Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Azerbaycan doğalgazını Türkiye ve Avrupa’ya ulaştıracak Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) vanası dün açıldı. Gaz akmaya başladı. Ancak TANAP’ın taşıyacağı doğalgaz değil önemli olan. Hazar’ı, Azerbaycan’ı Türkiye ve Avrupa’ya bağlayacak olması, stratejisi çok daha keyfiyetli. Değerli.

        Yıllar önce, 90’ların ikinci yarısında Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov döneminde, Türkmen gazının Trans Hazar Doğalgaz Projesi ile Azerbaycan üzerinden Türkiye’ye getirilmesi söz konusuydu. O tarihlerde ilgili ülke liderlerinin vizyonsuzluğu, biraz da arka cephede BP gibi şirketlerin Azerbaycan’ın kafasını çelmesiyle Türkmen gazını taşıyacak GE, Bechtel ve Shell’in gerçekleştirmek istediği boru hattı projesi yapılamadı.

        Daha büyük stratejisi olan Hazar geçişli o boru hattını, maalesef bugün hayata geçirmek çok zor. Çünkü Rusya, göl veya deniz olduğu konusunda statüsü belli olmayan Hazar’dan “ekolojisi bozulur, balıklar zarar görür” diye boru hatlarının geçmesine karşı çıkıyor. Türkiye’de ve Avrupa’da bu bölgenin gazının Rusya’ya rakip olmasını istemiyor. Haklı mı? Güçlüysen haklısın. Karadeniz’de Rus gazını taşıyan Mavi Akım ve Türk Akımı’nın boru hatlarından balıklar etkilenmiyor, ama Hazar’daki balıkların Türkmen gazını taşıyacak borulardan etkileneceği varsayılıyor.

        Yıllar önce Hazar geçişli boru hattı hayata geçmiş olsaydı, bugün Azerbaycan’ın gazı Avrupa’ya akıyor olurdu. Şu anda 31 milyar metreküplük kapasitesiyle TANAP, sadece Azerbaycan gazı için değil, İran, Irak ilerde toparlanırsa Suriye doğalgazı için de aynı hassas konumda. Taşıdığı gazdan ziyade, TANAP’ın başarıyla ve planlanandan önce hizmete girmiş olması, mevcudiyeti önemli. Avrupa bağlantısını sağlayacak TAP projesi de 2 yıl içinde devreye girdiğinde asıl stratejisi o zaman ortaya çıkacaktır. Umarım Türkiye tüm bu gelişmelerden sonra enerji nakil hatlarının geçiş güzergâhı olmak yerine, enerjinin pazarlandığı, ticaretinin yapıldığı merkezi (hub) olma yolunda daha büyük strateji için gayret edecek düzeye gelir.

        ***********

        YOKSUL BİR MAHALLE, KAYMAKAM, KADIN ÖĞRETMENLER VE REKOR KIRAN ÖĞRENCİLER...

        Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin, kısa süre önce HABERTÜRK’e ziyaretimize geldiğinde, ilginç bir başarı hikâyesi anlattı. Ama göz yaşartacak cinsten bir hikâye. Epeyce de dersler içeriyor.

        Eylül 2014’te Kazım Bey, Başakşehir’e kaymakam olarak atanıyor. Ekimde ise Başakşehir’in madde bağımlılığı ve terörle irtibatının yakın olduğu, göç alan mahallelerinden Şahintepe’de bir ortaokulu ziyaret diyor. Bu okula vardığında, başlarında iki kadın öğretmen olan öğrencilerin çalılıkların arasında bir şeyler aradığını görünce merak edip ne aradıklarını soruyor. “Gülle ve ciridimiz kaçtı onu arıyoruz” cevabını alıyor. Ancak, bulunan ne gülle gülleye, ne de cirit ciride benziyor. İmkânsızlıklar... Kazım Bey, öğretmenlerin çocuklara yönelik ilgisini, öğrencilerin de gayretini görünce, nelere ihtiyaç duyduklarını soruyor. Destek veriyor. Sonrası inanılmaz. Cevherlerin keşfi gibi bir şey.

        Kaymakamın azıcık ilgisi, 2 kadın öğretmenin duyarlılığı ve görev bilinciyle öğrencilerine küçük bir dokunuşlarıyla bu okuldan 3 yıl içinde önce İstanbul, sonra Türkiye şampiyonu atletler çıkmış. Hatta atlamada Türkiye rekoru kırdıklarını, 3 gün önce de ciritte Balkan şampiyonu çıkardıklarını da yazımı yazarken öğrendim.

        Çocukları sokaktan, kötü alışkanlıklardan kurtarmak üzere yola çıkılan bir çalışmanın başarı hikâyesini Kazım Bey’den duyduktan sonra HABERTÜRK TV’de ekrana taşıdık. Ama ben de bir kez daha yazının gücüyle ve kalıcılığıyla ifade etmek istedim. Umarım birilerinin gözünü, gönlünü, ufkunu açmaya katkı sağlar. Örnek olur. Kaymakam Kazım Tekin ile İbrahim Koçaslan Ortaokulu beden eğitimi öğretmenleri Elif Duman ve Pınar Turan’ı saygıyla selamlıyorum. Öğretmenlerin, yoksul, imkânları olmayan bir mahallenin çocuklarının hayatlarını nasıl değiştirdiğini ise buyurun sizler tahayyül edin!

        ***********

        BAYKAR’DAN SON SÜRPRİZ: İNSANSIZ UÇAN BALIK

        Baykar Makine Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, dün Twitter’dan ilginç bir gelişmeyi paylaştı. Paylaşımını görünce, kısa sürede havacılığın en uç noktasında nereden nereye geldiğimize şaşırmadım desem yalan olur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) envanterine giren Türkiye’nin ilk milli, özgün ve yerli, mini, taktik sınıf Bayraktar İnsansız Hava Aracı (İHA) hakkında yeni bilgiler, teslimler, başarı hikâyeleri paylaşan Selçuk Bayraktar’ın son paylaşımı yeni jenerasyon bir İHA’nın haberini veriyordu.

        Halbuki en basit İHA’yı bile bundan 9-10 yıl önce projelendirirken, ihalesini yaparken ciddi sıkıntılar yaşıyorduk. Kendi mühendislerimize ve onların başarılarına güven yoktu. Yabancıların İHA’larını asker ve sivil herkes pazarlama merakı içindeydi. Bürokrasinin çıkardığı engelleri, özel sektörde torpilli iş bilmezlerin, “Yabancı ortakla yaparız, parayı da kaparız” hevesiyle milli ve özgün projelerin önünü kesme hesaplarını iyi hatırlıyorum. İşte oralardan yeni nesil, çok daha gelişmiş büyük İHA’nın yola çıktığını paylaşır hale gelmişiz. İnanılır gibi değil...

        Dün Selçuk Bayraktar, en merak edilen projenin, havada 24 saat kalabilecek Akıncı Taarruz İHA’nın ete kemiğe bürünmüş halini fotoğrafla paylaştı. Şimdi her şeyi milli ve yerli olan bu İHA’nın 2021’de hizmete girmesini bekleyeceğiz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar