Hatta Valbuena 22 orta yapmış tek başına. İyi, güzel de bu ortalar ne kadar adrese teslim ya da sahipliydi. Dikkat edilecek olursa, gelişigüzel ortalar. Çoğu rakip takım tarafından kolaylıkla karşılandı. İkinci yarı Fenerbahçe’nin iki net pozisyonu var. Ayew ile Alper’in girdiği pozisyonlar. Alper’in attığı golün VAR tarafından iptal edildiğini de anımsatalım. Ofsayt mıydı? Evet ofsayttı…

        SLİMANİ’YLE OLMUYOR

        Ersun Yanal, oyunu seyirciler gibi izleyince skoru değiştirecek taktiksel değişiklikleri yapamadı. Slimani’yi oyundan alıp yerine daha iyi hava toplarına çıkabilecek Frey’i deneyebilirdi…

        Oyunu kenarlardan içeri alıp, duran top kullanma şansı yaratma, şut atma, merkezden rakip arasına girme daha etkili bir yöntem olabilirdi. Bu işi yapacak ince ayar çekecek, yaratıcı isim yok diyebilirsiniz. O zaman, Valbuena’yı kenardan ortaya kaydırmak bir çözümdü aslında…

        Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın taktiğini bozacak bir arayışı yapamadı. Kapanan savunmaya sabaha kadar aynı tür orta yaparak gol atamazsınız. Eliniz de Slimani varsa bu mümkün değil. Bu oyuncuyu mahallede halı sahada bile oynatmazlar…

        İstek, mücadele, tempo tamam. Ancak, sonuç yok. Düşme potasının biraz üzerinde olmak, başka arayışları da istiyor açıkçası. İşte Rizespor, son haftalar da oynadığı oyunu ve geldiği yer ortada…

        Bu kadar coşkulu bir taraftarın önünde skoru istediğin gibi alamıyorsan, bir sorun olduğu ortada. Bu yalnız oyuncu kalitesi ile anlatılacak, hatta sığınılacak bir durum değil. Teknik ekip de kendisine bir pay çıkarmalı. Günümüz futbolu satranç gibi akıl oyunlarına dönüşmüş. Doldur boşalt modeli artık mahalle maçlarında bile kalmadı…

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar