Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Havacılıkta yaşanan kazaların sorgulanması, aydınlatılması, araştırılması ülkelere göre değişiyor. Durum biraz da gelişmişlikle ilgili bir şey. Mesela ülkemizde sivil kazaların detaylı raporlarına ulaşmak zor. Sadece ilgili tarafların temin etmesine veya erişmesine imkân veriliyor. Dolayısıyla yolcu uçaklarının veya sivil helikopterlerin can kayıplarına neden olan kazalarının ön veya nihai raporlarına ulaşıp bir yorum yapmak, istatistik çıkarmak zor.

        Ayrıca ülkemizde hava, kara, deniz ve demiryolu kazalarını ABD’deki NTSB gibi sorgulayacak, araştıracak bir otorite, bağımsız bir kurumda yok. Dolayısıyla sivil hava aracı kazalarını bile henüz araştırıp, sorgulamak ve ders çıkarmak için yeterli seviyede değiliz. Bu şekilde kurumlarımız yok. Uçağa, pilota, teknisyene lisansı veren otoriteler, aynı zamanda hava aracı kazalarını da araştırma yetkisine sahip olursa buradan bir netice çıkmaz.

        Mesela daha öncede Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bünyesindeki hava araçlarının yaşadığı kazalar oldu. Birisini burada hafif irdeledim. Pilotların tecrübesine dikkat çektim. Emniyetteki ilgili birimin ne kadar yetkin olduğuna hafif değindim. Bana bir cevap verilmedi. Ama umarım gerekli önlemler alınmıştır.

        Öte yandan polis ve askerin kullandığı hava araçlarının yaşadığı kazaların çok özel durumları söz konusu. Bu sebeple bazılarının yaşanan elim olay sonrası anlattığı gibi kaza raporları ulu orta paylaşılmaz. Hatta kurumlar içinde bile herkes ulaşamaz. Neticede güvenlik birimlerinin durumu çok farklı. Ancak bu farklılığında artık aşılması gerektiğini tartışmamız lazım. Tabi önce sivil taraftaki kazaları bağımsız, objektif ve kamuyla paylaşacak şekilde araştırıp, rapor etmeyi başarmamız lazım.

        REKLAM

        Mesela sivil hava aracı kazalarının genelde yüzde 75’i insan, yüzde 25’i teknik problemlerden kaynaklanıyor. Asker ve polisin kullandığı hava araçlarında tablo biraz daha farklılık gösteriyor, ama kazalarda insan hatasının payı azalmıyor.

        Sivil, polis-emniyet ve askeri kazalar araştırmak için Türkiye’nin de artık bir üst sınıfa çıkması gerekiyor. Hava aracı tasarlayıp, üreten bir ülkeyiz. Üniversiteden, bakım-onarıma varıncaya kadar tüm birimlerimizin de buna göre organize olması gerekir.

        Bitlis’te yaşanan üzücü kazaya dair yapılan açıklamalarda hava şartlarına dikkat çekildi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Tatvan’da askeri helikopter kazasının ani değişim gösteren hava şartları nedeniyle meydana geldiğinin değerlendirildiğini açıkladı. Askeri bir uçuş, üst düzey komutanlar seyahat ediyor ve göründüğü kadar acil durum, operasyon yok. Teknoloji çağında yaşıyoruz. Hava durumunu, riskleri çok önceden, öğrenip değerlendirme imkân olan bir zamandayız. Dolayısıyla hava, arazi gibi tabiat şartlarının kazalardaki paylarının çok azalması gerekir. Bu durumda organizasyon ve idari detaylara bakmak lazım. Meteorolojik bilgilerin nasıl aktarıldığının ve meteoroloji tarafının da irdelenmesi lazım.

        Elbette kaza kırım ekibi incelemeler yapacak, somut bulgulara ulaşacak veya kazaya dair bir değerlendirmesi olacak. Ama bizim bunlardan haberimiz olmayacak. Yeni bir kaza yaşanıncaya kadar bu hadiseyi de birkaç gün için de unutacağız. Hamaset yapanlarla bir kaç günü geçireceğiz.

        Bingöl’den Tatvan’a gitmek üzere havalanan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait “Cougar” tipi helikopterin kaza yapması Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) mutlaka bir şeylerin değişmesini de sağlayacaktır. Çünkü her hava aracı kazası sonra önemli dersler çıkarılır. Özellikle bazı hadiseler sonrası yeni kurallar, uygulamalar hayata geçirilir. Bu kazada da uçuş planlamasından itibaren, karada ve havada görevli personelde insan hatası ağırlıklı unsurlara mutlaka bakılması lazım.

        Malum olduğu üzere ülkemizin son yıllarda yaşadığı içerde ve dışardaki hadiseler sebebiyle nitelikli insan kaynağında ciddi azalma oldu. Komuta kademesinin ve özellikle askeri pilotların nitelik ve nicelik bakımından durumları gündeme geldi. Sivil hayata geçmiş olan asker kökenliler pilotlar yeniden ordumuzda görev üstlendi. Yetiştirdiğimiz bu güzide insanlar sayesinde bizler rahat nefes alıyor, yaşamımıza devam ediyoruz. Ama onları bu tarz elim kazalarda, üstelik normal uçuşlarda kaybetmemek için de çalışmamız şart.

        Şehitlerimizin ruhları şad olsun…

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar