Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sağlık Bakanlığı’nın bu dönemdeki rolü tartışılmaz önemli. Ancak bakanlıklar arasında bir adım öne çıkması, en fazla sözü dinlenen olması gereken konumda değil. Yurtdışından getirilen ve yurtiçinde karantina takibi yapılan vatandaşlarımızın yaşadığı koordinasyon sorununda bu husus çok net görülebiliyor. Diğer bakanlıklar yeni duruma göre hareket edip Sağlık Bakanlığı’na olması gereken ölçüde destek olmuyorlar.

        Örneğin, Dışişleri Bakanlığı, Fransa’dan Türk Hava Yolları'nın (THY) özel seferiyle getirilen Türk vatandaşları arasına Sağlık Bakanlığı’ndan habersiz olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) gidecek vatandaşları ilave edebiliyor. Anlaşılan Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü de bu tarz transferlerden detaylıca haberdar edilmiyor.

        Öte yandan Ulaştırma Bakanlığı ise bu özel dönemde çeşitli seferlerle gelenlerin durumuna çok müdahil olmuyor, konuyu sadece uçaklara uçuş izni (permi) vermekten ibaret görüyor. İçişleri Bakanlığı görevlileri de bir telefonla otobüsten yolcu alıp, ‘özel muamele yapılıyormuş’ havasına sebep olabiliyor. Ardından olaya Adalet Bakanlığı müdahil oluyor. Bunların hepsi bir koordinasyon sorunu ve gereksiz yetki kullanmaya işaret etmiyor mu?

        Mesela Irak’tan Fly BaghdadHavayolları ile gelen Türk işçilerinin yaşadığı sorunda kamuoyuna çok farklı yansıdı. Ancak meselenin temelinde koordinasyonsuzluk ve koronavirüs vakasını en iyi şekilde yönetmeye çalışan Sağlık Bakanlığı’nınrolünüönemsememe var. Dışişleri, İçişleri, Ulaştırma ve diğer bakanlıkların Sağlık Bakanlığı’na yük değil iyi bir organizasyonla destek olmaları şart. Çünkü asıl sıkıntı koronovirüsün yayılmaya başladığı şu günlerde karşımıza çıkacak. Kamuoyunun, bakanlıkların, tüm kurum ve kuruluşların Sağlık Bakanlığı’na destek olması gerekiyor. Yetki ve nüfus tartışması yapacak günler yaşamıyoruz.

        Bir süre sonrabelki de önümüzdeki hafta koronada sağlık sorunları boyutuna ilave olarak ekonomik kriz boyutuna geçileceğinden daha etkili bir koordinasyona gidilmesi gerekecektir.

        REKLAM

        ***

        Paket revizyondan geçmeli!

        Bir hafta önce çeşitli sektörler ilgili bakanlıklara bu dönemde ne tür destek ve yardımlar istediklerini iletmişlerdi. Koronavirüs tüm dünyada ilk etkisini havacılık,turizm ve hizmet sektörlerinde gösterdiği için ülkemizde bu sektörlerin temsilcileri ilk reaksiyon gösterenler olmuştu.

        Bu sebeple dün açıklanan paketi en fazla merakla bekleyenler onlardı dersem yanlış olmaz. Peki paket istediklerini ne kadar karşılıyor? İşte bu soruya net bir şekilde ‘sorunları giderecek’ diyemiyorlar. Ancak unutmamak gerekiyor ki, önümüzdeki bir haftalık süreçte açıklanan ön paket kendi içinde derinlik kazanacak ve bu süreçte ilaveler düzenlemelerde olacaktır. Dolayısıyla ilgili makamlarla sektör temsilcilerinin teması kesmemesi icap ediyor.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koronavirüsün etkilerini azaltmak amacıyla açıkladığı 100 milyar liralık destek paketinde ilk etapta krizden etkilenen, yaşama mücadelesi veren, istihdamı etkileyen sektörler vardı. Muhtasar, KDV, SGK primleri 6’şar ay ertelendiği açıklandı, ama bu bekleniyordu. Hatta koronavirüs etkisini hissetmediğimiz 2-3 hafta önceki dönemin beklentisiydi. Fakat şu an bazı şirketler personel çıkarma, kapıya kilit vurma durumuna doğru hızla yaklaşırken vergi, prim ertelemelerinin bir anlamı olmayacaktır.

        Havayolları, turizmin çeşitli alanlarında faaliyet gösteren şirketler için Eximbank, veya kamu bankaları kanalıyla kurumları ayakta tutacak mali destekler gerekiyor. Kredi Garanti Fonu (KGF) limitinin 25 milyar liradan 50 milyar liraya yükseltilmesine ilave paketler de lazım.

        Havacılık sektöründe önümüzdeki 3 aylık süre içiniç hatlarda KDV yüzde 18’den yüzde 1’e indirildi. Mesela bu düzenleme havacılık sektörünün ruhuna ne kadar uygun? Seyahat talebi düştü, insanlar eve kapandı. Bu günlerde havayolları indirimli ve değişim garantili olarak önümüzdeki 3 ayın (Bazıları dahaileri tarihlerin) biletini yüzde18 KDV ile satmış durumda. Satılmış ve KDV’si devlete yatırılmış biletlerin durumu ne olacak? Ayrıca 3 aylık süre havacılık sektörü için kısa bir dönem değil mi?

        Konaklayanlar pek olmayacakolsa da konaklama vergisi ötelendi. İşletmecilere katkısı olacak otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemeleri Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle ertelendi. Benzer durumda olan havacılık sektörünün havalimanlarına da destek gerekiyor. Özel sektörün işlettiği havalimanlarında şu an ciddi sıkıntı var, ama destek yok.

        Sabiha Gökçen (İSG), İstanbul Havalimanı (İGA), Ankara, İzmir, Antalya (TAV) ve Dalaman’da (YDA) gibi şirketlerden Ulaştırma Bakanlığı kira almaya devam ederse, onlarda iş yapamayan kiracılarından bu bedelleri isteyeceklerdir. Havalimanlarında başta THY olmak üzere diğer havayolları ve havacılık şirketleriyle birlikte kiracılar bu dönemde kiralarını ödememeleri için devletin havalimanı işletmecilerinden kira bedelini almaması gerekir.

        Havalimanlarında işyeri ve ofisleri bulunan işletmeler kira bedellerini ödemekte sıkıntı yaşıyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) özelleştirilen terminallerin kiralarını öteleme veya ertelemesi gerekir ki, onlarda havalimanlarındaki kiracılarına bu sıkıntılı dönemde yardımcı olsunlar. Yoksa tek tek kapanacaklar!

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkıntılı süreç için destek paketinin ana hatlarını açıkladığını, ancak eksikliklerin giderilmesi için biraz daha çalışılması, uğraşılması gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Destek paketi iyileştirilebilir. Çünkü paketin içeriğinden anlaşıldığı kadar henüz krizin boyutu tam olarak hissedilmemiş görünüyor. Sağlık boyutundan ekonomik krize geçilememiş gibi bir durum söz konusu...

        REKLAM

        ***

        THY’de seferler yüzde 55 azaldı

        Koronavirüs salgını sebebiyle THY seferleri yaklaşık yüzde 55 seviyesinde azaldı. Şu an devam etmekte olan yüzde 45’lik seferlerde ise doluluk oranları çok düşük. Bazı hatlarda yüzde 50 seviyelerinde bazılarında ise yüzde 25’in altında dolulukla seferler yapılıyor.

        Azalan seferler oranında da THY uçakları uçmuyor, kullanılmıyor, ama THY mümkün oldukça uçakları yerde yatırmamaya çalışıyor. Böylece dönüşümlü olarak uçakları aktif, sefer hazır tutuyor. Yere çekilen ve belli süre kullanılmayan uçakları tekrar uçurmak ciddi bir bakım ve prosedür gerektirdiği için mümkün oldukça uçaklar yere çekilmemeye çalışılıyor.

        THY bu dönemde mecburen zararına uçuşlar yapıyor, ama bir süre sonra bu seferler de durdurulacak. Önümüzdeki haftalarda THY seferleri yüzde 80’e inecektir. Sınırlı sayıdadış hat veiç hatlarda uçuşlar olacak. Eğer Sağlık Bakanlığı’ndan farklı bir önlem paketi açıklamaz ise yerde olan uçak sayısı da yüzde 80’ler seviyesinde olacaktır.

        Mesela geçen hafta Los Angeles – İstanbul hattında seyahat eden bir tanıdığım 5 kişiyle geldiğini söyledi. Bazı hatlarda ise uçuş sınırlamaları sebebiyle bir bacak boş uçuluyor.

        Benzere durum Avrupa’da daha yoğun yaşanıyor. Ve şu an dünyada neredeyse uçulup kar edilen hat yok gibi... THY’nin uçtuğu ve gelir elde ettiğidış hat da söz konusu değil.

        REKLAM

        ***

        İletişim altyapımız ne kadar yeterli?

        Şiddetini İstanbul’dahissettiğimiz son depremde telekomünikasyon altyapımızda sorunlar olduğunu yaşayarak gördük. Bazı operatörler yıllarca ihmal ettiği altyapı sorunu sebebiyle bir gün boyunca toparlanamadı. Koronavirüs sebebiyle herkesin eve kapandığı şu günlerde daha ciddi testten geçeceğiz.

        Önümüzdeki Pazartesi’den itibaren online eğitimler devreye girecek, birikmiş iş ve işlemler için de telekomünikasyon altyapısı kullanılacak. Ve ne durumda olduğumuzu daha net göreceğiz.

        Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone’u üyesi olduğu Mobil Telekomünikasyon Operatörleri Derneği (m-TOD), bu süreçte destek olacaklarını açıkladılar, ama ne kadar destek olacaklarını hemen değil, önümüzdeki hafta görmeye başlayacağız.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar