Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta, 21 Kasım 2017’deki grup konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’yi eleştirirken, dünür ilişkisi çerçevesinde de Bayraktar İHA’lar için tuhaf cümleler kurmuştu. Dünür Özdemir Bayraktar da Kılıçdaroğlu’nun hakarete varan sözlerini mahkemeye taşımış.

        Defalarca bu köşede, Baykar Makine’nin geliştirip Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) envanterine kazandırdığı, ilk milli ve özgün Bayraktar insansız hava araçlarının (İHA) AK Parti hükümetleri döneminde yaşadığı sıkıntıları gündeme getirdim. Bu konu, her Türk vatandaşının hamaset yapmadan, gönül rahatlığıyla savunacağı, her şeyiyle arkasında durabileceği bir konu. Memlekete dokunan hayrını, tartacak terazisi olmayan bir konu.

        Çünkü Özdemir Bayraktar ve oğulları, bu yola çok önceleri baş koymuşlardı. Daha dünür meselesi yokken, Bayraktar İHA vardı. Ve ülkemizin son yıllarda göğsünü kabartan en önemli teknolojik ürünü oldu. Moral aşıladı, gençleri motive etti. Daha önemlisi, terörle mücadelenin en önemli öğesi haline geldi. Bu sebeple de CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun saçma sapan eleştirilerine muhatap oldu.

        Fakat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok iyi bildiği, ziyaret edip övgülerle bahsettiği Bayraktar İHA’lar için kullandığı ifadeleri, nasıl bir mantıkla sarf ettiğine anlam vermek mümkün değil. Tanrıkulu ile Kılıçdaroğlu’nun aynı noktada buluşması ise ilginç bir durum. CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu da geçen yıl soru önergesi vererek, TSK envanterine giren 12 İHA’nın devlete maliyetini sormuştu. Bayraktar İHA’lar için ödenen rakam, İsrail’in 10 Heron’u için ödenen 250 milyon doların beşte bir fiyatıydı. Toplam 12 adet Bayraktar TB2 İHA için yaklaşık 47 milyon dolar para ödendiği Savunma Sanayi Müsteşarlığı kayıtlarında var. Var, ama kim bakacak?

        Öte yandan Bayraktar İHA’lar, AK Parti hükümeti döneminde bin bir zorluklarla, sivil ve askeri bürokrasinin ayak oyunlarıyla geciktirildi. En başında daha ihale aşamasında başladı bu oyunlar. Çeşitli katakulliler çevrilerek, Baykar Makine’nin kazandığı 24 adetlik İHA ihalesi, birilerinin devreye girmesiyle, “12 adedi katapulttan atılacak İHA olmalı” denerek yarıya indirildi. Hâlâ o birileri, katapulttan atılacak 12 adet İHA’yı yapıp teslim etmiş değil. Ayrıca ihale kazanıldıktan sonra da sözleşme imzalanması 2 yıl geciktirildi. Teslimi ve ödemelerinde de mantıksız gecikmeler yaşatıldı.

        Şimdi ise siyasi rekabet adına, milli bir projeye, ülkenin her kesimiyle üzerinde titremesi ve siyaset üstü görmesi gereken önemli bir değere, ülkenin anamuhalefet partisi saldırıyor. Ne zaman? İHA’lar terörle mücadelede Türkiye’ye altın çağını yaşatırken. Bu işte bir tuhaflık yok mu?

        *************

        İSTANBUL’UN (ÜLKEMİZİN) ÇÖPLERİ NASIL DEĞERLENDİRİLİYOR?

        İstanbul’un taşı toprağı kadar şüphesiz çöpü de değerli, ama bunun kıymetini ne kadar bildiğimiz tartışmalı. İyi bir mahalli idareci olan Mevlüt Uysal ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı koltuğuna oturmadan yaklaşık 15 gün önce Başakşehir Belediye Başkanı görevindeyken sohbet etmiştik. Ve konumuzun önemli bir bölümü çöp meselesiydi. Başkan Uysal, çöpleri nasıl toplayıp ayrıştırdıklarını ve değerlendirmeye tabi tuttuklarını fotoğraf ve videolarla göstermişti. Ama Başakşehir’in çöpleri konusunda yeni planları da söz konusuydu. Lakin tüm İstanbul’un başkanı olunca işin boyutu da değişti. Şimdi Başkan Uysal’dan tüm İstanbul’un çöpünü kaynağında, daha evlerdeyken kâğıt, plastik, yağ, elektronik eşya, evsel atık, cam vs. şeklinde ayrıştırıp toplayacak bir sistemi ne zaman açıklayacağını merakla bekliyorum.

        Bütün gelişmiş ülkeler, çöpün toplanmasına ve değerlendirilmesine çok önem veriyor. Bunun için de sistemlerini kurmuşlar. Bizim gibi her şeyi aynı torbaya atıp, belediye araçlarıyla bir yere toplayıp ayrıştırmaya çalışmıyorlar. Mesela evsel atıkla kâğıt, plastik aynı yerde olunca çöpün değeri de düşüyor. Bunların üzerine bir de pil gibi çevreye ciddi zararı olan atıkları ekleyin. İşin vahametini düşünün!

        Pil konusu hassas, ancak Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) bu konuyla gerektiği gibi ilgilenmiyor. Mesela bu beyler, ne kadar pili piyasaya sürüyor, ne kadarını geri topluyor? Bilinmesi ve bunun için de denetlenmesi şart.

        Özetle, Başkan Mevlüt Uysal, İstanbul’un bu meselesinin çözümünde önemli bir şans, detaylarını da yakında kendisinden öğreniriz. Çünkü İstanbul’un çöpünü bu şekilde toplayıp elektrik enerjisine dönüştürmek artık makul bir iş değil.

        *************

        BAĞDAT-KERKÜK-ERBİL ÜÇGENİNDE PETROL

        Türkiye’den bir enerji heyeti, Kerkük petrolleri üzerine görüşmeler yapmak için Bağdat’a gitmiş. Zaten fazla geciktirilmeden ve sahayı tamamen İran’a bırakmadan Bağdat ve Erbil ile temasa geçmek gerekiyor. Ancak çeşitli kaynakları incelediğimde, Türk heyetinin sadece Bağdat’ta Irak Petrol Bakanlığı’nda görüşmeler yapması, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) alınganlığa sebep olmuş. Hatta yalnızlıklarını daha da artırmış gibi bir hava var. Kerkük’teki petrolün Ceyhan üzerinden dünyaya ihraç edilmesinde artık Bağdat önemli, ama Erbil’i de fazla ezmeden, ölçülü ilişkilerle devrede tutmanın uzun vadede faydası olmaz mı?

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar