Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni ekonomi yönetiminin ‘kulakların duymak istediği’ müziği çalmaları sonrasında dans da değişti.

        Türk Lirası ralli yaptı. TL varlıklar güçlü performans sergilediler. Her şey o kadar hızlı oldu ki ne olduğunu kimse anlayamadan piyasa fiyatları buraya getiriverdi bile. 1 milyar doları borsa ve bonoya toplamda swapla beraber 2-3 milyar dolardan fazla giriş sağlandı içeriye.

        Yeni yönetime büyük bir kredi açıldı. Umutlar yüksek. Ancak şimdi ne olacağı konusu muamma? TL’nin değer kaybetmesine herkes o kadar alıştı ki ilk tepki olarak döviz ve altın düştükleri yerden hemen geri alındı. Paçal yapıldı piyasa tabiri ile.

        Faiz artışı beklendiği gibi yapıldı. Bundan sonra MB’nin iletişimi oldukça kritik olacak. Elinin serbest olduğunu ve enflasyonla gerçekten mücadele edileceğini doğru kanallardan ve apaçık bir şekilde ilan etmesi gerekiyor Banka’nın. Ardından da politikasının arkasında durması. Çünkü enflasyon / büyüme tercihlerinde hep ilkinden yana tavır alınarak ikincisinin feda edildiğini gördük.

        Üstelik gerçekten böyle bir ödünleşme olmamasına rağmen. Yani enflasyondan vazgeçip sürdürülebilir bir büyüme yakalamak mümkün değil.

        Bu sebeple Hazine ve Maliye Bakanı Elvan’ın enflasyon vurgusu çok önemli. Piyasaların açtığı kredinin katmerlenmesini sağlayan unsurlardan biri de bu. Para politikasının sıkı duruşunu bakanlık by-pass ederse anlamı kalmıyor. İki cephe ortak kanaatle gelince vurgu pekişti.

        REKLAM

        Şimdi piyasada bir sakinleşme ve hazmetme olmasını beklemeliyiz. Uzun süre sonra gelen bu değişim çok kıymetli. Hakkı da verildi. Ancak söylemin yanına eylem ya da piyasa diliyle ‘uygulama’ bu filmin esas oğlanı.

        Türk Lirası ve TL varlıklar o kadar uzun süre ve o kadar çok baskı altında kaldı ki bu harekete adeta herkes susamıştı. Ancak nasıl ki Roma bir günde kurulmadıysa güven de bir günde tesis edilmeyecek. Çünkü her şeye sıfırdan başlamıyoruz aslında. Köklü bir iktidar geleneği, zayıflayan büyüme & yüksek enflasyon kompozisyonu var elimizde. Üstüne 130 milyar dolarlık satılan rezerv.

        Fikrimce şu ana kadar açılan piyasa kredisi oldukça olumlu. Harika bir başlangıç. Sözle yönlendirmenin ve kelimenin bir ağırlığı olması, bu zor zamanlarda üstelik, değerli. Çok değerli.

        Döviz ve altın toplayanlar için zorlu bir zaman başlamış olabilir. Bunu kestirmek güç. Fakat bu seçenek doğru çıkarsa yılların kolay parası artık yok demektir. 2018 sonbaharında döviz alanlar bunu çok iyi bilirler. Onlar şu an faiz farkından ötürü hala zarardalar. Madalyonun diğer yüzünde ise yaklaşık 5 yıldır bu cephede olup da kazananlar var. Yani milli parasına güvenmeyenler son yıllarda hep kazandılar.

        Bunu değiştirmek gerekiyor.

        Enflasyonu aşağı çekmek sihirli sözcük. Bir toplumu inandırmanın en iyi yolu dediğini yapmaktır. Sade. Basit...

        Şimdi mevduat faizleri yüzde 17’ye doğru yükselecekler gördüğüm kadarıyla. Kredi maliyetleri de 1-2 puan kadar. En fazla. Orada duracaklar. Fakat yüksek faiz ortamının bir süre daha sürmesini beklemek gerekiyor. Aksi, eski alışkanlıklara dönüş demektir. Zaten onun sonucunu tecrübe ettik, biliyoruz.

        REKLAM

        Elbette her şey elimizde değil. Bir de Kovid 19 gerçeği var. Şimdi salgında ikinci dalganın içindeyiz. Kısmi kapanmalar başladı. Nereye kadar varacağını tahayyül etmek güç. Çünkü verilere de hakim değiliz. Ancak Avrupa’nın hemen her ülkesi kapandı ya da sert tedbirler aldı. Biliyoruz ki iş buraya varınca üretim daha az tekliyor. Fakat hizmet sektörü büyük ölçüde sekteye uğruyor.

        Yapabileceğimiz en iyi tahmin son çeyreğin beklenenden yavaş geçeceği olabilir. Böylece yılı sıfır büyümeye yakın bitireceğiz. Ancak artan yayılım, yüksek kredi maliyetleri sebebiyle ekonomi şimdi bir ara soğuma bölgesine geçti. Gelecek yıl büyük ihtimalle son yılların en iyi büyümelerinden birine imza atacağız. Çünkü bu yıl dahil aslında yıllardır ekonomi büyümüyor.

        Hatırlatmak gerekirse, -bu yılı hükümetin yüzde 0.3 büyüme tahminini hesaba katarak- bu yılki tahmini büyüme verisi ile son 3 yılda ortalama yüzde 1.3 büyümüş olacağız. Bu bakımdan 2021 yılındaki yüzde 4 civarı büyüme kıymetli. Ancak yüksek enflasyon, yükselen borçluluk ve çalışan kesimin geride kalması sebebiyle büyüme geniş kesimlerce hissedilmeyecek diyebiliriz.

        Herkesin mutlu olabilmesi için uzun süre, daha az dalgalı bir makro büyüme ortamı gerekiyor. Üstelik büyümenin kompozisyonu iş yaratan alanlardan beslenmeli.

        Sözün özü, uzun vadeli bir plan çıkarmak için elde yeterli veri yok. Yeni dönemle kast edilen nedir, nasıl bir uygulama olacak bilmiyoruz. Ancak açıklamalar oldukça olumlu. Reform kelimesinin yeniden kendine sohbetlerde yer bulabilmesi değerli. Gerçek ötesinden kopup gerçeğe dönüşümüz mühim olay. Kredi bu yüzden açıldı. Gerçekle yüzleşildiği için.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar